Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!
 
4 RENK YAYIN TANITIM & AYLIK AV,DOĞA VE SİLAH DERGİSİ
 
AVGÜNÜ DERGİSİ
Ana sayfa
Editör
İlkemiz
Yayınlarımız
İÇERİK
Teknik bilgiler
Foto albüm
Adresler
Avlaklar
Güncel haberler
              ARŞİV ......... 
96-97 arşivi
1998 arşivi
1999 arşivi
2000 arşivi
2001 arşivi

Suyun temizlenmesi - Su tedarik etme

Vücut ağırlığının aşağı yukarı % 80’i su olan yetişkin bir kişinin faaliyet derecesi sıcaklık ve rüzgâr hızına göre değişmek üzere, günde 3 litre suya ihtiyacı vardır. Alınan bu miktar suyun yaklaşık yarısı idrar ve dışkı ile, 1/3’ü solunumu yapılan havanın ciğerlerde rutubetlendirilmesi için, 1/6’ı vücut sıcaklığını aynı derecede tutmak için gerekli olan buharlaşma veya terleme suretiyle atılır.
Bazı durumlarda sağlıklı bir kişi “2-3” günü aşmamak kaydıyla günde 2 bardak su ile durumunu devam ettirebilir. Ancak, bu sürenin sonunda vücudun kaybolan su miktarının tamamlanması gerekir.
Yerüstü suyunun bulunmadığı yerlerde suyu yeraltından çıkarmak gerekir. Yeraltı su tabakaları ve birikintilerine ulaşabilme imkânı, bölgenin coğrafi durumu ve arazi yapısına göre değişir.
Kayalık arazide:  Küçük pınarcıklar ve kaynaklar aranmalıdır. Diğer kaya cinslerine kıyasla kalkerli kayalar daha fazla sayıda ve daha büyük su kaynakları ihtiva ederler. Kalker taşları suda kolayca eridiği için yeraltı suları küçük boşluklar ve mağaracıklar oluşturur. Bu boşluk ve mağaralarda kaynak aranmalıdır.
* Lavların meydana getirdiği kayalıklar genellikle delikli ve geçirgendir. Yağış mevsiminde sular bunlardan geçerek birikir. Hava akımının geçtiği vadilerin yamaç diplerinde su aranmalıdır.
* Kuru bir kanyonun, geçirgen kumtaşı tabakasını kestiği yerde bulanabilir.
* Granit kayaların bol olduğu bölgelerde tepe yamaçlarında yeşillik varsa, yeşilliğin en fazla olduğu yamaçta yeşilliğin hemen altına küçük bir hendek kazılmalıdır. Hendeğin bir süre sonra su ile dolduğu görülecektir.
Toprak Arazide: Su bulmak kayalık araziye kıyasla daha kolaydır. Vadinin dibinde veya vadiyi çevreleyen yamaçların dibinde su bulunabilir. Kuru nehir ve dere yataklarında da kaynaklar bulunabilir.
* Kazı yapmadan önce suyun bulunup bulunmadığı konusunda bazı belirtiler aramak gerekir. Vadide su ararken yamaçları en fazla eğimli olan yeri seçmek faydalıdır. Deniz kenarındaki ormanlık bölgelerde toprak sathına çok yakın su bulunabilir.
Deniz kenarında: Kumsalın hemen üzerindeki tepeciklerde ve hatta kumsalda rutubetli görünümü olan çukurca yerleri biraz kazmak suretiyle su temin edilebilir.
Kurak arazide: Kurak arazide yabani hayvan izleri ve özellikle bu izlerin sayısının artması ve derinleşmesi, gidiş yönünün su  kaynağı olduğunun açık belirtisidir. Ayrıca izlerin yaban domuzu ve geyik gibi memeli hayvanlara ait olması da suyun varlığına işarettir.
Yabani arıların yuvaları su kaynağından en fazla 6-7 km. uzakta yer alır. Yabani arı kovanı, bölgede suyun mevcut olduğunun belirtisidir. Karıncaların da suya ihtiyacı vardır. Özellikle büyük ağaçların dibinde yer alan karınca yuvaları, ağacın üzerinde oluşan çiğ sularının biriktiği su rezervuarları ihtiva eder. Sinekler yuvalarını nemli topraktan bir kaç yüz metre mesafede yaparlar. Bunların izlenerek kondukları çamurlu veya rutubetli toprak parçasında 50-60’cm’lik bir çukur kazarak su elde edilebilir.
