VARMIŞ GİBİ YUTTURULAN PLEIADES KONSEYİ
Güler misiniz, ağlar mısınız?..Birileri, bu olmayıp ta varmış gibi görünen, "Uzay Yolu" , "Star-Wars" , "Galactica" gibi filimlerden esen rüzgârlara kapılanların uydurduğu PLEİADES KONSEYİ'ni şöyle tanıtmışlar (Aman, gerçek filân sanmayın):
- "Pleiades Konseyi; 4,5 milyon yıl önce kurulmuş;
yaklaşık 200 bin yıldız sistemi
üyesi olan Samanyolu Galaksisi Yönetim Birliği'dir.
14 Bölgesel Konseyliğe ayrılır. Dünya, 5 mart 1993'de
tam üyeliğe kabul edilmiştir."
- "Ana Galaktik Federasyon Konseyi Vega yıldızındadır.
Dünya, 14 Bölgesel Konseylik'ten biri olan Sirius Bölgesel Konseyi'ne
katılacaktır,
bir vakte kadar... Bu bölgesel konsey de Pleiades Yıldız İttifakı
içinde yer alır."
Bu kişi Dünyâ'nın bu olmayıp ta varmış gibi yutturulan konseye 1993'de kabul edildiğini öne sürerken, başka birileri de "daha alınmadık" diye sebep sıralıyor:
"Dünya gezegeninin henüz kabul edilmediği federasyon...
Sözde Ermeni soykırım tasarısı, alt-üst kimlik sorunu, Kıbrıs meselesi,
türban yasağı gibi sorunlar yüzünden oluyor bunlar..."
Gördünüz mü?.. Hıristiyan Batı Âlemi'nin Türkiye'yi köşeye kıstırmak için öne sürdüğü, aslı-faslı olmayan meseleler, meğer bizim gezegenin Pleiades Yıldız İttifakı'na katılmamızı önlüyormuş!.. Tüh tüh tüh!. Vah vah vah!.. Ama daha bitmedi. Arkası var... Dalga geçiyorlar:
- "En büyük rakibi NGC 4414 Sosyalist Cumhuriyetler Birliği olmak üzere,
Evren'deki Dört Süpergüç'ten bir tânesidir Samanyolu Galaktik Federasyonu...
şu sıralar ciddi bir silâhlanma yarışı yaşanmakta...
NGC 4414 Galaksisi
son icadları olan "paradoksal ters iyonize lazer akımı jeneratörü' ile
-ki, kendisi aynı zamanda bütün galaksiler arasındaki en buyuk mutfak robotu
olma
ozelligindedir- şu sıralar Galaktik Federasyon'umuzu biraz korkutmaktadır.
Sanırım, bildiğim kadarıyla, Siriuslular 1998 yazında (evet, sanırım, târihi
doğru hatırlıyorum)
Dünya gezegenindeki büyükelçilikleri olan Sirius UFO Uzay
Bilimleri Araştırma Merkezi
vâsıtası ile ortak bir silâh geliştirme projesi
konusunda bize başvurmuşlardı da,
nasıl olay olmuştu gazetelerde."
"Sırada aday yıldız sistemleri arasında Keptonialılar, Mangetaylar,
Ryukendhalsimblancahondalar, Trrk-şlaalar ve (pek tabii Dünya dillerinde telâffuzu
mümkün olmayan, ancak kendi verdiğimiz kod isimleriylen andığımız) kukuletalılar
bulunmaktadır
ve bunların da Federasyon'a girmesi '2015 târihinde mümkün olacak'
denilmektedir.
Bu nedenle de şu sıralar 'Samanyolu'nun sınırları nerede bitiyor?'
tartışmaları önem kazanmıştır."
"Yakın komşumuz Andromeda Galaktik Federasyonu ise, 1 milyon yıl önce
bir 'ekonomik birlik' olarak kurulmuş olsa da, günümüzde gâyet güçlü
ve oturaklı bir federasyon olmuştur. Şu sıralar Samanyolu, 'Siyah Akım Boru
Hattı'nı
kullanarak bu galaksiye verdiği elektronların fiyatını dört misline
çıkardığı için
iki galaksi arasında bir kriz çıkmış olsa da, fiyatın düşürülmesi
ile kriz aşılmıştır."
"Ancak bütün galaksilerde başarılı bir federasyon yoktur.
Örneğin bizim galaksimizden 1.579.879.518.197.661.443,12e ışık yılı uzaklıktaki
Aefjlajksdl Federasyonu, tam 750.000 yıldır süren bir iç savaş ile
çalkalanmaktadır."
"Benzer bir şekilde, bizden 59.587.112.549.238 ışık yılı uzaklıktaki !@#%#
Galaksisi ise,
gocmen Grumpk-zuu Uzay Sülükleri'nde görülen ve medenî ırklara
bulaşabilen
'Ggrumpk-zuu Uzay Sülüğü Gribi' nedeniyle, bundan 340.000 sene önce
karantina
altına alınmış, galaksiye giriş-çıkışlar yasaklanmış ve hâlen daha
karantina altında olan
galaksideki federasyon, dış ticâretin de olmesi ile
birlikte en büyük gelir kaynağı olan
Spopartanium minerali ihracatından gelen
geliri de kaybettiği için iç savaşa sürüklenmiştir."
"Bir de 'copy-paste'in ustasıyım, gözlerinin hastasıyım' diyip
İntergalacticnet'den yaptığım bir araştırmadan aktarmam gerekirse:
'ahga aoyt meaatha aakuutu lulumezop piramey gof pih kantaoao 12 menenj 88216
fifim".
(bkz: Arkofemzekliler'in köpeğiyim, ondan Arkofemoa konusuyorum)
(tabii bkz olmadı, ancak anladınız siz) Arkofemoa bilmeyenlerimiz de olabilir,
hemen çevireyim: '12. Çağın 88216. yılının ilk günü itibâriyle
(Dünya târihi ile 1 ocak 2006), Paralel Evrenler'e geçiş, Birleşmiş Galaktik
federasyonları Bildirgesi
ile yasaklanmıştır.' Ancak bu olayın, Genel Sekreter
Tisss Fremzopi'nin oğlunun
'iyon karşılığı uranyum' projesinden düdüklediği
paraları gündemden düşürmek için
atılmış bir adım olduğunu düşünüyorum,
tabii yorum size kalmış. Zirâ kendisi de,
hatırlarsanız, bundan 4 sene önce
komşumuz Andromeda Galaktik Federasyonu'nda
paparazziler tarafindan bir
itsevart dişisinin sağ vantuzunu emerken yakalanmıştı..."
(kaynak:http://gww.prohzen.kik/fireykoeh/05523bz/naber.jpg)
- "Aslında
Alfa Centauri'den girsek bi haftada Sirius'tayız,
ne diye yırtıyoruz ki, katılıcaz diye? Topunu alalım geçsin."
