- ALTI TEMEL ESAS -

MİLLİ HAKİMİYET - AÇIKLAMALAR

ATATÜRK diyor ki:

- Bütün cihan bilmelidir ki, artık bu DEVLET'in ve MİLLET'in başında hiç bir kuvvet yoktur, hiç bir makam yoktur!.. Yalnız bir KUVVET vardır... O da MİLLİ HAKİMİYET'tir!..Yalnız bir MAKAM vardır!... O da MİLLETİN KALBİ, VİCDANI ve VARLIĞIDIR!..(16.1.1923)

- Milletimizin kurduğu yeni DEVLETİN MUKADDERATINA, MUAMELATINA, İSTİKLALİNE, unvanı ne olursa olsun, HİÇ KİMSEYİ MÜDAHALE ETTİRMEYİZ!.. (Mayıs 1919)

- Sultanlarla yönetilen memleketlerde VATAN için en büyük TEHLİKE, sultanların düşmanlar tarafından satın alınmalarıdır... Meclislerle yönetilen memleketlerde de EN YIKICI YAN, bazı MİLLETVEKİLLERİMİZİN ECNEBİ NAM VE HESABINA ÇALINMIŞ VE SATIN ALINMIŞ OLMALARIDIR!.. MİLLET MECLİSLERİNE KADAR GİRMEK YOLUNU BULABİLEN VATANSIZLARIN VARLIĞI, TARİHİ ÖRNEKLERİYLE BELLİDİR!.. (Ekim 1927)

- Mutlak ve sınırsız EGEMENLİK ERKİ yalnız ve yalnız halkın kendisindedir. HALKIN toplu halde KENDİNİ SATMASI, KENDİNE İHANETİ, ya da KÖTÜLÜK ETMESİ DÜŞÜNÜLEMEZ!..

Ülkemizde en çok kullanılan siyasi ifadelerden ikincisi MİLLİ HAKİMİYET'tir... Ancak bunun da tarifini kimse bilmez... İşte ATATÜRK yukardaki sözleri ile MİLLİ HAKİMİYET'e tam bir açıklama getirmiş!..

MİLLİ HAKİMİYET, MİLLET'in bütün varlığı ile MİLLET'in KADER'ine, İSTİKBAL'ine; VATAN'ın tümüne ve DEVLET'in tüm hizmetlerine TAM olarak HAKİM olması demektir!.. HÜKÜM veren MİLLET'in ortak vicdanıdır!... KARAR, tamamen ve sadece MİLLET'e aittir!... Çünkü FERTLER İHANET EDEBİLİR, SATIN ALINABİLİR; ama MİLLET ASLA KENDİNE İHANET ETMEZ, ASLA KENDİ VATANINI SATMAZ, KENDİ DEVLETİNE ZARAR VERMEZ!..

İşte bu yüzdendir ki, ATATÜRK:

- MİLLET İŞLERİ ancak MİLLİ KARARLAR'a dayanmakla, MİLLETİN GENEL DUYGULARI'na tercüman olmakla gerçekleşir!..

demiştir. Yani DEVLET; HÜKÜMET'i, MECLİS'İ, KURUMLAR'ı ve ELEMANLAR'ı aracılığıyla MİLLET'in İŞLERİ'ni yaparken, yani MİLLİ SİYASET'I yürütürken; MİLLET'İN GENEL DUYGULARI'na, MİLLET'İN VİCDANI'nından kaynaklanan ORTAK KARARLAR'a mutlaka uyar!..

Bu şu demektir: Ne HÜKÜMET, ne MECLİS, ne DIŞİŞLERİ, İÇİŞLERİ, MALİYE, ADLİYE, MAARİF, EMNİYET, ne de ORDU kadroları MİLLET'in GENEL DUYGULARI'nı göz ardı edemezler!.. MİLLET'i rencide edecek bir uygulamaya giremezler!.. MİLLET'e TERS düşemezler!.. Düşerlerse görevden alınmaları, alaşağı edilmeleri, tepelenmeleri gerekir!.. Bu KURUMLAR ancak ve sadece MİLLET'in GENEL DUYGULARI'nına TERCÜMAN olarak gene MİLLET'in İŞLERİ'ni yürütmek için vardır!.. Onun için DEVLET ve MİLLET KESESİ'nden beslenirler!..

