BİR SPİRİTUALİSTİN DÜNYASI

SAPKIN RAEL TARİKATI

Bu sitede aslında tarikatlara yer yoktur... Biz Spiritualizm'le, yâni Ruhiyat'la, Ruhlar'la Görüşme ile uğraşıyoruz... Ne var ki, Uzaylılar'la görüştüğünü iddia eden tarikatlar sardı ortalığı... Birileri bedenli Uzaylılar'ı Spiritualizm'e, yâni Ruhiyat'a, Ruhlar'la Görüşme'ye bulaştırdıkları için, Bülent Çorak Tarikatı'yla, Cenap Başman Tarikatı'yla ve şu Rael Tarikatı'yla uğraşmak mecbûriyetinde kaldık.

Bir kere daha tekrar edelim ki, Uzay'daki binlerce yıldızda, gezegende hayat vardır. Oralarda yaşayanlara "Uzaylı" denebilir, ama bu Uzaylılar'la Ruhlar'la görüşüldüğü gibi İrtibat kurulmaz. Uzaylılar, "Yakında kıyâmet kopacak, ama biz gelip sizi kurtaracağız" falan demez. Hele ki, buna bir de ölmüş Peygamberler'in, Mevlâna, Yunus, Atatürk gibi Muhterem Zatlar'ın tekrar dünyâya geleceği ve Uzaylılar'a katılacağı safsatasını eklemek, akıllara ziyandır. Bunların tümü uydurmadır!

Neyi anlamıyorum, biliyor musunuz?.. 1847 yılında Fox âilesinin Charles Rhine'nın Ruhu ile görüşmesi sonucu başlayan Spiritizm-Spiritualizm, 1960'lara kadar hep ilim adamı ve araştırmacılar önderliğinde gelişmiştir. Medyumlar hep arka plândadır, adları bile bilinmez. Allan Cardec (1804-1869) , Charles Richet (1850-1935) , Dedektif Sherlock Holmes'un mâcerâlarının yazarı Conan Doyle (1859-1930) ve tabii rahmetli Dr. Bedri Ruhselman (1898-1960) ilk akla gelen isimlerden... Bunlar gecelerini gündüzlerine katmışlar, Dünyâ'da yaşayıp ta ölmüş pek çok Ruh'la irtibata geçmişler, kitaplar yazmışlar. Bedri Bey'in "Ruhlar Arasında" kitabı en meşhuru... Hiçbiri Uzaylılar'la, Agartalılar'la, Atlantisliler'le görüşmeye kalkmamış... Ama son 50 yıldır hem Türkiye'de, hem de Batı Dünyâsı'nda ortalıkta dolananlar sâdece "medyum"lar!.. Hiç ilim adamı yok, hiç araştırmacı yok, hiç denetleyici yok!.. Amatörü bile!.. O "medyum"lar da sanki Dünyâ'da yaşayıp Âhıret'e göçmüş hiç Ruh yokmuş gibi hep Uzaylılar'la, Agartalılar'la, Atlantisliler'le al takke, ver külâh görüşüyor!..

O yüzden biz işi-gücü bıraktık; katıldığımız Celseler'i, kendi yaptığımız Celseler'i, çalışmalarımızı yazacak yerde, bu sahte "medyum"ların ve Vasat-altı, Geri Varlıklar'ın "tebliğ" diye yutturduğu safsataları çürütmekle uğraşıyoruz.

Benim şahsen bu Rael Tarikatı konusunda ne bir ilişkim, ne de bilgim var... O yüzden İnternet'ten derlediğim bir takım yazıları nakledecek, ve ancak onlar üzerinden düşüncelerimi, yorumlarımı belirtebileceğim.

İşte Rael Tarikatı hakkında bir kaç yazı:

- "Çıkan habere göre seksi de ihmâl etmeyen bir tarikat... Yeni katılacaklar kendi aralarında
bir 'orgy' çevirip öyle giriyorlarmış tarikata.*
ORGY: seâahat, seks âlemi, seks partisi, sekse aşırı düşkünlük.

"Sitelerinde Türkçe'nin de yer aldığı onlarca dilde açıklamalar var...
Yalnız açıklamalar çıkartacakları kitabın reklâmından ibâret. Ancak ana sayfaya gitmek isterseniz;
ki, linke hafifçe baktığınızda sanki sizi Türkçe bir siteye yöneltecekmiş gibi duruyor,
'pıt' diye 'The Raelian Shop' adli kredi kartı s.kici ile karşılaşıyorsunuz...
Tam salaklara göre!.. Âfiyet olsun..."

- "Müritlerince 'Rael' olarak anılan eski Fransız gazeteci Claude Vorilhon tarafından 1973'te kurulan,
'sonsuz yaşama ulaşmanın yolunun genetik kopyalama olduğu'nu savunulan tarikat...
Uzaylılar'ın torunları olduklarını öne süren bu tarikatın Dünya çapında 50 binin üzerinde
müridi olduğu söylenen yan kuruluşu 'Clonaid'; 26 aralık 2002'de ilk klon bebeğin
(bkz: eve) doğduğunu açıklamış, Fakat daha önce söyledikleri gibi
'basına gösterecez, DNA testi de yapacaz, ispat için ne isteniyorsa yapacaz,
biz yalan söylemiyoruz' bıdıbıdı'larını unutup, bebekleri hiçbir zaman basına çıkarmamış.
Sebep olarak kamuoyunun şüpheci yaklaşımını göstermiş."

"Kendisine 'Rael' diyen Claude Vorilhon'un yaptığı basın açıklamalarını okuyunca,
'Ne kadar da doğru lâflar etmiş bu adam!' demekten kendini alamıyor insan!..
Zâten seksle ilgili görüşleri önceden belli değil miydi ki bu adamın?..
'Orgy'ler düzenlemesi bu kadar tuhaf mı?.. 'Rastgele seks'i, 'gay hakları'nı savunan,
Bush'a karşı haklı olarak gâyet ağır ithamlarda bulunan, 'CIA Irak'a biyolojik silâh
yerleştirmeye hazırlanıyor' diyebilen, 'tekdüze olmaktansa pembe mini etekle gezerim,
hattâ toplantı bile yaparım' diyecek kadar marjinal bir adam... Adnan Hoca tarzı
saman altından su yürütme ile uğraşmıyormuş ki, alenen sevişiyor, seviştiriyormuş.
Adam 'swinger'ları aksiyon esnâsında veya öncesinde nutuklar vererek bilinçlendiren,
ilgi çekebilmek için bebek klonladıklarını iddia eden bir tarikat lideri...
'Sizi dine döndürecem, Öbür Dünyâ'daki yerlerinizi sağlamlaştıracam' v.s.
diye vaatlerde bulunup da, gizlice bayanların ırzına geçmiş de değil!
Galiba çok hassas noktalara dokundu demeçlerinde.. Medya üzerine salındı bunun... "

Burada biraz duralım... Yüzyıllar öncesinde bile tarikatların sapıttığını söyleyenler çıkmış. Kuşadalı İbrâhim Efendi (1774-1846) "Evler istirahat içün, câmiler ihfâen (gizlenerek) ibâdet içün olmasına binâen; tekkeler yapılıp cehren (açıktan) çalışması içün mukaddem (önceden) işâret olunmuş. Şimdi tekkeleri meyhâne, kerhâne idiyorlar" dememiş miydi?.. Elbette ki tümü değil; ama o târihlerden bu yana bâzı tekkelerde, tarikatlarda, Kur'an kursu, din eğitimi veren Ensar Vakfı gibi kuruluşlarda erkek çocuklarına tecâvüz ediliyor; bâzı tarikatlarda ise kendini Şeyh-Şıh, Mürşit-Hoca Efendi-Adnan Hoca diye tanıtanlar kız çocuklarına, genç kızlara, kadınlara, hatta müritlerinin karılarına sulanıyor, iğfal ediyor, sonra ırzına geçiyor!.. Fadime Şâhin'le ilişkisi ile meşhur olan, kendini hem şeyh, hem Seyit, yâni "Peygamberimizin torunu" diye yutturmaya kalkan ilkokul mezunu, Kur'an okumasını bilmez Ali Kalkancı'yı hatırlarsınız herhalde.... Hele Aczimendi tarikatı şeyhi Müslim Gündüz'ün kendisini Ali Kalkancı ile barıştırsın diye başvuran Fadime Şâhin'e "Ben nikâh yapmadan bir kadınla konuşmam" diyerek Fadime'yi koynuna alması, hiç unutulur mu? Ya Adnan Hoca?.. Sözümona dinî-ictimâî sohbet yaparken kadınlara göbek attıran , havuzbaşı sefâları yapan , "kadınlarla evlenmeden önden ilişkiye girmek zinâdır, ama arkadan ve ağızdan ilişkinin mahzuru yoktur" fetvası veren, yabancı Masonlar'dan "şip" diye 33. Derece Üstat berâtı almış, buna rağmen "Mehdi" olduğunu iddia eden Adnan Oktar değil mi?...

