Munzur-Kalan-Dersim-mamike-ilçeler-asiretlar-tüm bilgiler www.efsaneler.sehri.com^^^da








Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!
Anasayfa Munzura Dokunma EfSaNeLeR BiLMeCeLeR Şiirler Sanatçılar

WebMaster
ÖZGÜR


 Dersim
Cografyasİ
Tarihi--->
Adinin Anlami
İlceleri
Haritasi
Kronolojisi
Dogal Guzellikler
Yöresel Giysiler
Asiretler
Atasozleri
Seyit Rıza
Se Usen
Dersimde 38

 Alevilik
Alevilik ve Bektasilik
Kerbela Olayi
Oniki İmamlar
Alevilikte Cem
Alevilikte Semah
Caferilik
Hz.Ali
Hacı Bektas
Pir Sultan
Yunus Emre
Dersim Cem Evi
37 Can ve Madimak

 Digerleri
Günlük Falınız
Sponsorumuz
Ensturumanlar

.::Grup Munzur::.



 E-MAİL@
Bana Yazın
Ziyaretçi Defteri

.:Tasarım Özgür:.


Dersimin Tarihi

  Tunceli ismi Cumhuriyet Döneminde, M. Kemal Atatürk tarafından verilmiş olup; tunç gibi sağlam insanların yaşadığı yöre anlamına gelmektedir. Tunceli 19. yy'a kadar hiçbir devletin kesin denetimi altına girmemiş, yöredeki egemenlikler kısa sürmüş ve sürekli savaşlara sahne olmuştur. Tunceli tarihçesi hakkında yapılan araştırmaların en genişi 1968-1970 yıllarında Çemişgezek ilçesi yakınında bulunan Pulur Höyüğü'nde yapılan kazılardır. MÖ. 5000-3000 yıllarına ait kültür katmanlarında tunç çağına ait bilgiler elde edilmiştir. Bu kazılarda kale görünümünde evlere, evlerin içinde çeşitli bölümlere, ocak, dibek ve öğütme taşlarına çeşitli hayvan resimlerinin yapıldığı kabartmalara, tunç iğne ve tunç kazma gibi madeni eşyalara rastlanmıştır. Çemişgezek İlçesi'ne bağlı Laluşağı Köyü yakınında bulunan Yeniköy Höyüğü'nde 1972 yılında yapılan kazılarda da Pulur Höyüğü'ndeki buluntulara benzeyen Tunç Çağı buluntularına rastlanmıştır. Yapılan bu kazılar Tunceli yöresinde insan yaşantısının MÖ. tarihlere dayandığını belirler.

         Tarihte ilk Anadolu Birliğini kuran Hitit'ler İ.Ö 1300 yıllarında Tunceli yöresine hakim oldular. Daha sonra MÖ. 900 yıllarında Harput, Palu ve Tunceli Yöresinin Urartu'ların egemenliğine geçtiği anlaşılmıştır. Mazgirt Kalesi , Beğin Kalesi ve Kalaköyü Kalesi'nin Urartulara ait olduğu anlaşılmıştır. MÖ. 7 yy'da Azerbaycan Yöresi'nde ortaya çıkan Medler MÖ. 600-550 yıllarında Tunceli yöresini egemenliklerine geçirirler daha sonra Pers'lerin Medler'in merkezini ellerine geçirmeleri ile Tunceli Yöresi de Perslerin egemenliğine geçti. Bu dönemde ülke İran İmparatorluğu'na bağlanmıştır. Pers Ordusu'nun Makedonya Kralı İskender'in karşısında uğradığı yenilgiden sonra bölge Makedonya İmparatorluğuna bağlanmıştır. İskender'in bu bölgeye atadığı komutan Sabiktas'a karşı Pers soylularından Ariarates ayaklanarak bu bölgede Kapadokya Krallığı adı verilen bir krallık kurdu. ( MÖ. 332) İskender'in ölümünden sonra yerine geçen komutan Perdikes, Kapadokya'yı işgal ederek Tunceli yöresini tekrar Makedonya Topraklarına kattı. (MÖ. 332) ancak, MÖ. 230 yıllarında Kapadokyalılar yöreye tekrar hakim oldular bu dönemde Anadolu'yu istila eden Roma İmparatorluğu MS. 20 yılda Tunceli ve yöresini egemenliği altına alarak bölgeyi Roma'nın bir vilayeti haline getirdi. 395 yılında Roma Devleti'nin ikiye ayrılmasından sonra Tunceli Yöresi Doğu Roma Devleti'nin (Bizanslılar’ın) sınırları içinde kaldı.

