Tarihi Yaşarken Yakalamak
[ Serbest kursu ] Makale yazari: Doğan Arkadaş Tarih, gün ve saat : 26. Eylül 2000 15:49:04:
Merhaba,
Başlık, Hasan Cemal'in bir kitabının adı. Kitapta 12 Eylül'ün hemen sonrası Hasan Cemal'in tuttuğu günlükler var. Zamanın birinde okumuştum.
Ama içindekilerden daha çok, kitabın adı ilgimi çekmişti. Yaşadığımız günlere anlam vermek, tarihin neresinde durduğumuzu saptamak. Kolay bir şey olmasa gerek.
İsterseniz konuyu sorularla açalım. Örneğin 19 Mayıs 1919 'da İstanbul'da yaşayan biri olsaydınız, ne yapardınız ? Seçme sansınız olsaydı, Atatürk'le Samsun'a mı çıkardınız yoksa İstanbul'da kalır mıydınız ? 1950 seçimlerinde kime oy verirdiniz ? 1961'de darbeyi alkışlar mıydınız yoksa bir tankın üzerine çıkmayı mı yeğlerdiniz ?
Nazım Kemalizmi destekledi diye bazı "arkadaşlar" ondan "leş" diye söz edebiliyor. Peki Nazım "bu arkadaşlar" kadar Kemalizmi, Sosyalizmi vb. bilmiyor muydu ?
Dönemin önder sosyalistleri de Kemalizmi desteklediler. Onların "bu arkadaşlar" kadar akılları yok muydu yani ?
Evet Fatih Sultan Mehmet yerçekimini bilmiyordu ! Fatih gerizekalı mıydı o halde ?Avrupalılar Amerikayı "keşfediyordu" ! Peki "bizimkilerin" taa Amerikalara gidecek kadar zekaları yok muydu yani ?
Bu son sorunun üzerinde duralım mı ?"Biz" neden Mars'ı keşfetmiyoruz şimdi ? Belki de yüzlerce yıl sonra torunlarımız, "millet Mars'ı keşfederken bizimkiler neler tartışmışlar" diye bize gülecekler. Olamaz mı ?
Tarihte yada günümüzde bir değerlendirme yapılırken dönemin koşullarına iyi bakmak gerekir. Tarih iyiniyetlilerle kötü niyetlilerin mücadelesi değildir. Tarih akıllı olanlarla akılsızların da mücadelesi değildir.
Vahdettin durumu öyle değerlendirdiği için İngilizlere teslim olmuştu. Yoksa kötüniyetli olduğundan değil. Mustafa Kemal durumu öyle değerlendirdiği için Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı başlattı. Onların o günkü siyasi davranışlarına bugün biz yurtseverlik yada hainlik diyoruz. Ama o gün bu çizgi bu kadar net değildi. Bu her zaman da böyledir.
Yaşanan ve yaşanmakta olan olayları iyiniyetle yada kötüniyetle açıklamak doğru değildir. Bu şekilde yapılan bir değerlendirme bizi olumsuz sonuçlara götürür.
Hitler bir psikopattı. Bizim ele almamız gereken şey, bir psikopatın nasıl olup da Almanya'da bir "führer" olabildiği olmalıdır.
Bunun için de ilk sormamız gereken şey "neden" sorusudur.Olayları anlamaya çalışırsak, ancak çözümleyebiliriz. Yoksa bir yana tarihte iyileri diğer yana tarihte kötüleri koyardık, iyiniyetlilerle kötüniyetlileri saptar, sonra da olayları psikologlara havale ederdik.
Kuşkusuz niyetlerin, düşüncelerin de tarihi yaparken önemli yerleri vardır. Ama bunu abartıp, herşeyi belirleyen haline sokmak yanlıştır.
Marksizm, geçmişi ve şimdiyi analiz ederken, öncelikle üretim ilişkilerine ve üretim süreçlerine bakılması gerektiğini söyler. Maddi altyapı sadece bundan ibaret değildir kuşkusuz. Fikirler de toplum tarafından içselleştirildiği ölçüde maddi bir güç haline gelirler. Ancak o zaman değerlendirme kapsamına alınırlar.
Tarih üzerine sohbetimize devam edelim.
Sevgiler...