Bizde bunlar varken, gavurlarda cinsiyetin, fuhşun ağır bastığı "Jim Jones Tarikatı" , "Scientology Tarikatı" , "David Koresh Tarikatı" , "Misa Tarikatı" , "Rael Tarikatı" gibi tarikatlar olmaz mı? Olur elbet!.. Tabii bu arada Tapınakçılar gibi onlarca Masonik tarikatı da unutmamak gerek. Aslında bu tarz tarikatların tümü Masonik'tir. Yâni Masonlar'la, Dünyâ'yı yöneten âilelerle, örgütler ile bağlantıları olması bir yana, hücre sistemiyle çalışırlar. Sapkın Medyum bozuntusu Bülent Çorak'ın derneğini ve uyduruk vakfı dahi öyle değil mi?

Devam edelim , bakalım, Rael Tarikatı'nı bilenler ne yazmış:

- "Ciddi olarak üstünde durulan bilimsel teorilerden birine dadanmış olan tarikat...
Amaçları v.s. mantıksız değildir aslında... Saçma olan, insanları kazıklayarak
Yaratıcı'ya ulaşılması...(Hiç mümkün mü bu yolla ulaşmak?)

"Tarikatın Türkiye lideri Dr. Suat Sular, Kasım ayında Tempo'ya verdiği demeçte
30 Türk bilim adamının Rael Grubu'nun içinde yer aldığını iddia ederek, bir kez daha
dikkatleri üzerine çekti. Tempo muhâbiri bu röportajın gerçekleştirildiği ortamı,
'Taksim'in neredeyse oteller bölgesi hâline gelen caddelerinden birinde,
Divan Oteli'nin hemen karşısındaki yeni bir otelin alt katındayız...
Fonda hafif meditasyon müziği... Birbirinden dingin insanlar...
Beyazperdede arı, böcek gibi bilumum canlıların döllenmesinin gösterildiği bir belgesel film...
Bir toplantı olduğu kesin ama salonda tanıtım, afiş, ya da toplantının amacına yönelik
herhangi bir emâre yok. Sahneye Türkçesi problemli bir genç çıkıyor, beyazlar içinde...
Beyaz pantolon ve gömlek giymiş, boynunda gümüş bir amblem taşıyan,
uzun saçlı, uzun sakallı, râhibi andıran birini takdim ediyor alkışlar arasında...
İsmi Leon Mellul... Aksanlı İngilizcesi cümle cümle Türkçe'ye çevriliyor.
Uzaylılar'dan söz ediyor,' diyerek ifâde ediyordu."

"Tempo'da yer alan haberde Mellul'ün 'Efendimiz' dediği bir isim daha dikkat çekiyordu:
Claude Vorilhon... 'Rael' diyor. İnsanların klonlandığı bir laboratuvardan söz ediyor...
ve Tempo muhâbiri işte o anda uyanıyordu. 'Dünya basınının kodlarını
deşifre etmek için peşinde koştuğu, insan klonladıklarını iddia eden Rael Tarikatı bu...
Artık Türkiye'de de örgütlenme kararı alan Rael Tarikatı'nın özel bir toplantısındayız.
UFO Toplantısı diye düzenlenen toplantıyla, insan klonlayan,
aynı zamanda Uzay ve seks tarikatı olarak da bilinen Rael'in
Türkiye örgütlenme faaliyetlerinin ortasında buluyoruz kendimizi...
Saygıyla dinlenen kişi de tarikatın Ortadoğu Temsilcisi."

"1973'ten bu yana, rallici ve gazeteci bir adamın liderliğinde, gizemli bir tarikat Rael...
13 Aralık 1973 günü Fransa'nın Clermont-Ferrand yakınlarında, sönmüş bir yanardağ civarında,
bir UFO ile karşılaşmış... Sonrasında bu Uzaylılar'dan birtakım mesajlar alarak,
yeni bir din kurmuş... Son peygamber olduğunu öne sürüyor...
Rael Tarikatı, ateist bir din olduğu iddiasında. Üye sayısı 75 bin...
85 ülkede örgütlenmiş durumda... Üyelerinin büyük çoğunluğu doktor,
gen mühendisi gibi bilim adamlarından oluşuyor.
Vorilhon, Elohim olarak tanımladığı, bütün Dünyâ'yı ve insanları yarattığını savunduğu
Uzaylı'yla Temas halinde. Vorilhon, Elohim'den aldığı Mesajlar'ı kitaplaştırmış da.
Rael Tarikatı için bir kutsal kitap olarak da görülen 'Uzaylılar'ın Verdiği Mesaj' adlı kitapta
Elohim'in sözlerine yer veriliyor. Elohim, 2035 yılında Dünyâ'ya geleceğini söylüyor.
Ancak bir şartı var. İsrail'de bir elçilik binâsı yapılması...
Binânın neredeyse metrekaresini de söyleyen Elohim gelmeden,
İsrail devletinden izin alınarak bu elçilik binâsının yapılmasına çalışılıyor.
Eğer İsrail izin vermezse ne olacak?.. İşte orada Elohim'in ciddi bir uyarısı var:
'İsrâil'i bir kere daha cezâlandırırız!'... "

"Rael Tarikatı'nın Türkiye temsilcisi, 58 yaşındaki Dr. Suat Sular...
Uzaylılar'dan aldıkları Mesajlar doğrultusunda ve Fırat havzasının çok önemli
olmasından dolayı Türkiye'de de faaliyetlere başladıklarını söylüyor.
Kendisi bir farmakolog... Yâni, ilâçların insan organizması üzerine etkilerini,
hastalıkların tedâvisi, teşhisi ve önlenmesi için hekimlerin yararlanacağı
en uygun ilâcın keşfedilmesini, geliştirilmesini ve insanlığın kullanımına
sunulmasını konu alan bilim dalıyla uğraşan bir doktor...
Göztepe'deki merkezlerinde bir araya geliyoruz Sular'la...
Garip sözler sarf ediyor. Uzaylılar'la görüşen 3 kişiye değiniyor.
Biri Vorilhon... Biri de yakın zamanda ölmüş. Diğeri de sır...
'Bu ismi 3 ay sonra açıklayacağım,' diyor.
Endonezya'nın Cava Adası'ndan bahsediyor. Meğer Uzaylılar'ın çok sık geldikleri
bir bölgeymiş burası... Kendisi de Ocak ayında buraya gidiyormuş.
Uzaylılar'la randevusu varmış gibi konuşuyor. Üçüncü kişinin kendisi olduğunu imâ ediyor sanki!..
Rael Tarikatı'nın 14 klonlanmış çocuğa sâhip olduğunu öne sürüyor Dr. Suat Sular.
Başka da bir bilgi vermiyor. 'TÜBİTAK'ta arkadaşlarımız var,' diyor.
'Onlar da tarikat üyesi mi?' diye soruyoruz. Net bir yanıt alamıyoruz.
Öğrenebildiğimiz tek şey, Türkiye'den 30 kişilik bir bilim adamı grubu olduğu..."

Burada gene duralım... Bu "bilim adamı" tâbiri istisnâsız herkes tarafından yanlış anlaşılan bir kavramdır... "Hangi bilimin adamı?" diye sormak gerekir. Eğer bir adam "Kimya profesörü" ise, onun bilgisi Kimya ilmi ile sınırlıdır. Din'den, Târih'ten, Astronomi'den, Tasavvuf'tan, marangozluktan, aşçılıktan anlamaz!.. Hatta bunların çoğunda zırcâhildir!..

Suat Sular "30 Bilim Adamı" diyor ya; bunlar olsa olsa (çoğu o konuda bile değildir) kendi sahâlarında bilgi sâhibidir, başka konularda tın-tın teneke gibi boş öterler!.. Nereden mi anladık?.. Bülent Çorak'ın ekibindeki "bilim adam"ları Mevlâna'yı, Yunus'u, Atatürk'ü, Muhammed'i, İsâ'yı, Mûsâ'yı bilmedikleri için o sapkın kadının dediklerine inandılar. Astronomi'den hiç anlamadıkları için "Beta Nova" gezegeni diye bir şey olduğunu sandılar. İslâm'la yakından , hatta uzaktan en ufak bir ilişkileri olmadığı için (hâşâ!) "ALLAH'ın bedenli olarak Beto Nova'da yaşamakta olup, (Fizik'ten hiç çakmadıkları için) Omega boyutundaki Uhud Dağı'nda Büyükbaba'nın hem ALLAH'ın fermanlarını Kâinat'a yansıttığına, hem de Hz. İsâ'ya (hâşâ!) babalık ettiğine" kandılar!..