- "İşık hızı ile yolculuk yapabilenler ve ışık hızı ile yolculuk yapamayanlar
olarak
iki ayrı kategori içerisinde değerlendirilen federasyondur. Işık hızı
ile yolculuk yapabilenler
zaman zaman ışık hızı ile yolculuk yapamayan gezegenlere
şöyle bir görünüp kaçarlar.
Bunun herhangi bir felsefî amacı yoktur, tamâmıyle
eğlence amaçlıdır. Işık hızıyla
yolculuk yapamayan medeniyetler ise 'aha, yine
geldi ibneler' deyip kıskançlık krizine girerler.
Kardeşim, kıskanacağına
adamların -adam mı?- teknolojilerinden feyz al!
Öğretilerinden faydalan da, sen
de yap bu tip yolculuklardan!
Kıskanmayla, hasetle olmaz bu işler! Neticede aynı
federasyona bağlısınız.
Bi' güzellik yapacaklarına, bilgilerini sizlerle
-tamamı olmasa da- paylaşacaklarına eminim."
- "Federasyon ne lan!.. Galaksinin üniter bütünlüğüne göz diken
bu reptilianların Allah belâlarını versin!"
İşte böyle... Bir yanda olmayan federasyonlara, konseylere inananlar, öte yanda bununla dalga geçenler... Bir de biz varız... Şimdi tâ tepeden başlıyarak yazıda geçen astronomik ifâdeleri ele alalım... Kimse bunu yapmamış...
Güneş Sistemi'ni de barındıran SAMANYOLU GÖKADASI (galaksi), çubuklu sarmal tipi bir galaksidir. Yaklaşık 200 milyar yıldız içerir. Çapı 100 bin ışık yılı, kalınlığı yaklaşık bin ışık yılıdır. Güneş, Samanyolu Galaksisi'nin merkezine yaklaşık 26 bin ışık yılı uzaklıktadır. Güneş, Samanyolu'nun oldukça tenha bir bölgesinde yer almaktadır. Galaksinin merkezindeki yıldızlar birbirine çok daha yakın ve yoğundur. Güneş ve Güneş sistemi, Samanyolu'nun merkezi etrafında dönmektedir. Bu dönüşünü yaklaşık 220 milyon yılda tamamlar.
Samanyolu Galaksisi saatte 2,26 milyon km hızla, 652 milyon ışık yılı uzaktaki gizemli bir noktaya doğru çekiliyor. Üstelik bu nokta galaksimizle birlikte 100 bin başka galaksiyi de kendine çekiyor. Aslında bilim insanları 1980'lerin başından beri Samanyolu'nun bizden 100 milyon ışık yılı uzakta bulunan Virgo üst galaksi kümesine doğru hareket ettiğini biliyordu. Ancak, yapılan araştırmalar, Evren'deki 10 milyon Üst Galaksi Kümesi'nden biri olan Virgo'nun da Dünyâ'dan 250 milyon ışık yılı uzaktaki dev bir yerçekimi merkezine doğru hareket ettiğini ortaya koydu. Uzayın haritasını çıkaran gökbilimciler, bu yerçekimi merkezine BÜYÜK ÇEKİCİ adını verdiler.
Bilim insanları, Samanyolu Galaksisi ile diğer galaksilerdeki yıldızları bir
arada tutan ek yerçekimini sağlayan "görünmez karanlık madde"nin varlığını,
ilk kez Virgo Üst Galaksi Kümesi'nde tespit ettiler.
Virgo Üst Galaksi Kümesi'nde
ise her görünen yıldız kütlesine karşı 300 görünmez madde kütlesi var. Görünen
kütle ile görünmeyen (karanlık) kütle arasındaki farkı gezegenler ve kara delikler
gibi ışık saçmayan cisimlerle açıklayamadılar. Böylece Samanyolu Galaksisi ile
diğer galaksileri bir arada tutan "görünmez karanlık madde" fikri ortaya çıktı.
(Alıntı: https://khosann.com/samanyolu-galaksisi-saniyede-630-km-hizla-nereye-gidiyor/)
Samanyolu Galaksisi hakkında bu kadar bilgi yeter. Sonra ne geliyor?.. VEGA YILDIZI... Yaydığı parlak mâvi ışıkla, yaz gecelerinin en parlak gökcisimlerinden biri olan VEGA, yaklaşık 25 ışık yılı uzaklığı ile bize oldukça yakın bir yıldızdır. Yaz üçgeni'ni oluşturan 3 yıldız arasında, üçgenin en üst köşesindeki yıldız olarak onu görebilirsiniz.
VEGA'nın fazla olan kütlesi, çekirdeğindeki hidrojeni daha hızlı ve yüksek miktarda yakmasına yol açtığı için, yüzey sıcaklığı Güneş'in iki katına yakın, yaklaşık 9.400 santigrat derece... Çapı da Güneş'in iki katından fazla, yaklaşık 3,4 milyon km kadar... Tüm bu büyüklük değerlerine bağlı olarak, yaydığı ışık ve enerji de Güneş'in 35 katından fazla... İyi mi?.. Hadi bakalım, "orada Uzaylılar var," deyin!.. Olsa olsa "harlı kavurucu ateşten yaratılmış" (Hicr Sûresi, 27. Âyet) Cinler vardır.
Tüm A sınıfı yıldızlar gibi (Güneş G sınıfıdır) VEGA da pek uzun ömürlü değil. Bu tip yıldızların yaşam süreleri 300 milyon ilâ 1 milyar yıl arasında değişiyor. Kıyas yapmanız için söyleyelim: VEGA'dan daha küçük kütleli olan Güneş benzeri G sınıfı yıldızlar yaklaşık 10-12 milyar yıl, K sınıfı yıldızlar 20-50 milyar yıl, M sınıfı yıldızlar ise 60 milyar ile 1 trilyon yıl arasında ömre sâhipler.
Vega'nın şu anda yaklaşık 450 milyon yıl yaşında olduğu hesaplanıyor. Kütlesiyle orantıladığımızda, önümüzdeki 50 ilâ 250 milyon yıl içinde çekirdeğindeki hidrojeni tüketerek helyum yakmaya başlayacağı ve bir kırmızı dev yıldıza dönüşeceği tahmin ediliyor. Bu da, Vega'nın şu anda gördüğümüz en parlak yıldız olan Sirius'tan bile çok daha parlak hâle geleceğinin göstergesi. Ama bunun olmasına daha milyonlarca yıl var.
9.400 santigrat derecede kor ateş olan bu yıldız, Ana Galaktik Federasyon
Konseyi'nin merkezi falan değil ama; insanları ilgilendiren ilginç bir özelliği
var. Dünyâ'nın eksenindeki 26.000 yıllık "salınım" döngüsü nedeniyle, bir zamanlar,
yâni atalarımızın mamut avladığı dönemlerde "Kutup Yıldızı"nın bulunduğu konumdaydı.
