12 eylülle ilgili sorulara cevaplar
[ Serbest kursu ] Makale yazari: Sacit Kayasu - Sivil Anayasadan AO Tarih, gün ve saat : 14. Ocak 2001 19:12:29:
Bildigim forumlara ve haber listeleriyle birlikte 12 Eylul Cuntasi hakkinda suc duyurusunda bulunan Adana Cumhuriyet Savcisi Sacit Kayasu'nun ikinci mektubunu da buraya geciyorum.(filtreye takilmayacagini umarak)
Bu mektubunda savci Kayasu davanin acilabilmesi icin kac cesit yontem oldugunu yazmis.
Bunlardan en sonuncusu 12 Eylul magdurlarinin AIM ve Uluslarasi Mahkemelerde dava acabilmesi olarak oneriliyor.
Benim bu forumlardan tanigim bircok kisi 12 Eylul magduru olarak tanimlanabilir. Bunu zaman zaman kendileri de belirtmislerdi. Onlar icin yargi yolu acik anladigima gore. Ozellikle bu konuya takdir edilebilcek bir cesaretle yakin ilgi gosterenlerden sayin Vaner Alkac, bildigim kadariyla 12 Eylul oncesi Dev-Yol orgutunde ileri derecede yoneticilikte bulunmus ve anladigim kadariyla Mamak iskencehanesinden gecmis. Ornegin sayin Alkac bence bu davayi acabilecekler kategorisine giriyor. Su an maddi manevi tum olanaklari bu ise uygun olan kendisi umarim bu dava acma isini ciddiyetle dusunur. Ve gelismelerden bizi haberdar eder. Sanirim su siralar iki buyuk gazetede kose yazarligi yapan Demir Kucukaydin ve bir sure Ali Ihsan Yildirim mahlasiyla yazan Ibrahim Seven de bu kategoriye giriyor. Gecmis beyanlarindan anladigimiz kadariyla 12 Eylul ve cunta karsiti kisiler bunlar.
Diger 12 Eylul magduru oldugunu bildiginiz ve dava acmak gibi serefli bir girisimde bulunacak, aydinlarimizin, devrimcilerimizin isimlerini yazarsaniz ya da bu mesaji kendilerine iletirseniz sanirim cok yararli olur.
Tesekkurler
O.
Subject: [sivilanayasa] 12 eylülle ilgili sorulara cevaplar
Date: Sat, 13 Jan 2001 21:58:04 +0200
From: "sacit kayasu" goncak@ihlas.net.tr>Son günlerde,gönderdiğim mektup sebebiyle,12 eylülün halen
yargılanıp yargılanamıyacağı sorulduğundan,bu konuya açıklık getirmek
için,aşağıdaki açıklamaları yapmanın gerekli olduğuna inanıyorum:1-Elbette 12 eylülcüleri yargı önüne çıkartmanın yolu var.Yoksa sizlere o
mektupları göndermezdim.Benim başıma gelenler önemli değil,ben bunları göze
alarak bu işe giriştim.Beni üzen,bana yapılanlar değil,buna seyirci
kalınmasıdır.Ben herşeyi göze alarak bir dava açıyorum ve bu dava örtbas
ediliyor,sanki şikayet dilekçesi vermişim,iddianame tanzim etmemişim havası
veriliyor ve başta hukukçular olmak üzere tüm Türkiye,hatta tüm dünya sadece
seyrediyor.Allahaşkına,bu memlekette hiç mi hukukçu yok?Bir savcının iddianamesi
hakkında karar verecek tek makamın mahkeme olduğunu kimse bilmiyor mu,veya merak
edip araştırmıyor mu?Bu siteme önce gazeteciler dahil,zira onların vazifesi
gerçeği ara
yıp okuyucuya duyurmak...Buna rağmen kimse bu konuda bir araştırma
yapmadı.Başsavcı savcıdan büyüktür o halde onun dediği doğrudur mantığıyla yola
çıkıldı ve bana kimse değer vermedi.Halbuki kralın çıplak olduğunu küçük bir
çocuk söylemişti...
2-Her neyse,darbecilerin yargılanması için halen üç tane şans var.Bunlardan
birisi doğrudan Meclisin elinde...Anayasanın geçici 15.maddesi tüm fıkralarıyla
kaldırılırsa darbecileri koruyan herhangi bir dayanak kalmaz.Onlar da yargı önüne
çıkarlar.Çünkü darbeciler 1983 seçimlerine kadar işbaşında kaldılar ve başka
hiçbir ihtimal gerçekleşmese bile sırf bu geçici 15.maddenin 2003 yılından evvel
kaldırılmasıyla darbeciler yargı önüne çıkmak zorunda kalır.İşte bunu engellemek
için,geçici 15.maddenin 3.fıkrasını değiştirmek için teklif verildiği halde 1.ve
2.fıkra gündeme getirilmiyor.BASINA VE AYDINLARA DÜŞEN DE,1.VE 2.FIKRALARIN DA
DEĞİŞTİRİLMESİ İÇİN KAMUOYU OLUŞTURMAKTIR.
3-Hukukçulara düşen ise,söylediklerimin hukuken doğruluğunu
AÇIKÇA,KORKMADAN DİLE GETİRMEKTİR.
4-Darbecileri yargılamanın 2.yolu,iddianamemin mahkeme önüne gelmesini
sağlatmaktır.Çünkü BAŞSAVCININ YAPTIĞI İŞLEM,HUKUKEN YOK HÜKMÜNDEDİR.İşte benim
mücadelem de bu noktayı kapsıyor.Ceza kanunu açıkça,iddianame ile zamanaşımının
kesildiğini belirtir.Yani benim iddianamem ile zamanaşımı tüm sanıklar için
kesilmiştir.İddianameye takipsizlik kararı verilmesi diye bir kavram bizim hukuk
sistemimizde yoktur.HUKUKEN GEÇERLİ OLMAYAN BİR ŞEKİLDE TAKİPSİZLİK KARARI
VERİLMESİ BENİM İDDİANAMEMİ ORTADAN KALDIRMAZ.BAŞSAVCILIĞIN YAPTIĞI İŞLEM
KEENLEMYEKUN (YOK) SAYILIR.Hukuk fakültesinin birinci sınıfında öğretilen bu
kuralı hukukçuların bilmemesi mümkün değildir.Burada yapılması gereken,sadece
fiili durumu ortadan kaldırıp iddianamenin mahkeme önüne gelmesini sağlamaktır.Bu
da yine kamuoyu ve Meclisin baskısı ile olacaktır.
5-Üçüncü yol ise,konuyu Avrupa İnsan Hakları Makemesine ve diğer
Uluslararsı mahkemelere götürmektir.Özellikle 12 EYLÜL MAĞDURU OLANLARA BU YOL
AÇIKTIR,AMA HER TÜRK VATANDAŞI DA MAHKEMEYE GİDEBİLİR.
Yaptığım açıklamaların,kafalardaki soru işaretlerine bir çözüm getirdiği
ve meseleye tekrar dört elle sarılacak kişi ve kuruluşların hayal kırıklıklarını
ve ümitsizliğini giderdiğimi sanıyorum.
Çağrımı tekrarlıyorum:Hep birlikte 12 eylül 1980 tarihini milat
alarak,vurgunsuz-soygunsuz,temiz Türkiye için çalışalim ve suç işleyen kim olursa
olsun hesabını kanunlar önünde vermek zorunda kaldığı,gerçekten TAM DEMOKRATİK
HUKUK DEVLETİNİN TEMELLERİNİ ATALIM.
Saygılarımla.
Sacit Kayasu
Adana Cumhuriyet Savcısı