İşte Suat Sular "30 Bilim Adamı" da Claude Vorilhon adındaki zibidinin Elohim'le (ki, Elohim Tevrat'ta Yahudiler'in Tanrısı'nın adı olarak geçer) görüştüğüne, ondan "tebliğ"ler aldığına, Elohim'in bir Uzaylı olduğuna, 2035 yılında Dünya'ya ziyârete geleceğine inanıyor!... Uzaylı bir ALLAH!.. (Tövbe hâşâ!)

Ama zaman geçince Suat Sular tavır değiştiriyor!.. Endonezya'nın Cava Adası'na gidip Uzaylılar'la görüşeceği yerde, kafasına kiremit düşmüş gibi sersemleyip kendine geliyor. Tarikatla ilgili çarpıcı iddialarda bulunuyor: "Ben onların kitaplarını tercüme ettim, paramı almak için birkaç kez merkezine gittim. Ben 'bunlar düzgün bir kuruluşsa, çalışayım,' dedim. Ama baktım ki, bunlar düzgün insan değil. Abuk sabuk insanlar. Çok büyük bir sömürü var. Sizin çok paranız varsa, sizi göklere çıkarırlar, sonra paranızı alırlar, tekme vururlar."

Yine burada duralım. Çünkü Farmakolog Suat Sular, zihnini açacak bir ilâç yutmuş gibi, Rael Tarikatı'nı "çok paranız varsa, sizi göklere çıkarırlar, sonra paranızı alırlar, tekme vururlar" diye niteliyor!.. Biz en başta dememiş miydik, "Spiritualizm'e, tarikatlara, mânevî konulara SERVET, ŞEHVET, ŞÖHRET bulaşmamalı" diye?.. Bulaştı mı, o tarikattan hayır gelmez!.. Rael Tarikatı'na hem SERVET, hem ŞEHVET sıvaşmış... Suat Sular, tercüme ücretini bile alamamış!.. Allah bilir, kendi parasını da kaptırmıştır!..

Halbuki Tarikat, kendini tanıtırken ne seksten, ne paradan söz ediyor. İşte Rael Tarikatı'nın kendi reklâmı :

- "Ya her yıl binlerce UFO gözlemlerinden birinde bir kişi gerçekte
bu UFO'lardan birinin 'sürücüsü' ile karşılaştı ise?
Veya bu kişiye Uzaylı, Dünyâ'ki gizemli yaşamın tarihçesi
ve geleceği hakkında açıklamalarda bulundu ise?
Veya bu bilgiler onlarca yıl önce yayınlanıp, birçok bilim adamı,
târihçi ve binlerce insan tarafından da kabul gördü ise?
Böyle bir kitabı okumak istemez misiniz?"

"Bu Web sitesi size yıldızların ötesinden gelen bu "Mesajlar" kitabını
kendi kendinize okuma fırsatı veriyor. Şimdi bilgisayarınıza indirin!"

"27 yaşında (şimdilerde 'Rael' olarak bilinen) Claude Vorilhon,
yarış oto sürücüsü ve haberci tutkusu ile yaşamakta idi.
Yaşamı, 13 Aralık 1973 günü işine giderken UFO'ya rastlaması ile
sonsuza dek değişecekti. O günden beri kendisi bütün Dünyâ'yı dolaşarak
konferanslar ve medya söyleşileri verip, bu son derece etkileyici deneyimini anlatmakta."

"O gün Rael'in yaşadıklarının ayrıntılarını anlatmasını dinleyin:
Rael, Dünya-dışı Ziyâretçiler ile buluşmalarında insan yaşamının her yönünü
ilgilendiren Mesajlar aldı. Merâkınız ister eski çağ târihi, ister modern bilim,
ister UFO'lar, ister dinî yazıtlar ve hattâ ister bilim-kurgu olsun,
bunları okumakla yeni ufuklar kazanacaksınız.
Bu video, Rael'e aktarılanların bir özetini içermekte."

Yerseniz diye önünüze koymuşlar!.. Devam ediyoruz İnternet'teki intibaları nakletmeye:

- "Suat Sular, bugün Rael tarikatının Türkiye'de faaliyetleri olmadığını söylüyor,
ancak tarikatın Türkçe resmi internet sitesinde Türkiye de
örgütlenilen ülkeler arasında yer alıyor. Bu arada Suat Sular, tarikatla ilişkisinin
yalnızca bir kitap çevirisinden ibâret olduğunu söylüyor ve ekliyor:
'Ben sâdece onların kitaplarını tercüme ettim. Tercüme paralarımı bile vermediler.
Onları dâvâ edecektim.' ..."

SABAH gazetesinin bu konuda yaptığı yayın:

- "İstanbul'da lüks bir otelde seks âyini yaparken görüntülenen, Rael tarikatı,
insanları Uzaylılar'ın yarattığını ve 2035 yılında Dünyâ'ya geleceklerini iddia ediyor.
İnsan klonlayan, evlilik düşmanı ve her türlü seksin sınırsız olduğunu savunan
tarikatın elçilik binâsı için Türkiye de gündemde.."

"Rael Tarikatı 13 Aralık 1973'de henüz 28 yaşında genç bir rallici olan Claude Vorilhon,
gezmek için Fransa'nın Clermont Ferrand yakınlarındaki sönmüş Auvergne Yanardağı'na gider.
Birdenbire parlak ışıklar saçan bir UFO, 10 metre yakınına iner
ve içinden badem gözlü, uzun saçlı, kısa ve siyah sakallı bir Uzaylı çıkar.
Vorilhon'u Uçan Dâire'ye bindirir. Adının Elohim olduğunu söyleyen Uzaylı,
Vorilhon'a 'İnsanlara sizin ve bizim ne olduğumuz gerçeğini söyleyeceksin,' der.
Şaşıran Vorilhon, neden kendisinin seçildiğini sorar. Onlar da şu ilginç yanıtı verir:
'Fransa, demokrasinin doğduğu ve bütün Dünyâ'ca hür bir ülke olduğu
ünvânına sâhiptir. Ayrıca, zeki ve her şeye açık bir bellekle bakan birine ihtiyacımız vardı.
Her şeyden önemlisi de hür düşünceli ve dine karşı olmayan birini istiyorduk.
Yahudi bir babadan ve Katolik bir anneden doğduğun için senin,
Dünya târihinin iki önemli insan grubu arasında önemli bir bağ olduğunun
kararına vardık. Bu nedenle seni seçtik.'

Gördünüz mü?.. Vorilhon ne muhterem bir şahsiyetmiş ki, gezmeye çıktığı gün karşısına Uzaylı Elohim, yâni ALLAH (tövbe hâşâ!) çıkıyor, sen "Yahudi olduğun için, benim de adım Yahudi Tanrısı Elohim olduğu için seçildin," diyor. Ne var ki, Yahudilik babadan değil, anadan geçer. Çünkü Yahudi kadınları târih boyunca, işgâlci ve sürgüncü milletler tarafından tecâvüze uğramış, çocukların babasının kim olduğu bilinememiştir.

Kısacası, Masonlar, İlluminatiler'in yanısıra Rael Tarikatı da Dünyâ'ya hükmetmenin bir Yahudi aracından başka birşey değildir! Dinleri tahrip eder, seksi araç olarak kullanır, bu esnâda insanları sömürmekten de geri kalmaz!

Devam edelim:

"Vorilhon, ertesi gün yine aynı yere gelir. Bu sefer Uzaylılar,
ona seçilmiş bir insan olarak neler yapması gerektiğini söyler."

"Rael Tarikatı, Uzaylılar'ın insanları yarattığına inanan, 2000'li yılların başında
'Clonaid' adlı şirket aracılığıyla insan klonladıklarını iddia eden,
grup seks âyinleriyle gündeme gelen bir oluşum... İki yıl önce lüks bir oteldeki
seks âyini görüntüleriyle gündeme gelen tarikatın lideri Claude Vorilhon,
'dinine âit kuralları yazdığı kitabında ilginç emirler veriyor:
'Biriyle veya birkaç kişiyle ne cinsiyette olursa olsunlar, şehvâni veya
cinsî deneyim etme arzusunu duyarsan, ötekiler râzı oldukça, istediğin gibi davranabilirsin.
Vücûdunu ve böylece zihnini uyandırmak yolunda her şeye izin verilmektedir.' ..."

