Yanıt-1 ( Kürt sorununda "bizim" yaklaşımımıza ilişkin )
[ Forum ] Makale yazari: Doğan Arkadaş Tarih, gün ve saat : 12. Nisan 2001 12:36:38:
Su yaziya cevaben: Ce: Çarpıtıyorsun makale yazari: Baran VANLI Tarih, gün ve saat : 11. Nisan 2001 18:20:15:
Merhaba Baran,
Tartışmada Susurluk özelinden başlayarak bazı saptamalarda bulunmuşsun. Çok uzayacak ama bir iki yazıda değinme gereği duyuyorum.Şöyle bir sözün var : Ben ve benim gibi "sosyalistlerin" bir yanılgısından yada bir "hattan" söz ederek, tavrımızı, Kürtlerin verdiği mücadelenin görmezden gelinmesi ve hatta aşağılanması hor görülmesi olarak değerlendiriyorsun. Tabii ki bu değerlendirmen bazı gözlemlerine dayanıyor olmalı. Bu nedenle ben şimdi ne desem, seni bu konuda ikna edemem. Ama yine de değerlendirmeye çalışacağım.
Biz hiçbir zaman Kürt hareketini hor görmedik. Onları küçümsemedik. Kürt sorunu konusunda ben ve benim gibi sosyalistlerin yazdıkları ortatadır.
Kürt sorununda bize göre üç çözüm önerisi vardı.
Bunlardan biri devletin çözümü idi. Buna göre, Kürtler baskı altına alınmalı, asimile edilmeli ve Türkleştirilmeli idiler. Kürt köylerinin isimleri Türkçe yapıldı. Dilleri 12 Eylül öncesi serbest olsa bile gelişmesinin önü tıkandı. Ülkenin kaderi kapitalist yöntemler tercih edilerek, sermayeninin safına terk edildi ve bu durum Doğu'nun kendi kaderi ile başbaşa kalması sonucunu doğurdu.( Sadece Kürt illerinin değil, başka illerin de gerek iktisadi gerekse küğltürel açıdan çok geri bırakılmıştır. 12 Eylül sonrası ise tam bir felaketti.
İkinci çözüm ise, Kürt milliyetçilerinin görüşü idi. Bu arkadaşlar, ulusal temelde bir devlet örgütlenmesi savunuyorlardı. Kürdistan'ın dört parçası birleştirilecek ve bağımsız birleşik Kürdistan yaratılacaktı.
Bizse devrimci yolu tercih ettik. Bize göre, nasıl devletin baskıcı-asimilasyoncu politikaları yanlış idi ise, Kürt milliyetçilerinin de milliyetçi yolu yanlıştı. Her şeyden önce dört parçanın birleştirilmesi meselesi gerçekleşebilir bir şey değildi. ( PKK'nın "diğer üç parçada" etkinliği var mı ? Mesela Türkiye'de uyguladığı yöntemleri neden acaba Suriye'de uygulamadı ? ) Bize göre ulusal temelde örgütlenmek de yanlıştı. Çözüm gerçekten özgür ve demokratik bir Türkiye'de olabilirdi. Biz de bunun savunusunu yaptık. Bu nedenle de devletin politikalarına karşı çıkmakla beraber, PKK'nın ve diğer Kürt örgütlerinin de politikalarına karşı çıktık. Biz karşı çıktık da ne oldu ? Onlar bildikleri yoldan mücadeleye devam ettiler. geldiğimiz nokta ortada. Peki bu noktaya gelmek için bunca bedelin ödenmesi mi gerekiyordu ? Bu bedeli ödeyenler kimlerdir ?
Şimdi Türklerde de Kürtlerde de milliyetçi eğilimler alabildiğine gelişmiştir ve bu durum APO'yu bile aşmış durumdadır. Bazı Kürt forumlarında ve zaman zaman burada milliyetçi Kürtlerin Türk düşmanlığı dolu sözlerini sık sık sen de görüyorsun.
Devrimciler ezilen ulusların demokratik haklarını savunurlar. Ama bunu yaparken asla bir başka ulusu aşağılamazlar, küçümsemezler. "Bizim" bnu konulardakigörüşlerimizi ortaya koyan hiç bir metinde ne Türk ne de Kürt düşmanlığına rastlayamazsın. Ancak bazı arkadaşlar, Kürt milliyetçiliğine yönelik her sözü, Türk milliyetçiliği olarak düşünüyorlar. Dilleri mi varmıyor nedir, sosyal şövenlikle suçluyorlar bizi.
Biz bundan önce olduğu gibi, bundan sonra da milliyetçiliklere karşı olacağız. Bazı milliyetçi eğilimler var diye, Kürtlerin demokratik haklarının savunusundan vazgeçecek değiliz. Ve yine bazı milliyetçilikler var diye, Türk düşmanlığına karşı çıkmayacak değiliz.Sonuç olarak, Kürt hareketini hor gördüğümüz küçümsediğimiz saptaman yanlıştır. Ama eleştirdiğimiz doğrudur. Bu eleştiriler doğrultusunda onlarla aramıza bir mesafe çekme gereği duymamız da doğal karşılanmalıdır. Bu tabii ki haklı bulduğumuz taleplerinde onlarla yanyana gelmeyeceğiz anlamına gelmiyor. Nitekim bu da yapılıyor.
Bu konuyu burada kesiyorum. Dilersen başka başlıklar altında tartışmaya devam ederiz.
Selamlar...