BİR SPİRİTUALİSTİN DÜNYASI

CİN ÇARPMASI, BÜYÜ, NAZAR VE TEHLİKELİ HAYVANDAN KORUNMAK İÇİN RUKYE

Bizim CİNLER ile, hele ki CİNCİLER ile bir işimiz olmaz!.. Biz Ruhiyatçı'yız, Spiritualist'iz. İşimiz RUHLAR ile!...

Ancak zaman zaman Celseler'de karşımıza kendini CİN diye tanıtan Varlıklar çıktı. CİNLER'in tasallutuna uğramış hastalarla karşılaştık. Geceleri kâbus gören, bir takım Varlıklar gören, hatta onların saldırısına, tecâvüzüne uğrayan kadınlar olduğunu duyduk. Biz medyum bozuntusu Memiş gibi cinci falan değilsek te, bu tarz çalışmalarda Cin taifesinin insanları kandırdığına, rahatsız ettiğine inanırız. Daha başka şeylere de inanırız. Meselâ kuytu yerlere işemenin, pis sular dökmenin; görmediğimiz için, farkında olmadan onların üstüne gelmesi, böylece kızıp o insana Musallat olmasını mümkün görürüz. Bu tarz davranışlarda önce "destur" demek, ki "izin istemek" veya "savulun, çekilin" demek anlamındadır, uygun olacağını düşünürüz... Peygamberimiz'in, o zamanlar helâ filân yok, açıkta işini göreceği zaman, “ALLAH’ım, erkek ve dişi tüm şeytanlardan ve tüm pisliklerden sana sığınırım,” dediği rivâyet edilir.

Cin tasallutuna uğramamak için gusül abdestli dolaşmanın yararlı olduğuna, tasalluta uğramış kişilerin abdestli olmasının sıkıntılarını azaltacağına inanarız. Yalnız unutmıyalım, abdest herşeyden önce niyetin bozulması ile bozulur. Kendini abdestli sanırsın ama, aklından ve gönlünden fesatlık, kötülük geçti mi, abdestin de geçti gitti demektir!..

Bu zavallı insanlar sahte hocalara, cinci nâmussuzlara gitme durumunda kalıp, rahatsızlıklarının yanısıra bir de paralarından, hatta servetlerindeni olmakta, hatta bu kişilerin tecâvüzüne mâruz kalmaktalar. İnternet bunlarla dolu!..

OBSESYON, CİN ÇARPMASI gibi durumlarda doktorlar, psikologlar, psikiatristler pek faydalı olamazlar. Obsesyonlular için tecrübeli bir Spiritualist, Cin Çarpması için ilim sâhibi bir din adamı bulmak zor olduğu için, çâresiz kalan bu insanlar adına ne yapabiliriz, diye düşündük, RUKYE tavsiye etmeye karar verdik.

Çoğulu “rukâ, rakiyyu” olan RUKYE, Arapça'da “r-k-y” kökünden gelmekte ve "yukarı çıkmak, efsun eylemek ve 'fî' harf-i cerriyle, kulağına fısıldamak" anlamlarına gelir. RUKYE, "hastalıkların iyileşmesi ve zararın defedilmesi isteğiyle Kur’an okumak ve dua etmek" demektir. Kur'an-ı Kerim'de RUKYE masdarından türeyen tek kelime, ism-i fâil kalıbında "râkîn" diye geçmektedir. Kıyâme Suresinin 27. âyetinde "Okuyup üfleyecek kimdir, denir" şeklindedir. Kıyâmet ahvâlinin anlatıldığı bu sûrede, ölümle burun buruna gelen insanlar tasvir edilmektedir. İnsanların kıyâmet günündeki durumu, ölmek üzere olan bir hastanın başında, yakınlarının son bir ümit peşinde koşuşturdukları âna benzetilmektedir. Tümü şöyledir:

- "Hayır! Siz Dünyâ'yı seviyorsunuz ve Âhiret'i bırakıyorsunuz.
(Kıyâmet'te) O gün bir takım yüzler aydındır. Rablerine bakarlar.
O gün bir takım yüzler de asıktır. Bel kemiklerini kıran bir felâkete uğratılacaklarını anlarlar.
Hayır, can boğaza dayandığı, 'Kimdir (bunu) iyi edecek?' dendiği,
(ölmek üzere olanın da) bunun ayrılış olduğunu bildiği,
bacakların birbirine dolandığı zaman, işte o gün sevkediliş Rabbinedir. "

(Kıyâmet Sûresi , 20-30. Âyetler)

RUKYE, Cahiliyye Devri'nde de uygulanan bir tedâvi metodu idi. Birçok hastalık ve zehirlenmelere karşı RUKYE yapıldığı, bunu meslek edinen kimselerin olduğu bilinmektedir. O devirde RUKYE, daha çok iplik üzerine okuma ve ipe atılan düğümler şeklinde uygulanmaktaydı. Ayrıca bizzat hastanın kendisine, ağrı hissedilen yere okumak ve üflemek, efsunlamak, büyüden kurtulmak için boncuk ve nazarlıklar kullanmak şeklinde de yapılmaktaydı. İslâmiyet ile birlikte sâdece ALLAH'tan şifa dilemek şekline dönüşmüştür. Bunun dışına çıkarmak şirk olur. O yüzden şifa ve koruma boncuğa, muskaya bağlanmamalı, ALLAH'tan olduğu akıldan çıkarılmamalıdır.

CİN ÇARPMASI, BÜYÜ, NAZAR, SAR'A, HASTALIK, AĞRI gibi vak'alarda bâzı sûreler, âyetlerin okunması ile, ve Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'’den sahih olarak gelen duaların okunarak yapılan şifa uygulamasına RUKYE denir. Herhangi bir yerimiz ağrıdığında, veya çocuğumuza göz değmemesi için, yahut ta zehirli bir hayvan tarafından sokulmamak için ALLAH’a dua etmekten ibârettir. "Dua nasıl yılan sokmasını önler?" derseniz, "Yılancı Hacı Mâcit"uygulamalarını misâl olarak veririz. Televizyonda, Uğur Dündar'ın programında göstermişti.

Yanlış anlaşılmasın, bunları asla "Doktora gitmeyin," mânâsına demiyoruz!.. Böyle birşey dememiz dînen zâten mümkün değil!.. Peygamberimiz , "Ey Allah'ın kulları!.. Tedâvi olunuz. Çünkü ALLAH, koyduğu her hastalığın ilâcını da koymuştur. Yalnız bir derdin çâresi yoktur, o da ihtiyarlıktır,” demiştir. Sonra, "ALLAH, indirdiği her hastalığın şifâsını da indirmiştir" şeklinde başka bir hadisi de vardır. O yüzden doktora gitmemek olmaz!.. Tam tersine; doktora gidene kadar, veya doktora gidilmiş te, rahatsızlık geçmemişse, yâhut doktora gitme imkânı olmadığında, ÇÂRESİZLİK ÂNINDA, İMKÂNSIZLIK ŞARTLARINDA ve tabii HASTALIK BOYUNCA, şifânın ALLAH'tan geleceği inancı ile RUKYE'ye başvurulur... Unutmıyalım ki, ŞİFÂ'nın esas kaynağı ALLAH'tır. “Hastalandığım zaman bana şifâ veren O'dur" (Şuarâ Sûresi, 80. Âyet) ifâdesi buna işâret eder. Tümü şöyledir:

