Özelleştirmeyi Kim Savunmalı?
[ Serbest kursu ] Makale yazari: Mendüh Haci Tarih, gün ve saat : 13. Ekim 2000 01:00:44:
Su yaziya cevaben: Ce: Kıvılcımlının Yazısı makale yazari: Vaner Alkaç Tarih, gün ve saat : 10. Ekim 2000 06:37:37:
(Bu yazı Kıvılcımlı'nın yazısına yanıt değil Vaner Alkaç'a hitaben yazılmıştır. tartışma başlığının bütünlüğünü bozmamak kaygısıyla buraya konulmuştur)
Sayın AlkaçYazılar için size ne kadar teşekkür etsem azdır. Uzunca bir süredir bu kadar keyifle okuduğum bir yazı hatırlamıyorum. Neredeyse on yıldır kafamı kurcalayan ancak cesaretle başkalarıyla paylaşamadığım görüşleri, üstelik iyi bir kalem marifetiyle burada görünce gerçekten şaşırdım. Kim bu Mehmet Aslan tanımıyorum. Başka bir yerde yazıyor mu bilmiyorum ama onunla çok şeyi paylaşıyoruz.
Evet yıllardır ben de solcularımızdaki bu özelleştirme karşıtlığını anlayamaz, içten içe öfkelenirdim. Yıllar önce Türkiye’de özelleştirmeyle ilgili önemli çalışmalar yapmış bir profosörle tanıştığımda “işte aradığım adam” diye sevinmiştim. Ama bana meclisin karşısındaki TOBB binasının en üst katındaki odasında randevu verince, tüm ümitlerim suya düşmüştü.
Türkiye de bilinçli bir şekilde sağ argüman haline getirilen özelleştirme, aslında solun en önemli silahı olabilmeliydi diye düşünmekteyim. Sağcıların karlı kuruluşları birilerine peşkeş çekmekten ibaret yaklaşımına karşı, yığınların anasını ağlatan bu soygun düzeninin en önemli ekonomik dayanağı KİT lerin tasfiyesinde solu rahatsız edecek ne var anlamıyorum. Mehmet Aslan’ın çok veciz ifadelerle anlattığı gibi zati solun ne düşünce olarak ne de fiili olarak oralara girme şansları hiç yok ki. Adamlar düzenin devamı için kaynak olarak kullandıkları işletmelerinde sola nefes aldırmıyorlar. Oradaki istihdam olanakları sayesinde birbirinden hiç farkı olmayan siyasi partileri sırayla başımıza musallat ediyorlar.
Ayrıca sağ, dünyada moda haline gelen özelleştirme tartışmalarının ülkemize sağlıklı bir şekilde girmesinin de önüne geçti. Karlı işletmeleri birilerine yedirirken, asıl arpalıklara dokunmadılar. Soygunların temel kaynakları devlet bankalarını ise akıllarına bile getirmiyorlar. Getirselerde alicengiz oyunlarıyla sümerbank ve türkbank da olduğu gibi devleti başka yollarla soymanın aracı olarak kullanıyorlar.
Solun özelleştirme konusunda sağcıların maskesini düşürecek, ülkenin yeniden yapılanmasında bir araç olarak kullanabileceği yeni bir yaklaşım geliştirmesi ve bunu cesaretle savunabilmesi gerekirdi.
Buna, mevcut yapının tüm hastalıklarını yaşamış, bundan en fazla hasar görmüş CHP’nin önderlik etmesi gerekir. Zira örgüt ağı ve potansiyelleri itibariyle bu işin altından ancak CHP çıkar. Kargaların bile güleceği bu lafı ederken elbetteki samimiyim. Bunun çok zor olduğunu bilerek söylüyorum. CHP’nin de başka şansı yok çünkü. Eğer gerçekten çağın sorunlarını çözebilecek etkinliğe ulaşmak istiyorsa, siyaseti devlet işletmelerine adam sokmaktan ibaret sayan kasaba politikacılarından kurtulması, gerekir. Avrupa’daki sosyaldemokrat yoldaşlarının kabuk değiştirmede gösterdikleri cesareti onların da göstermesi gerekir.
Bu konuda daha ayrıntılı tartışabilmek umuduyla