Yaban kumrusu ve güvercinleri ancak su bulunan yerde yaşayabilir. Özellikle yaban güvercinlerinin uçuş biçimi, sulandıkları kaynağın yönünü belirler. Alçaktan ve hızlı uçuyorlarsa kaynağa su içmeye gidiyorlar demektir. Uçuşları ağaçtan ağaca ve yavaş ise su içmekten dönüyorlar demektir.
Ağaçlardan da su sağlanabilir. Gece yapraklar üzerinde birikmiş çiğin, sabah gün ışınları yükselmeden bir mendil veya başka bir bez parçası ile toplanıp, bu bezin suyunun sıkılarak içilmesi mümkündür.
* Temiz olduğuna emin olunmayan su kesinlikle mikrop ve parazitlerinden arındırılmadan içilmemelidir. Suyu dezenfekte etmenin en emin yolu kaynatmaktır.
* Suyu dezenfekte etmenin bir başka yolu da, suya kimyasal madde katmaktır. Bu maddelerin başında, iodin hapları, klor tabletleri gelmektedir.
* Su az olduğunda hiçbirşey yenmemelidir. Yemek su rezervini azaltıcı etki yapar. Sindirim için karbonhidratlı besin alınmalı, proteinli gıda almaktan kaçınmalıdır. Ne kadar çok yenilirse, böbreklerin vücut artıklarını atmak için gereksindiği su miktarı o kadar fazla olur.
* Tuzlu su içilmemelidir. Çünkü vücudun su kaybını hızlandırır.
* İdrar, aşırı tuzlu olmanın yanısıra bir takım vücut artıkları içerdiğinden, durum ne kadar vahim olursa olsun, kesinlikle içilmemelidir. Susuzluğu giderme açısından kan içmenin etkileri de idrardan farklı değildir.
Bununla beraber tatlı suyun kesin olarak bulunmadığı bazı durumlarda yaraları yıkamak için idrar kullanılabilir. Ayrıca vücudun terleme yolu ile su kaybını nisbeten azaltabilmek için elbiseler idrarla ıslatılabilir.
* Eğer vücuttan fazla oranda su ve tuz kaybı olursa, bu kayıp kendini mide bozukluğu, ishal ve kusma olarak hissettirir. Belirtiler, kendini yorgun hissetme, başağrısı, baş dönmesi, cildin solgun açık bir renk alması, ince hızlı sonra yavaş nabız atması ve bayılma görülür. Böyle bir durumda kişiyi serin bir yere almalı, içmesi için soğuk su  verilmelidir. Kusma ve yoğun terleme varsa, içeceği suyun içine yarım çay kaşığı tuz ilave edin.
* Suyun az olduğu durumlarda su içme kısıtlanmamalıdır. Mevcut olan su, susuzluk duygusu geçinceye kadar içilmelidir.
* Aşırı sıcak, suyun kısıtlı olduğu durumlarda yavaş hareket edilmeli, burundan nefes alınmalı, mümkün olduğunca az konuşulmalı, açık ve hafif giysilerle vücut güneşten korunmalı, mümkün olduğunca nefes tüketmemeye çalışılmalıdır.
* Mikroorganizmalarından arındırılmış ancak bulanık bir su, dinlendirilerek veya bir ağaç kabuğu veya kumaş parçası içine konulan kumdan geçirilerek süzülebilir.
* İçme suyu koktuğu taktirde içine odun ateşinden bir kaç parça kömür atarak 3-5 saat bekletilmelidir. Kömürün kokuları emerek suyu içilebilir hale getirdiği görülecektir.
* Suyun ve dolayısıyla gıda alımının kısıtlı olduğu bir durumda sindirim sistemi yavaş işleyecektir. Koşullar normalleştikçe biyolojik ritm de normalleşecektir. Bu itibarla, kabız olunduğu düşüncesi ile müshil ilaçları almak son derece yanlıştır. Bu tip ilaçlar vücudun su kaybını artırır.

* Uzun bir süre susuz kalındıktan sonra su kaynağına kavuşulduğunda birden kana kana su içilmemelidir. İçildiği taktirde mide krampları ve kusma vukubulacaktır. Su, yavaş yavaş, susuzluk duygusu en az bir saatte geçecek biçimde içilmelidir.
 
 
 
 
 
 

© Copyright 2001 AVGÜNÜ