- "(Resulüm!) onlara İbrahim'in kıssasını da naklet.
Hani o, babasına ve kavmine, 'Neye tapıyorsunuz?' demişti.
'Birtakım putlara taparız da, onlar sâyesinde toplanırız,' dediler.
İbrahim 'Peki,' dedi, 'Yalvardığınızda onlar sizi işitiyorlar mı?
Veya size fayda veya zararları olur mu?'
'Yok,' dediler, 'ama biz babalarımızı böyle yapar bulduk.'
İbrahim dedi ki: 'İyi ama, ister sizin, ister önceki atalarınızın olsun,
neye taptığınızı (biraz olsun) düşündünüz mü?
"Hep onlar benim düşmanımdır. Ancak Âlemlerin Rabbi (benim dostumdur).
O ki, beni yaratan ve bana doğru yolu gösterendir!
Beni yediren, içirendir! Hastalandığım zaman bana O, şifâ verir!
O ki, benim canımı alacak, sonra diriltecektir!
Ve hesap günü, hatâmı bağışlayacağını umduğumdur.
Ya Rab! Bana hikmet (hüküm) ver ve beni iyiler (zümresin)e kat!
Sonra gelecekler içinde beni doğrulukla anılanlardan eyle!
Ve beni nâîm (nimeti bol) Cennet'in vârislerinden eyle!
Babamı da bağışla, çünkü o yanlış gidenlerdendir!
(İnsanların) diriltilecekleri gün, beni mahcub etme!'
O gün ki ne mal fayda verir, ne oğullar!
Ancak Allah'a temiz bir kâlple gelenler o günde (kurtuluşa erer)!
(O gün) Cennet muttakilere yaklaştırılmıştır.
Azgınlar için de cehennem hortlatılmıştır."

(Şuara Sûresi , 69-94. Âyetler)

Herşey gibi şifâ da ALLAH'tardır. O yüzdendir ki, İbn Hacer el-Askalanî, âlimlerin şu üç şartın bulunmasıyla RÜKYE'nin câiz olacağı üzerinde görüş birliği içerisinde olduklarını bildirmektedir:

1) ALLAH'ın kelâmıyla, isimleri veya sıfatlarıyla olması;
2) ARAPÇA aslıyla, veya başka bir dille TÜRKÇE, ANLAŞILIR OLACAK ŞEKİLDE yapılması;
3) Yapılan RUKYE'nin, veya okuyanın bizzat faydasının dokunduğuna değil;
umulan faydanın sâdece ALLAH tarafından olduğuna inanılması.

Misâl: NAZAR BONCUĞU, NAZAR DEĞMESİ'ni önlemez. Yalnız artniyetli kişinin bakışını üzerine celbeder, dikkatini dağıtır, kötü niyetini unutmasına vesile olur. NAZAR DEĞMESİ'ni, yâni birinin haset dolu, kıskanç bakışından kişinin zarar görmesini önleyen ALLAH'tır, BONCUK değil!

Hz. Ayşe'den rivâyet edilen hadislerde şöyle denilmektedir:

- "Resûlûllah (s.a.v) son hastalığında muavvizeteyni okuyup kendisine üflüyordu. Ben de hastalığı ağırlaştığı zaman
onları okuyarak üzerine üflüyor ve onların bereketi için elini meshediyordum. "

- "Resûlûllah (s.a.v) yatağa düştüğü zaman, İhlâs süresi ve Mu'avvizeteyn'in tamâmını okuyarak, avucuna üfledi
ve sonra elleriyle yüzünü ve vücudunun elinin yetiştiği her tarafını meshetti."

ÜFLEME işte buradan gelir... MESHETME, yâni SIVAZLAMA da manyetik etkisiyle katkıda bulunur. Dokunamıyacağınız hasta için okuyup suya üfleyerek ona içirebilirsiniz. Şifa için âyet okumaya gelince, "Biz Kur’an’dan, mü’minler için şifa ve rahmet olacak şeyler indiriyoruz. Zâlimlerin ise Kur’an, ancak zararını artırır." (İsrâ Sûresi, 82. Âyet) mûcibince, ALLAH'tan gelecek şifâyı, O'nun âyetlerini okuyarak istiyoruz. İnanana güç ve şifa veren âyetler, ona Musallat olana ise ızdırap verir, ve uzaklaşmasını sağlar. MUAVVİZETEYN, , "ALLAH'a sığınmayı gösteren iki sûre" demektir, Felâk ve Nas sûreleri kastedilir. Doktora, hastaneye gidildiğinde de, hasta için dua etmek dâima faydalıdır. Edilir de, zâten.

Yine Peygamberimiz'in ziyâret ettiği hastaları, Mu'avvizeteyn okuyup, onları sağ eliyle meshettiği ve peşinden de şöyle söylediği rivâyet edilmektedir:

- "Ey insanların Rabbi olan ALLAH'ım!.. Hastalığı gider; bu kişiye şifa ver. Şifa veren yalnız Sensin!
Senin şifandan başka şifa yoktur. Hastalık bırakmayan şifa ver!"

Sıkıntıya düşünce veya düşmüş birini görünce aşağıdakilerin önce TÜRKÇE'sini okuyup hissederek, sonra ARAPÇA aslını ağır ağır, tâne tâne yine hissederek okuyun. İnşaallah şifa gelecektir.

OBSESYON VEYA CİN ÇARPMASINA UĞRAMIŞ KİŞİ İÇİN

- FÂTİHA SÛRESİ
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Elhamdü lillâhi rabbil'âlemin. Errahmânir'rahim. Mâliki yevmiddin. İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în. İhdinessırâtel müstakîm. Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayril mağdûbi aleyhim ve leddâllîn."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. Hamd o âlemlerin Rabbi, O Rahmân ve Rahim, O din gününün maliki olan Allah'ındır. Ancak Sana ederiz kulluğu, ibadeti! Ve ancak Senden dileriz yardımı, inâyeti! Hidâyet eyle bizi doğru yola! O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna! O gazâba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil!"

- BAKARA SÛRESİ , 1-5. ÂYETLER
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Zâlikel kitâbu lâ reybe fîh. Huden lil muttekîn. Ellezîne yu’minûne bil gaybi ve yukîmûnes salâte ve mimmâ razaknâhum yunfikûn. Vellezîne yu’minûne bi mâ unzile ileyke ve mâ unzile min kablik. Vve bil âhireti hum yûkınûn. Ulâike alâ huden min rabbihim ve ulâike humul muflihûn."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. İşte bu Kitap ki, O’nda hiçbir şüphe yoktur. Takva sâhipleri için bir hidâyettir. Onlar ki, gaybe îmân ederler, namazlarını kılarlar ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden infâk ederler (başkalarına verirler). Onlar ki, sana indirilene ve senden önce indirilenlere îmân ederler ve onlar âhirete yakîn hâsıl ederler (yakîn seviyesinde kesin olarak inanırlar). İşte onlar, Rablerinden bir hidâyet üzeredirler. Ve işte onlar, onlar felâha, kurtuluşa erenlerdir."

- BAKARA SÛRESİ ,163-164. ÂYETLER
- "Bismillahirrahmânirrahîm.Ve ilâhukum ilâhun vâhid. Lâ ilâhe illâ huver rahmânur rahîm. İnne fî halkıs semâvâti vel ardı vahtilâfil leyli ven nehâri vel fulkilletî tecrî fîl bahri bimâ yenfeun nâse ve mâ enzelallâhu mines semâi min mâin fe ahyâ bihil arda ba’de mevtihâ ve besse fîhâ min kulli dâbbe. Ve tasrîfir riyâhı ves sehâbil musahhari beynes semâi vel ardı le âyâtin li kavmin ya’kılûn."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. Sizin ilâhınız tek bir ilâhtır. O’ndan başka ilâh yoktur. O, Rahmân’dır, Rahîm’dir. Muhakkak ki göklerin ve yerin yaratılışında, gece ve gündüzün birbiri ardınca gelmesinde, insanlara yarar sağlayarak denizde akıp giden o gemilerde, O’nun gökten su indirip böylece onunla, ölümünden sonra yeryüzünü diriltmesinde, orada bütün hayvanlardan yaymasında, rüzgârların esmesinde ve yerle gök arasında emre âmâde kılınmış bulutlarda, akıl eden kavim için mutlaka deliller vardır."