"Bugün 84 ülkede örgütlü 75.000 civârında üyesi bulunduğu tahmin edilen, Dünyâ'nın
en sapkın tarikatı Rael'in lideri Claude Vorilhon, 'Uzaylılar'ın Verdiği Mesaj'
kitabında müritlerine Uzaylılar'ın verdiği Mesajlar'ı birbirinden çılgın emirler hâlinde sıralıyor.
Kendisinin 'Tanrı'sız bir dinin kurucusu' olduğunu söyleyip,
dinlere, evliliğe, askerliğe karşı çıkıyor, sınırsız seksin gerekliliğini anlatıyor.
Uzaylılar tarafından 'haberci' anlamına gelen 'Rael' ünvânını aldığını söyleyen Vorilhon,
en geç 2035 yılında gerçekte insanları yarattığını öne sürdüğü Uzaylılar'ın
Dünyâ'ya hâkim olacağını iddia ediyor. Bu târihe kadar,
tarikatının bir elçilik binâsı yapması gerektiğini savunuyor.
Uzaylılar ona Uçan Dâire şeklindeki elçilik binâsını öncelikle İsrâil'de
kurması gerektiğini söylemişler. Eğer İsrâil reddederse, Uzaylılar'ın geleceği
ve Dünyâ'yı yöneteceği elçilik binâsı Filistin, Mısır, ya da Türkiye gibi
İsrâil'e yakın bir ülkede kurulacakmış!.."

"Müritlerinin kendisine 'dinlerin dininin peygamberi' diye inandığı Vorilhon'un
emirleri doğrultusunda Rael Tarikatı Türkiye'yi kendisine hedef seçti.
İlk olarak 2004 yılında Taksim'de beş yıldızlı bir otelde ilk toplantılarını
gerçekleştiren tarikatın Türkiye liderliğine de Suat Sular adında farmakolog
olduğunu söyleyen, 22 dil bildiğini iddia eden, tıpkı tarikatın lideri gibi
eski rallici olan biri atandı. 61 yaşındaki Suat Sular, Endonezya'da Java Adası'nda
bir dönem Uzaylılar'la randevulaşıp görüşme yapacağını da öne sürmüştü.
Sular, o târihte tarikatın Türkiye'ye gelişini Uzaylılar'ın Fırat havzasına olan ilgileriyle açıklamıştı.
Tarikatın Ortadoğu Temsilcisi Leon Mellul ve ekibinin de katıldığı toplantılara
Türkler'in katılımı sağlanmaya çalışıldı."

"Rael tarikatı, 2004 yılında ortaya çıkan skandal görüntülerle Türkiye'de zor günler
yaşamaya başladı. Çünkü Uzay ve seks tarikatı Rael üyeleri müzik eşliğinde soyunuyor,
öpüşüyorlar, tarikatın bir ritüeli olan 'seks âyini'ni gerçekleştiriyorlardı.
O târihten itibâren tarikat faaliyetlerini daha bir gizli yapma yolunu seçti.
Çünkü gerek Türk Devleti'nden, gerekse de toplumdan büyük tepki görmüşlerdi.
Bugün Rael tarikatıyla artık bir ilişkisi kalmadığını söyleyen Suat Sular,
o dönem içinde yasal soruşturma geçirip yargılandığını söylüyor.
Hattâ kendisinin de aktif biçimde içinde yer alarak Rael tarikatına
darbe vurulduğunu savunuyor. Ancak Sular, o dönem tarikatın amaçları ve
çalışmalarıyla ilgili verdiği bilgilerin aksine, Rael içinde Türk olmadığını
iddia ediyor bugün. Daha iki yıl önce yapılan
toplantılara katılan
ne kimseyi hatırlıyor, ne de bilgisini veriyor. Ancak Rael tarikatı liderinin
yazdığı, tarikatın üyelerince dağıtılan kitapta 'Türkiye Raelien Hareketi'
adlı bölümdeki adres Suat Sular'a âit."

HÜR HABER sitesinden:

- "Ülkesinden kaçarak Türkiye"ye gelen ve İstanbul Yenikapı"daki Yabancılar Şube Müdürlüğü"nün
misâfirhânesinde kalan Rael tarikatının İran'daki lideri Nigâr Azizmuradi"nin âkıbeti tartışılıyor.
İran'a gönderilip gönderilmeyeceği netlik kazanmadı. Azizmuradi"nin kaderi
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği"nin vereceği karara bağlı. Azizmuradi ile birlikte
'sapkın tarikat' Rael de tartışılıyor."

"İnsanları Uzaylılar'ın yarattığını ve 2035 yılında Dünyâ'ya geleceklerini iddia eden
sapkın tarikat, aynı zamanda insan klonlayan, evlilik düşmanı ve her türlü seksin
sınırsız olduğunu savunuyor."

"Bugün Rael tarikatının yeni Türkiye lideri ise Kemâl Gençay adında bir isim...
Suat Sular"dan sonra liderliğe gelen Gençay 4 yıldır bu işi yürütüyor.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi'ni 1970 yılında Elektronik Mühendisi olarak bitiren Gençay,
1974 yılında, IBM Türk şirketine pazarlama mümessili adayı olarak girdi.
İzleyen 10 yıl Ankara'da kamu sektöründe ürün ve hizmet pazarlama dalında çalıştı.
1984-1985 yılları arasında IBM İstanbul'da, kişisel bilgisayar bâyilerine pazarlama
ve teknik destek kursları verdi. 1985 yılında IBM'den ayrılıp kendi danışmanlık
ve yüklenicilik işine başladı. Hâlen Kültür Üniversitesi Bilgisayar Bölümü öğretim üyesi
olan Kemâl Gençay, Azizmuradi için de çaba gösteriyor."

"Rael tarikatı geçen yıl Antalya"da bir otelde uluslararası bir toplantı düzenledi.
Türkiye"deki üyelerinin de katıldığı toplantıda seks ve havuz partileriyle eğlenen
tarikat üyeleri arasında Kemâl Gençay da vardı. Gençay, Rael"in sınırsız seks,
eşcinsel sevişme tezlerini de savunan bir isim... Gençay Türkiye ile ilgili tüm emirleri
tarikatın Ortadoğu Temsilcisi Leon Mellul'dan alıyor." (Leon pek muhtemel ki Yahudi!)

HABER 7 sitesinden:

- "Fransa, Kanada ve Japonya başta olmak üzere Dünya genelinde 60 bine yakın
üyesi olduğunu iddia eden Rael tarikatı, Fransa'da tehlikeli tarikatlar listesinde
bulunmasına rağmen, Kanada'da dinî hareketler kategorisinde değerlendiriliyor.
Tarikat'ın Fransa'da özellikle küçük yaştaki kişilere yönelik cinsel saldırganlık yüzünden
cezâlandırıldığı dikkat çekici... Dikkat çekici, çünkü biraz sonra okuyacağınız
şok edici iddialardan biri de bu tarikatın içyüzünde seksin yer aldığı yönünde..."

" 'Biz bu Dünyâ'da fakirliğe karşıyız. Para için varız. Lüks, insanlığın ilerleyebilmesi için
bir motordur,' diyen Rael, üyelerinden gelirlerinin yüzde 3 ile yüzde 10 arasında
bir miktârını tarikata vermesini istiyor. Klonlamayı ebedî hayâtın bir anahtarı olarak
düşünen tarikat, bu alandaki çalışmalarına 1997 yılında kurulan Clonaid şirketiyle başlamış
ve şirketin başına Fransız Moleküler Biyoloji profesörü Brigitte Boisselier'i getirmiş.
Analitik Kimya dalında hem Fransa'dan hem de ABD'den doktora sâhibi olan
Brigitte Boisselier, 1993 yılında insan klonlamak için araştırmalar yapmayı kabul ettiği
ve Rael tarikatıyla ilişki içerisinde olduğu için 12 yıldır çalıştığı Air Liquide şirketinden atılmış."

"Daha sonra ABD'ye giden Boisselier, burada da Amerikan Food and Drug Administration
(Amerikan Gıda ve İlâç İdâresi) tarafından 'tehlikeli' ilân edilmiş ve ABD topraklarında
araştırma yapması yasaklanmış."