Yaklaşık 11.000 yıl sonra salınım döngüsü tekrar başa dönerken, VEGA yıldızı da
farkedemeyeceğimiz kadar yavaşça kayarak Polaris'in yerine Kutup Yıldızı hâline
gelecek!
(Alıntı: https://www.kozmikanafor.com/vega/)
SİRİUS'u iki- üç kere yazdık. Tekrarlamıyalım. Lûtfen o sayfalara bakın. Sâdece temel bilgi verelim: Sirius A, yaklaşık iki Güneş kütlesinde, Güneş'in çap olarak yaklaşık 1.7 katı büyüklükte, delidolu bir yıldızdır ve ömrünü tamamlamasına sadece 500-600 milyon yıl kadar kalmıştır. 9 bin santigrat dereceyi aşan yüzey sıcaklığıyla, Güneş'ten 25 kat daha fazla enerji yayar. Beyaz bir cüce olan B yıldızı teleskoplarla görüntülenebilir. Şu anki kütlesi Güneş'in yaklaşık %97'si kadardır. Yüzey sıcaklığı ise yaklaşık 25 bin santigrat derecedir, yani Güneş'ten çok çok fazladır. Ancak, nedereyse Güneş kütlesine sâhip olmasına ve böylesi büyük bir yüzey sıcaklığı ile çok parlak olsa da, yaydığı toplam ışınım günü Güneş'in sâdece 0,0024'ü kadardır. Çünkü, bir beyaz cüce olduğu için çapı neredeyse Dünya kadar küçüktür. Yâni, ne Sirius A'da, ne de Sirius B'de, her ikisi de ateş topu olduğu için "harlı kavurucu ateşten yaratılmış" (Hicr Sûresi, 27. Âyet) Cinler'den başka yaşayan olması mümkün değildir..
Geldik Pleiades Yıldız Kümesi'ne... Bu bizde Ülker yıldız kümesi, veya Süreyya diye bilinir. Daha pek çok isimle anılırlar: Yedi Kandilli Süreyya, Bahar Bâkireleri, Yedi Kızkardeşler, Güvercin Sürüsü, Krittika, Kimah, Tavuklar, Denizcinin Yıldızları ve hatta Atlantisli Kızkardeşler... Yunan Mitolojisi'ne göre, titanlardan Atlas ve deniz perisi (Nemfi) Pleione'nin yedi kızıdır onlar... Artemis'in arkadaşlarıdır. Çok güzel kızlardı ve bu yüzden Yunan tanrıları onları zevce seçmek için birbiriyle yarışırdı. En küçük kardeş Merope dışında hepsi tanrılara karı olmuştur. Poseidon ile evlenen Celoene ve Alcyone aynı zamanda "Atlantisliler'in anneleri" diye bilinir. Çünkü UFO'cular, Dünyâ'ya geldiğine inandıkları Pleiadesliler'in Yeryüzü'nde insan türleri ile çiftleşerek, soylarından Atlantisliler'in türediği iddia ederler.
Bizden 444 ışık yılı uzaklıktaki Ülker Yıldızlar Kümesi, yaklaşık 100 milyon yaşındadır. Yâni 4,5 milyar yaşında olduğu tahmin edilen Dünyâmızın yaşına göre, yeni doğmuş sayılabilecek bir bebektir. Ancak bu genç kümenin içinde 3.000 civârında yıldız vardır. Dünyâmızdan çok sonra yaratılmış olan Ülker Yıldız Kümesi'nin 3.000 yıldızından hangisinde bizden ileri ne gibi bir medeniyet gelişti de, Pleiadesliler kalkıp Dünyâ'ya geldiler de, Atlantis'i kurdular da, sonra nasıl yok oldular, bilinmez... Ama biz hâlâ orada 4,5 milyon yıl önce kurulmuş Pleiades Konseyi'nden alınan bir "tebliğ"i size nakletmek istiyoruz... Tabii yerseniz!..
Siz bir bakın... Artık iyice öğrenmiş olduğunuz metotla bu "tebliğ" bozuntusu inceleyin. Sonra birlikte üzerinde çalışırız.
Christine Day Medyumluğu ile Pleiadesliler'den... Artık "mesaj" mı dersiniz,
" akış" mı, "tebliğ" mi, size kalmış
Celse Târihi: 15 Eylül 2015
- "Sevgililer, sizi selamlıyoruz."
"Bu zamanda gezegeninize demirlenen eylemdeki Mesih Enerjisi'nin kutsal
hizalanmaları
vâsıtası ile size ifşâ edilen çok şey var. Bu saf enerji kuvveti,
alıcılığın
yeni seviyelerine açılmaya başlamak için her birinize yardımcı olmak
için
kendi kendine yeniden dirilişin dönüştürücü enerjilerini taşır.
Bu, bu zamanda kendi insan yanınızı görme şeklinizi, kendinizle ilişkinizi
dönüştürmeyi
nasıl seçtiğinizi değiştirme zamanınızdır. "Mesih Enerjisi" kendi
yeniden dirilişinizi destekler, öğrenmek için kendiniz için yarattığınız geçmiş
deneyimlerden gelen tutunduğunuz her şeyi çok daha kolayca salıvermenizi sağlar.
Kendini yargılamanın ötesine ilerlemenin ve Dünya plânınızda yaşamak ve
deneyimlemek için cesârete sâhip olduğunuz herşey için kendini kabullenmenin
yeni yoluna başlamanın zamanıdır. Istırâbın ötesine ilerlemenin ve zamanda
her anda
yapabileceğiniz en iyisini yapmış olmanızın bilişinin basit gerçeğine
açılmanızın zamanıdır.
Bu, geçmişten gelen benliğinizin içindeki ayrılığı
sonlandırmaya başlar
ve deneyimlemiş olduğunuz herşey için sevgi ve şefkat ile
insan yanınızı taşımaya
başlayabilirsiniz. Bu kendi kendinize yeniden diriliş
sürecinizdir. Bu kendini sevme eylemidir.
Benliğinizin içindeki ayrılığı sona erdirmek aydınlanma sürecinizin gerekli
adımıdır.
Sizler dönüşürken ve kâlp merkeziniz vâsıtasıyla benliğinizin yüksek
âlem
saf kaynak enerjisine geri uyumlanmaya başlarken, her birinize tanık
oluyoruz."
"Şu anda Dünya plânında açılmakta olan yeni enerji ızgara sistemlerini yönetmek
için buradayız.
Sonraki geçiş adımlarınızı desteklemek için Dünya plânınıza
giren enerjisel
akış hatlarının yeni kalıpları var. Eylül ayının son haftasında
gezegene yeni bir boyutsal enerji
demirlemesi olacak, bu her birinizi enerjisel
yapınızın yeni aşamasına açılmanız için destekleyecek.
Bu enerji sizler 3'üncü boyut realitesinin ötesinde zamansız Uzay'a erişim sağlayacak.
