Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!

Ce: Dilimiz sistematiğimizin veya sitematiksiliğimizin aynasıdır


[ Serbest kursu ]


Makale yazari: Vaner Alkaç Tarih, gün ve saat : 10. Ocak 2001 16:26:00:

Su yaziya cevaben: Alakaya çam demle ! makale yazari: Doğan Arkadaş Tarih, gün ve saat : 10. Ocak 2001 10:47:45:


Sayın Doğan eğer başlığı buraya tekrar yazarsam ukalalık ettiğim sanılmasın.
Çu veya bu şekilde emek verdiğiniz yazıya koyduğunuz başlığı biraz da solcayı özentili konuşma alışkanlığımızın tepkilerde fire vermesi olarak mı alsak?

Sayın doğan
bir konuyu tartışabilmenin ilk koşulu muhatabımızın mantığını kavramaktır. Ve karşı mantığını bu kavramanız gereken mantığı çürütecek bir söyleme oturması gerkmekte.

Size cumartesi pazar kemalizm hayranlığı konusunda söylenen tek renkli veya tek seslilikte israr falan değildi.
Çok ağır bir süreç yaşayan bir ülkenin ÖDP lisi olarak gündemimizin bu olmadığı aksine bu tip söylemlerle cumartesi pazar kemalizminin şu andaki ırak operasyonunun değirmenine bilinçli bilinçsiz su taşındığıdır.
Ve ek olarak bir avuş eti budu ile ÖDP nin ve ÖDP lilerin demokratik güçlerin birliği ve merkezi örgütlenmeye ulaşması için Oğuz Melihin direktiflerinden başka ne yaptığıdır. Bir yanı ile dostlar alışverişte görünsün diğer yanıyla söz karar ve yönetim Oğuz-melihe operrasyonu dışında tabi...

Örneğin HADEP in bir Türkiye partisi olma iddası var.
Bir birleşme ve demokratik seçimlerle yeniden yapılanma çağrısı niye yapılamıyor.
Sizce bu konu cumartesi pazar kemalizminden öncelikli mi değil mi?

Bu arada geçerken bir tarihi olay ve önderlik falan tartışılırken kimse herşeyi ne tümüyle kötü ne de tümüyle iyi alıyor.
Böylesine acil sorular ve sorunlar bizi beklerken cumartesi pazar için Mustafa Kenale teşşekür eedene topal osman geleneğinin yaratıcısı olarak da teşekkür edermisiniz?
Veya sarğı çıkartmış şapka DEVRİMİ yapmış . Ne romantik değil mi. Bu arada her kentde onlarca darağacı kurdurduğu içinde teçekkür edermisiniz?

Örnekleri çoğaltayım isterseniz.
İranı politik ve askeri olarak etkisiz hale getirdi diye Yavuza teşekkür ederken yapılan alevi katliamına ne dersiniz.
Maksat anlaşıldı ise devam etmek istemiyorum.

Hele başlığınız...
Bir harika.
Kahvede bile politika konuşmanın bence bir hitap seviyesi olmalı.

Daha sağlıklı daha üretici polemiklerde buluşailmek umudu ile.