Bu yüzdendir ki ATATÜRK:

- TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ'nin bütün programlarının umdesi şu iki esastır: İSTİKLAL-I TAM... KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLİ HAKİMİYET!.. (27.4.1920)

demiştir... ATATÜRK, "İSTİKLAL ve MİLLİ HAKİMİYET'i birbirinden ayırmadığını"ve "bunların yerine başka bir şeyin konulamıyacağını" şüphe götürmez bir şekilde ifade etmektedir!..

Çok açıktır ki TBMM, BU İKİ PRENSİPTEN EN UFAK BİR SAPMA GÖSTERDİĞİ ZAMAN, BÜTÜN MEŞRUİYETİNİ KAYBETMİŞ OLUR!.. İşte ülkemizde yaşanan ÜÇ DARBE'nin sebebi de budur ve son derece yerinde olmuştur!.. Ne yazık ki, son 20 senedir ORDU dahi rayından çıkmış, kafayı başörtüsüne takıp BATI'ya taviz vermekten, onların istedikleri kanunları çıkartmaktan başka bir iş yapmayan bu MECLİS'e ve HÜKÜMET'i destekler hale gelmiştir!..

ATATÜRK, HAKİMİYET'in MİLLET'e ait olmasının sebebini "MİLLET TOPYEKÜN KENDİNİ SATMAZ" diyerek açıklıyor!.. Demek ki, satacak nitelikte insanlar her zaman çıkabilir!..

Hatta başa geçebilir!..

- Sultanlarla yönetilen memleketlerde VATAN için en büyük TEHLİKE, sultanların düşmanlar tarafından satın alınmalarıdır... Meclislerle yönetilen memleketlerde de EN YIKICI YAN, bazı MİLLETVEKİLLERİMİZİN ECNEBİ NAM VE HESABINA ÇALINMIŞ VE SATIN ALINMIŞ OLMALARIDIR!.. MİLLET MECLİSLERİNE KADAR GİRMEK YOLUNU BULABİLEN VATANSIZLARIN VARLIĞI, TARİHİ ÖRNEKLERİYLE BELLİDİR!.. (Ekim 1927)

ATATÜRK'ün dünyada ALLAH'tan başka TEK KORKUSU vardır: MİLLET'i idare edenlerin SATILMIŞ, HAİN olması!..

Bu, GERÇEK bir TEHLİKE'dir!.. Geçmişte vardı!.. Şimdi de vardır!.. Gelecekte de olacak, bir takım KANSIZLAR çıkıp ülkeyi, insanımızı GAVUR'a pazarlamaya kalkacaktır!.. Hiç bir millet, hiç bir toplum bundan azade değildir!.. Öyleyse buna en geçerli TEDBİR'i almak gerekir!..

Biz bu konuda son derece endişeliyiz!.. Çünkü ÜLKEYİ SATMA'ya hazır KANSIZLAR'ın artık öyle bir-iki tane olmadığını, hemen her parti lideri ve mensubunun bu eğilimde olduğunu görüyoruz!.. Ve hepsinden iğreniyoruz!..

Sadece partilerin, onların mensuplarının değil; "aydın" geçinen yazar-çizer, sanatçı takımının büyük kısmının BATI'ya yamanmış olduğu artık herkesin bildiği bir gerçek!.. Politikacılar ve bunlar öyle ŞEREF ve HAYSİYET'ten yoksun ki; BATI olmasa TÜRKİYE'nin batacağına, yolunu bulamıyacağına inanıyorlar!..

Maalesef DEVLET kadrolarının büyük kısmı, hatta ordu mensuplarının bazıları da bu tutum içinde!.. İşte onun içinTAM İSTİKLAL yazımızda dedik ki: "ORDUMUZ'un İNANÇLI KADRO'su ve MİLLET'imizden başkasına güvenmiyoruz!.." Durumu MİLLET ve MEMLEKET için çok TEHLİKELİ buluyoruz!..

