BİR SPİRİTUALİSTİN DÜNYASI

BİR TEBLİĞ

Spiritualistler!.. Ruhiyatçılar!.. Öte Âlem'le ilgilenenler!.. Gizli İlimler Meraklıları!..

Ruhlar'la niye görüşülür?.. Sırf merak ve eğlence için mi?..

Eğlence için asla ve kat'a böyle bir şey yapılmaz, sonucu çok kötü olabilir... Bugün sokakta yürürken karşılaştığınız insanlarla alaycı bir şekilde konuşsanız, onlarla dalga geçmeye kalksanız; ya kavga ederler, ya da çeker vururlar!.. Âhıret Âlemi'ne böyle bir tavırla dalarsanız, karşılaşacağınız durumun farklı mı olacağını sanıyorsunuz?.. Geri Varlıklar'ın sizi rahat bırakacağını mı sanıyorsunuz?

Merak, eğer öğrenmek için ise, güzeldir... Ama sırf merak için Ruhlar arasına dalmak, yine tehlikeli durumlarla karşılaşmanıza sebep olabilir.

Bizce Rûhî İrtibat'ın ilk amacı SOHBET'tir... Meselâ, dünyâca meşhur KURTDERELİ MEHMET PEHLİVAN ile karşılaşmak, onunla sohbet etmek; RIDVAN, TARKAN veya HÜLYA AVŞAR ile karşılaşıp sohbet etmek gibi zevklidir... Ayrıca sizden bilgili biriyle, târihî bir şahsiyetle karşılaşırsanız, bilmediğiniz pek çok şeyi öğrenebilirsiniz. Meselâ, ilerde vereceğimiz TALÂT PAŞA celsesinde olduğu gibi...

Eğer Geri bir Varlık ile karşılaşırsanız, bunun da iki amacı vardır. Birincisi o Geri Varlığa yardım eder, ızdırâbını, sıkıntısı azaltabilirsiniz. Ona dua etmesini, tövbe etmesini öğütlersiniz. Ona yol gösterebilirsiniz. Çoğu zaman Üstün Varlıklar böyle İrtibatlar'a izin verirler. Meselâ, NESİBE , DÜRRİYE , AHMET , ORHAN Celseleri'nde olduğu gibi...

Bâzen de Geri bir Varlık'la bir Obsesyon durumunda karşılaşırsınız. Bir Geri Ruh, bir insanı etkisine almış, ona yanlış işler yaptırıyor, sıkıntı veriyor, hatta intihara teşvik ediyor olabilir. O zaman da o kişiyi, o medyumu, o Geri Varlığın etkisinden kurtarmak için Varlık'la sabırlı bir şekilde görüşür, pazarlık eder, sâdece Celse ânında İrtibat'a geçmesini sağlar, ve onun tekâmülü, uzaklaşması için çaba sarfedersiniz.

Çoğu spiritualist geçinenler ellerinde bir takım kâğıtlar, "tebliğ aldık" diye dolaşırlar...

Gök kubbe altında söylenmedik söz, yazılmadık hakikat kalmadı.

O zaman Ruhlar'dan ne bekleyebiliriz?.. Fincan yürütmekten, Medyum uyutmaktan vazgeçip, bir kaç cilt kitap okumak daha iyi değil mi?

Eğer bir Ruh'la sohbet etmek istiyorsanız, "Ölüler yerine dirilerle muhabbet daha iyi değil mi?" diyenlere cevap vermek de zor!

Ama derseniz ki, "Belki Ruhlar bize daha önce söylenmiş sözleri, bizim anlayacağımız şekilde, daha farklı ifâde edebilirler, biz de yararlanırız." ... Olabilir.

O zaman bizi aldatmayan, yanlışa sevketmeyen, işletmeyen bir Ruh bulmak lâzım.

Hani, "Ne yerseniz, osunuz" derler ya; siz ne iseniz, size de o seviyede Ruhlar gelir.

Siz üçkâğıtçı, nâmussuz, ahlâksız hırbonun biri iseniz, sizin medyumluğunuzda, operatörlüğünüzde, hatta bulunduğunuz mecliste, hiçbir zaman Üstün bir Ruh gelmez. "Geldim" diyen sizi aldatıyordur. O da ucuz kurtulursanız... Yolun sonunda tımarhâne bile vardır.