Bu enerji 3'üncü boyut zaman kısıtlamaları olmadan deneyimlerden ilerleyebilmenizi
destekleyecek,
çünkü gerçekte zaman diye bir şey yok. Bu boyutsal açılışlar,
bu zaman çizgilerine
erişim noktalarını açacak olan kâlp alanınızda yeni
enerjisel değişimlere bağlanacak.
Bildiğinizi düşündüğünüz herşeyi, gerçek olarak taşıdığınız tüm inanç
sistemlerini bırakmanız zorunludur.
Siz salıverirken, sistemlerinizin yeniden
tasarlanması gerçekleşiyor olacak.
Enerji alanınıza ve bedeninizin hücrelerine
uyumlanmak için yüksek âlem enerjilerinizin
enerjisel transferinin gerçekleşmesi
için sistemlerinizin yeniden ayarlanmasına gereksiniminiz var.
Bu yeniden
ayarlanma gerçekleşirken, eğer doğası otantik ise,
salıverdiğiniz o gerçekler
geri dönecektir."
"Sürecinize ve kâlbinizde var olan bütünlüğün derinliğine güvenebilirsiniz."
Kutsamalar,"
Pleiadesliler"
(http://galaktikfederasyon.blogspot.com/2015/09/pleiadeslilerden-mesaj.html)
(Çeviri: Saffet Güler)
Bu uyduruk Mesaj'ı okuyup inananlar, dinle-imanla bir alâkaları olmadığı için, muhtemelen bilmezler; MESİH, HZ. İSÂ'DIR... Yahudiler MESİH'e inanırlar, beklerler, ama Hz. İsâ'yı MESİH kabul etmemiş, öldürmüşlerdir. Hıristiyanlar İSÂ MESİH'e inanırlar, babasız doğduğu için yanlış yorumlayıp Tanrı'nın Oğlu ve Üç Tanrı'dan biri olarak kabul ederler. Çarmıhta öldüğüne, sonra dirilip göğe çekildiğine, bir gün tekrar geri döneceğine inanırlar. Müslümanlar, KUR'AN'daki MESİH âyetlerine dayanarak Hz. İsâ'yı "Meryem oğlu İsâ Mesih" ve Peygamber kabul ederler:
- "Melekler şöyle demişti: "Ey Meryem! Allah sana
Kendisinden bir kelimeyi müjdeliyor ki, adı Meryem oğlu İsa Mesih'dir;
Dünyâ'da da Âhiret'te de itibarlı, aynı zamanda Allah'a çok yakınlardandır."
(Âl-i İmran Sûresi, 45. Âyet)
İsâ Mesih insandır, ALLAH'ın oğlu değildir, Meryem'in oğlu'dur.
- "...Bir de 'Biz Allah'ın Peygamberi Meryem oğlu İsa
Mesih'i öldürdük' demeleridir.
Oysa onu ne öldürdüler, ne de astılar. Fakat
onlara öyle gösterildi.
Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, ondan yana tam
bir kuşku içindedirler.
O hususta bir bilgileri yoktur. Sâdece zanna uyuyorlar.
Onu kesinlikle öldürmediler."
(Nisâ Sûresi, 157. Âyet)
Ancak Müslümanlar'ın da din âlimlerinin bir kısmına uyarak yanıldıkları bir husus vardır. Bilhassa yeni Müslüman olmuş Hıristiyanlar'ın etkisinde kalarak Hz. İsâ'nın çarmıhta ölmediği, onun yerine bir başkasının çarmıha gerildiği iddiası yaygındır. Halbuki, bakın, ALLAH bu konuda son derece açık olarak ne demiş KUR'AN'da:
- "Hani Allah şöyle demişti; 'Ey İsa, ben senin
canını alacak,
(sonra) Katıma yükseltecek ve (sonra) kâfirlerin iftirâlarından
arındıracağım."
(Bakara Sûresi, 55. Âyet)
Demek ki ALLAH Hz. İsâ'yı önce vefat ettirecek, SONRA Kat'ına yükseltecek (göğe değil), SONRA kâfirlerin "Allah'ın Oğlu" iftirâlarından arındıracak, KUR'AN âyetleriyle...
Peki, Nisâ Sûresi'ndeki "onu öldürmediler" kısmı ne oluyor?.. Bir çelişki değil mi?.. Hayır, değil!.. Hz. İsâ'nın durumu ALLAH yolunda öldürülen şehitlerin durumu ile aynı:
- "Allah yolunda öldürülenlere de ölü demeyin!
Onlar diridir ama siz anlamazsınız."
(Bakara Sûresi, 154. Âyet)
E, Hz. İsâ da ALLAH yolunda öldürülmedi mi?.. Onun için one gerçekte öldüremediler, o diridir!.. Şehitler gibi!.. Anlamasak ta!..
- "Ey Kitab Ehli! Dininizde taşkınlık etmeyin
ve Allah hakkında ancak doğru olanı söyleyin!
Meryem oğlu İsa Mesih,
sâdece Allah'ın elçisi,
Meryem'e atmış olduğu kelimesi ve O'ndan bir Ruh'tur.
Allah'a ve Peygamberlerine inanın (Allah) üçtür demeyin.
Kendi yararınız için buna son verin. Muhakkak ki Allah TEK bir ilâhtır.
O, çocuk sâhibi olmaktan yüce (münezzeh)dir. Göklerdeki
ve yerdekilerin hepsi O'nundur. Vekil olarak Allah yeter."
(Nisâ Sûresi, 171. Âyet)
- "Hiçbir zaman Mesih de Allah'ın bir kulu olmaktan
çekinmez,
Allah'a yakın Melekler de... Kim O'na kulluk etmekten çekinir
ve büyüklük taslarsa bilsin ki O, onların hepsini Huzûruna toplayacaktır."
(Nisâ Sûresi, 172. Âyet)
- "Muhakkak ki, 'Allah, ancak Meryemoğlu İsa Mesih'tir'
diyenler
kâfir olmuşlardır. (Onlara) de ki: 'Allah, Meryemoğlu İsa Mesih'i,
anasını ve bütün Yeryüzündekiler'i helâk etmek istese, O'na kim engel olabilir?'
Gökler'in, Yer'in ve ikisi arasındakilerin mülkiyeti sâdece Allah'a âittir.
O, dilediğini yaratır. Allah, her şeye kaadirdir."
(Mâide Sûresi, 17. Âyet)
- "Andolsun, 'Allah, Meryem'in oğlu Mesih'tir' diyenler
elbette kâfir olmuşlardır. Oysa Mesih onlara: 'Ey İsrailoğulları, hem benim,
hem de sizin Rabbiniz olan Allah'a ibâdet edin. Kim Allah'a ortak koşarsa,
şüphesiz Allah ona Cennet'i haram kılmıştır ve onun varacağı yer Cehenem'dir.
Zâlimlerin yardımcıları da yoktur' demişti."
