|
|
Suyun temizlenmesi - Su tedarik etme
Vücut ağırlığının aşağı yukarı % 80’i
su olan yetişkin bir kişinin faaliyet derecesi sıcaklık ve rüzgâr hızına
göre değişmek üzere, günde 3 litre suya ihtiyacı vardır. Alınan bu miktar
suyun yaklaşık yarısı idrar ve dışkı ile, 1/3’ü solunumu yapılan havanın
ciğerlerde rutubetlendirilmesi için, 1/6’ı vücut sıcaklığını aynı derecede
tutmak için gerekli olan buharlaşma veya terleme suretiyle atılır.
Bazı durumlarda sağlıklı bir kişi
“2-3” günü aşmamak kaydıyla günde 2 bardak su ile durumunu devam ettirebilir.
Ancak, bu sürenin sonunda vücudun kaybolan su miktarının tamamlanması gerekir.
Yerüstü suyunun bulunmadığı yerlerde
suyu yeraltından çıkarmak gerekir. Yeraltı su tabakaları ve birikintilerine
ulaşabilme imkânı, bölgenin coğrafi durumu ve arazi yapısına göre değişir.
Kayalık arazide: Küçük pınarcıklar
ve kaynaklar aranmalıdır. Diğer kaya cinslerine kıyasla kalkerli kayalar
daha fazla sayıda ve daha büyük su kaynakları ihtiva ederler. Kalker taşları
suda kolayca eridiği için yeraltı suları küçük boşluklar ve mağaracıklar
oluşturur. Bu boşluk ve mağaralarda kaynak aranmalıdır.
* Lavların meydana getirdiği kayalıklar
genellikle delikli ve geçirgendir. Yağış mevsiminde sular bunlardan geçerek
birikir. Hava akımının geçtiği vadilerin yamaç diplerinde su aranmalıdır.
* Kuru bir kanyonun, geçirgen kumtaşı
tabakasını kestiği yerde bulanabilir.
* Granit kayaların bol olduğu bölgelerde
tepe yamaçlarında yeşillik varsa, yeşilliğin en fazla olduğu yamaçta yeşilliğin
hemen altına küçük bir hendek kazılmalıdır. Hendeğin bir süre sonra su
ile dolduğu görülecektir.
Toprak Arazide: Su bulmak kayalık
araziye kıyasla daha kolaydır. Vadinin dibinde veya vadiyi çevreleyen yamaçların
dibinde su bulunabilir. Kuru nehir ve dere yataklarında da kaynaklar bulunabilir.
* Kazı yapmadan önce suyun bulunup
bulunmadığı konusunda bazı belirtiler aramak gerekir. Vadide su ararken
yamaçları en fazla eğimli olan yeri seçmek faydalıdır. Deniz kenarındaki
ormanlık bölgelerde toprak sathına çok yakın su bulunabilir.
Deniz kenarında: Kumsalın hemen üzerindeki
tepeciklerde ve hatta kumsalda rutubetli görünümü olan çukurca yerleri
biraz kazmak suretiyle su temin edilebilir.
Kurak arazide: Kurak arazide yabani
hayvan izleri ve özellikle bu izlerin sayısının artması ve derinleşmesi,
gidiş yönünün su kaynağı olduğunun açık belirtisidir. Ayrıca izlerin
yaban domuzu ve geyik gibi memeli hayvanlara ait olması da suyun varlığına
işarettir.
Yabani arıların yuvaları su kaynağından
en fazla 6-7 km. uzakta yer alır. Yabani arı kovanı, bölgede suyun mevcut
olduğunun belirtisidir. Karıncaların da suya ihtiyacı vardır. Özellikle
büyük ağaçların dibinde yer alan karınca yuvaları, ağacın üzerinde oluşan
çiğ sularının biriktiği su rezervuarları ihtiva eder. Sinekler yuvalarını
nemli topraktan bir kaç yüz metre mesafede yaparlar. Bunların izlenerek
kondukları çamurlu veya rutubetli toprak parçasında 50-60’cm’lik bir çukur
kazarak su elde edilebilir.
