Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!

Ce: Çarpıtıyorsun


[ Forum ]


Makale yazari: Baran VANLI Tarih, gün ve saat : 11. Nisan 2001 18:20:15:

Su yaziya cevaben: Çarpıtıyorsun makale yazari: Doğan Arkadaş Tarih, gün ve saat : 10. Nisan 2001 16:15:27:

Sayın Doğan Arkadaş,

Benden cevap beklediğinizi biliyorum. Evet yazı adresini bulmuştur. Sizinle bu ortamda tartışmak istemezdim. Ancak bazı şeylerin konuşulmasının yararlı olacağı kanaatindeyim. Duygusal olabilirim,
şimdiden bağışlayınız.

Size bir rahatsızlığımı belirteyim önce. Sizinle aynı partinin üyesiyiz ve konuşmamız gereken bazı hassas konuların olduğu kanısındayım. Sadece siz değil sizin gibi düşünen bir çok "sosyalist" bence aynı yanılgı içindedir.Belki yanılgıda demeyelim bir hat üzerindedir.Bu hat Kürt'lerin yıllardır verdikleri mücadelenin
(doğru-yanlış,iyi kötü) görmezlikten gelinmesi ve hatta "Tu kaka " denilerek aşağılanması,horlanmasıdır.

Dikkatinizi çekmek istiyorum bu konuda samimi olmalıyız. PKK'nın kirli savaş denilen ortamda yaptığı olumsuz şeylerin faturasını bütün bir Kürt halkına (Devletin yaptığınıda Türk halkına!) ve onun kimlik,
varlık mücadelesine çıkarmak çok ama çok büyük bir haksızlıktır. APO ve PKK yönetimini siyasal olarak politik ve askeri olarak eleştirmek ayrıdır.Ama bir halkı bütün olarak bu hareketi destekliyor diye
suçlamak başkadır. Şu bir gercektir ki PKK hareketi Kürtlerin büyük çoğunluğunca destekleniyor da. Neyse konumuz bu değil.

Sayın Arkadaş,

Kullandığım deyimden başlayalım (Anadilimin Türkçe olmamasının ifade-anlam ve dilbilgisi kuralları açısından bir dezavantaj olduğunun bilincindeyim ) yinede size ne anladığımı belirteyim; Türkiyede - Mal
bulmuş Magribi - (Mağrebilerin Kuzey Afriıkalılar olduğunu biliyorum) deyimini herkes aynı anlamda kullanır diye biliyorum Kabaca; bulunan "şey"in sevinilecek bir durum yada "şey" olmasını ifade eder Bu
"şey" i yarar için kullanmak anlamında sanıyorum.

İkinci düzeltmenizde 4/3 'ü(dört' te üçü) idi burada kastedilen yüzde yetmiş beş idi.

Bu iki düzeltme - uyarınız için teşekkür ederim.

Özellikle sizde ve genelde kendini "Türk" diye adlandıran sosyalistlerin çoğunda bir garip hava var nedense kürtleri hor görme onları aşağılma var. Bunu bir kompleks olarak değerlendirmeyiniz. Bir uzun tecrübenin sonucudur.

Bu aslında Osmanlıdan gelen saray ile halk arasındaki kopukluğun (ki tüm imparatorlukların ortak karekteridir)bir yansımasıdır. Geçenlerde burada bir arakadaş yine bahsetmişti. Osmanlı aydınının Fransa dervrimini çapulcu ayaklanmasına benzetmesi gibi. Aynı şekilde Ülke dışına çıkan "Türk " zenginlerinin Paris ,Londra, Zürih gibi yerlerde kendi halkını yani Türkiyeli isçileri gördüklerinde nasıl fersah fersah kaçtıklarınıda duydum.

Bütün bunlar, halkından kopuk çarpık kapitalist sermayedarlar ülkesinin durumu. Kısaca çarpık kapitalist ülkenin,çarpık sol zihniyetidir bu.

Eğer sosyalistler konusunda yanılıyorsam bu sizin ve sizin gibilerin bana vermiş olduğunuz izlenimdendir.Umarım yanılıyorumdur.

Çok uzun yıllardır halkımın çok az gerçek dostunu gördüm çok az kellesı faşist kafa avcılarının elinde poz verilen Kürt gençlerine üzülen sosyalist gördüm,ama şimdi daha çok aydın daha çok insan bu durumları anlıyor.Bense ne Türk düşmanı oldum ne başka bir halkı aşağıladım.Sadece 'kimi sosyalistlerin" aslında haldeki devlet için olduklarını gördüm.

Gelelim yazınıza :

En çarpıcı cümle buradan şehitler verildi! idi. İşte sizde saklı olan şeyin bu cümlede yattığını düşünüyorum.