"Ekim ayında yer alan bir haberde,tarikatın, müritlerince 'Rael' olarak anılan
eski Fransız gazeteci Claude Vorilhon tarafından 1973'te kurulduğu belirtiliyordu.
Kanada'da yaşayan 'Rael', kendisinin bir 'peygamber' olduğunu iddia ediyor
ve müritlerine genetik kopyalamanın, sonsuz yaşama kavuşma olanağı
vereceğini söylüyordu."

"Bu olaylardan sonra en çok konuşulan ve aynı zamanda en merak edilen tarikat
olma özelliğini hep korudu Rael Tarikatı... Zaman geçti, ama bebekler hiçbir zaman
basına çıkarılmadı, resimleri gösterilmedi, DNA testi de yapılmadı.
Sebep olarak kamuoyunun şüpheci yaklaşımını göstererek iyice gizem
içine büründüler."

"Haklarındaki herşey dedikodudan öteye gitmedi. Bu da onların gizemini daha da arttırdı.
Tâ ki, geçtiğimiz aylarda tarikatın içine sızdığını söyleyen ve 9 ay boyunca
onlarla içiçe yaşadığını iddia eden gazeteci Brigette McCaan yaşadıklarını
kitap hâline getirinceye kadar... McCaan çektiği fotoğraflar ile hazırlamakta olduğu kitaptan
tarikatın içyüzünü basına sızdırdığını söylüyordu. McCaan'ın notlarından çıkan sonuç;
Rael tarikatı'nın merkezinin seks olduğu idi. Yâni, aslında genişçe bir tanışma kulübü
olan Rael'de özgür seks teşvik ediliyor ve hiçbir kısıtlama olmadan uygulanıyor."
(Özgür seksin Uzaylılar'la ne ilişkisi var, anlıyamadık!)

"McCaan ilk olarak New York'da bir binâda Rael üyelerinin aylık toplantısına katılmış.
Toplantıda gerçekleştirilen meditasyon seansı, Rael râhibinin çabasıyla
seksüel bir etkinliğe doğru kaymış. McCaan bu toplantıdan sonra 9 ay boyunca tarikatın
bütün etkinliklerine katılmış. Hattâ bizzat Rael (Claude Vorilhon) tarafından vaftiz edilmiş.
Bunun yanında sokaklarda broşür bile dağıtmış. McCaan 'Katılımcıları arasında
yakınlık kurduğum insanların farkettiğim özellikleri cinsellik konusunda saplantılı olmalarıydı.
Bunlar, çoğunlukla zengin ve yaşlı erkeklerle kafası karışık genç kadınlardı,' diyor.
Tarikata katılırken imzalanmak zorunda bırakılan belgelerin olduğunu da söyleyen McCaan;
filme çekilme izni, tarikatın uluslararası üyelik belgesi, Rael Kilisesi'ne maddî yardımda
bulunacaklarına dâir belgeler, vs.... Yâni, para sızdırma ve şantaj için
gerekli herşeyin olduğunu söylüyor."

"Toplantılarda her katılımcının, 'cinsellik konusundaki planlarını belli eden" farklı renklerde şeritler
taktığını söyleyen McCaan, buna göre; beyaz şerit dokunulmazlığı, siyah ergin olmama durumunu,
kırmızı ise katılımcının pek çok kişiyle ilişkiye girebileceğini belirttiğini söylüyor.
Tarikatın kullandığı duşlar karma... ve genç kadınlar ya açık giyiniyor, ya da çıplak kalmayı
tercih ediyorlar. Rael Gurusu hep beyaz giyiniyor ve çevresinde hep kadınlar bulunuyor.
İnsanın böyle bir ortamda saçma sapan vaazlarla bile çoşabileceğini söyleyen McCaan,
'Vaazların içeriği daha çok medya ve George Bush'a yapılan eleştirilerden oluşuyordu.
Ancak her zaman vaaz konusu bir şekilde sekse bağlanıyordu.
Rael ise tuhaf ve gerçekten karizmatik birisi... >Ben bir insan-eşya olmaktan hoşlanıyorum.
İstediğimi yapmaktan hoşlanıyorum. Hoşuma giden insanla bir odaya girdiğimde
ben artık Rael değilim, bir oyuncağım,< diyerek sekste sınır tanımazlığı taçlandırıyordu.
Bir seferinde Rael'in böyle ateşli bir vaazının ardından odadaki herkes aynı anda masturbasyon
yapmaya başladı. Eğer genç bir kadın istenileni yapmazsa, oradaki erkekler ona son derece kaba
davranabiliyordu. Tabii Rael'in savunduklarına körü körüne inanıp, hayâtının merkezine
koymuş olan o kadar çok çâresiz insan vardı ki, arkadaş edinebilmek için kendilerinden istenen
herşeyi yapmaya hazırdı' diye konuşuyor."

"Zâten her şey anormallik üzerine kuruluydu. Âilesinin evinde porno çekmek isteyenler,
cinsiyetini değiştirmek isteyenler, Psikolojik sorunları olanlar ve onları istismâr edenler...
Eğitim süresi boyunca Rael bir yandan da müritlerinin ceplerini boşaltıyordu.
Kendisinin bir fotoğrafını 5.850 euroya almak bağlılığın bir göstergesi.... Yapılan bağışlar da cabası..."

" 'İşte, Uzaylı olduklarını, ilk insanı klonladıklarını iddia eden Rael Tarikatı'nın gerçek yüzünde
bunlar gizli. Seks ve para' diyordu özetle bu iddialar..."

Başta dedim ya, benim şahsen bu Rael Tarikatı konusunda ne bir ilişkim, ne de bilgim var.. Onun için İnternet'ten derlediklerimi, araya yorum katarak naklediyorum... Bu da Ufoloji.net Sitesi'nden, biraz düzeltmeyle:

- "Sevgili Dostlarım, daha önce ufo-tarikatları ile ilgili detaylı bir paylaşımım olmuştu,
ve şahsi düşüncemin 'şartlatanlık'tan başka bir şey olmadığını tekrar kez yenilemek isterim...
Bu tehlike arz eden toplulukların özellikle son yıllarda Türkiye'mizi hedef alması,
son derece kaygı verici... Aramızdaki 'araştırmacı' ve 'ilgili' genç arkadaşlar hedef alınabilir durumdadır.
Ben de nâçizâne, bu tehlikeli oluşumlar hakkında biraz detaylı bilgi vermeyi uygun buluyorum..."

"Dünyâ'daki bütün hayâtı bizler dizayn etdik."
"Bizleri sizler, Tanrı diye yanlışa aldınız."
"Bütün ana dinlerinizin başlangıcındayız."
"Şimdi ki sizler bunu anlamak için yeterli derecede olgunluğa eriştiniz,
Elçilik sâyesiyle resmen bağlantı kurmak istiyoruz."

"Rael'e dikte edilen bu (uyduruk) Mesaj açıklıyor ki, Dünyâ'daki hayat, ne rastgele evrim,
ne de doğaüstü 'Tanrı' tarafından yaratılmış!.. Ama tamâmiyle kasten (bile bile),
bilimsel alanda oldukça ilerlemiş Uzaylı bilim adamları tarafından ve DNA’yı kullanarak yaratılmış!..
Bu Uzaylı insanlar 'kendi benzerlerinde' Dünya insanlarını, nasıl deriz ki 'Bilimsel yaratıcılık'
yöntemiyle yaratmışlar. Bu (sözde) bilim adamlarından ve yaptıkları işlerden
ve de sonsuz sembollerinden referanslar, birçok kültürlerin eski yazılarda/dinî kitaplarda
bulunmaktaymış... Örnek olarak, İncil kitabının başlangıç bölümünde bahsedilen yaratılışta
'Elohim' kelimesi 'Tanrı' olarak yanlış tercüme edilmiş.. Çünkü hakikatte bu çoğul
bir kelime olup 'Uzay'dan gelenler' anlamına gelmekteymiş... ve bu kelimenin tekili 'Eloha'dır
(ve 'Allah' olarak da bilinmektedir). Dünyâ'nın her tarafındaki yerli kültürler,
Uzay'dan gelen bu 'Tanrılar'ı (hâşâ!) hatırlamaktaymışlar... Bunlar arasında Amerika,
Asya, Avustralya, Avrupa ve Afrika (Dogon ve Twa) kültürlerini örnek olarak verebilirlermiş..."