(Mâide Sûresi, 72. Âyet)
- "Meryem'in oğlu Mesih sâdece bir Peygamber'dir.
Ondan önce de Peygamberler gelip geçmiştir. Anası da dosdoğru bir kadındır.
Her ikisi de yemek yerlerdi. Bak onlara âyetleri nasıl açıklıyoruz.
Sonra yine bak nasıl yüz çeviriyorlar!"
(Mâide Sûresi, 75. Âyet)
- "Yahudiler, 'Uzeyir Allah'ın oğlu' dediler,
Hıristiyanlar da 'Mesih Allah'ın oğlu', dediler.
Bu onların kendi ağızlarıyla uydurdukları sözlerdir.
Daha önce inkâra sapmış olanların sözlerine benzetiyorlar.
Allah onları kahretsin! Nasıl da saptırıyorlar!"
(Tevbe Sûresi, 30. Âyet)
- "Onlar, Allah'dan başka bilginlerini ve râhiplerini
de kendilerine Rab edindiler,
Meryem oğlu Mesih'i de... Oysa onlar bir olan
Allah'a ibâdet etmekle emrolunmuşlardı.
Allah'dan başka hiçbir ilâh yoktur.
O, müşriklerin ortak koştuğu şeylerden de münezzehtir."
(Tevbe Sûresi, 31. Âyet)
Peki, bunları niye yazdık?.. Çünkü bu Ülker Yıldız Kümesi'nden gelen (!) Varlık, Hıristiyan gibi konuşuyor!.. Hıristiyan Medyum ağzından, Hıristiyan Dinleyiciler'e "Mesih Enerjisi" vaadediyor!.. Üstelik "Mesih Enerjisi hizâlanmaları" diye zırva bir tâbir kullanmış, enerji nasıl hizâya gelir?.. Asker mi bu, Başçavuş "Hizâyaaa gel!" deyince sıraya dizilsin?.. Yetmedi, bu Mesih Enerjisi Varlığın Ülker Yıldız Kümesi'ndeki 3.000 yıldızdan birisi olan gezegenine demir atmış!.. Daha doğrusu "gezegende demirlenen eylemdeki Mesih Enerjisi" imiş... Hangi eylem?.. Bir anlayabilsek!..
Mesih Enerjisi, "kendi kendine yeniden dirilişin dönüştürücü enerjilerini taşır"mış... "Kendin kendine" ne demek?.. "kendi kendine yeniden diriliş", Âhıret'teki diriliş mi, nedir?.. "Yeniden dirilişin dönüştürücü enerjileri" ne oluyor?.. Ne dönüşüyor, neye dönüşüyor?.. Mesih Enerjisi de bu dönüştürücü enerjileri taşıyormuş.. Enerji, enerjileri taşıyor. Bir şey anladınız mı?..
Şimdi sâdece bir cümle nakledeceğim, bakalım, içinden çıkabilecek misiniz?.. "Bu, bu zamanda kendi insan yanınızı görme şeklinizi, kendinizle ilişkinizi dönüştürmeyi nasıl seçtiğinizi değiştirme zamanınız" imiş... "Bu" dediği ne?.. Bir önceki cümleye bağlı olduğuna göre, Mesih Enerjisi... "Mesih Enerjisi kendi insan yanınızı görme şeklinizi değiştirme zamanı" imiş... Valla ben demiyorum, Pleiades Konseyi diyor... Sonra "Mesih Enerjisi kendinizle ilişkinizi dönüştürmeyi nasıl seçtiğinizi değiştirme zamanı" imiş... Bir daha okuyun, başka bir anlam çıkıyor mu?.. Daha doğrusu bu anlamsızlıktan başka birşey bulabiliyor musunuz?.. Bir tek cümleye bu kadar zırvayı sığdırabilmek te bir kaabiliyettir. Hani, adam demiş ya, "Bu kadar câhillik ancak tahsil ile olur" diye... Bu kadar zırva ancak Sahte Uzaylılar'dan gelir!..
Bir cümle daha alalım: "Mesih Enerjisi, kendi yeniden dirilişinizi destekler,
öğrenmek için kendiniz için yarattığınız geçmiş deneyimlerden gelen tutunduğunuz
her şeyi çok daha kolayca salıvermenizi sağlar"mış... Diriliş kısmını verdik,
"Öğrenmek için, kendiniz için yarattığınız geçmiş deneyimler gelen tutunduğunuz
herşey" ne ola ki?.. "Öğrenmek için geçmiş deneyimler" hani "Tekâmülünüzü sağlayan
geçmiş deneyimler" olsa, mantıklı ve anlamlı olurdu. Ama öyle değil. Üstelik
"kendiniz için yarattığınız geçmiş deneyimler" bunlar... Yâni "Ben bugün ne deneyim
yaratayım kendim için?" demişsiniz... "Bu deneyimlerden gelen tutunduğunuz şeyler"
varmış... Tecrübenin neyine tutunursunuz?.. "Mesih Enerjisi, bu tutunduğunuz şeyleri
kolayca salıvermenizi sağlar"mış... Anlamaya çalışalım... Acı tecrübeler travma
yaratır. Yâni geçmişin unutamadığınız, silemediğiniz tesirleri olur bugünün üzerinde.
Geçmişe takılıp kalmak Tekâmül'ü engeller, yavaşlatır. Bundan kurtulmak gerekir. Mesih
Enerjisi, geçmişten tutunduğunuz herşeyi salıvermenizi, yâni bu travmalardan
kurtulmanızı sağlıyormuş... Biz böyle düzeltince cümlenin az-biraz anlamı oluyor ama,
yetmez. Çünkü Tekâmül ancak kendi amellerinizle mümkün. Yâni ancak kendi gayretinizle,
kendi yaptıklarınızla olgunlaşabilirsiniz. Bir hastaya bile doktor, "kendi isterse
iyileşebileceğini" söyler. Bir yerlerden Mesih Enerjisi gelip sizin geçmiş
tecrübelerinizin izlerini silmez. Siz bunu kendiniz yapmak durumundasınız. Birilerin
tavsiyeleri size yol gösterebilir ama, sizin yerinize bir başkası veya böyle hayâlî
bir enerji bunu yapamaz!.. Bu ancak Hıristiyan bir Medyum'a gelen Vasat-altı bir
Varlığın 444 ışık yılı öteden geldiğini iddia edip Hıristiyan Dinleyiciler'i Mesih
ile aldatması ve kendi dinini bilmeyen Müslüman Türkler'in bu furyaya kapılmasından
başka bir şey değildir.
Kısacası, bu kadarcık bir tahlil, bu kadarcık bir tetkik bile bize gösteriyor ki,
saf Hıristiyanlar'a yönelik bu safsataların biz Türkiye'de doğmuş Müslümanlar'a
vereceği birşey yok!.. Ama siz incelemeye devam edin!.. Bakın, neler bulacaksınız!..
Alın bir "tebliğ" daha...