         Tüm Doğu Anadolu gibi Tunceli Yöresi de Uzun süre İran'da bulunan Sasani Devleti ile Bizanslılar arasındaki savaşlara sahne oldu. 634 yılında Araplar Doğu ve Güney Doğu Anadolu üzerine seferler düzenlemeye başladılar. Tunceli Yöresi 639 yılında Arapların egemenliğine geçti.

         Bizanslılar, Araplarla savaşı göze almayınca Tunceli , Erzincan ve Elazığ'la birlikte Araplar'a bağlı bir eyalet oldu. Arap yönetiminin kendi içindeki anlaşmazlıklardan yararlanan Bizans imparatoru XI. Jüstinianus 685 yılında Ermenilerle birlikte yöreyi egemenliği altına aldı. 699 yılında yöre Bizanslılar’dan geri alındı. 724-743 yıllarında Tunceli Yöresi hazarların saldırısına uğradı, bir müddet Hazarların denetiminde kaldı. Tunceli yöresine gönderilen Mervan Bin Muhammed Arapların yöredeki egemenliğini güçlendirmeye çalıştı. daha sonra Abbasi Halifesi Harun Ür-Reşit Hazarlar üzerine seferler düzenleyerek bunları yöreden uzaklaştırmaya çalıştı. Bu dönemde Bizanslılar yöreyi kısa süre eline geçirdilerse de tekrar Arap güçleri tarafından kovuldular. 850 yıllarından sonra Bizanslılarla Araplar arasındaki savaşlar 1071 yılına devam etti.

         Malazgirt Savaşı'ndan sonra Anadolu'nun çeşitli yöreleri Türkler'in eline geçmeye başladı. Bu dönemde Bizanslılar’a karşı bağımsızlığını ilan eden Ermeni asıllı Komutan Filaletos; Harput Tunceli Yöresini egemenliği altına aldı. Malazgirt Savaşı'ndan sonra yörede hanlık kurdu. Anadolu Selçuklu Devleti'yle Büyük Selçuklu Devleti arasındaki egemenlik savaşı da bu dönemde sürmekteydi. 1086 yılında Anadolu Selçuklu Devleti'nin yenilmesinden sonra Büyük Selçuklu Devleti Hükümdarı Melikşah döneminde Harput ve Dersim yöresine gönderilen Çubuk Bey yöreye hakim olan Filaletos'un egemenliğine son verdi. Böylece 1087 yılında Tunceli Yöresi Türk egemenliği altına girdi.

         Malazgirt Savaşı'ndan sonra Türk beylerinden Mengücek Ahmet Gazi Bey Erzincan, Divriği Yöresi'ne hakim oldu. Mengücek Beyliği'ni kurarak Kemah'ı merkez yaptı ve Tunceli Yöresine hakim oldu. Aynı dönemde yörenin Güney kısmına da Çubukoğulları hakimdi. Diyarbakır’da bulunan Artukoğulları da Tunceli yöresine hakim olmaya çalışıyordu Çubukoğulları’yla Artukoğulları arasında süre gelen savaşlardan sonra 1115 yılında Tunceli'nin güneyi Artukoğulları'nın egemenliği altına girdi. 1163 yılında yöre Danişmendi Yağıbasan'ın eline geçti ve yöre halkının büyük bir kısmını Sivas'a sürgün etti.