"Kendi başına gelişmesi için insanlardan ayrılıp, kendi dünyalarına gitmelerine rağmen,
Elohim peygamberler sâyesiyle (Buda, Musa, İsa ve Muhammed gibi) bizlerle bağlantı
muhafaza etmişler... Bu peygamberler, onlar tarafından özellikle seçilip eğitilmişlermiş!...
Peygamberlerin görevi, her çağa ve kültüre uygun Mesajlar'la insanlığı derece derece
ve anlayış seviyelerine göre eğitmekmiş. Bilim açısından yeterli derecede ilerleyip onları,
Yaratıcılarımız (hâşâ!) ve çağdaş insanlar olarak tanımamızı sağlamak için Peygamberler,
Elohim'in izlerini bırakmışlar. Babası bir Eloha olan Hz. İsâ'ya, yaşamaya imtiyazlı olduğumuz
bu İfşâ/açıklama çağına hazırlama olarak, ona verilen bu Mesajlar'ı bütün Dünyâ'ya yayma
görevi verilmiş...miş!.."

İnandınız mı bu palavralara?.. Bu insanı dinden, imandan, zıvanadan çıkaran safsatalara?...

"Tarikatın 'Rael's Girls' isimli bir organizasyonu daha bulunuyor. Açık alanlarda özellikle
çıplak kadınların bir araya geldiği bu organizasyonlar seks işçisi kadınlara yönelik...
Bu organizasyonun amacı seks endüstrisinin bir parçası olmak isteyenlerin
ön yargısız bir şekilde bu görüşlerini paylaşmasını sağlamak olarak açıklanıyor.
Tarikat bu yapı için, 'Bizim istediğimiz insanların seçtikleri hayattan dolayı
suçluluk duymamalarını sağlamak. Tanrı yok, suçluluk yok!.. Biz mâcerayı,
başarıyı, zevki, affediciliği, umudu, barışı; başkalarının bizi yargıladığı duygusunu
yaşamadan tecrübe etmek istiyoruz,' diyerek, seks endüstrisindeki kadınları
bir araya getirmeyi amaçlıyor. Tarikat İnternet sitesinde, 'Eğer bizler cinselliği
sâdece evlilik içinde sınırlandırırsak, insanları farkındalıklarını sınırlar,
aynı zamanda gelişmelerini önleriz. Cinselliklerini özgürce yaşamak
isteyenlere bu hak verilmeli ve insan vücudunun kirli sırları olmadığını anlatmalıyız,'
deniliyor. Burada yaptıkları propaganda ise, 'Rael kızları, ya seks işindeler,
ya da onları destekliyorlar. Bu işi yapanları ve bu işe para verip katılan kişileri de
destekliyoruz. Ayrıca seks-shop, striptiz kulübü gibi yerleri de destekliyoruz,' şeklinde... "

"Hıristiyanlığın bittiğini savunan Rael lideri, İsrâil ve Yahudiler'e karşı daha bir ılımlı.
Çünkü Yahudiler'in İsrâil'e dönüşleriyle Altın Çağ'ın başladığına inanıyor."
(Daha önce de söylemiştik, Altın Çağ zırvası Nastrodamus'tan gelen bir Hıristiyan-Yahudi beklentisi...)

"Uzaylılar'ın bir gün geleceği ve kendisinden yapmalarını istediği elçilik binâsını da
zâten İsrâil'de tasarlıyor. Ancak İsrâil devleti 1990'lı yılların başından bu yana
tarikatın bu talebine olumsuz yanıt veriyor. Vorilhon Uzaylılar'ın bu duruma kızdıklarını
şu sözleriyle anlatıyor: 'Elçiliğimizin hükûmetin vereceği bir toprak parçası üzerinde
İsrâil'de yapılmasını arzu ederiz. Kabul etmezlerse, başka ülkeye kurabilirsin
ve İsrâil'e elçimizi tanımadığı için yeni bir ceza verilecektir.'
Uzaylılar'ın kendisine 'Sen, dinlerin dini peygamberisin' dediğini öne süren Vorilhon'un tarikatında
'şehvânî eğitim' adı altında da kurallar bulunuyor. 'Vücudundan veya çıplaklığından
hiçbir zaman ayıplık duymayacaksın ki, onlara verilen görünüşten utanç duyanlardan
yaratıcılarımızı daha hiçbir şey gücendiremez' diyen tarikatın lideri, sınırları kaldırıp
kadın üyelere evlenmeden çocuk yapmalarını öğütlüyor. Evliliği reddeden tarikat,
üyelerine ülkelerinde askerlik yapmamaları emri de veriyor! Tarikatın lideri en geç 2035 yılında
Yaratıcı olarak kabul ettikleri Elohim'in Dünyâ'ya geleceğini ve berâberinde Mûsa, İsâ,
Buda ve İslâm dininin peygamberi Hz. Muhammed'i de getireceğini öne sürüyor!"

Gene bir duralım... Evlilik karşıtı... Askerlik karşıtı... Din-iman karşıtı... Ar-nâmus, edep-erkân karşıtı bir tarikat... Bu size ne düşündürüyor?.. Toplumları ifsat edip, iyice sapkınlaştırıp gizli bir ekibin hegomonyasını güçlendirmek!.. Amaç bu!.. Darmadağınık olmuş, hiçbir inancı, bağlantısı, kutsal kavramı kalmamış, yalnızlaşmış insanları köle-câriye hâline getirmek!.. Bu gizli ekip İllimunati, Masonluk gibi adlar altında, emperyalist, kapitalist bir avuç ultra zengin insan için çalışıyor. Bâzen Fethullah Hoca, Adnan Hoca gibi şahısları da kullanıyor.

"Son Korsan Blogcu" adlı kişi de şöyle yazmış:

- "Blogumdaki bazı yazıların ve fikirlerin bu tarikatın söylemleriyle ve öngörüleriyle
yakınlık göstermesi, tamâmen tesadüftür. Böyle bir tarikatın varlığından ben de şu an
haberdar oldum. Biraz araştırdım ve sanki bu tarikatın bir üyesiymiş gibi yazılar yazdığımı farkettim.
Şunu çok açık yürekle söyleyebilirim, bâzı fikirlerimin bu yapılanmayla benzeşmesi
beni oldukça rahatsız ve tedirgin etti. Rael Tarikatı ile, gerek yüzyüze gerek uzaktan
ya da dolaylı hiçbir bağım ve ilişkim yoktur. Yazılarım ve fikirlerim tamâmen kendi şahsî
birikim ve yorumlarımın sonucudur."

Bu "korsan" blogcunun fikirleri Rael Tarikatı'nınkiyle bağdaşıyormuş!.. Tarikat onu rahatsız etmiş ama, bu zırva fikirler "tamâmen onun şahsî birikimi" imiş!.. Sevsinler öyle birikimi!.. Bayılırım senin birikimine!.. Devam edelim, bakalım, o birikimden neler söylemiş!.. Arada bâzı doğru tesbitleri yok değil, ama onlar da zırvalar arasında yok olup gidiyor.

- "Gerçi beni kimse böyle bir ithamla suçlamadı ama, sanki tarikatın sözcüsüymüşüm gibi
algılanacak yazılarım olduğunun farkında olduğum için, bu açıklamayı yapma gereği duydum.
Zaman zaman bu tarz düşüncelere kapılmıyor değilim ama, bunlar benim kendi gel-gitlerim,
kimsenin etkisine mâruz kalmadan Mistisizm-İçedönüş Yolu ile yazıya döktüğüm varsayımlar...
Tekrar söylüyorum RAEL veya RAELIAN (Raelyanlar) Tarikatı ile hiçbir etkileşimim veya bağım yoktur."

"Şimdi sizleri çok önemli bir konuda uyarmak istiyorum:
Tarikatın İsrâil'de (ISRAEL - RAEL BENZEŞMESİNE DİKKAT), veya İsrâil yakınlarında
bir bölgede UFO şeklinde bir ileri elçilik kuracağı söyleniyor. Bu elçiliğin kuruluş amacı,
2035 yılına kadar Dünyâ'ya geri dönmesi beklenen Elohimler'in yani Dünyadışı Varlıklar'ın
karşılanması ve onlara yeni kurulacak düzenin yönetimi için bu binâda imkânlar sağlanması...
Sâdece bununla da kalmıyor, Tarikat; Elohimler'in Dünyâ'ya indiklerinde yanlarında Hz. İsa,
Hz. Muhammed, Hz. Musa ve Buda'yı getireceklerini de söylüyor!"

"Bu söylem bir çok insanın aklını ilk bakışta çelebilir, çünkü her cemaat kendi dinî liderinin
bir gün geri gelip idâreyi almasını ister veya bekler, en azından ümit eder."
(Yok, canım!.. Olur mu öyle şey?.. Kim Hz. Muhammed'in tekrar Dünyâ'ya gelmesini bekliyor ki?..
Hani, Mehdi bekleyenler, Hz. İsâ'nın gökten ineceğini sananlar var ama,
bu kavramların gerçek mânâsı, kelime anlamları değildir. Sırdır, söylenemez. Belki ehlince sezilir.)