Bence sizin bu konuda resmi ideolojiden farklı bir bakış acınızın olması gerekirdi. Aksi halde bu kelimeyi kullanmazdınız. Eğer yanılıyorsam düzeltiniz ve haddimi aştığım için de bağışlayınız.

Neden "şehitler" diyorsunuz ? Cünkü düşman tarafından ve vatan icin vurulmuş insanlar bunlar değilmi? Peki öldürülen, kafaları kesilen ve çırılçıplak köy meydanlarında teşhir edilen,ortadan kaybedilen,köyünden evinden edilen okulsuz,susuz bırakılan yıllarca yiyecek ambargosuna maruz kalan,gazete ve kitap yasağı uygulananlar kimlerdi ?

Ve en önemlisi belkide bence en acısı 90 lı yıllara kadar "piyasalarda "çok az rastlanan Kürt kökenli fahişlerde sayı patlaması olmuş Tüm metropol şehirleri başta olmak üzere yaşadıkları illerde de "resmi
görevlilere hizmet " etmeye başlamışlar ve Mafya (Türk-Kürt vs ) tarafından pazarlanmışlardır.(Buradan diğer pazarlanan kadınlara "oh olsun!" anlamı çıkarmamalısınız).

Ve Kürt sorunu PKK olduğu için mi vardi yoksa PKK kürt sorununun bir sonucu muydu?

Kürtlerin (ABD de zencilerin) kendilerini ne sosyal ne ekonomik nede kültürel olarak ifade edememeleri sonucunda Mafya ve buna benzer organizasyonlar içinde olmaları kendi suçları olamaz.

Sizde ABD 'de ki zencilerin yerine kendinizi koyun bakalım.Hatta belki sizin için hakaret olacak ama Türkiyede bir Kürt hatta bir Ermeni olunuz birazcık bakalım ne his edeceksiniz!. Hele hele büyük şehirlerde söyleyin Kürt olduğunuzu?

80 öncesi Kürtleri "kuyruklu" olarak, "tavana ciğ köfte" yapıştıran olarak gören kafa ile bugün Türkiyedeki tüm pisliğin nedeni olarak gören kafalardan ne kadar farklı?

ABD ırkıcılığını sorgulamadan zencileri, Almanyada Nazizm özentiliğinin bir devlet politikasi versiyonu olduğunu görmeden Neo-nazileri, TC de tek kimlik -tek millet tek din ve tek bilmem ne dayatması sorgulanmadan Kürt halkının defoları konuşulduğu zaman bir büyük "eksik değerlendirme" olduğu kesindir.

Faşizm her zaman ama her zaman devleti yönetenlerin"egemenlerin" tercihidir. Bunu şu halkın yada başka halkın üzerine atmak saf dillik olur.

Birde Susurluk ilçesindeki tüm yozlaşmalar 1990 lı yıllarla başlar ve ne tesadüftür ki Kürtlerin bu ilçeye gelmesiyle artar! Yani bu anlayışınız gerçektende "Kürtler geldi, lahmacun geldi, ciğ köfte soğan-sarmısak kokuları geldi diye bu halkı aşağılayan snop, devlet eliyle yetiştirilen köksüz İstanbul burjuva anlayışına benziyor.

Zamanı ve içinde bulunulan konjonktür'ü değerlendirmeden yapılan duygusal bir değerlendirmedir.

Kürtlerin Eron vs işi yine kirli savaşın bir ürünüdür.Hatta ülkenin gayri resmi politikasinin yani EROİN gelirleriyle beslenen savaş ve Devlet çarkının politikasidir.

İşte bakınız savaş bitti dolayısıyla EROİN işi de bitti Türkiye gerçekle karşı karşıya kaldı. Sosyalistlerin bu durumlarda böylesi can alıcı çarpıcı halkın kafasında kalan şeyleri gündeme getirmesi gerekir.

Kim ne dersin ben Türkiye'de hakların Türk ,Kürt ve diğerlerinin bütün kışkırtma ve aşağılama-horlama tepkilerine rağmen birbirlerine düşman olma girdabına girmeyeceğine inanıyorum. Yüzyıllardır bu topraklarda dostca yaşayan Türkler ve Kürtler 80 lerden beri devam eden savaşa rağmen yönetenlerin provokasyonları ve ırkcı-faşist ideolojilerin etkisinde bile bir boğazlanmaya girmemişlerdir.

Saygılar.


