| |
Kadim Hint metinlerinde
anlatılan ve Tanrı Bilincine ermiş 2 başlı, 3 kafalı ve 6 elli olan
Dattatreya'nın gurusu sadece ruhtur(Atman'dır). Kendisine başka bir gurusu
olup olmadığı sorulduğunda, bilgeliği öğrendiği 24 ayrı gurusu daha olduğunu
söylemiştir. Aşağıda gurularından birkaç örnek vermek isterim:
Dattatreya der ki;
- Toprak: Topraktan sabrı ve insanlara iyi davranmayı öğrendim.
İnsanlar toprağa çeşitli hasarlar verir, onu yaralarlar ama toprak yine de
ağaçlar ve besinler vererek insanları besler.
- Su: Sudan saflığı öğrendim. Tıpkı insanları temizleyen saf su
gibi, bir usta da saftır. Kendini beğenmişlikten, şehvetten, egoizmden,
öfkeden, açgözlülükten, vb özelliklerden arınmıştır ve çevresindeki
herkesi de saflaştırır.
- Hava: Hava her zaman nesneler arasında gezinir ama nesnelere
hiç bir zaman bağlanmaz. Havadan, dünyadaki insanlarla birlikte olduğum
halde hiç bir şeye bağlanmamayı öğrendim. (Burada Dattatreya'nın Yoga
felsefesindeki iki karşıt görüşten birini desteklediğini görüyoruz.
Görüşlerden birine göre, bir Yogi kendini arındırmak ve saf kalabilmek
için dünyadan el etek çekmeli, toplumsal hayattan uzaklaşılmalıdır, Tanrı
Bilincine ulaşmanın yolu budur. İkinci görüşe göre ise Tanrı bilincine
bulunduğunuz yerde de varabilirsiniz. Çünkü bu görüşe göre
makrokozmosta olan herşey mikrokozmosta (yani bedenimizde) mevcuttur.
Bu nedenle, ruhsal yolda arayışımızda, Himalayalara ya da dünyanın öbür
ucuna gitmemize gerek yoktur. Burada olan her yerdedir, burada olmayan
ise hiç bir yerdedir.)
- Ateş: Tıpkı ateşin ışığının parlak oluşu gibi, usta da bilgi ve
arınmayla parlamalıdır.
- Gök (boşluk): Hava, yıldızlar, bulutlar vb herşey göktedir ama
gökyüzü hiçbiriyle bir ilişki içinde değildir. Gökten, Ruhun (Atman'ın)
herşeyi kapladığını ama hiç bir nesneyle bir ilişkisinin olmadığını
öğrendim.
- Ay: Ay her zaman tam ve mükemmeldir, ama dünyanın gölgesi
üzerine düştüğünden büyüklüğü azalır/ çoğalır gibi görünür. İşte ben
aydan, ruhun (Atman'ın) her zaman mükemmel ve değişmez (mutlak) olduğunu
sadece sınırlı bedenlerden (upadhis) dolayı üzerine gölge düştüğünü
anladım.
- Güneş: Güneşin farklı bardaklarda farklı renklerde yansıması
gibi, akıl yoluyla yansıtılan bedenlerden dolayı Brahman da farklı
gözükür.
- Güvercin: Bir kişi birkaç güvercin yavrusu üzerine bir ağ atıp
yakalamıştı. Anne güvercin yavrularına o kadar bağlıydı ki, yaşayıp
yaşamayacağını umursamadı, ve ağa düşerek o da yakalandı. Baba güvercinse
anne güvercine çok bağlıydı. Böylece o da ağa atlayarak yakalandı.
Güvercinlerden, bağlılığın köleliğin nedeni olduğunu öğrendim.
- Piton yılanı: Bir piton avı için hareket etmez. Bulunduğu yerde
kalarak önüne gelen yiyecekle memnun olur. Ben pitondan, yemeğe dikkatimi
vermemeyi ve ne yiyebilirsem onunla mutlu olabilmeyi öğrendim.
- Okyanus: Tıpkı yüzlerce nehir döküldüğü halde hareketsiz kalan
bir okyanus gibi, bilge adam da tüm baştan çıkarıcı şeyler, zorluklar ve
problemler arasında hareket etmeden durmalıdır.
- Balarısı: Balarısının çiçek çiçek dolaşarak bal yapması ve
balını tek bir çiçeğin özünden yapmaması gibi, ben de her evden azar azar
yemek alır ve açlığımı dindiririm. Hiç bir eve yük olmam. (Burada
Hindistan'da olan bir gelenek gereği, Tanrı'yı arayan dervişler yemek
pişirmezler. Yollarının üzerindeki evlere uğrayarak, açlıklarını
giderirler. Hiç bir derviş bir sonraki öğünde ne yiyeceğini bilemez (ve
umursamaz) ve bu da özgürlüğünün bir parçasıdır. Evlerde ise gelebilecek
dervişler için bir parça yiyecek kenara mutlaka konur. Çünkü bir dervişin
eve gelmesi bir onurdur.)
- Bal toplayıcı: Arılar büyük bir özveriyle bal yaparlar ama bir
bal toplayıcı gelir ve yaptıkları balı alır gider. İşte aynı şekilde,
insanlar da dünyevi servetlerini elde etmek için büyük bir özveriyle
çalışırlar ama ölüm meleği onları almaya geldiğinde herşeylerini bir
çırpıda bırakarak gitmek zorunda kalırlar. (Bizim "dünya malı dünyada
kalır" atasözümüz gibi)
- Balık: Bir balığın oltanın ucundaki yemi yiyerek yakalanması
gibi, tat organının hakimiyeti ele geçirmesine izin veren kişi de
özgürlüğünü kaybederek mahvolur. Yemeğe karşı olan açgözlülük
öldürülmelidir.
- Örümcek: Örümcek ağzından uzun iplikler çıkarır ve ağ yapar.
Kendi yapımı olan ağın içinde durarak kendi başını derde sokar. Aynı
şekilde kendi fikirlerinden bir ağ yapmış kişi de o fikirlerle kendi
kafasını karıştırır. Bilge kişi tüm dünyevi düşünceleri bırakarak sadece
Brahman'ı düşünmelidir.
Kaynak: Guru Tattva - Swami Şivananda |
|