- BAKARA SÛRESİ , 255-257. ÂYETLER
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Allâhu lâ ilâhe illâ hu vel hayyul kayyûm. Lâ te’huzuhu sinetun ve lâ nevm. Lehu mâ fîs semâvâti ve mâ fil ard. Menzellezî yeşfeu indehû illâ bi iznih. Ya’lemu mâ beyne eydîhim ve mâ halfehum, ve lâ yuhîtûne bi şey’in min ilmihî illâ bi mâ şâe. Vesia kursiyyuhus semâvâti vel ard. Ve lâ yeûduhu hıfzuhumâ, ve huvel aliyyul azîm. Lâ ikrâhe fîd dîni kad tebeyyener ruşdu minel gayy. Ffe men yekfur bit tâgûti ve yu’min billâhi fe kadistemseke bil urvetil vuskâ, lânfisâme lehâ, vallâhu semîun alîm. Allâhu velîyyullezîne âmenû, yuhricuhum minez zulumâti ilân nûr. Vellezîne keferû evliyâu humut tâgûtu yuhricûnehum minen nûri ilâz zulumât. Ulâike ashâbun nâr. Hum fîhâ hâlidûn."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. Allah ki, O’ndan başka ilâh yoktur. O, Hayy’dır (Gerçek Hayat sâhibi'dir), Kayyum’dur (Eksiksiz Güç ve İrâde Sâhibi'dir). O’nu ne bir uyuklama ve ne de bir uyku hali tutmaz. Göklerde ve yerde olan herşey O’nundur. O'nun izni olmadan, O’nun katında kim şefaat etme yetkisine sâhiptir ki? Onların önlerinde ve arkalarında olanları (geçmiş ve geleceklerini) bilir. Ve O’nun ilminden, O’nun dilediğinden başka bir şey ihata edemezler (kavrayamazlar). O’nun kürsüsü gökleri ve yeri kaplamıştır. Ve o ikisini muhafaza etmek (yerlerin ve göklerin dengesini korumak, gözetmek) Kendisine zor gelmez. Ve O Âlâ’dır (çok yücedir), Azîm’dir (çok büyüktür). Dînde zorlama yoktur. İrşad yolu (ALLAH'a ulaştıran yol) , gayy yolundan (dalâlet yolundan, şeytana, cehenneme ulaştıran yoldan) açıkça (ayrılıp) ortaya çıkmıştır. Artık kim Tâgut'u reddedip de Allah’a îmân ederse, böylece o, (Allah’tan) kopması mümkün olmayan sağlam bir kulba tutunmuş olur. Allah Sem’î’dir (Herşeyi Duyan'dır), Alîm’dir (Herşeyi Bilen'dir). Allah, imân edenlerin dostudur, onları zulmetten nura çıkarır. Ve kâfirlerin dostları Tâguttur. onları nurdan zulmete indirirler. İşte onlar, ateş ehlidir. Onlar, orada ebedî kalacak olanlardır."

- BAKARA SÛRESİ , 284-286. ÂYETLER
- "Bismillahirrahmânirrahîm. E lem tera ilellezî hâcce ibrâhîme fî rabbihî en âtâhullâhul mulk. İz kâle ibrâhîmu rabbiyellezî yuhyî ve yumîtu, kâle ene uhyî ve umît. Kâle ibrâhîmu fe innallâhe ye’tî biş şemsi minel maşrıkı fe’ti bihâ minel magribi fe buhitellezî kefere, vallâhu lâ yehdil kavmez zâlimîn."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. Allah’ın kendisine meliklik (hükümdarlık) vermesi sebebiyle (azarak) Rabbi hakkında İbrâhîm ile tartışan kimseyi görmedin mi? İbrâhîm, “Benim Rabbim ki O, diriltir ve öldürür,” demişti. (O da,) “Ben de diriltir ve öldürürüm.” dedi. İbrâhîm, “Öyleyse muhakkak ki ALLAH, Güneş’i doğudan getiriyor, haydi sen de onu batıdan getir,” dedi. O zaman o inkâr eden kimse şaşırıp kaldı (cevap veremedi). Allah zâlimler kavmini hidâyete erdirmez."

- ÂL-İ İMRÂN SÛRESİ , 1-9. ÂYETLER
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Elif lâm mim. Allahü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyum. Nezzele aleykel kitâbe bil hakkı müsaddikal lima beyne yedeyhi ve enzelet tevrâte vel incıl. Min kablü hüdel lin nâsi ve enzelel fürkan* innellezıne keferu bi âyâtillâhi lehüm azâbün şedıd* vallahü azîzün züntikam. İnnellahe lâ yahfa aleyhi şey'üm fil erdı ve lâ fis semâ'. Hüvellezı yüsavviruküm fil erhami keyfe yeşa'* lâ ilâhe illâ hüvel azızül hakîm. Hüvellezı enzele aleykel kitâbe minhü âyâtüm muhkematün hünne ümmül kitâbi ve üharu müteşabihat* fe emmellezıne fi kulubihim zeyğun fe yettebiune ma teşabehe minhübtiğael fitneti vebtiğae te'vılih* ve ma ya'lemü te'vılehu illellah* ver rasihune fil ılmi yekûlune amenna bihı küllüm min ındi rabbina* ve ma yezzekkeru illâ ülül elbab. Rabbena lâ tüzığ kulûbena ba'de iz hedeytena veheb lenâ mil ledünke rahmeh* inneke entel vehhab. Rabbena inneke câmiun nasi li yevmil lâ raybe fıh* innellahe lâ yuhlifül mıad."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. Elif, Lâm Mîm. ALLAH, kendisinden başka tanrı olmayan, hayy ve kayyûmdur. O, sana kendisinden öncekileri tasdik edip doğrulayan bu Kitâb'ı hak ile indirdi. Daha önce insanlara hidâyet olarak Tevrat'ı ve İncil'i de yine O indirmişti. Evet, bu Furkan'ı da O indirdi. Gerçek şu ki, Allah'ın âyetlerini inkâr edenler için çetin bir azap vardır. ALLAH çok güçlüdür, intikamını alır. Şu da kesindir ki, ne yerde, ne de gökte hiçbir şey ALLAH'a gizli kalmaz. Sizi, rahimlerde dilediği gibi şekillendiren O'dur. Kendisinden başka tanrı olmayan, şan, şeref ve hikmet sâhibi olan O'dur. Sana bu Kitâb'ı indiren O'dur. Bunun âyetlerinden bir kısmı muhkemdir ki, bu âyetler, kitabın anası (aslı) demektir. Diğer bir kısmı da müteşâbih âyetlerdir. Kalblerinde kaypaklık olanlar, sırf fitne çıkarmak için, bir de kendi keyflerine göre te'vil yapmak için, onun müteşâbih olanlarının peşine düşerler. Halbuki onun te'vilini ALLAH'dan başka kimse bilmez. İlimde uzman olanlar, 'Biz buna inandık, hepsi Rabbimiz katındandır,' derler. Üstün akıllılardan başkası da derin düşünmez. Ey Rabbimiz! Bize ihsan ettiğin hidâyetten sonra kalblerimizi haktan saptırma, bize kendi katından rahmet ihsan eyle! Şüphesiz ki, Sen bol ihsan sâhibisin."