"Ancak bu geliş Dünya dışından, ya da Tanrı kaynaklı değilse, işte o zaman ortada
sahneye konan çok tehlikeli bir oyun-komplo olması ihtimâli kuvvetle muhtemeldir.
Böyle bir dönüş insan eliyle Tıp alanında, bugünkü bilimsel ve teknolojik gelişmeyle mümkündür.
Rael tarikatının insan klonlama-kopyalama ile ilgili çok gizli ciddi finansman
ve çalışmalarının olduğu söyleniyor. Bahsi geçen dini liderlerin, kutsal emânetlerden
(sakal-ı şerif gibi) elde edilen DNA'ları kullanılarak 2000 yılında klonlanmış olma ihtimâli
kuvvetle muhtemeldir. Peygamberlerin ortaya çıkma ve kemâle-olgunluğa erme yaşlarının
ortalama 35 yaş olduğunu düşünürsek, 2000 yılı civârında doğan bir insan yavrusunun
olgunluk çağı da 2035 civarları olacaktır. Eğer ki RAEL tarikatı tarihimizdeki
4 büyük dini liderin DNA'larını ele geçirdiyse ve 2000 yılında klonlama yöntemiyle
bu DNA'lardan insan yavruları elde ettiyse, büyük ihtimâlle şu an 9-10 yaşlarında olan
Klonlar bir yerlerde gizlice beyinleri yıkanarak büyütülüyor ve 2035 yılında ortaya çıkacakları
'BÜYÜK KOMPLO' için hazırlanıyor olmalı!"

Burada da durmamız gerek... Korsan Blogcu "bir peygamberi klonlamak mümkün" diyor... Bilmediği, Hz. Muhammed'den başka hiçbir peygamberin gerçek mezarı bilinmiyor ki, DNA alınabilsin. Kaldı ki, Kloncular'ın bilmediği husus, birinden hücre alıp bir başkasını klonlasan bile, dünyâya gelene başka bir Ruh bağlanır!.. İkizler, üçüzler bunun somut delilidir. Aynı yumurtadan dünyâya gelirler, bedenleri tıpatıp birbirine benzer ama, Ruhlar'ı ayrıdır. Ayrı kişiliklerdir... Devam edelim, bakalım, nasıl sürdürmüş teorisini...

- "2035 yılının seçilmesinin nedeninin elde edilen Klonlar'ın olgunluk çağına gelmelerini
bekleme mecbûriyetinden kaynaklanan bir zorunluluk olduğunu düşünüyorum.
Aslında imkânsız diye birşey yoktur - Peygamberlerin bir gün geri döneceği varsayımı
tüm toplumlarca bilinen ve beklenen bir durumdur. Ancak bunu insan eliyle gerçekleştirerek,
milyarlarca insanı etki altında bırakıp Yeryüzü'nde 'GLOBAL KAOS' ortamı yaratmak ta mümkündür.
Bu komplo ihtimâlinin milyonda, hatta milyarda bir dahi olsa, değerlendirilip dikkate alınması
gerektiğini düşünüyorum."
(Kusura bakmayın, bir zırvayı düzeltmeye çalışan bilgisiz insanların nasıl
yeni bir zırva ile ortaya çıkabileceklerini göstermek için yazdık bunları!..
Yoksa hiç iler-tutar tarafı yok!.. Az daha sabır!.. Ama aklınız karıştıysa,
sakın devam etmeyin!)

"Tüm istihbarat birimlerini böyle bir komplo üzerinde çalışıp çalışılmadığı konusunda
küresel çapta bir araştırmaya dâvet ediyorum !!!"

RAELIAN OFFICIAL PAGE 1
RAELIAN OFFICIAL PAGE 2
RAELIAN UZAYLILARDAN MESAJ KİTAPLARI ( E-BOOK - PDF )

"ÖNEMLİ NOT : 02.07.2009, saat 11:40, birinci kitabı okumayı az önce bitirdim.
Genelde (sana göre) güzel şeyler yazmakla beraber, her nedense bölüm sonunda
tarikatın menfaatleri için yönlendirmeler yapılmış. Herşey çok güzel izah edilirken,
bir anda 'şöyle yapın, böyle yapın, aman haa!!!' gibi bir ağız değişikliğine gidilmiş.
Ortaya sunulan teoriler akılcı varsayımlar olmakla beraber bölüm sonunda tarikat menfaatleri
için araya sokuşturulan istekler hemen göze batıp sırıtıyor. Çok güzel kotarılmış
söylemlerle insanları etkiledikten sonra, kazanılan sevgi ve saygıyı kullanarak,
artık kişi çantada keklik olarak görülüp, hemen cebindeki parasını almaya yönelik
ifâdeler var kitap içerisinde... Şunu da belirteyim, bu zâten pazarlamanın
temel kuralıdır. Yâni, şöyle ki; pazarlamacı müşterisinin dikkatini dağıtıp, yeterli ilgiyi
ve güveni sağladıktan sonra lâfı uzatmadan sadede gelir ve para, alışveriş,
satış işlemini gerçekleştirir... Bu kitapta da aynen bu yöntem uygulanmış...
Tam bir pazarlama örneği, hem de kusursuz... :)"

"Kişisel kanaatim, eğer ki bir gün Dünyadışı Varlıklar ki, bunlar gerçekten bizi yaratan
atalarımız olabilir -Tanrı'nın varlığını kabul ederek ve onu yine tüm bunlardan
ayrı tutarak söylüyorum- aramıza gelmeyi düşünürlerse, bunu bir dağın tepesine
konarak değil, şu an Dünya'da öne çıkan süper güçlerin devlet başkanlarıyla buluşarak
yapacaklardır. Evrenin neresinde olursa olsun, protokol ve bürokrasi değerinden
ve gerekliliğinden hiçbir şey kaybetmez. Dünyadışı üstün bir medeniyetin yöneticileri
veya elçileri, seninle benimle irtibata geçerek vakit kaybedecek kadar gerzek olamazlar...
Daha baştan onların ne kadar üstün bir ırk olduğunu kabul edip, sonra da onlardan
böyle gerzekçe bir hareket beklemek dingillikdir..."

"02.07.2009, saat 13:06, ikinci kitabı da gözden geçirdim ve tahmin ettiğim gibi ikinci kitapla
birlikte Claude Vorilhon tamâmen sapıtarak peygamberliğini ilân ediyor ve kitabın sonunda
'Bana yıllık kazancınızın yüzde birini verin' şeklinde bir söylemle âdeta dileniyor.
Ben Dünya târihinde hiç kimseyi tanımıyorum ki, hem dilenci, hem peygamber olsun !!!"
(Bu sonuncu çok doğru ve güzel bir lâf)

"RAEL tarikatının Clonaid adlı şirketi aracılığıyla gizli biçimde insan klonlama
faaliyetleri yaptıkları iddiaları var. Tarikat 26 Aralık 2002 günü klonlanan
ilk bebeğin doğduğunu iddia etmişti. Kimliği açıklanmayan 30 yaşındaki bir
kadının bağışladığı DNA'dan kopyalanıp aynı kadının doğurduğu bebeğe Havva adı
konulmuştu. Bâzı uzmanlar, doğan bebeğin klonlandığına dâir hiçbir kanıt
bulunmadığını savunmuştu. Tarikatın klonlama yapmak isteyenlerden ilk aşamada
200 bin dolar talep ettiği de biliniyor."

"LEON Mellul Rael tarikatının Ortadoğu Temsilcisi... Türkiye'de Rael Tarikatı'nın
faaliyetlerinin tepesindeki isim... İstanbul'da olaylı seks âyininde o da vardı.
Bu toplantıları yöneten isim olarak dikkat çekti. Mellul, SABAH'ın sorularını yanıtlayarak,
Rael'in Türkiye planlarını anlattı. Mellul, televizyonlara yansıyan seks içerikli
tarikatın âyin görüntüleriyle ilgili olarak 'Star TV bizim toplantımıza felsefemizle ilgiliymiş gibi
görünen bir ajan gönderdi. Bu genç kadının gizli bir kamerası vardı ve bâzı şehvet uyandıran
görüntülerin yer aldığı şovları kaydetti. Fakat bu hiçbir şekilde törensel ya da cinsellikle
ilgili değildi. Biz onları Türk avukatımız aracılığıyla mahkemeye verdik. Hakaret
ve küçük düşürmeden dolayı 5 bin YTL mânevî tazminat istediğimiz dâvâyı kaybettiler,' dedi."