Bir alıntının en azından bizim duymadığımız yararlı, mantıklı, güzel bir ifâde, kafiyeli, vezinli, mânâlı bir şiir, güzel bir beste, veya nefis bir resim olması gerekir ki. TEBLİĞ olsun!.. Evet, Medyumlar aracılığı ile Ruhlar tarafından çizilmiş tablolar, resimler bile vardır. Bunun için ayrı bir sayfa açabiliriz ilerde.

İyiniyetle sürdürülen Ruhlar'la irtibâtın bir kaç faydası vardır. Birincisi, ölümün son olmadığına, ölümden sonra da bir hayâtın olduğuna inanırsınız. Bu belki sizi, "Boşa yaşıyoruz, yok olup gideceğiz" ümitsizliğine düşmekten vazgeçirir. Dinlerin doğru söylediğine kaani olursunuz... . İkincisi, bu hayatta yapılan iyilik ve kötülüklerin karşılığının, Öbür Dünyâ'da görüldüğüne şâhit olursunuz. Bu belki sizi "Mâdem ki, yok olup gideceğim, öyleyse ne yaparsam, kâr" demekten vazgeçirir. Dinlerin bu konuda da doğru söylediğine inanırsınız. Daha kontrollü, daha ölçülü bir hayâtınız olur... Üçüncüsü, Reinkarnasyon gerçeğine inanırsınız. Bu hayatta fakir, sakat, çirkin, dertli biri iseniz; bundan sonraki hayâtınızda daha iyi şartlarda yaşayan biri olma ümidiniz olur. Zengin, tahsilli, sağlıklı, güzel biri iseniz; daha kötü şartlarda dünyâya gelmemek için şımarmamayı, kötü durumda olanları küçük görmemeyi, yardımsever ve hizmet eden biri olmayı öğrenebilirsiniz... İyi bir Spiritualist iseniz, örnek bir insan olarak, sâdece lâfla değil; dvranışlarınızla da bu bilgileri etrafa yayabilirsiniz... ÂHIRET ÂLEMİ'nden alınan MÜŞAHEDELER, yapılan SOHBETLER ve elde edilen TEBLİĞLER işte ancak o zaman işe yarar. Yoksa KARAGÖZ TEMÂŞASI kadar bile iz bırakmaz!.. KARAGÖZ deyip geçmeyin, eskiden sâdece EĞLENDİRİCİ değil; EĞİTİCİ, ÖĞRETİCİ, İBRET VERİCİ bir faaliyet olarak kabul edilirdi... MASALLARIMIZ gibi...

Dediğimiz gibi, TEBLİĞ; düşündürücü, öğretici, anlamlı, açık,. mantıklı ve güzel sözlü olmalıdır. Celseler'in çok nâdir bölümünde TEBLİĞ vardır. Büyük kısmı SOHBET şeklinde geçer. Biz bu TEBLİĞ kısımlarını ilerdeki Celse sayfalarımızın alt bölümlerinde ele aldık.

Diyelim ki, siz iyi bir insansınız. Gayretli ve iyiniyetlisiniz. Üstün bir Varlık'la karşılaştınız ve bir TEBLİĞ aldınız.

İş orada bitmez!.. O TEBLİĞ'i bilim adamı gözüyle incelemek, ne demek istediğini anlamaya çalışmak, yanlışı varsa, ayıklamak zorundasınız.

ÜSTÜN görünen Varlıklar Bedri Ruhselman'ı, Refet Kayserilioğlu'nu, Ferhan Erkey'i bile aldatmaya çalışmışlar, veya kendi idraklerine göre verdikleri karmaşık, anlaşılmaz "bilgi"ler ile ÜSTÜN sanılıp yanıltmışlardır.

O yüzden bir TEBLİĞ'i çok iyi incelemek, üzerinde düşünmek, derin bir mânâ var mı, diye araştırmak, sonra o TEBLİĞ'i yerinde kullanmak, ihtiyâcı olana ulaştırmak gerekir.