- ÂL-İ İMRÂN SÛRESİ , 18-19. ÂYETLER
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Şehıdellahü ennehu lâ ilâhe illâ hüve vel melâiketü ve ülül ılmi kaimem bil kıst. Lâ ilâhe illâhüvel azızül hakîm. İnned dıne indellahil islâm. Ve mahtelefellezıne utül kitâbe illa mem ba'di ma caehümül ılmü bağyem beynehüm ve mey yekfür bi âyâtillâhi fe innellahe serıul hısab."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. O sabredenleri, o doğruluktan şaşmayanları, o elpençe dîvan duranları, o nafaka verenleri ve seher vakitlerinde o istiğfar edip yalvaranları (görür). ALLAH şehâdet eyledi şu gerçeğe ki, başka tanrı yok, ancak O vardır. Bütün melekler ve ilim uluları da dosdoğru olarak buna şâhittir ki, başka tanrı yok, ancak O aziz, O hakîm vardır."

- ÂL-İ İMRÂN SÛRESİ , 26-27. ÂYETLER
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Kulillahümme mâlikel mülki tü'til mülke men teşâü ve tenziul mülke mimmen teşa'. Ve tüızzü men teşâü ve tüzillü men teşa'. Bi yedikel hayr. İnneke alâ külli şey'in kadîr. Tulicül leyle fin nehâri ve tulicün nehâra fil leyl. Ve tuhricül hayye minel meyyiti ve tuhricül meyyite minel hayy. Ve terzüku men teşâü bi ğayri hısab."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. De ki: 'Ey mülkün sâhibi ALLAH'ım! Sen mülkü dilediğine verirsin, dilediğinden de onu çeker alırsın, dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır Senin elindedir. Muhakkak ki, Sen her şeye kaadirsin. Geceyi gündüzün içine sokarsın, gündüzü gecenin içine sokarsın; ölüden diri çıkarırsın, diriden ölü çıkarırsın. Dilediğine de hesapsız rızık verirsin."

ÂRAF SÛRESİ , 54-57. ÂYETLER
- "Bismillahirrahmânirrahîm. İnne rabbekumullâhullezî halâkas semâvâti vel arda fî sitteti eyyâmin summestevâ alâl arşı, yugşîl leylen nehâre yatlubuhu hasîsen veş şemse vel kamere ven nucûme musahharâtin bi emrihi, e lâ lehul halku vel emr. Tebârakallâhu rabbulâlemîn. Ud'û rabbekum tedarruan ve hufyeh. İnnehu lâ yuhıbbul mu'tedîn. Ve lâ tufsidû fîl ardı ba'de ıslâhıhâ ved'ûhu havfen ve tamaâ. İnne rahmetallâhi karîbun minel muhsinîn. Ve huvellezî yursilur riyâha buşran beyne yedey rahmetihi, hattâ izâ ekallet sehâben sikâle suknâhu li beledin meyyitin fe enzelnâ bihil mâe fe ahracnâ bihî min kullis semerât. Kezâlike nuhricul mevtâ leallekum tezekkerûn."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. Şüphesiz sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri altı gün içinde (altı evrede) yaratan ve (sonra) Arş'a kurulan, geceyi, kendisini durmadan takip eden gündüze katan, güneşi, ayı ve bütün yıldızları da buyruğuna tâbi olarak yaratan ALLAH'tır. Dikkat edin, yaratmak da, emretmek de yalnız O'na mahsustur. Âlemlerin Rabbi olan ALLAH'ın şânı yücedir. Rabbinize alçak gönüllüce ve için için dua edin. Çünkü O, haddi aşanları sevmez. Düzene sokulduktan sonra, yeryüzünde bozgunculuk yapmayın! ALLAH'a (azabından) korkarak ve (rahmetini) umarak dua edin. Şüphesiz, ALLAH'ın rahmeti iyilik edenlere çok yakındır. O, rüzgârları rahmetinin önünde müjde olarak gönderendir. Nihâyet rüzgârlar ağır bulutları yüklendiği vakit, onları ölü bir belde(yi diriltmek) için sevk ederiz de, oraya suyu indiririz. Derken onunla türlü türlü meyveleri çıkarırız. İşte ölüleri de öyle çıkaracağız. Ola ki, ibretle düşünürsünüz."

İSRÂ SÛRESİ , 81-82. ÂYETLER
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Ve kul câel hakku ve zehekal bâtıl. İnnel bâtıle kâne zehûkâ. Ve nunezzilu minel kur’âni mâ huve şifâun ve rahmetun lil mu’minîne ve lâ yezîduz zâlimîne illâ hasârâ."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. (Ey Muhammed!) De ki: 'Hak geldi, bâtıl yok oldu!' Elbette bâtıl yok olmaya mahkûmdur. Biz Kur'ân'dan, imân edenler için bir şifa ve rahmet kaynağı olan âyetler indiriyoruz. Zâlimlerin de ancak zararını artırır."

MU'MİNÛN SÛRESİ , 115-118. ÂYETLER
- "Bismillahirrahmânirrahîm. E fe hasibtum ennemâ halâknâkum abesen ve ennekum ileynâ lâ turceûn. Fe teâlallâhul melikul hakku, lâ ilâhe illâ huve, rabbul arşil kerîm. Ve men yed’u meallâhi ilâhen âhare lâ burhâne lehu bihî fe innemâ hısâbuhu inde rabbihi, innehu lâ yuflihul kâfirûn. Ve kul rabbigfir verham ve ente hayrur râhımîn.
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle."Sizi boşuna yarattığımızı ve bize tekrar döndürülmeyeceğinizi mi sandınız? Gerçek hükümdar olan ALLAH yücedir. O'ndan başka hiç ilah yoktur. O şerefli ve yüce arşın Rabbidir. Kim, hakkında hiçbir delili olmadığı halde, ALLAH ile birlikte başka bir ilaha taparsa, onun hesâbı ancak Rabbi katındadır. Şüphesiz kâfirler asla kurtuluşa eremezler. De ki: 'Rabbim! Bağışla, merhamet et! Çünkü Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın!"

YÂSİN SÛRESİ , 1-12. ÂYETLER
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Yâsin. Vel kur'anil hakiym. İnneke le minel murseliyn. Alâ sıratım müstekıym. Tenziylel aziyzir rahıym. Li tünzira kavmem ma ünzira âbâühüm fehüm ğafilun. Le kad hakkal kavlü ala ekserihim fehüm la yü'minûn. İnnâ ceâlnâ fı a'nâkıhim ağlalen fe hiye ilel ezkani fehüm mukmehun. Ve ceâlnâ mim beyni eydihim seddev ve min halfihim sedden fe ağşeynahüm fehüm lâ yübsırun. Ve sevâün aleyhim e enzertehüm em lem tünzirhüm la yü'minun. İnnema tünziru menittebeaz zikra ve haşiyer rahmane bil ğayb fe beşşirhü bi mağfirativ ve ecrin kerim. İnnâ nahnü nuhyil mevta ve nektübü ma kaddemu ve asârahüm ve külle şey'in ahsaynahü fı imamim mübiyn."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle.- Yâsin. Hikmetli Kur’an’ın Hakk’ı için, Emin ol ki, sen o risâletle gönderilen peygamberlerdensin. Bir sırât-ı müstakîm üzerindesin, Tenziliyle o Aziz Rahim'in. İnzar edesin, vehâmeti haber veresin diye bir kavme, babalar inzar edilmedi de, haberleri de yok, gafiller. Celâlim Hakk’ı için, daha çoklarına karşı söz hak olmuştur da, onlar imâna gelmezler. Çünkü Biz onların boyunlarına kelepçeler geçirmişiz, onlar çenelerine dayanmıştır da, burunları yukarı, gözleri aşağı somurtmaktadırlar. Hem önlerinden bir sed ve arkalarından bir sed çekmişiz, kendilerini sarmışızdır da, baksalar da görmezler. Ve onlarca müsâvidir, ha inzar etmişin kendilerini. ha etmemişin! Unanmazlar. Ancak zikri takip eden ve gaybde Rahman'a haşyet besleyen kimseyi sakındırırsın. İşte onu hem bir mağrifetle, hem bir ecr-i kerîm ile müjdele! Hakikat Biz Biziz, ölüleri diriltiriz ve takdim ettikleri şeyleri ve bıraktıkları eserleri Kitâb'a geçiririz ve zâten herşeyi açık bir Kütük'te bir "İmam-ı Mübîn" de ihsa etmişizdir."