         Anadolu Selçuklu Sultanı I. Aleâddin Keykubad döneminde Tunceli yöresi bir çok savaşlara sahne oldu. 1228 yılında Çemizgezek yöresini eline geçiren Alâaddin Keykubad, Mengüçlerin Erzincan Yöresindeki koluna son vererek Tunceli yöresini egemenliği altına aldı.

         1243 yılında Anadolu Selçuklu devleti Moğollara yenilince Tunceli Yöresi de Moğollara bağlandı. 1318 yılında Anadolu Selçuklu Devleti'nin yıkılmasıyla Anadolu’da ortaya bir çok beylik çıktı. Bu dönemde Akkoyunlular Tunceli Yöresini ele geçirdiler. Bir müddet sonra Erzincan Bey'i Mutahharten bu yörede egemenliğini sürdürdü. 1381 yılında Kadı Burhaneddin bağımsızlığını ilan ederek Tunceli yöresine hakim oldu. 1387 yılında Anadolu’yu istila eden Timur, bu ara Tunceli yöresini de işgal ederek geçici olarak yağmaladı. Timur'dan sonra yöre Türkmen olan Akkoyunluların denetimine girdi, Akkoyunluları Uzun Hasan yönetiyordu. Yıldırım Beyazıt (1. Beyazıt) Erzincan'ı ele geçirdi ve Timur'la yapılan savaşta Tunceli'nin Kuzey yöresi büyük zarar gördü.

         Fatih Sultan Mehmet'in 1473 Otlukbeli Savaşı'nda Akkoyunlular’ı mağlup etmesiyle Osmanlılar Tunceli yöresinde varlıklarını gösterdiler. 1502 yılında İran'da güçlü bir Safevi devleti hakimdi. Şiî olan bu devletin başında Şah İsmail bulunuyordu. Doğu Anadolu'ya hakim olmak isteyen Şah İsmail Erzincan Yöresine karargah kurdu. 1514 yılında yapılan Çaldıran Savaşında Şah İsmail'i yenen Yavuz Sultan Selim, Tunceli yöresinde Osmanlı egemenliğini güçlendirdi. Çaldıran Savaşı'nda Şah İsmail'in dağılan ordusu Doğu Anadolu'nun çeşitli yörelerine sığındı.

         Yavuz Sultan Selim döneminde Pir Hüseyin Bey Çemişgezek Beyliğine atandı. Daha sonra Çemişgezek'e giden Pir Hüseyin Bey yöreye hakim olan Nur Ali Halife'nin ordusunu yenerek İran idaresine son verdi. Pir Hüseyin Bey 30 yıl yöreyi yönetti. Ölümünden sonra evlatları arasında geçimsizlikler oldu. Hepsi Kanuni Sultan Süleyman'a müracaat ederek Çemişgezek'in taksim edilmesini istediler. Beylik dört sancak ve on dört ziyamete taksim edildi:
1-) Çemişgezek
2-) Pertek
3-) Sağman
4-) Mazgirt

         Pir Hüseyin Bey'in oğullarından Muhammed bey Mazgirt, Rüstem Bey Pertek Sancağı’na, Keyhüsrev Bey Sağman Sancağı’na atandı. Daha sonra Çarsancak Sancağı'nın başına Merkis oğlu Bay Sungur getirildi. Bay Sungur döneminde yöre iyi yönetilmeyince Palu beylerinden Süleyman Bey'in yakın adamı olan Kulu Alp yöreye hakim oldu. 1700 yıllarında Mazgirt'ten Pülümür'e kadar olan topraklar Tunceli yöresine hakim olan Süroğulları, Pülümür civarında bulunan Şah Hüseyinoğulları tarafından paylaşıldı.