Vaner Alkaç

>Merhaba,
>Yanıtın için teşekkür ederim.
>1-) Arkadaşım burası bir forumdur. Değişik görüşlerin yer aldığı, yazar arkadaşların kendilerince önemli buldukları konuları yazdıkları iletişim kurma amaçlı bir forumdur. Benim Cezayir'deki tartışmayı buraya yazmamın nedeni, gündem olsun diye değildir. Sadece konu ilgimi çekti ve katılımcı arkadaşlarla da paylaşmak istedim. ( Bugün "Avrupa'da Kölelik Çağı" başlıklı başka bir haberi de, foruma asıyorum, ama önceden seni uyarayım, kesinlikle gündem saptırma amacında değilim. )
>Bir gazeteyi elinize aldığınızda, bir çok habere ve yoruma rastlarsınız. Gazetenin amacı budur zaten. Şimdi senin bakış açınla düşünecek olursak, her gazetenin tek bir konuyu yazması gerekecektir.
>Bir konuyu ele almak başka konuları dışlamaz ki.
>2-) Bak senin de katılacağını sandığım bir şey söyleyeyim. Bir siyasal örgüt ülke ve dünya sorunlarına yönelik temel kaygıları benzer olan kişilerce kurulur. O örgüte yaşam kazandıran üyelerinin etkinlik düzeyidir.
>Örgütün üyelerinin ayrı ayrı ilgi alanlarının olması doğaldır ve gereklidir de. Örgütün bütün üyelerinin aynı gündemin peşinden koşması doğru bir şey değildir.
>Diyelim sen çocuk hakları ile ilgilenen birisin. Eğer üyesi olduğun bir örgütte çocuk hakları konusunda çalışma yaparsan, kimse senin adını bilmez, bağlı olduğun örgütün çocuk hakları konusunda da duyarlı olduğunu düşünür. Sen örgüte bu yönünle katkı sunarsın.
>Bizim solcular olarak önemli bir eksiğimizdir bu. Hemen hepimiz her solcunun bizimle aynı duyarlılıkları taşımasını bekliyoruz. Oysa bu ne doğru bir şey, ne de gerekli.
>Sen ve ben aynı örgütte olsak, Irak'taki operasyon olayına olan duyarlılığın örgüte yansısa, diyelim benim de çocuk hakları konusundaki duyarlılığım yansısa fena mı olur ? Sonuç olarak halk nezdinde ikimizin de üye olduğu örgüt hem Irak operasyonlarına hem de çocuk haklarına duyarlılık taşıyan bir örgüt haline dönüşmez mi ?
>Bu örgütlerimizde beceremediğimiz bir şey.
>3-) Es geçtiğimi söylediğin konularda forumda benim yazabileceğimden çok daha fazla yetkinlikte yazılar yer aldı. Benim de zaman zaman katkı sunduğum oldu.
>Birbirimize ne kadar solcu olduğumuzu kanıtlamak zorunda değiliz. Bırak dileyen dilediği konuda yazısını yazsın. Merak etme, aklına gelen her konu bu forumda, hem de layık olduğu ölçüde düzeyle tartışılıyor.
>Ben olsam, "ne güzel, hemen her konuda, o konuyu bilen, o konuyu kendi ilgi alanına almış solcular var" der, sevinirdim. "Ülkemizde çok güçlü ve geniş bir sol potansiyel" var dememizin de bir anlamı burada yatıyor zaten.
>4-) AB konusunda ben de ağırlıkla AB'ye katılımdan yanayım. AB'ye katılımın Türkiye'ye çok katkısı olacağını düşünüyorum. Bunu sen ve diğer arkadalar da dilerse başka bir yazıda tartışırız.
>5-) "Irak Kürdistanın'da yakında Türk ve Kürt ölümlerini engelleyecek ne yapıyorsunuz?" Samimi olarak söylemek gerekirse, söylediğin konuda pek bir şey yapmıyorum. Oldum olası, bir şeyler yapıyormuş gibi görünmeyi sevmem. Bu, konuyu onayladığımdan değil, gücümün yetmediğinden. Çok sayıda arkadaşımın da benim durumumda olduğunu düşünüyorum.
>Bazı solcu arkadaşlar, hiç bir şey yapmadıkları halde, çevrelerinde çok şey yapıyormuş izlenimi verirler, bilirsin. Ben çoğu kez böyle olmamaya çalıştım.
>Kesinlikle seni sıkıştırmak için değil ama, senin ne yaptığını merak ediyorum. Yada başkaları neler yapıyor ? Basın açıklamalarını falan kastedmiyorum. Yada diyelim sen de bir şeyler yapamıyorsun, peki ne yapmak gerekir ? Bu konuda somut şeyler söyler misin ?
>Solun uzun zamandır halkla iletişim kurmada, görüşlerini aktarmakta sıkıntı çektiğini sen de gözlemliyor olmalısın. Bu konuda yada başka konularda hangi iletişim kanalları nasıl kullanılmalıdır ki sol kendi duyarlılıklarını halkın geniş kesimlerine ulaştırabilsin ? Bu konuda ayrı bir başlık altında bir yazı yazman mümkün mü ?
>6-)Demokrasi mücadelesinin neresinde olduğumu soruyorsun. Valla en azından "tepesinde" bir yerde değilim. Ülkemizde demokrasinin gelişmesini, ülke kaynaklarının birbirimizi dövmeye yönelik ve bir avuç azınlığın çıkarlarına göre kullanılmasına karşı rahatsızım.
>24 saatimi bu konuya tabii ki ayıramıyorum. Geçim gibi de bir sorunum var. Ülkedeki milyonlarca insanın da benim durumumda olduğunu düşünüyorum. Bu konuda sunabileceğim katkılar çok sınırlı. Eğer babam zengin biri olsaydı, yada kendime ait bir yığın taşınmazım olsaydı da oralardan gelir elde edebilseydim, muhakkak ki inandığım konularda daha verimli olabilirdim. Ama o durumda değilim. Geçinmek için emeğimi kullanmak zorunda olan biriyim. ( Yani senin gibi ben de "halkım". )
>Dilersen, sözünü ettiğin konularda istediği kadar slogan atıp, sana ne kadar solcu olduğumu kanıtlamaya çalışabilirim ama bunun seni de tatmin edeceğini sanmıyorum.
>Önemli bir örgütsel sorunumuz da bu katılım konusu değil mi ?
>
>7-) Yanlış yapma hakkından söz etmişsin. Bu konuda kesinlikle haklısın. Hepimizin yanlış yapma hakkı var. Ancak evliyalar her zaman doğru yapar. Solcularsa evliya değillerdir. Ama öte yandan yanlışları söyleme hakkımız da var değil mi ? Bunu seni incitecek tarzda söylemediğimi sanıyorum.
>Herhalde şunu sen de kabul edersin, kayıkçı kavgası ile fikir tartışması arasında çok fark var. Bazen bunları karıştırdığımız oluyor herhalde. Gerek kişisel gelişim düzeyimiz, gerekse toplumsal düzeyimiz yükseldikçe tartışmalarımızı daha sağlıklı yürüteceğimize inanıyorum.
>Demokratik kültür dedikleri bu olsa gerek.
>Her şey daha güzel olacak.
>Selamlar..





Cevaplar:


[ Serbest kursu ]