SAFFAT SÛRESİ , 1-10. ÂYETLER
- "Bismillahirrahmânirrahîm.Vessaffâti saffa. Fezzacirati zecra. Fettaliyati zikra. İnne ilaheküm le vâhıd. Rabbüs semâvâti vel erdı ve ma beynehüma ve rabbül meşarık. İnna zeyyennes semaed dünya bi zınetinil kevakib. Ve hıfzam min külli şeytânim marid. Lâ yessemmeune ilel meleil a'la ve yukzefune min külli canib. Dühurav ve lehüm azâbüv vâsıb. İllâ men hatfel hatfete fe etbeahu şihâbün sâkıb."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. Andolsun o saf bağlayıp duranlara! O haykırıp da sürenlere! Ve o yolda zikir okuyanlara! Ki, sizin ilâhınız birdir. O, göklerin, yerin ve aralarındakilerin Rabbidir, bütün doğuların da Rabbidir. Gerçekten Biz dünya göğünü (o yakın göğü) bir ziynetle, yıldızlarla süsledik. Onu her inatçı şeytandan koruduk. Onlar yüksek (melekler) topluluğunu dinleyemezler. Her taraftan kovulup atılırlar. Uzaklaştırılırlar. Onlara ardı arkası kesilmez bir azab vardır. Ancak kulak hırsızlığı yapanlar olur. Onu da yakıcı bir alev takip eder."

RAHMAN SÛRESİ , 33-36. ÂYETLER
- "Bismillahirrahmânirrahîm.Yâ ma'şeral cinni vel insi inisteta'tum en tenfuzû min aktâris semâvâti vel ardı fenfuzû, lâ tenfuzûne illâ bi sultân. Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân.Yurselu aleykumâ şuvâzun min nârin ve nuhâsun fe lâ tentesırân. Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân.
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin çevresinden geçmeye gücünüz yeterse, geçin gidin! ALLAH'ın verdiği bir güç olmadan geçemezsiniz! Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? Üzerinize ateşten alev ve duman gönderilir, kendinizi savunamazsınız. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz/"

HAŞR SÛRESİ , 21-24. ÂYETLER
- "Bismillahirrahmânirrahîm.Lev enzelnâ hâzâl kur’âne alâ cebelin le raeytehu hâşian mutesaddian min haşyetillâh. Ve tilkel emsâlu nadribuhâ lin nâsi leallehum yetefekkerûn.Huvallâhullezî lâ ilâhe illâ huve, âlimul gaybi veş şehâdeti, huver rahmânur rahîm. Huvallâhullezî lâ ilâhe illâ huve, el melikul kuddûsus selâmul mu’minul muheyminul azîzul cebbârul mutekebbir. Subhânallâhi ammâ yuşrikûn. Huvallâhul hâlikul bâriul musavviru lehul esmâul husnâ, yusebbihu lehu mâ fîs semâvâti vel ard. Ve huvel azîzul hakîm).
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. Biz bu Kur'ân'ı bir dağa indirseydik, ALLAH(ın korkusundan onu baş eğmiş, parça parça olmuş görürdün. Bu misâlleri düşünsünler diye insanlara veriyoruz. O, öyle ALLAH'tır ki, O'ndan başka tanrı yoktur. Görülmeyeni ve görüleni bilendir. O, esirgeyen bağışlayandır. O, öyle bir ALLAH'tır ki, Kendisinden başka hiçbir tanrı yoktur. O, mâlik ve sâhiptir, münezzehtir, selâmet verendir, emniyete kavuşturandır, gözetip koruyandır, üstündür, istediğini zorla yaptıran, büyüklükte eşi olmayandır. ALLAH puta tapanların ortak koştukları şeylerden münezzehtir. O, yaratan, var eden, varlıklara şekil veren ALLAH'tır. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nun şânını yüceltmektedirler. O, gâlib olan, her şeyi hikmeti uyarınca yapandır."

CİN SÛRESİ , 1-3. ÂYETLER
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Kul ûhıye ileyye ennehustemea neferun minel cinni fe kâlû innâ semi’nâ kur’ânen acebâ. Yehdî iler ruşdi fe âmennâ bihi ve len nuşrike bi rabbinâ ehadâ. Ve ennehu teâlâ ceddu rabbinâ mettehaze sâhıbeten ve lâ veledâ."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. De ki:'Hakikat, bir takım cinnin Kur'ân dinleyip de şöyle dedikleri bana vahyedildi: 'Şüphesiz biz, hayret verici bir Kur'ân dinledik. O Kur'ân hidâyete erdiriyor, biz de ona imân ettik. Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız. Doğrusu, Rabbimizin şânı çok yüksektir. Ne bir arkadaş edinmiştir, ne de bir çocuk," (dediler.)"

ZİLZAL SÛRESİ
- "Bismillahirrahmânirrahîm. İzâ zülziletil erdu zilzaleha. Ve ahracetilerdu eskaleha. Ve kalel insanü ma leha. Yevmeizin tühaddisü ahbaraha. Bienne rabbeke evha leha. Yevmeiziy yasdürun nâsü eştatel li yürav a'malehüm Fe mey ya'mel miskale zerratin hayray yerah. Ve mey ya'mel miskale zerratin şerray yerah."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. Yer o yaman sarsıntı ile sarsıldığı, yer, içindeki ağırlıkları çıkarıp dışarı attığı, ve insan, 'Ona ne oluyor?' dediği zaman! O gün yer, bütün haberlerini anlatır. Çünkü Rabbin ona vahyetmiştir. O gün insanlar, amellerinin karşılığı kendilerine gösterilmek üzere bölük bölük çıkacaklardır. Her kim zerre kadar hayır işlemişse, onu görecektir. Her kim, zerre kadar şer işlemişse, onu görecektir."

HÜMEZE SÛRESİ
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Veylül li külli hümezetil lümezeh. Ellezıcemea malev ve addedeh. Yahsebü enne malehu ahledeh. Kellâ le yümbezenne fil hutameh. Ve mâ edrake mel hutameh. Nârullahil mukadeh. Elleti tettaliu alel ef'ideh. İnneha aleyhim mü'sadeh.9. Fi amedim mümeddedeh."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. Mal toplayıp onu tekrar tekrar sayan, insanları arkadan çekiştirip, kaş göz hareketleriyle alay edenlerin (hümeze ve lümezenin) vay hâline! Malının, kendisini ebedi yaşatacağını sanır. Hayır, andolsun ki, o hutameye (Cehennem'e) atılacaktır. Hutame'nin ne olduğunu bilir misin? O, kalplerin içine işleyecek, ALLAH'ın tutuşturulmuş bir ateşidir. Cehennemlikler, dikilmiş direklere bağlı oldukları halde, o ateşin kapıları üzerlerine kapatılacaktır."

KÂFİRÛN SÛRESİ
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Kul yâ eyyühel kâfirûn. Lâ a'büdü mâ ta'büdûn. Ve lâ entüm âbidûne mâ a'büd. Ve lâ ene âbidün mâ abedtüm. Ve lâ entüm âbidûne mâ a'büd. Leküm dînüküm veliye dîn"
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. De ki: Ey kâfirler! Tapmam o taptıklarınıza! Siz de benim kulluk ettiğime tapanlardan değilsiniz. Hem ben tapıcı değilim sizin taptıklarınıza! Hem de siz, benim kulluk ettiğime tapıcılardan değilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim bana!"

