Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!

Ne ilgisi var ?


[ Serbest kursu ]


Makale yazari: Doğan Arkadaş Tarih, gün ve saat : 09. Ocak 2001 14:43:37:

Su yaziya cevaben: Hani ne Refahyol ne Hazirol demistiniz ya? makale yazari: Yasar Gençer Tarih, gün ve saat : 09. Ocak 2001 12:05:13:

Merhaba,

1-)Yazdığın yanıtı okuyunca, arkadaşımız acaba başka bir yazıya mı yanıt veriyor diye düşündüm. Hayır, yazının içinde sık sık bana atıf yapıldığına göre benim yazıma yanıt verilmiş olmalı.

2-)Ben Cezayir^deki durumu anlattım ama arkadaş buradan aklınca ordu yardakçılığı çıkarmış ve sonra ahkam kesmiş. ( nasıl akılsa bu ? ) Yazımda ordu ile ilgili tek kelime yok. İlla bir kurum aranıyorsa, Cezayir'de bir sendikanın hafta sonu tatili konusundaki tutumu var. Arkadaşımız yazıyı iyi okumalıdır.

3-) Militarist yöntemlerin ve militarist kurumların siyasal çalışmalar içinde yer almasına açık olarak karşıyım. Bunu sadece ben ( yada biz ) değil, ülkedeki neredeyse bütün partiler söylüyor. Bu nedenle 28 Şubat süreci gibi bir oluşumu desteklemem mümkün değildir. 28 Şubatçıların, demokratların da bazı söylemlerini sahiplenmeleri, bizim o söylemlerden vazgeçmemizi gerektirmez. Siyasal islamcıların karşısında olmak, 28 Şubatçıların yedeğine düşmek değildir. Bu konuda kompleksiz olmak gerekir.

4-) Halkların kardeşliği ile ilgili konuşacak yer bu yazı değildi. Bu söylediğin konuda da görüşlerimi yazıyorum zaten. Sen baklavacıdan çamaşır makinesi alır mısın ? Her yazının bir konusu vardır. Yazı Kürt sorunu, halkların kardeşliği, ulusal sorun vb. konularında yazılmamıştır.

5-) "Kimsenin persembe-pazar,cuma vs sorunu yok." demişsin. Şükür ki yok ! Bu sorunu zamanında çözmüş olanlara şükranlarımı sunarım. Onlar bu konuya gelinceye kadar bir çok sorunu da çözmüşlerdi. Bunlardan bazıları, padişahlığın kaldırılması, hilafetin kaldırılması, şer'i hukuktan medeni hukuka geçiş, kadın erkek eşitliği konusundaki yasal-siyasal-toplumsal düzenlemeler vb. sayılabilir.

Her politik önderlik, ülkenin bazı sorunlarını çözer bazılarını çözemez. Bu sadece niyetle ilgili bir şey değildir.
Çözüm olan şeylerden bazıları, sonraki dönemin sorunları olabilir.
Çözülemeyenler ise, sonraki döneme daha da ağırlaşarak aktarılırlar. Tarihin diyalektiği budur. Tarih böyle ilerler.

Türkiye'nin bugünkü sorunlarından bir kısmı, geçmişte çözüm olmuş ( yada öyle görülmüş ) olan konuların artık sorun haline gelmiş olması ve çözüme kavuşturulamamış olan bazı sorunlarınsa ağırlaşarak devam etmesidir. ( Kuşkusuz tarihin önümüze getirip koyduğu başka sorunlar da vardır. )
Senin, yazılarından özel duyarlılık taşıdığını sandığım Kürt sorunu da bunlardan biridir.

6-) Konu AB tartışması değil ama yazdığın için yanıt vermek durumundayım. ( yani sen illa baklavacıdan çamaşır makinesi alacaksın !) AB'ye karşıt olanlar sadece MGK ve ırkçı-milliyetçiler değildir. Kendini solda gören bir çok oluşum da AB'ye karşıdır. Bu onayladığım bir tutum olmamakla beraber, AB karşıtlığını sadece MGK'ya ve ırkçı-milliyetçiliğe indirgemene şaşırdım. AB karşıtı solcu arkadaşlarımıza haksızlık ediyorsun ve onları sanki MGK ve ırkçı-milliyetçilerin yedeğine düşmüş sonucu çıkarılabilecek bir değerlendirme sunuyorsun.

7-) Bu da yeri değil ama, "Gerçek ÖDP'li" diye bir şey yoktur. Ne ben ne de beraber hareket ettiğim insanlar, "gerçek ÖDP'li" yada "sahte ÖDP'li" gibi bir ayrım ortaya koymamışlardır. ÖDP'de yönetici olarak yer alıp, başka partilere oy vermek doğru bir tavır değildir. Bu arkadaşlar hele ki ÖDP'nin Parti Meclisi'nde bulunuyorlarsa bir kat daha eleştirilmelidirler. Bırak ÖDP'yi, sıradan bir insana bile, "bir partinin üst düzey yöneticisi olup başka partiye oy vermek doğru mudur" diye sor bakalım sana nasıl yanıt verecek ?
Politik ahlak denen şey, sosyalistlerin asla kaybetmemesi gereken özelliklerdendir.

Yazıda sorduğum sorularıma daha açık yanıt vermeni dilerim.
Ama sana özel bir soru da sormam gerekiyor: Bu kadar kısa bir yazıya bu kadar yanlışı nasıl sığdırabildin ?

Selamlar...





Cevaplar:


[ Serbest kursu ]