Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!
hala kaldigina inandik bizlerden
Ana Sayfa Arama Ziyaretçi Defteri Biz Kimiz? Destekleyenler Elestiri Formu E-mail  



Ana Sayfa

Arama
Ziyaretçi Defteri
Biz Kimiz?
Elestiri Formu
E-mail

Terbiyesiz Şövalye:




"Kralın adamlarının kırıldı da onuru,/ Çektiler hepsi kılıçlerını/ Hazırlardı hepsi bu terbiyesiz şövalyeyi pataklamaya/ Fakat Kral izin vermedi onlara:/ "Çok içmiş bu dokunmayın"/ Ve bu sözler ona söylendi:/ "Sıkılmışsın sen buralarda/ Yollayım da seni uzaklara/ Hazzedesin çılgın köpekler gibi eğlenerek/ Bu gece senin gecen Aziz Şövalye/ Hadi yürü işine" "

Andrew Schart'ın "Bored on the List Field" adlı operasından.


"Bima Suci, Dewa Ruci'nin sefkatli kollarınan daha çok terbiyesiz şövalye Wrekudera'nın eline kalmıştı."

Sêrat Cabolek'in "The Book of Cabolek" adlı şiir kitabının önsözünden.


".. rastladığı ilk terbiyesiz şövalyenin atını alabileceğini düşünerek, eşeği yanına almaya karar verdi..."

Miguel de CERVANTES Saavedra''ın Don Quijote'nundan.


"..tabi ki bu terbiyesiz şövalyeye haddini bildirebilmenin bir yolu olmalıydı"

David Eddings'in Althalus'undan.


"..duyduk ki, o terbiyesiz şövalye ve onun adamları gelip zaten viran olmuş bu Türk köyünün ahalisini kılıçtan geçirmek için fırsat kollarmış... "

Cüneyt Arkın / Kara Murat - Fatih'in Fedaisi'nden



Şeytan bazen bizleydi...
"..barsaklarında hissetmeliler kılıcımın iki kenarını.. kafataslarını papatya gibi açan gibi mancınık.."


.. ...... . . .



























Terbiyesiz Şövalye /kimdir

Sevgili Günlük;

Bugün yine Kirlox'un adamları beni öldürmeye çalıştılar. Ne lüzumsuz bir meşguliyet?! Zaten ödürmekteyim ben kendi kendimi..

Sekiz kişiydiler. Tabii ki benim için oldukça az diyemem. Fakat sokak dardı (tıpkı Kirlox'un anlayışı gibi), ve aynı anda en fazla ikisi saldırabiliyorlardı bana. Adamlar mızrağın uzun kılıca karşı bir işe yaramayacağını da bilmiyorlardı herhalde.

Baştan aşağı üzerlerine geçirdikleri örme zırhları fazla parlatılmıştı. Hepsinin de boyu uzundu, sessiz insanlara benziyorlardı ve oldukça sinirliydiler... fakat hiç kimse benim sinirli olduğum zamanlardaki kadar sinirli olmayı başaramamıştır..

Neyse be günlük, beni öldürmeye niyetliydiler işte..

Önce o en sinirli görünen salak, komik mızrağıyla atıldı üstüme (aslına mızrağı o kadar komik değildi ama kırılırken çıkardığı sesi duymalıydın), adamın kafası yere düşerken zırhına sıçrayan kan oldukça moralini bozmuş olmalıydı. O gümüşi zırha kırmızı hiç yakışmamıştı doğrusu...

Arkadaşının ani ahiret-i dar-i beka eylemesinden kendine bir ders çıkaramayan ikincisi de; karnı, tıpkı taze kabak misali yarılırken pişman bir tavırla upuzun yattı yere. Ah ne çare? Son pişmanlık fayda etmez ki...

Yine de ona bir ders vermiş olduğum için bir an kendimi çok mutlu hissettim. Böylece anneler oğullarına ve kızlarına, insanların başlarına gelenlerden ders almamalarının sonunu, yerdeki merhumu göstererek anlatabilirlerdi. Ne mutlu bana ey günlük, sonunda oniki yıllık şövalye eğitimimin faydalarını görmeye başlıyorum. Arkadaşlarım sadece altı yıl okuyarak çok hata etmişler...

Nerde kalmıştım? ha.. üçüncüsü çok temkinliydi, bu halini çok taktir ettim; fena da döğüşmüyordu, lakin benim tüm dünya anaları hakkındaki masum hislerimden faydalanmaya çalışması affedilebilir bir hata değildi. Biraz hislendim diye o koca mızrağın baltasını kırılgan kafama indirmeye çalışması ne kadar da barbarcaydı. Dünya nereye gidiyor böyle...

Dördüncüsünün zırhı örme değil çelikti. Ama çelik zırh giyoyorsan kayışlarını sıkıca bağlamalısın di mi günlük? Sonra birisi sana ustaca vurur da, yerde üzerine basılmış kara fatma misali ayakların, ellerin semaya doğru uzanmış bir durumda çırpınırsın...

Mektepte çok küfür ettiğim için bütün çömezlerin gözü önünde pataklayan kılıç hocama çok benzeyen beşinci lavuğu, sırf hocama olan saygımdan dolayı öldürmedim. Sadece sol kolunu kesmek daha vicdanlıca bir hareket, sence de öyle değil mi?

Geri kalan üçünün arkadaşlarına katılmak istememesini anlayışla karşıladım. Yine de o zırhlarla o kadar hızlı koşmaları çok şaşırtıcıydı doğrusu. Beni, Kirlox serserisine şikayet etmeye gidiyor olmalıydılar. Çok yorulmuştum. Sol kolumda sıyrılmıştı.

Hana dönerken kolumla ilgileneceğini düşündüğüm bir hanfendiye rastladım. Kolumu tam iyileştirmeden bana "süren doldu, mangırları dök bakalım" demesini hala şiddetle yadırgıyorum. Girlem'in Han'ında çalışan hemşirelere daha ucuz tedavi yaptırabilecekken, bu seyyar çalışan hanfendiye başvurmam çok salakçaydı kabul ediyorum...


Bir gün daha geçti boktan ömrümüzden be günlük, hadi ben uyuyacağım artık. Sen de şu çuvalın bir yerine zıbar.


16.Temmuz.16985 Perşembe / Zarukyak


Terbiyesiz Şövalye








Bilim-Kurgu Fantezi Grubu'na katılmak için, makale veya oykunuzle beraber, otobiografi bir fotonuzu da yollamalısınız tabi istemezseniz yollamayın.


Terbiyesiz Şövalye'ye
Yorumunu Yolla

Kimden:  
Konu: 
Mesaj: 

    


site içi arama


internet kitapçınız kitapyurdu.com'dan binlerce kitaba ulaşabilirsiniz.


Mail Grubu