İHLÂS SÛRESİ
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Kul hüvellâhü ehad. Allâhüssamed. Lem yelid ve lem yûled. Ve lem yekün lehû küfüven ehad."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. De k: O ALLAH bir tektir! ALLAH eksiksiz, sameddir (Bütün varlıklar O'na muhtaç, fakat O, hiç bir şeye muhtaç değildir). Doğurtmadı ve doğurulmadı. O'na bir eş, bir denk de olmadı."

FELÂK SÛRESİ
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Kul e'ûzü birabbil felâk. Min şerri mâ halâk. Ve min şerri ğasikın izâ vekab. Ve min şerrinneffâsâti fil'ukad. Ve min şerri hâsidin izâ hased."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle.De ki: "Sığınırım o sabahın Rabbine! 2- Yarattığı şeylerin şerrinden, Karanlığı çöküp bastırdığında bir gecenin şerrinden, o düğümlere üfleyen üfürükçülerin şerrinden, ve kıskançlık gösterdiğinde bir kıskancın şerrinden!"

NAS SÛRESİ
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Kul e'ûzü birabbinnâs, Melikinnâs, İlâhinnâs. Min şerrilvesvâsilhannâs. Ellezî yüvesvisü fî sudûrinnâsi Minelcinneti vennâs."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. De ki: Sığınırım ben insanların Rabbine, insanların sâhibine, insanların ilâhına! Gerek cinlerden, gerek insanlardan olan sinsi vesvesecinin şerrinden. O ki, insanların göğüslerine vesveseler fısıldar."

Bu âyetler veya mealleri peşpeşe şifa niyetine okunur, her seferinde ele üflenir, hasta meshedililir. Veya suya üflenir, hastaya içirilir.

BÜYÜ YAPILMIŞ KİŞİ İÇİN OKUNACAK AYETLER:

- FÂTİHA SÛRESİ
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Elhamdü lillâhi rabbil'âlemin. Errahmânir'rahim. Mâliki yevmiddin. İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în. İhdinessırâtel müstakîm. Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayril mağdûbi aleyhim ve leddâllîn."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. Hamd o âlemlerin Rabbi, O Rahmân ve Rahim, O din gününün maliki olan Allah'ındır. Ancak Sana ederiz kulluğu, ibadeti! Ve ancak Senden dileriz yardımı, inâyeti! Hidâyet eyle bizi doğru yola! O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna! O gazâba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil!"

BAKARA SÛRESİ , 102. ÂYET
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Vettebeu ma tetlüş şeyâatıynü alâ mülki süleyman* ve mâ keferâ süleymânü ve lâkinneş şeyâtıyne keferu yüallimunen nasas sıhra ve ma ünzile alel melekeyni bi bâbile hârute ve mârut* ve ma yüallimani min ehadin hatta yekula innema nahnü fitnetün fe lâ tekfür* fe yeteallemune minhüma ma yüferrikune bihı beynel mer'i ve zevcih* ve ma hüm bi darrıne bihı min ehadin illâ bi iznillâh* ve yeteallemune ma yedurruhüm ve lâ yenfeuhüm* ve le kad alimu le menişterahü ma lehu fil âhırati min halakıv ve le bi'se ma şerav bihı enfüsehüm* lev kanu lâ'lemun."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. Tuttular da Süleyman mülküne dâir şeytanların uydurup izledikleri şeyin ardına düştüler. Halbuki Süleyman inkâr edip kâfir olmadı, lâkin o şeytanlar kâfirlik ettiler. İnsanlara sihir öğretiyorlar ve Bâbil'de Hârut ve Mârut'a, bu iki meleğe indirilen şeyleri öğretiyorlardı. Halbuki o ikisi 'Biz ancak ve ancak sizi denemek için gönderildik, sakın sihir yapıp da kâfir olmayın!' demeden kimseye birşey öğretmezlerdi. İşte bunlardan karı ile kocanın arasını ayıracak şeyler öğreniyorlardı. Fakat ALLAH'ın izni olmadıkça bununla kimseye zarar verebilecek değillerdi. Kendi kendilerine zarar verecek ve bir fayda sağlamayacak bir şey öğreniyorlardı. Yemin olsun ki, onu her kim satın alırsa, onu alanın âhirette bir nasibi olmayacağını da çok iyi biliyorlardı. Hakkiyle bilselerdi, uğruna canlarını sattıkları şey ne çirkin bir şeydi."

- BAKARA SÛRESİ , 255. ÂYET (ÂYET-EL KÜRSÎ)
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Allâhu lâ ilâhe illâ hu vel hayyul kayyûm. Lâ te’huzuhu sinetun ve lâ nevm. Lehu mâ fîs semâvâti ve mâ fil ard. Menzellezî yeşfeu indehû illâ bi iznih. Ya’lemu mâ beyne eydîhim ve mâ halfehum, ve lâ yuhîtûne bi şey’in min ilmihî illâ bi mâ şâe. Vesia kursiyyuhus semâvâti vel ard. Ve lâ yeûduhu hıfzuhumâ, ve huvel aliyyul azîm."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. ALLAH'tan başka hiçbir ilâh yoktur. O dâima Hayy'dır, (Gerçek Hayat Sâhibidir), Kayyum'dur (bütün Kâinatın idâresini kusursuz yürütendir). O'nu ne gaflet basar, ne de uyku. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmadan huzurunda şefaat edecek olan kimdir ki? O, kullarının önlerinde ve arkalarında (geçmişinde, geleceğinde) ne varsa hepsini bilir. Onlar ise, O'nun dilediği kadarından başka ilminden hiçbir şey kavrayamazlar. O'nun kürsisi, bütün gökleri ve yeri kucaklamıştır. Onların her ikisini de görüp gözetmek O'na bir ağırlık vermez. O çok yücedir, çok büyüktür."

- ÂRAF SÛRESİ , 117-122. ÂYETLER
- "Bismillahirrahmânirrahîm.Ve evhaynâ ilâ mûsâ en elkı asâke, fe izâ hiye telkafu mâ ye’fikûn. Fe vakaal hakku ve batale mâ kânû ya’melûn.Fe gulibû hunâlike venkalebû sâgırîn. Ve ulkıyes seharatu sâcidîn. Kâlû âmennâ bi rabbil âlemîn. Rabbi mûsâ ve hârûn."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle.Biz de Mûsâ'ya, 'Elindeki değneğini at' diye vahyettik. Bir de ne görsünler! O, onların uydurduklarını yakalayıp yutuyor. Böylece hak yerini buldu ve onların yapmış oldukları şeylerin hepsi boşa çıktı. Artık orada yenilmişler ve küçük düşmüşlerdi. Sihirbazlar ise secdeye kapandılar. 'Âlemlerin Rabbine iman ettik,' dediler. 'Mûsâ ve Hârûn'un Rabbine!' (dediler)"

YUNUS SÛRESİ , 79-82. ÂYETLER
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Ve kâle fir’avnu’tûnî bi kulli sâhırin alîmin. Fe lemmâ câes seharatu kâle lehum mûsâ elkû mâ entum mulkûn. Fe lemmâ elkav kâle mûsâ mâ ci’tum bihis sihr, innallâhe se yubtiluhu, innallâhe lâ yuslihu amelel mufsidîn. Ve yuhikkullâhul hakka bi kelimâtihî ve lev kerihel mucrimûn."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. Firavun da, 'Bana bütün bilgili sihirbazları toplayıp getirin!' dedi. Sihirbazlar gelince, Musa onlara, 'Ortaya ne atacaksanız atın!' dedi. Onlar ortaya atınca Musa dedi ki, 'Sizin yaptığınız şey sihirdir. Muhakkak ki, ALLAH onu iptal edecektir. Şüphe yok ki, ALLAH fesatçıların işlerini düze çıkarmaz.' ALLAH, hakkın hak ve gerçek olduğunu kelimeleriyle ispat eder, günahkârların hoşuna gitmese de!"