Yaban kumrusu ve güvercinleri ancak
su bulunan yerde yaşayabilir. Özellikle yaban güvercinlerinin uçuş biçimi,
sulandıkları kaynağın yönünü belirler. Alçaktan ve hızlı uçuyorlarsa kaynağa
su içmeye gidiyorlar demektir. Uçuşları ağaçtan ağaca ve yavaş ise su içmekten
dönüyorlar demektir.
Ağaçlardan da su sağlanabilir. Gece
yapraklar üzerinde birikmiş çiğin, sabah gün ışınları yükselmeden bir mendil
veya başka bir bez parçası ile toplanıp, bu bezin suyunun sıkılarak içilmesi
mümkündür.
* Temiz olduğuna emin olunmayan su
kesinlikle mikrop ve parazitlerinden arındırılmadan içilmemelidir. Suyu
dezenfekte etmenin en emin yolu kaynatmaktır.
* Suyu dezenfekte etmenin bir başka
yolu da, suya kimyasal madde katmaktır. Bu maddelerin başında, iodin hapları,
klor tabletleri gelmektedir.
* Su az olduğunda hiçbirşey yenmemelidir.
Yemek su rezervini azaltıcı etki yapar. Sindirim için karbonhidratlı besin
alınmalı, proteinli gıda almaktan kaçınmalıdır. Ne kadar çok yenilirse,
böbreklerin vücut artıklarını atmak için gereksindiği su miktarı o kadar
fazla olur.
* Tuzlu su içilmemelidir. Çünkü vücudun
su kaybını hızlandırır.
* İdrar, aşırı tuzlu olmanın yanısıra
bir takım vücut artıkları içerdiğinden, durum ne kadar vahim olursa olsun,
kesinlikle içilmemelidir. Susuzluğu giderme açısından kan içmenin etkileri
de idrardan farklı değildir.
Bununla beraber tatlı suyun kesin
olarak bulunmadığı bazı durumlarda yaraları yıkamak için idrar kullanılabilir.
Ayrıca vücudun terleme yolu ile su kaybını nisbeten azaltabilmek için elbiseler
idrarla ıslatılabilir.
* Eğer vücuttan fazla oranda su ve
tuz kaybı olursa, bu kayıp kendini mide bozukluğu, ishal ve kusma olarak
hissettirir. Belirtiler, kendini yorgun hissetme, başağrısı, baş dönmesi,
cildin solgun açık bir renk alması, ince hızlı sonra yavaş nabız atması
ve bayılma görülür. Böyle bir durumda kişiyi serin bir yere almalı, içmesi
için soğuk su verilmelidir. Kusma ve yoğun terleme varsa, içeceği
suyun içine yarım çay kaşığı tuz ilave edin.
* Suyun az olduğu durumlarda su içme
kısıtlanmamalıdır. Mevcut olan su, susuzluk duygusu geçinceye kadar içilmelidir.
* Aşırı sıcak, suyun kısıtlı olduğu
durumlarda yavaş hareket edilmeli, burundan nefes alınmalı, mümkün olduğunca
az konuşulmalı, açık ve hafif giysilerle vücut güneşten korunmalı, mümkün
olduğunca nefes tüketmemeye çalışılmalıdır.
* Mikroorganizmalarından arındırılmış
ancak bulanık bir su, dinlendirilerek veya bir ağaç kabuğu veya kumaş parçası
içine konulan kumdan geçirilerek süzülebilir.
* İçme suyu koktuğu taktirde içine
odun ateşinden bir kaç parça kömür atarak 3-5 saat bekletilmelidir. Kömürün
kokuları emerek suyu içilebilir hale getirdiği görülecektir.
* Suyun ve dolayısıyla gıda alımının
kısıtlı olduğu bir durumda sindirim sistemi yavaş işleyecektir. Koşullar
normalleştikçe biyolojik ritm de normalleşecektir. Bu itibarla, kabız olunduğu
düşüncesi ile müshil ilaçları almak son derece yanlıştır. Bu tip ilaçlar
vücudun su kaybını artırır.
* Uzun bir süre susuz kalındıktan
sonra su kaynağına kavuşulduğunda birden kana kana su içilmemelidir. İçildiği
taktirde mide krampları ve kusma vukubulacaktır. Su, yavaş yavaş, susuzluk
duygusu en az bir saatte geçecek biçimde içilmelidir.
©
Copyright 2001 AVGÜNÜ
|
|