         Osmanlı İmparatorluğu'nun duraklama ve gerileme döneminde bu yöre merkezi denetimden yoksun olup beylikler halinde yönetiliyordu. Bu beyler Osmanlı padişahlarının çevresiyle ilişkili olup bunlardan destek görüyorlardı. Yörede gelişen aşiretlerle bu beylikler arasında arazi yüzünden zaman zaman çatışmalar oluyordu.

         Tunceli 19 yy. başlarına kadar küçük bir yerleşim yeri idi. 1839 da Tanzimat'ın ilânından sonra Osmanlı Devleti tarafından yöreye el atılarak 1847 yılında sancak haline getirildi. Hozat merkez olmak üzere " Dersim Livası" adıyla Erzurum vilayetine bağlandı. Çemişgezek, Pertek ve Mazgirt Osmanlı döneminde Eyalet-i Diyarbakır'a bağlıydılar. 1847 yılından sonra Çarsancak, (Akpazar) Pülümür, Ovacık, Mazgirt kazaları Erzurum Vilayeti'nin Erzincan Sancağı'na bağlandı. 1879 yılında "Dersim" adıyla vilayet oldu. 1886 yılında Pülümür hariç il sancak olarak Mamuret-Ül aziz (Elazığ) vilayetine bağlandı. Dersim Sancağı 1890 yılından Kurtuluş Savaşı'na kadar aynı konumunu koruyarak yönetsel değişikliğe uğramadı. Sancağın merkezi Hozat olup bunun dışında Ovacık (Pulur),Çarsancak (Peri) , Mazgirt, Çemişgezek (Çamiçi), Nazımiye (Kızılkilise) ve önceleri Pah ilçeleri vardı. Mart 1916 da patlak veren ayaklanmalar bu yörede tedirginliğe yol açtı.

         Rus orduları eylül 1916'da Pülümür yöresini işgal ettiler Yöre halký Palu çevresinde bulunan Dokuzuncu Kolordu'dan destek alarak Pülümür Yöresine hakim olan þah Hüseyin Oðullarý'nýn taraftarlarýnýn katýlmasýyla yaklaþýk dört yüz silahlý milisle Erzincan'ý iþgal eden Rus Ordularýna karþý savaþtýlar. Daha sonra yöre halkýnýn da bu direniþe katýlmasýyla Pülümür yöresinden Rus ordularý geri çekilmek zorunda kaldý. 14 Þubat 1916 tarihinde Tunceli Milis Kuvvetleri Erzincan'a girdiler. I. Dünya Savaþý'ndan sonra Tunceli, Koçgiri Ýsyaný ve Elazýð'da görülen Þeyh Sait isyaný dönemin de bu ayaklanmalardan etkilendi. Yöre halký bu isyanlara karþý çýkmýþtýr.

         Cumhuriyet öncesi yýllarda Mutasarrýflýk durumunda olan Dersim'in, 23 Nisan 1920'de Ankara'da toplanan TBMM'de Diyap Aða (Yýldýrým), Mustafa Aða [Mýççi Aða] (Öztürk), Gangozade Hasan Hayri Kanko, Gangozade Ramiz Tan, Mustafa Zeki (Saltuk) Bey ve Abdülhak Tevfik (Gençtürk) gibi milletvekilleriyle temsil edildi. 1926 yýlýnda Dersim ilçe yapýlarak Elazýð'a baðlandý. 25 aralýk 1935 tarih ve 1885 sayýlý kanunla Tunceli vilayeti teþkil edildi. 4 Ocak 1936 yýlýnda Hozat ve diðer ilçeler Tunceli'ye baðlandý. 17 Haziran 1937 Dersim'de ayaklanmalardan sonra Tunceli geçici olarak Elazýð'dan yönetilmeye baþlandý. 30 Aralýk 1946 tarihinde merkez dahil 8 ilçesi ile beraber tekrar Tunceli Vilayeti teþkil edildi. 1947 yýlýnda Kalan kasabasýna taþýnarak fiilen il merkezi oldu.

..::www.efsaneler.sehri.com::..