TAHA SÛRESİ , 67-69. ÂYETLER
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Fe evcese fı nefsihı hıyfetem mûsa. Kulna la tehaf inneke entel a'lâ. Ve elkı ma fı yemınike telkaf ma saneu innema saneu keydü sahır ve la yüflihus sahırü haysü eta"
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. Bu yüzden Musa içinde bir korku hissetti. Biz dedik ki: 'Korkma, çünkü sen muhakkak üstünsün (galib geleceksin)! Sağ elindekini atıver, o, onların yaptıklarını yutar. Çünkü onların yaptıkları ancak bir büyücü tuzağıdır. Büyücü ise, her nerede olursa olsun, başarıya ulaşamaz."

İSRÂ SÛRESİ , 81-82. ÂYETLER
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Ve kul câel hakku ve zehekal bâtıl. İnnel bâtıle kâne zehûkâ. Ve nunezzilu minel kur’âni mâ huve şifâun ve rahmetun lil mu’minîne ve lâ yezîduz zâlimîne illâ hasârâ."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. (Ey Muhammed!) De ki: 'Hak geldi, bâtıl yok oldu!' Elbette bâtıl yok olmaya mahkûmdur. Biz Kur'ân'dan, imân edenler için bir şifa ve rahmet kaynağı olan âyetler indiriyoruz. Zâlimlerin de ancak zararını artırır."

SAFFAT SÛRESİ , 1-10. ÂYETLER
- "Bismillahirrahmânirrahîm.Vessaffâti saffa. Fezzacirati zecra. Fettaliyati zikra. İnne ilaheküm le vâhıd. Rabbüs semâvâti vel erdı ve ma beynehüma ve rabbül meşarık. İnna zeyyennes semaed dünya bi zınetinil kevakib. Ve hıfzam min külli şeytânim marid. Lâ yessemmeune ilel meleil a'la ve yukzefune min külli canib. Dühurav ve lehüm azâbüv vâsıb. İllâ men hatfel hatfete fe etbeahu şihâbün sâkıb."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. Andolsun o saf bağlayıp duranlara! O haykırıp da sürenlere! Ve o yolda zikir okuyanlara! Ki, sizin ilâhınız birdir. O, göklerin, yerin ve aralarındakilerin Rabbidir, bütün doğuların da Rabbidir. Gerçekten Biz dünya göğünü (o yakın göğü) bir ziynetle, yıldızlarla süsledik. Onu her inatçı şeytandan koruduk. Onlar yüksek (melekler) topluluğunu dinleyemezler. Her taraftan kovulup atılırlar. Uzaklaştırılırlar. Onlara ardı arkası kesilmez bir azab vardır. Ancak kulak hırsızlığı yapanlar olur. Onu da yakıcı bir alev takip eder."

KÂFİRÛN SÛRESİ
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Kul yâ eyyühel kâfirûn. Lâ a'büdü mâ ta'büdûn. Ve lâ entüm âbidûne mâ a'büd. Ve lâ ene âbidün mâ abedtüm. Ve lâ entüm âbidûne mâ a'büd. Leküm dînüküm veliye dîn"
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. De ki: Ey kâfirler! Tapmam o taptıklarınıza! Siz de benim kulluk ettiğime tapanlardan değilsiniz. Hem ben tapıcı değilim sizin taptıklarınıza! Hem de siz, benim kulluk ettiğime tapıcılardan değilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim bana!"

İHLÂS SÛRESİ
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Kul hüvellâhü ehad. Allâhüssamed. Lem yelid ve lem yûled. Ve lem yekün lehû küfüven ehad."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. De k: O ALLAH bir tektir! ALLAH eksiksiz, sameddir (Bütün varlıklar O'na muhtaç, fakat O, hiç bir şeye muhtaç değildir). Doğurtmadı ve doğurulmadı. O'na bir eş, bir denk de olmadı."

FELÂK SÛRESİ
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Kul e'ûzü birabbil felâk. Min şerri mâ halâk. Ve min şerri ğasikın izâ vekab. Ve min şerrinneffâsâti fil'ukad. Ve min şerri hâsidin izâ hased."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle.De ki: "Sığınırım o sabahın Rabbine! 2- Yarattığı şeylerin şerrinden, Karanlığı çöküp bastırdığında bir gecenin şerrinden, o düğümlere üfleyen üfürükçülerin şerrinden, ve kıskançlık gösterdiğinde bir kıskancın şerrinden!"

NAS SÛRESİ
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Kul e'ûzü birabbinnâs, Melikinnâs, İlâhinnâs. Min şerrilvesvâsilhannâs. Ellezî yüvesvisü fî sudûrinnâsi Minelcinneti vennâs."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. De ki: Sığınırım ben insanların Rabbine, insanların sâhibine, insanların ilâhına! Gerek cinlerden, gerek insanlardan olan sinsi vesvesecinin şerrinden. O ki, insanların göğüslerine vesveseler fısıldar."

Bu âyetler okunur, 1, 3, 5, 7 kere tekrar edilir. Büyü aracı olan muska, ip, vs. ateşe atılarak yakılır.

NAZAR TEDÂVİSİ VEYA NAZARDAN KORUNMAK İÇİN

- FÂTİHA SÛRESİ
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Elhamdü lillâhi rabbil'âlemin. Errahmânir'rahim. Mâliki yevmiddin. İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în. İhdinessırâtel müstakîm. Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayril mağdûbi aleyhim ve leddâllîn."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. Hamd o âlemlerin Rabbi, O Rahmân ve Rahim, O din gününün maliki olan Allah'ındır. Ancak Sana ederiz kulluğu, ibadeti! Ve ancak Senden dileriz yardımı, inâyeti! Hidâyet eyle bizi doğru yola! O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna! O gazâba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil!"

- BAKARA SÛRESİ , 255. ÂYET (ÂYET-EL KÜRSÎ)
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Allâhu lâ ilâhe illâ hu vel hayyul kayyûm. Lâ te’huzuhu sinetun ve lâ nevm. Lehu mâ fîs semâvâti ve mâ fil ard. Menzellezî yeşfeu indehû illâ bi iznih. Ya’lemu mâ beyne eydîhim ve mâ halfehum, ve lâ yuhîtûne bi şey’in min ilmihî illâ bi mâ şâe. Vesia kursiyyuhus semâvâti vel ard. Ve lâ yeûduhu hıfzuhumâ, ve huvel aliyyul azîm."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. ALLAH'tan başka hiçbir ilâh yoktur. O dâima Hayy'dır, (Gerçek Hayat Sâhibidir), Kayyum'dur (bütün Kâinatın idâresini kusursuz yürütendir). O'nu ne gaflet basar, ne de uyku. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmadan huzurunda şefaat edecek olan kimdir ki? O, kullarının önlerinde ve arkalarında (geçmişinde, geleceğinde) ne varsa hepsini bilir. Onlar ise, O'nun dilediği kadarından başka ilminden hiçbir şey kavrayamazlar. O'nun kürsisi, bütün gökleri ve yeri kucaklamıştır. Onların her ikisini de görüp gözetmek O'na bir ağırlık vermez. O çok yücedir, çok büyüktür."

YUSUF SÛRESİ , 87. ÂYET
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Yâ beniyyezhebû fe tehassesû min yûsufe ve ahîhi ve lâ tey’esû min ravhillâh. İnnehu lâ yey’esu min ravhillâhi illâl kavmul kâfirûn."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. Ey oğullarım! Gidin ve Yusuf’u ve onun kardeşini iyice araştırın! Allah’ın vereceği ferahlıktan umut kesmeyin. Muhakkak ki; kâfirler kavminden başkası, Allah’ın vereceği ferahlıktan umut kesmez."