İşte ATATÜRK'ün MİLLİ HAKİMİYET'ten ne anladığı burada barizleşir: MİLLİ HAKİMİYET, MİLLET'in kendisini idare edenlere, onların İHANET'ine mâni olacak müdahaleyi yapabilmesi; KADERİNİ ve GELECEĞİNİ bir-iki kendini bilmezin eline ve diline bırakmamasıdır!..

MİLLET başındakilerin beceriksizliğini, ihanetini gördü mü, onları ALAŞAĞI eder!.. ve en şiddetli şekilde cezalandırır!..

Bu uygulama bütün TÜRK devletlerinde vardı!..

Dünyada halk eliyle öldürülmüş hükümdarların çoğu TÜRK'tür!.. Yeni TÜRK DEVLETİ'nin CUMHURİYET olması, MEMLEKET'i, CUMHURBAŞKANI, BAŞBAKAN, BAKANLAR, MİLLETVEKİLLERİ'nin idare etmesi, bu gerçeği değiştirmez!

HAKİMİYET; yani DEVLET'İN ve MİLLET'İN GELECEĞİNİ TAYİN ve HALİNİ İDARE etme GÖREVİ, VATAN'I KORUMA SORUMLULUĞU, aslında onların değil; MİLLET'İN KENDİSİNİNDİR!.. Ve MİLLET, gerektiğinde kendisine ihanet edenleri en şiddetli şekilde cezalandırma hakkına sahiptir!.. MİLLİ HAKİMİYET BUDUR, BUNDAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR!..

Bunu biz demiyoruz, ATATÜRK diyor!.. Hem de çok kesin bir ifade ile!

- CUMHURİYET'te MECLİS, REİS-İ CUMHUR ve HÜKÜMET; HALK'ın HÜRRİYET'ini, EMNİYET'ini ve RAHAT'ını düşünmek ve temine çalışmaktan başka bir şey yapamazlar!..

- Çünkü bunlar bilirler ki, kendilerini İKTİDAR ve SELAHİYET mevkiine muayyen bir zaman için getiren İRADE ve HAKİMİYET'in SAHİBİ, MİLLET'tir!..

- Ve yine bunlar bilirler ki, İKTİDAR MEVKİİNE SALTANAT SÜRMEK İÇİN DEĞİL; MİLLET'E HİZMET İÇİN GETİRİLMİŞLERDİR!.. MİLLET'E KARŞI VAZİFELERİNİ SUİSTİMAL EYLEDİKLERİ TAKDİRDE, ŞU VEYA BU TARZDA, MİLLİ İRADE'NİN KENDİ HAKLARINDA TECELLİSİNE MARUZ KALABİLİRLER!..

- Artık HÜKÜMET MENSUPLARI, KENDİLERİNİN MİLLET'TEN AYRI OLMADIKLARINI, ve MİLLET'İN EFENDİ OLDUĞUNU tamamen ANLAMIŞLARDIR!..

Anlamıyanın vay haline!.. Onun hakkında MİLLİ İRADE ŞU (seçimle) VEYA BU (ihtilal, hapis, sürgün, malını müsadere, idam benzeri) TARZDA MUTLAKA TECELLİ EDER!..

İşte gerçek MİLLİ HAKİMİYET budur!.. T.B.M.M.Meclisi'nin duvarında "Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir" yazıyor diye; milletvekillerinin HAKİMİYET'i kendilerinde görmeleri, kadar saçma bir şey olamaz!.. Milletvekilleri ancak ve sadece MİLLET'in KARARLARI'na, gerçek İHTİYAÇLARI'na uygun davranırlarsa, MİLLİ HAKİMİYET'in temsilcisi olurlar!... Aksi takdirde ne kadar yüksek oranda oy almış olurlarsa olsunlar, sadece MİLLET'in HAKKI'nı GASP etmiş sayılırlar!.. Ve CEZA'yı hakederler!.. İşte o yazı, DEMOKLES'İN KILICI gibi, milletvekillerine, hükümete ve cumhurbaşkanına ESAS GÖREV'ini hatırlatmak, onları HİZAYA GETİRMEK için vardır!..