>Merhaba,
>Yazında her ne kadar benim adım geçmese de, "mal bulmuş magribi" gibi atılmaktan söz ettiğine göre ve Susurluk olayı konusunu da bu foruma ben getirdiğime göre, yazının bana yazıldığını kabul etmek durumundayım.
>( Yazında geçen bazı ifadelere yanıt vermeden önce, "mal bulmuş Magribi" gibi lafı üzerine biraz araştırma yapmanı diliyorum. Bu "Mağribiler" kimlerdir ve neden "mal bulmuş olan Magribilere" atıfla bu deyim kullanılır ? )
>Gelelim yazındaki (bana yönelik olduğunu sandığım ) bazı ifadelere ...
>
>1-) "Kürt düşmanlığı yapmak istemesenizde o duruma düşersiniz!"
>İnsaf edip, "Kürt düşmanlığı yapmak istemediğim" şeklindeki saptaman için teşekkür ederim. O duruma düştüğümü ise hiç sanmıyorum. Konu ile ilgili yazılarımı okursan, Kürtler, Türkler ve dünyanın bütün halkları için neler istediğim konusunda bazı verilere ulaşabilirsin.
>2-) Tecavüz ve şiddet vb. konularındaki duyarlılığına da sevindim. Senin de dediğin gibi, bunun tartışması bile olmaz. ( Kaldı ki Susurluk olayında tecavüz olmadığı sonradan ortaya çıktı.) Şiddet konusunda forumda bizimle aynı düşüncede olmayanların olduğunu biliyorsun. Onlar bu şiddet konusunda ne düşündüklerini herhalde söylerler.
>3-) "Ama, Kürtlerin susurlukta ne işi var? derseniz olmaz işte."
>Bana atfen söylediğin bu. Yani ben "Kürtlerin Susurluk'ta ne işi var" demişim ? Baran yazılarımı tekrar okumanı rica ediyorum. Böyle bir anlayışta olmam mümkün değildir. Böyle birşeyi ima dahi ettiğimi sanmıyorum. Haksızlık ediyorsun.
>4-) "Susurluktakiler soydaş diğerleri "Doğulular veya Diyarbakırlılar!" öylemi?" diye soruyorsun.
>Böyle bir yorumu nereden çıkardın anlamadım.
>5-) Ya şuna ne demeli ? ">Efendim sadece kürtler feodal imiş!..." ve devamı da var.
>Sevgili Baran arkadaşım, konuyu çarpıtıyorsun. Ülkenin Doğu bölgelerinin iktisadi ve kültürel anlamda gelişmediğini, tutuculuğun genelde egemen olduğunu, bunun uzun süredir uygulanan sermaye yanlısı politikalardan kaynaklandığını, Türkiye devleti yöneticilerinin Doğu'yu neredeyse unuttuklarını, yok saydıklarını vb. biliyorsun.
>Erzurum'a git bakalım, Ramazan'da sokakta sigara içebilecek misin ? Yozgat'ta Atatürkçüyüm demek bile komünist olmakla eş. Konya'nın dinsel tutuculuğun merkezi olduğunu herkes biliyor. Ben bunları söylemekle, Erzurumu'u, Yozgat'ı, Konya'yı 5. sınıf saymış olmuyorum.
>Neden Batman'da gencecik kızlar, yaşlılara satılıyor ? Neden uyuşturucu kaçakçılığı ile suçlanan bir (Van) milletvekili, "ben aşiret reisiyim, yine seçilirim, kimseye de engellemez" diye konuşabiliyor ? Neden bir çok tarikat Doğu'da yuvalanabiliyor ?
>Dünyanın bütün yoksul ülkelerinde dinsel tutuculuk, ırkçılık, kabilecilik, mezhepçilik, uyuşturucu eğilimleri vardır. Bunu vurgulama amaçlı bir yazıyı, bu kadar eğip bükmenin anlamı ne ? Gerçekten çarpıtıyorsun !
>6-) Bak ne güzel söylemişsin. "Hatta Almanyada 4/3'ü "Türk" olan Türkiyeli göçmenlerin ne kadar fanatik islamcı -ırkcı oldukları bilinir!" ( "3/4" diyecektin herhalde )
>Almanya'daki Neonazi hareketini besleyen koşullardan "biri" de bu durum değil midir ? Neonaziler "bu durum" karşısında "Türken Raus" diyorlar.
>Peki "bu durum" karşısında sen ne diyorsun ? Aman Neonazilerle aynı söylemi kullanmayayım diye, Türklerdeki bu geri eğilimlerin savunusunu mu yapıyorsun ? Devrimci bir hareketin, Neonazilere karşı mücadele yürütürken, aynı zamanda Türklerdeki bu geri eğilimlerle de mücadele yürütmesi neden yanlış olsun ? "Öncelikli görevimiz Neonazilere karşı mücadeledir" deyip, bu görevden kaçınacak mısın ? Peki MHP'li faşistler de Neonazilere karşı. Onlarla beraber olmayı düşünür müsün ?