"Mellul, tarikatlarının cinsellikle ilgili yaklaşımına ilişkin de şunları söylüyor:
'Raelyanlar'ın cinselliğe bakışı şu şekildedir: Kimse kimseye âit değildir.
Bu yetişkinlerin karşılıklı saygı çerçevesinde cinselliklerini paylaşabileceklerine
karar verebilmeleri anlamına geliyor. Fakat bu bir tercih, bir mecbûriyet değil,
hiç kimse için.' ... Leon Mellul, Türkiye'de 5 yıldır faaliyette olduklarını belirtirken,
sözü Atatürk'e getirerek, 'Atatürk'ün şerefine Türkiye'de ateizmi savunan
bir ekip oluşturmak istiyoruz' açıklamasını yapıyor. Dünyâ'yı yarattığına inandıkları
Uzaylı Elohim'in mesajlarını Türkiye'de de yayma isteklerini şöyle ifâde ediyor:
'Türkiye'deki etkinliklerimiz diğer bütün ülkelerde olduğu gibi Elohim'in mesajını yaymak
ve bu konuda bilgi vermek... Elohim, Müslümanlar için Allah anlamına gelen kelime olan
Eloha'nın çoğul hâlidir ki, bu da >gökyüzünden gelenler< anlamına gelir.' ..."

"Türk üyelerinin isimlerini güvenlik gereği veremeyeceklerini kaydeden Leon Mellul,
Türk üyeleri sayısının gittikçe büyüdüğünü söylüyor. Mellul, 'Türk insanları akıllı
ve biz onlardan büyük bir geri dönüş alıyoruz. Buradaki üyelerimiz her yerde olduğu gibi çoğalıyor'
diye konuşuyor. Bu arada fotoğrafını almayı rica ettiğimiz Mellul, Türkiye'deki rejimin
Müslüman olduğunu, kendisinin ve Türk üyelerini bu nedenle korumak zorunda olduklarını
öne sürüyor: 'Size herhangi bir fotoğraf göndermesem daha iyi olur, çünkü orada
Müslüman bir rejim var ve bunun benim için daha güvenli olduğunu düşünüyorum.
Kendimi korumak istiyorum, aynı zamanda oradaki grubumuzdaki insanları korumak istiyorum.' ..."

"Batu Batu" adlı kişinin yorumu:

- "Bence de çok ilginç. Bildiğim kadarıyla yaş sınırı yok. Sâdece ergenlik dönemine girmiş olmak yeterli."

Murat Korkmaz şöyle yazmış:

- "75 bin üye.. İlginç!.. Yahu, bunun kuruluşu bile saçma! Fransa'dan 'demokrasinin doğduğu
ve hür ülke' diye bahsediyo... Hür ülkeye bak! Afrika'yı sömürmüş, siyâhî insanları köle yapmış,
demokrasi ülkesi!.. Bu Uzaylı kesin Fransız'dır.. Saygılar..."

http://tr.rael.org/home adresinden:

- "UFO'cular olarak da adlandırılan ve simgesinde 'gamalı haç' ve 'Davut Yıldızı' bulunan
Rael Tarikatı üyeleri, 'Yeryüzü'ndeki yaşamın Uçan Dâireler ile Uzay'dan gelen zeki Varlıklar
tarafından yaratıldığına, insanın genetik kopya ürünü olduğuna ve ilk insanların,
hayvanların ve bitkilerin bundan 25.000 yıl önce Dünyâ'ya inen Uzaylılar tarafından
'ölü materyal'den yaratıldığına' inanıyorlar."

"84 ülkede toplam 60.000 müritleri olan 'uzay ve seks tarikatı' diye de biliniyorlar.
Seks ve para tuzağı ile, mânevî olarak boşlukta olan kişileri kendi saflarına kattıkları
söylenen Raelyan Tarikatı, 24 Ekim 2004'de İstanbul'da da bir toplantı düzenledi
ve bu olay STAR TV 'Deşifre' adlı TV programında tüm detayları ile incelendi."

"Getiren grup Haktan Akdoğan ... Ve gelir paylaşımı yaptı bu insanlarla."

"Ben bu grupla tanıştığımda akla ve mantığa uygun olduğunu düşündüğüm şeylerden
bahsediliyordu. Ancak bir süre sonra gördüm ki, bahsi geçen şahıs kendi
kontrolünde olmadan hareket etmeye başlamış ve çevresindekilerin güdümüne girmiş.
Özellikle yeni eşi ve âilesi hem grubun üzerinde, hem de kendi üzerinde
çılgınca etki yaratmış. Gruptan ayrılan diğer arkadaşlarla ortak kanaatimiz ve
duyduğuma göre hâlâ kopmamaların nedeni, yine bu şahsın çevresindeki insanların
etkisi olduğu yönünde."

Ne dersiniz?.. Böyle tarikat olur mu?.. Uzay'da bizden üstün Varlıklar varsa, gelip böyle aşağılık sapkınlıklar yaptırır mı?.. Gelip ralliciye göründülerse, neden diğer insanlara da görünmemişler? Neden Allan Cardec (1804-1869) , Charles Richet (1850-1935) , Dedektif Sherlock Holmes'un mâcerâlarının yazarı Conan Doyle (1859-1930) ve tabii rahmetli Dr. Bedri Ruhselman (1898-1960) hiç Uzaylılar'la karşılaşmamış?.. Bunlar gecelerini gündüzlerine katmışlar, Dünyâ'da yaşayıp ta ölmüş pek çok Ruh'la irtibata geçmişler, kitaplar yazmışlar. Aralarında hiç rallici yok!.. Hiçbiri Uzaylılar'la görüştüğünü iddia etmemiş. Uzaylılar hakkında tek bir satır bile yazmamışlar!..

Üzerinde durmak gerekmez mi?

Ruhi Selman

selman@journalist.com

***

  • Önemli Sayfalar:

    - BİR SPİRİTUALİSTİN DÜNYASI - ANA SAYFA
    - BİR TEBLİĞ
    - ÖLÜM VE SONRASI
    - KADIN HAKKINDA BİR TEBLİĞ
    - ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 1
    - ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 2
    - ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 3
    - ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 4
    - ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 5
    - ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 6
    - ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 7
    - ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 8
    - ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 9
    - ÂHİRETTEN SİMÂLAR - 10
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 46
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 47
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 48
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 49
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 50
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 51
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 52
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 53
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 54
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 55
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 56
    - ÂHIRETTEN SİMÂLAR - 57
    - BİR OBSESYON VAK'ASI
    - ÖTE ÂLEM'DEN ŞİİRLER - 1
    - RÜYÂLAR - 1
    - RÜYÂLAR - 2
    - REİNKARNASYON - 1
    - REİNKARNASYON - 2
    - ANADOLU'DA REİNKARNASYON ŞİİRLERİ
    - İRLANDALI ŞÂİR JAMES CLARENCE MANGAN ANADOLU'DA MI YAŞADI?
    - FİNCAN CELSELERİ - 1
    - FİNCAN CELSELERİ - 2
    - FİNCAN CELSELERİ - 3
    - EKMİNEZİ ÇALIŞMASI
    - RÛHÎ FİLİMLER - 1
    - ENTERESAN RÛHÎ OLAYLAR
    - ERGUN ARIKDAL VE SÂDIKLAR PLÂNI'NI TENKİT
    - BÜLENT ÇORAK VE DÜNYA KARDEŞLİK BİRLİĞİ SAFSATASI
    - CENAP BAŞMAN VE MARON TARİKATI
    - TRANSANDANTAL MEDİTASYON KANDIRMACASI
    - MELEKLER'DEN MESAJ ALDIĞINI SANAN ŞAŞKINLAR
    - ŞEYTANA TAPAN SATANİSTLER
    - KRYON "TEBLİĞ"LERİ VE LEE CARROLL'UN "MEDYUM"LUĞU
    - MEDYUM JANİ KİNG VE VARLIK P'TAAH
    - AKHENATON VE KURGU AGARTA "TEBLİĞ"LERİ
    - SILVER BIRCH TEBLİĞLERİ
    - "SÜPER İNSANLIK" DERNEĞİ VE UYDURUK "TEBLİĞ"LER
    - ZIRVA RA-KA TEBLİĞLERİ
    - KASYOPYA CELSELERİ'NDE ATMASYON, KITIRASYONLAR
    - MEKTUPLAR