Hadi, bir TEBLİĞ verelim de, bu dediklerimizi tatbikata koyalım:

"Bıçak taş ile bilenir."
- "Daha keskin istenirse, yağlanır."
"Vâkıa, yağdaki kapkara rengin çelikteki parlaklı benzer yanı yoktur,
ama onsuz da parlamaz!"
"İnsan da öyle değil midir?"
(4.6.1976)

Yapın bakalım, yorumlarınızı!.. Bu son derece basit ifâdelerden, ve bildik bir eylemden bahseden dört cümlelik tebliğ, ne anlatıyor?....

Uzun zaman sonra bu Tebliğ ile ilgilenen iki Dostumuz çıktı. Biz de aynı Varlık'tan iki cümle daha ekledik:

"Yağ, en sonunda silinmeli."
"Yağ olmazsa, taş bıçağı çizer."
((18.6.1976)

Aslında bu altı cümle üzerine bir kitap yazılır.

Alın bir Tebliğ daha:

"Her insanın içindeki çıra aynı."
"Fark odur ki, içinde yandığı odanın hacmi farklı."
"Aynı miktarda ziya, penceresine aksetmez."
(30.10.1976)

Bir tâne daha mı?.... Bu son ama....

"Toprağa tohum atarsın."
"Sonra yapılacak uygun şartları hazırlarsın."
Daha fazlası yapılamaz."
Tohum, aslında kendi büyümek zorundadır."
(5.11.1976)

Buna da bir cümle ekleyelim:

"Her tohum, bir evvelki hasattan alınır."
(5.11.1976)

Bunlar kolay.... Sizi fazla yormaz. Hadi, başlayın düşünmeye....

Ruhi Selman

selman@journalist.com

  • Önemli Sayfalar:

    - BİR SPİRİTUALİSTİN DÜNYASI - ANA SAYFA
    - ÖLÜM VE SONRASI
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 1
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 2
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 3
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 4
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 5
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 6
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 7
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 8
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 8
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 11
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 12
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 13
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 14
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 15
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 16
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 17
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 18
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 19
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 20
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 21
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 22
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 23
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 24
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 25
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 26
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 27
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 28
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 29
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 30
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 31
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 32
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 33
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 34
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 35
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 36
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 37
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 38
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 39
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 40
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 41
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 42
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 43
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 44
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 45
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 46
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 47
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 48
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 49
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 50
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 51
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 52
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 53
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 54
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 55
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 56
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 57
    - BİR OBSESYON VAK'ASI
    - ÖTE ÂLEM'DEN ŞİİRLER - 1
    - RÜYÂLAR - 1
    - RÜYÂLAR - 2
    - REİNKARNASYON - 1
    - REİNKARNASYON - 2
    - ANADOLU'DA REİNKARNASYON ŞİİRLERİ
    - İRLANDALI ŞÂİR JAMES CLARENCE MANGAN ANADOLU'DA MI YAŞADI?
    - KADIN HAKKINDA BİR TEBLİĞ - FİNCAN CELSELERİ - 1
    - FİNCAN CELSELERİ - 2
    - FİNCAN CELSELERİ - 3
    - EKMİNEZİ ÇALIŞMASI
    - RÛHÎ FİLİMLER - 1
    - ENTERESAN RÛHÎ OLAYLAR
    - ERGUN ARIKDAL VE SÂDIKLAR PLÂNI'NI TENKİT
    - BÜLENT ÇORAK VE DÜNYA KARDEŞLİK BİRLİĞİ SAFSATASI
    - CENAP BAŞMAN VE MARON TARİKATI
    - SAPKIN RAEL TARİKATI
    - TRANSANDANTAL MEDİTASYON KANDIRMACASI
    - MELEKLER'DEN MESAJ ALDIĞINI SANAN ŞAŞKINLAR
    - ŞEYTANA TAPAN SATANİSTLER
    - BÜLENT ÇORAK VE DÜNYA KARDEŞLİK BİRLİĞİ SAFSATASI
    - SAPITIK CENAP BAŞMAN VE SAPKIN MARON TARİKATI
    - SAPKIN RAEL TARİKATI
    - TRANSANDANTAL MEDİTASYON KANDIRMACASI
    - MELEKLERDEN MESAJ ALDIĞINI SANAN ŞAŞKINLAR
    - MEKTUPLAR