>7-) "Çok evlilik" konusunu sadece Kürtlere özgü bir olay olarak değerlendirmedim. Ayrıca bunu "İslami gelenektir" şeklinde "yumuşatamazsın." Bu kadını aşağılayan bir tutumdur. Bunu sen de biliyorsun.
>8-) "Susurluk olayı bir provokasyondur" diyorsun. Bundan önce olduğu gibi, bundan sonra da provokasyon olacaktır. Türkiye bir gezinti parkı değildir. Benim dikkati çekmek istediğim nokta insanların neden provoke olduklarıdır. Bunun nesnel temelleridir. "MHP'li faşistleri provoke oldular" diye suçlamanın alemi yok. Onların zaten işi bu ! Ama oraya "provoke" olup gelen 5.000 kişiye ne demeli ? Bu insanlar neden bu durumdalar ? Biz devrimciler bu tip provokasyonlara karşı nasıl insanları bağışık kılabiliriz ? Bunun mücadelesini nasıl verebiliriz ? Tartışılmaya çalışılan şeyler bunlardır.
>Bu mücadele alanlarından biri de ( ki asıl o yazılarda işaret edilmeye çalışılan şey buydu ) kültürel gerilikleridir.
>Bundan 10 yıl önce Kürtlere kucak açan, göçedenlere koyun kesip götüren bir kasaba halkı, nasıl oldu da şimdi "Kürtlere ölüm" diyor ?
>Bu sorunun yanıtı seni hiç mi ilgilendirmiyor ?
>9-) "Bahane bulup Kürtleri kınamaktan" söz etmedim. Ayrıca Kürtleri de kınamış değilim. Bu forumda ve diğer forumlarda yazdığım hiç bir yazıda, hiç bir halka karşı bir küçümseme, aşağılama, etnik nefret vb. durumunda olmadım. Yazılarımın bazılarını sen de okudun. Tek bir satır bana gösteremezsin.
>Ama şunu görmüş olabilirsin. bazı arkadaşlarımızın Türk düşmanlığına karşı çıktım. "Ezilen ulus milliyetçiliği" adına Kürt milliyetçiliği yapanları ve feodal kültürün bir sonucu olarak ortaya çıkan bazı olumsuz hareketleri Kürt hareketini savunuyoruz adına destekleyenleri eleştirdim. "Ezen ulus milliyetçiliği" ile hesaplaşıyoruz diyenlerin Türk düşmanlığına karşı çıktım.
>Bu "ezen-ezilen ulus milliyetçiliği" anlayışının çok yanlış bir çerçevede alındığını defalarca söyledim.
>Ancak hiç kimse benden, ne Türklere, ne Kürtlere ne de dünyanın başka halklarına karşı düşmanlık ve husumet beklemesin, göremez. Bunu ima dahi ettiğimi sanmıyorum. Böyle yorumlanabilecek özensiz sözcükler seçtiğimi de sanmıyorum.
>Bu forumu (sosyaldemokrasi) da izleyenler bilirler ki, demokratik bir halk kültürünün geliştirilmesinin ( hele ki 12 Eylül ve sonrasının bütün gerici, faşizan ve yozlaştırıcı etkisi karşısında ), devrimci bir hareketin olmazsa olmaz görevlerinden biri olduğunu defalarca yazmışımdır.
>Türkiye'nin bugünkü haliyle iktidar olsak, Erzurum'u ne yağacağız ? Konya ne olacak ? Yozgat ne olacak ? Kimse bana İspanya'daki Guernica'nın bir örneğinin de, Türkiye'de sosyalizm adına yapılacağını savunmasın.
>Türkiye'de bugün devrim, "politikleşmiş toplumsal bir devrim olmak" zorundadır. Mevcut Sol anlayışlarda eleştirdiğim ve işaret etmek istediğim şey, bunun sadece "politik" kısmına değinilmesi, "toplumsal" boyutunun yok sayılmasıdır.
>Yazılarımda bunun dışında bir şey söylemedim. Bunun dışında bir imada bulunmadım. "Ama bunu ima eder tazda sözlerin var" diyorsan, bana göstermek zorundasın.
>Sonuç olarak yazında adım geçmeden beni ima eder tazda söylediğin sözlerine ve eleştirilerine katılmıyorum.
>Yazdıkların ( bilinçsizce olduğunu sandığım ) bir çarpıtmadan ibarettir.
>Selamlar...
>Doğan Arkadaş





Cevaplar:


[ Forum ]