- İSRÂ SÛRESİ , 82. ÂYET
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Ve nunezzilu minel kur’âni mâ huve şifâun ve rahmetun lil mu’minîne ve lâ yezîduz zâlimîne illâ hasârâ."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. Biz Kur'ân'dan, iman edenler için bir şifa ve rahmet kaynağı olan âyetler indiriyoruz. Zalimlerin de ancak zararını artırır."

MÜLK SÛRESİ , 1-5. ÂYETLER
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Tebarekelleziy biyedihilmulku ve huve 'ala kulli şey'in kadiyrun. Elleziy halekalmevte velhayate liyebluvekum eyyukum ahsenu 'amelen ve huvel'aziyzulğafuru. Elleziy haleka seb'a semavatin tıbakan ma tera fiy halkırrahmani min tefavutin ferci'ılbasare hel tera min futurin. Summerci'ılbasare kerreteyni yenkalib ileykelbesaru hasien ve huve hasiyrun. Ve lekad zeyyennessemaeddunya bimesabiyha ve ce'alnaha rucumen lişşeyatıyni ve a'tedna lehum 'azabesse'ıyri."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. Mutlak hükümranlık elinde olan Allah, yüceler yücesidir ve O'nun her şeye gücü yeter. O ki, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O, mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır. O ki, birbiri ile ahenktar yedi göğü yaratmıştır. Rahman olan Allah'ın yaratışında hiçbir uygunsuzluk göremezsin. Gözünü çevir de bir bak, bir bozukluk görebiliyor musun? Sonra gözünü, tekrar tekrar çevir bak; göz 'aradığı bozukluğu bulmaktan' âciz ve bitkin hâlde sana dönecektir. Andolsun ki Biz, dünyaya en yakın olan göğü kandillerle donattık. Bunları şeytanlara atış tâneleri yaptık ve onlara alevli ateş azâbını hazırladık."

KALEM SÛRESİ , 51-52. ÂYETLER
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Ve in yekâdullezîne keferû le yuzlikûneke bi ebsârihim lemmâ semiûz zikra ve yekûlûne innehu le mecnûn. Ve mâ huve illâ zikrun lil âlemîn."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. O kâfirler Kur'ân'ı işittikleri zaman, neredeyse seni gözleri ile devireceklerdi. Bir de durmuşlar 'o bir deli' diyorlar. Halbuki o (Kur'an) âlemler için bir öğüttür."

KÂFİRÛN SÛRESİ
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Kul yâ eyyühel kâfirûn. Lâ a'büdü mâ ta'büdûn. Ve lâ entüm âbidûne mâ a'büd. Ve lâ ene âbidün mâ abedtüm. Ve lâ entüm âbidûne mâ a'büd. Leküm dînüküm veliye dîn"
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. De ki: Ey kâfirler! Tapmam o taptıklarınıza! Siz de benim kulluk ettiğime tapanlardan değilsiniz. Hem ben tapıcı değilim sizin taptıklarınıza! Hem de siz, benim kulluk ettiğime tapıcılardan değilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim bana!"

İHLÂS SÛRESİ
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Kul hüvellâhü ehad. Allâhüssamed. Lem yelid ve lem yûled. Ve lem yekün lehû küfüven ehad."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. De k: O ALLAH bir tektir! ALLAH eksiksiz, sameddir (Bütün varlıklar O'na muhtaç, fakat O, hiç bir şeye muhtaç değildir). Doğurtmadı ve doğurulmadı. O'na bir eş, bir denk de olmadı."

FELÂK SÛRESİ
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Kul e'ûzü birabbil felâk. Min şerri mâ halâk. Ve min şerri ğasikın izâ vekab. Ve min şerrinneffâsâti fil'ukad. Ve min şerri hâsidin izâ hased."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle.De ki: "Sığınırım o sabahın Rabbine! 2- Yarattığı şeylerin şerrinden, Karanlığı çöküp bastırdığında bir gecenin şerrinden, o düğümlere üfleyen üfürükçülerin şerrinden, ve kıskançlık gösterdiğinde bir kıskancın şerrinden!"

NAS SÛRESİ
- "Bismillahirrahmânirrahîm. Kul e'ûzü birabbinnâs, Melikinnâs, İlâhinnâs. Min şerrilvesvâsilhannâs. Ellezî yüvesvisü fî sudûrinnâsi Minelcinneti vennâs."
- "Rahmân ve Rahîm olan ALLAH'ın ismiyle. De ki: Sığınırım ben insanların Rabbine, insanların sâhibine, insanların ilâhına! Gerek cinlerden, gerek insanlardan olan sinsi vesvesecinin şerrinden. O ki, insanların göğüslerine vesveseler fısıldar."

Bu âyetler okunur ve nazardan korunması istenen kişiye üflenir. Veya ele üflenip o kişinin başı sıvazlanır.

Bütün hastalıklarda,

- "Ey insanların Rabbi olan ALLAH'ım!.. Hastalığı gider; bu kişiye şifa ver. Şifa veren yalnız Sensin!
Senin şifandan başka şifa yoktur. Hastalık bırakmayan şifa ver!"

duası okunur.

Ruhi Selman

selman@journalist.com

Soru: Biri bana cay icirdi ve cinler musallat oldu ne yapmam gerekir, yardim edin.

Cevap: “Mü’minün suresinin 97 ile 98.” Ayetleri 41 kez okunmalıdır. Mu`minûn Sûresi, Ayet 97: ?? ???? ????? ??????? ???? ???? ???????? ???????????? Okunuşu: Ve gul rabbi eûzü bike min hemezâti`şşeyatîn. Anlamı: Ve de ki: “Rabbim, şeytanın kışkırtmalarından Sana sığınırım.” Mu`minûn Sûresi, Ayet 98: ????????? ???? ????? ???? ??????????? Okunuşu: Ve eûzü bike rabbi en(y) yahdurûn. Anlamı: “Ve onların benim yanımda bulunmalarından da Sana sığınırım Rabbim.”

***

ÖNEMLİ SAYFALAR

- BİR SPİRİTUALİSTİN DÜNYASI - ANA SAYFA
- BİR TEBLİĞ
- ÖLÜM VE SONRASI
- ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 1
- ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 2
- ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 3
- ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 4
- ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 5
- ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 6
- ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 7
- ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 8
- ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 9
- ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 10
- ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 11
- ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 12
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 13
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 14
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 15
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 16
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 17
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 18
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 19
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 20
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 21
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 22
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 23
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 24
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 25
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 26
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 27
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 28
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 29
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 30
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 31
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 32
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 33
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 34
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 35
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 36
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 37
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 38
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 39
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 40
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 41
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 42
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 43
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 44
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 45
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 46
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 47
- ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 48
- ÖTE ÂLEM'DEN ŞİİRLER - 1
- RÜYÂLAR - 1
- RÜYÂLAR - 2
- REİNKARNASYON - 1
- REİNKARNASYON - 2
- ANADOLU'DA REİNKARNASYON ŞİİRLERİ
- İRLANDALI ŞÂİR JAMES CLARENCE MANGAN ANADOLU'DA MI YAŞADI?
- FİNCAN CELSELERİ - 1
- FİNCAN CELSELERİ - 2
- FİNCAN CELSELERİ - 3
- EKMİNEZİ ÇALIŞMASI
- RÛHÎ FİLİMLER - 1
- ENTERESAN RÛHÎ OLAYLAR
- ERGUN ARIKDAL VE SÂDIKLAR PLÂNI'NI TENKİT
- BÜLENT ÇORAK VE DÜNYA KARDEŞLİK BİRLİĞİ SAFSATASI
- CENAP BAŞMAN VE MARON TARİKATI
- SAPKIN RAEL TARİKATI
- TRANSANDANTAL MEDİTASYON KANDIRMACASI
- MELEKLER'DEN MESAJ ALDIĞINI SANAN ŞAŞKINLAR
- ŞEYTANA TAPAN SATANİSTLER
- MEKTUPLAR