Maria Bertram kanalıyla
Medyum- Bu kocaman, ışıltılı bir gülümsemesi olan insan benzeri bir adam...
Medyum sözde Pleiadesli Uzaylı Varlığı târif ediyor... Saçları kulaklarına kadar
iniyormuş... Demek ki kulakları var ve ayrı bir târif yapmadığına göre bizimkilere
benziyor... Derisi parlakmış... Aurasında dişil enerji varmış... Erkek enerjisi ile
dişi enerjisi nasıl ayrılıyor, ben bilmiyorum. Körlere sormalı... Onlar acaba
karşılarına gelen kişinin erkek mi, kadın mı olduğunu enerjilerinden anlıyabiliyorlar
mı?.. Floresan gibi Varlık yoğun sevgi yayıyormuş... Adı da kolaymış: Kaleidos...
Yunanlı veya Lâtin adı gibi... Bakalım, konuşup neler yumurtlamış:
Varlık- Biz Pleiades Konseyi'ne âitiz. Bu Pleiades'in içinde ve etrafında yaşayan,
444 ışık yılı uzaklıktaki henüz 100 milyon yaşında olan Ülker Yıldızlar Kümesi'nde
3.000 civârında yıldız vardır. 4,5 milyon yıl önce kurmuşlar Pleiades
Konseyi'ni ve vakit kaybetmeden Galaktik Federasyon'a katılmışlar... Bizim Dünyâmız
ve Güneş Sistemi'miz 4,5 milyar yaşında ama ne bir Konsey kurmuşuz, ne de Galaktik
bir Federasyon'a üye olabilmişiz... Geriyiz, geri!..
Konsey'de bir çok farklı uygarlık varmış... Bu uygarlıklara mensup Varlıklar
insanlığın doğumundan itibâren bizimle berâber imişler. Hatta Dünyâ'nın bir ateş topu
olarak doğmasıyla birlikte Dünya ile irtibâta geçmişler. Hattâ bizlerle âile bağları
bile kurmuşlar. Aralarında kirveler, sâdıçlar, dünürler, bacanaklar varmış. Bize
kız verip, kız almışlar... Bizim komşu kızı bana hep bir Uzaylı gibi görünürdü,
şimdi anlıyorum, Pleiades'in 3.000 yıldızından birine mensup galiba...
Öyle de, 4,5 milyar yıl önce doğmuş olan Dünyâ'yı, 100 milyon yıl önce, yâni ondan çok sonra
doğmuş olan Pleiades Yıldız Kümesi'ndekiler nasıl tâkip eder, nasıl birlikte olur?.. Su soru bile
aklınıza gelmedi mi, ey Uzay'la kafayı bozmuşlar?
İdâreci- Öyleyse insan gibi görünüyorsunuz?
Çoğu insan gibiymiş... Demek ki o insan olanların dünyâsı, bizim Dünyâmıza tıpatıp
benziyor. Suları var, atmosferlerinde oksijen var... Yoksa İNSAN olmazlardı... Yâni
o 3.000 yıldızın arasında bir Güneş var,
o Güneş'in etrâfında dönen bir Dünya var, o Dünyâ'da insanlar yaşıyor... Ne sevindirici
haber değil mi?.. 444 ışık yılı uzaklıkta da olsa, oraya gidebilsek, hemdaşlarımızı
bulabileceğiz.
Varlık, insan gibi olmayanlar hakkında bilgi vermemiş. Hemen "Dünya üzerindeki
filtre"ye geçmiş... Birileri Dünyâ'ya filtre takmış, Kanallık Mesajları'nı, yâni
Medyumluğu, Tebliğler'i filtreliyormuş!.. Yâni bu iyi niyetli Uzaylılılar'ı,
Pleiadesli dostlarımızı engelliyormuş!.. Onun için Mesajlar zayıflıyor, hattâ
çarpıtılıyormuş. Yâni, bir Mesaj çarpuk-çurpuk ise, bunun müsebbibi Pleiadesli
Varlıklar değil; o kendini bilmez Filtreciler imiş!.. Pleiadesliler TAMÂMİYLE DOĞRU
veya AŞAĞI-YUKARI DOĞRU bilgileri iletebilmek için çok, çok, çok az Medyum
bulabiliyorlarmış. Daha önce %80, veya %50 bilgi nakledebilen Medyumlar bugün çok
azalmış!.. Yâni geçmişte de %100 DOĞRU nakleden Medyum yokmuş!!.. Bu bir!.. İkincisi
Varlığın itîrâfı!.. Medyumlar'ın naklettiklerinin %50'si, yâni yarısı palavra imiş!..
Ben demiyorum, bizzat Pleiadesli Vasat-altı Varlık diyor!.. Geçmişte
"%50, en fazla %80 doğru bilgi" geldiğini söylüyor!..
Siz bir de şimdiki durumu, hattâ bu Mesaj'ı veren Varlığın bilgilerini bir düşünün!..
%25 mi, %10 mu, DOĞRU; siz karar verin!.. Netice ne?.. "Dünyâ'daki Medyumlar'ın
Uzaylı Varlıklar'dan aldıkları Mesajlar 'da, Tebliğler'de, Akışlar'daki KAOTİK ve
KARIŞIK DURUM!.." Bunu da Varlık itîraf ediyor!.. "Uzaylılar'ın Mesajlar'ı KAOTİK
ve KARIŞIK, en fazla %50'si doğru.. O da eskidendi, şimdi daha azı, %10'u bile doğru
değil" diyor!..
Şimdi bu Mesajın geri kalanını, bizzat bu Varlığın verdiği "KAOTİK ve KARIŞIK,
%10'DAN AZI DOĞRU" açıklamasının ışığında değerlendirin:
Varlık- Bugün bizden Dünyâ'ya gelen ve ziyâret eden ana gemilerin en büyük türleri
On futbol sahâsı büyüklüğünde ana gemiler Dünyâ'yı ziyâret ediyormuş da, biz
göremiyormuşuz... Görünmez olarak da iniyorlarmış... Onun için göremiyormuşuz...
Herhalde gemi de görünmez oluyor... "İnsanlık kozmik topluluga katıldığı zaman"
diyor... ALLAH ALLAH!.. Kendi aralarında insan görünümlü Varlıklar yok mu?.. Onlar
katıldıklarına göre "insanlık kozmik topluluğa katılmış" olmuyor mu?.. Dünya
insanlığı demek istiyorsa, doğru biz geriyiz, henüz hiçbir kozmik topluluğa
katılmadık, ne Galaktik Federasyon'a, ne Samanyolu Konseyi'ne katılamadık! Çünkü
Dünya karantinada... Galiba bulaşıcı bir mikrop, bir bakteri, bir virüs var. Onun
için karantinaya almışlar ve bu karantina kozmik topluluğa katılıncaya kadar
parçalanmadan sürecek... Karantina nasıl parçalanır, onu da bilmiyorum ya... Bizde
karantina konur veya kaldırılır. Her neyse, Dünya henüz "toplu inişler" için hazır
değilmiş. Onun için nâdiren ve münferit inişler oluyormuş. Ama bunlar onların bizimle
"âile bağları" kurmalarına, akraba-hısım olmalarına engel değilmiş!