ATATÜRK daha sonra günümüzde bile pek çok kişinin farkında olmadığı bir ayırımı yapıyor:

- HAKİMİYET-İ MİLLİYE başka bir meseledir; CUMHURİYET, MEŞRUTİYET, MUTLAKİYET-İ İDARE, İSTİBDAT yine başka birer meseledir!.. Bu dört şekil içinde muhtelif şekilde MİLLİ HAKİMİYET'in tatbik edildiğini görmekteyiz... Hatta İSTİBDAT'ta bile bir parça vardır... MİLLİ HAKİMİYET, CUMHURİYET'in tekamülü demek değildir!.. Çünkü MİLLİ HAKİMİYET, ŞEKİL DEĞİLDİR!.. RUH VE ESAS MESELESİDİR!..

Görüldüğü gibi ATATÜRK, SİSTEM ile MİLLİ HAKİMİYET'in birbirinden ayrı olduğunu, MUTLAKIYET'te bile MİLLİ HAKİMİYET olduğunu, buna uymayan saltanat sahiplerinin YUVARLANIP gittiğini belirtiyor!.. MİLLİ HAKİMİYET'in bir ESAS, bir PRENSİP, bir RUH MESELESİ olduğunu çok veciz bir ifade ile ortaya koyuyor!...

Halbuki cahil-cühela pek çok politikacı ve aydın MİLLİ HAKİMİYET esasının sadece CUMHURİYET'te olduğunu sanır!.. SALTANAT döneminde MİLLİ HAKİMİYET'in mevcut olmadığını düşünür!.. Bunca kellesini kaybeden, tahtından olan, mevkiinden yuvarlanan PADİŞAH, SADRAZAM ve VEZİRLER'in keyfi uygulamaya tabi olduğunu sanır!..

Gerçi ATATÜRK'ün bu düşüncesi Anayasa'ya yansırken görevi TBMM'ne verir; ama TBMM, milletvekilleri, HÜKÜMET ve bakanlar ancak bu RUH'la hareket takdirde MİLLET'in yegane temsilcisi olurlar!.. Aksi halde değiştirilmesi, hatta TEPELENMESİ GEREKEN kurum ve kişi haline gelirler!..

ATATÜRK zaten MİLLİ HAKİMİYET'in tecelli ettiği TEK MAKAM olarak MECLİS'i değil; MİLLET'İN VİCDANI'nı, KENDİ VARLIĞI'nı görür!..

- Bütün cihan bilmelidir ki, artık bu DEVLET'in ve MİLLET'in başında hiç bir kuvvet yoktur, hiç bir makam yoktur!.. Yalnız bir KUVVET vardır... O da MİLLİ HAKİMİYET'tir!.. Yalnız bir MAKAM vardır... O da MİLLETİN KALBİ, VİCDANI ve VARLIĞIDIR!.. (16.1.1923)

- TÜRKİYE CUMHURİYETİ YALNIZ İKİ ŞEYE GÜVENİR: Biri MİLLET KARARI... diğeri ORDUMUZUN KAHRAMANLIĞI!..

Şurası unutulmamalıdır ki, TÜRK MİLLETİ'nin MEVCUDİYETİNİ MUHAFAZA ve MİLLİ EMELLER'i gerçekleştirme arzusuna TERS düştüğü için TAÇ VE TAHTLAR devrilmişti!.. Şu anda TBMM ve HÜKÜMET itibarını kaybetmişse, elbette ki bu prensibin unutulmasının payı büyüktür!...

Cahil, seciyesiz, mafya babalarıyla ortak, yabancı şirketlerin temsilcisi, hele VATAN HAİNİ bölücü kişilerin oy alıp ta "seçilmiş" olmaları, hiç bir şeyi değiştirmez!.. Bunlar MİLLETİN TEMSİLCİSİ olmadığı gibi; MİLLİ İRADE'YE TERS düşen, MİLLİ HAKİMİYET'e asla layık olmayan sefillerdir!... Bunların yuvarlanacak TAÇLAR'ı da olmadığına göre, BAŞLAR'ını yuvarlamak gerekir!..

***

> İÇİNDEKİLER< > GERİ DÖNÜŞ <