Ne kadar aydınlatıcı bilgiler, değil mi?.. Zâten bunları veren Varlık Kaleidos da,
maşaallah, floresan gibi parlıyor...
Aman dikkat edin, gözleriniz gibi beyniniz de kamaşmasın!..
Pleiades Konseyi
- "Ana Gemilerimiz, dış yörüngede konuşlanmakta!..
"İnsanlığı Yeni Çağ'a getirecek olan yârının temsilcileri ve insanlığın Yeni Çağ
liderleri "Ancak, gerçekleşmekte olan kademeli bir artış var, Dünyâ'nın sâkinlerine
Kendimizi gösterdiğimiz zamanlar var ve kendimizi göstermemeyi seçtiğimiz zamanlar
var. "Bu zamanda Dünyâ'nın ve onun sâkinlerinin toplu inişler için hazır olmadığına
inanıyoruz "Kendimizi size görünür kıldığımızda ve bölgenizde kendimizi size gösterdiğimizde,
"Kollektif olarak insanlık bu tür ziyâretler için henüz yeterli olgunlukta değil.
DEVAM EDECEK!.. BU VARLIĞIN DA TÜYLERİNİ YOLUP, CASCAVLAK BIRAKACAĞIZ!
Ama şimdi sıra sizde. Bizim metotla başlayın yolmaya tüylerini!..
Ruhi Selman
selman@journalist.com
- BİR SPİRİTUALİSTİN DÜNYASI - ANA SAYFA
1 Ağustos 2012
Kulaklarına kadar inen kahverengi saçı var ve aşağı sarkan bir püskülü var.
Çok etkileyici mâvi-yeşil gözleri ve parlak derisi var.
Adının Kaleidos olduğunu söylüyor. Aurasında kırmızımsı-mor dişil enerjiyle
birleşik çok güçlü parlak ışık enerjileri var. Yaydığı son derece yüksek frekanslı
enerji nedeniyle neredeyse floresan görünüyor. Sanki ona dokunursam elektrik
şokuna
uğrarım gibi hissettiriyor. Bana gülümsüyor ve yaydığı yoğun sevgiyi
hissedebiliyorum,
bana doğru gelen nâzik bir esinti gibi...
Konuşmaya başlıyor:
Dünyâ'nın, insanlığın ve Kozmos'un gelişimi için işbirliği yapan bir çok farklı
uygarlığın bir toplamı... Zamanın çağları boyunca Dünya ile çalışmakla meşgûl
olmaktayız.
İnsanlığın doğumundan bu yana ve Dünyâ'nın doğumundan bu yana
sizlerle birlikte olduk.
Sizlerle yakın ilişkideyiz. Dünyâ'daki insanlığın
Pleiades Konseyi'mizin üyeleri
olan çoğu insan uygarlıklar ile yakın âile
bağlantıları var.
Bizler ayrıca Galaktik Federasyon'un parçasıyız.
V- Evet, çoğumuz, ama hepimiz değil... Hem insan olan, hem de insan olmayan bir
çok
farklı uygarlıktan geniş bir grubu temsil ediyoruz.
Dünya üzerinde, son zamanlarda kuvvetlenmiş olan filtre gibi bir şey olduğunu
keşfettik.
Bu her formda Kanallık Mesajları'nın zayıflamasına ve çarpıtılmasına yol
açıyor,
Mesajımızı insanlara getirmek için Dünyâ'daki Kanallar ile Temas
kurmamızı giderek zorlaştırıyor.
Ve tamâmiyle doğru veya aşağı yukarı doğru
olan bilgileri iletebilmeleri için,
çok saf olan çok, çok, çok az Kanal var.
Ama olmuş olan şey, daha önce en azından
yüzde 50 veya 80 doğru olan önceki
Mesajla'ra Kanallık yapan Kanallar'ın
bugün azalması ve çok hatâlı, çok
çarpıtılmış ve çok karışık olmasıdır.
Bâzen Mesajlar'da aktarılan şeyin yüzde 10
veya 20 si bile doğru değil.
Bu ayrıca Dünyâ'daki Kanallık Mesajları'nda kaotik
ve karışık durumu yaratmış olan şeydir.
yaklaşık on futbol sahası büyüklüğündedir. Yaklaşık oranları hayâl edebilirsiniz.
İdâreci- Tam şu anda Dünyâ'da mevcut musunuz?
V- Evet, şu anda Dünyâ'nın etrâfında dolanan ana gemimizdeyim.
Ama elbette Dünyâ'nın etrâfında dolanan ve farklı yerlere inen farklı büyüklüklerde
çeşitli araçlara sâhibiz.
İ- İndiğiniz zaman insanlarla buluşuyor musunuz, yoksa görünmez olduğunuz
inişler mi yapıyorsunuz?
V- Her ikisi de... Ama çoğunlukla görünmez inişlerdir. Kendimizi gösterdiğimiz
zamanlar var ve kendimizi göstermemeyi seçtiğimiz zamanlar var. İnsanlık kozmik
topluluğa katıldığı zaman, Dünyâ'daki karantinanın parçalanmasının doğru şekilde
gerçekleşmesi bizim için çok, çok önemli. Bu zamanda Dünyâ'nın ve onun sâkinlerinin
toplu inişler için hazır olmadığına inanıyoruz ve bu fikri işbirliği yaptığımız
ağdaki tüm kozmik topluluk ile paylaşıyoruz.
Celse Târihi: 17 Ocak 2014 Cuma
En çok merak edilen konulardan birisi de, Dünya gezegenine ne zaman toplu
iniş yapacak olmamızdır.
Bunun zamanı henüz daha gelmedi. Bunun basit nedeni,
insanlık kollektif bilincinin
buna henüz hazır olmamasıdır ve Dünyâ'daki
mevcut enerjiler, gerçekleşecek
ilk büyük resmî ziyâret için şimdilik doğru
enerjiler değil.
O gün, ziyâret gerçekleştiği zaman, Ruhsal gelişmelerinde en
yükseğe erişmiş olan
Dünyâ'daki en aydınlanmış insanlar ile birlikte olacak."
ile birlikte gerçekleşecek. Bu ilk resmî inişin gerçekleşeceği zaman
ile ilgili belirli bir târih yok.
Bugün tüm söyleyebileceğimiz, sonsuz şimdide
ziyâretin gerçekleşmesinin beklendiği zaman
ve enerjilerin doğru olduğu yerde
yapılacağıdır.
Bu ziyâret gerçekleşinceye kadar sizin zaman algınızla biraz
daha zamanın geçebileceğidir.
Ziyâret; Yeni Spiritüel Çağ'a son geçişten
sonraya kadar gerçekleşmeyebilir."
kendimizi çok daha açık olarak gösteriyoruz ve elbette bu tür performanslar
çeşitli türde büyük olaylarda gerçekleşebilir. Elbette Dünyâ'nın etrâfında
dolanan
ve farklı yerlere inen, farklı büyüklüklerde çeşitli araçlara sâhibiz.
Düşündüğünüz, bildiğiniz ve tanımlayabildiğinizden çok daha fazla yerlerde
varız.
Eğer hepimiz aynı anda görülebilir olsaydık, insanlar tüm Dünyâ'da
bulunan
hem büyük, hem küçük tüm gemilerimizi görmekten şok olurlardı.
Çok çok büyük boyutlarda olan Ana Gemilerimiz ise dış yörüngelerde
konuşlanmaktalar.
Eğer Dünyâ'ya yaklaşsaydı, Dünya ve tüm Güneş sistemi için
devâsa sonuçları olurdu.
Dünya'nın enerji sisteminde büyük çapta bozulma ile
sonuçlanırdı
ve Dünyânız tamâmen harap olurdu. Ayrıca Dünyâ'nın güçlü
yerçekimine,
Dünyâ'nın manyetik aurasına yakın gelmek Uzay gemisini olumsuz
şekilde etkilerdi.
Bunun nedeni böyle devâsa bir gemiyi çalıştıran kuvvetli
ışık frekanslarının
Dünyâ'nın enerji dengesini yıkacak olması ve güçlü bir
karşı etki yaratacak olmasıdır.
Dünyâ'nın içinin kapıları açılırdı ve büyük
miktarlarda konsantre manyetik radyasyon fışkırırdı.
Bu Dünyâ'nın yerçekiminin
kat kat kuvvetli olmasına yol açardı.
Bugün bizden Dünyâ'ya gelen ve ziyâret
eden gemilerimizin en büyük türleri
yaklaşık olarak sâdece on futbol sahası
büyüklüğündedir."
İnsanlık kozmik topluluğa katıldığı zaman, Dünyâ'daki karantinanın
parçalanmasının
doğru şekilde gerçekleşmesi bizim için çok, çok önemli."
ve bu fikri işbirliği yaptığımız ağdaki tüm kozmik topluluklarla
paylaşıyoruz.
Geldiğimiz ve sizi ziyâret ettiğimiz zaman, kendimizle birlikte
Dünyâ'yı etkileyen
çok güçlü enerjiler taşıdığımızı, ama en önemlisi
karşılaştığımız insanları
varlığımızla etkilediğini anlamalısınız."
bize uyumlanabileceksiniz ve bu, şu andaki durumda kendimizle getirdiğimiz çok
tiz,
güçlü enerjiler ile karşılaşmaya herhangi bir şekilde hazır olmayan
insanlar için
muazzam bir enerji çarpışması anlamına geliyor. Bu sizin için iyi
olmazdı."
İnsanlık fazlasıyla temelsiz, topraklanmamış ve ele almadığı ve işlemediği çok
fazla
ağır karma taşıyor. Çok fazla güvensizlik, korku ve paranoya taşıyor
- bu yüksek Spiritüel anlayışı ve içgörüyü bloke ediyor. Bu, insanların yüksek
Spiritüel Mesajlar almasını ve kâlplerini bize açmasını ve yüksek Spiritüel
seviyede
bizimle İletişim kurmasını çok zorlaştırıyor."
(http://galaktikfederasyon.blogspot.com/2014/01/pleiades-konseyi.html)
- BİR TEBLİĞ
- ÖLÜM VE SONRASI
- ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 1
- ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 2
- ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 3
- ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 4
- ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 5
- ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 6
- ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 7
- ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 8
- ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 9
- ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 10
- ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 11
- ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 12
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 13
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 14
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 15
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 16
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 17
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 18
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 19
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 20
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 21
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 22
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 23
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 24
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 25
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 26
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 27
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 28
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 29
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 30
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 31
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 32
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 33
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 34
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 35
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 36
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 37
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 38
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 39
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 40
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 41
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 42
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 43
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 44
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 45
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 46
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 47
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 48
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 49
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 50
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 51
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 52
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 53
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 54
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 55
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 56
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 57
- ÂHIRET'TEN SİMÂLAR - 58
- ÂHIRET'TEN SİMÂLAR - 59
- ÂHIRET'TEN SİMÂLAR - 60
- ÂHIRET'TEN SİMÂLAR - 61
- ÂHIRET'TEN SİMÂLAR - 62
- ÂHIRET'TEN SİMÂLAR - 63
- ÂHIRET'TEN SİMÂLAR - 64
- İBN-İ SİNÂ CELSESİ
- TEKÂMÜL'E GİDEN YOL
- ÖTE ÂLEM'DEN ŞİİRLER - 1
- RÜYÂLAR - 1
- RÜYÂLAR - 2
- REİNKARNASYON
- ANADOLU'DA REİNKARNASYON ŞİİRLERİ
- İRLANDALI ŞÂİR JAMES CLARENCE MANGAN ANADOLU'DA MI
YAŞADI?
- KADIN HAKKINDA BİR TEBLİĞ
- FİNCAN CELSELERİ - 1
- FİNCAN CELSELERİ - 2
- FİNCAN CELSELERİ - 3
- EKMİNEZİ ÇALIŞMASI
- RÛHÎ FİLİMLER - 1
- ENTERESAN RÛHÎ OLAYLAR
- ERGUN ARIKDAL VE SÂDIKLAR PLÂNI'NI TENKİT
- BÜLENT ÇORAK VE DÜNYA KARDEŞLİK BİRLİĞİ SAFSATASI
- CENAP BAŞMAN VE MARON TARİKATI
- SAPKIN RAEL TARİKATI
- TRANSANDANTAL MEDİTASYON KANDIRMACASI
- MELEKLER'DEN MESAJ ALDIĞINI SANAN ŞAŞKINLAR
- ŞEYTANA TAPAN SATANİSTLER
- SİRİUS MİSYONU ZIRVALARI
- KRYON "TEBLİĞ"LERİ VE LEE CARROLL'UN "MEDYUM"LUĞU
- J. Z. KNIGHT ADLI KADIN MEDYUM ve RAMTHA "TEBLİĞ"LERİ
- MEDYUM JANİ KİNG VE VARLIK P'TAAH
- AKHENATON VE KURGU AGARTA "TEBLİĞ"LERİ
- SILVER BIRCH TEBLİĞLERİ
- "SÜPER İNSANLIK" DERNEĞİ VE UYDURUK "TEBLİĞ"LER
- SÂDIKLAR PLÂNI'NI TENKİT - 2
- KASYOPYA CELSELERİ'NDE ATMASYON, KITIRASYONLAR
- RA "TEBLİĞ"LERİ
- HAYÂLÎ ANDROMEDA KONSEYİ
- MEKTUPLAR