Normal
bir gündü aslında. Hiç kimseye soru sormamaya eğilimliydik
en başından. Kendisinden gelene kadar da bir cevap geleceğini
ummuyorduk. Sinirliydi, her zaman öyle olduğunu iddia ettikleri
gibi. Pek o kadar korkunç değildi aslında. Beynimizi de yıkamaya
çalışmadı, imanımıza sahip çıkmak zorunda kalmadık böylece.
Karşımıza geçti. Cebinden bir sigara çıkardı. Marlboro içiyordu.
Sonra fırlattı attı. "yetimlerin hakkından bana ne" dedi.
Sonra sanki biz sormuşuz gibi konuşmaya başladı:
"Hepsini
öldürmeliyim. Affetmemeliyim hiç birini. Sonra diriltmeliyim.
Birbirlerine öldürtmeliyim birbirlerini. Meryem İsa'yı ateşe
atmalı. Leyla Mecnun'u 50 adamla aldattıktan sonra kafasını
kesmeli kör bıçakla. Şerefli olan vatanını satmalı. İmanlı
olan allah'a küfretmeli. Savaşmalılar. Barsaklarında hissetmeliler
kılıcımın iki kenarını.. kafataslarını papatya gibi açan gibi
mancınık hemen yanımda olmalı. Kargımı boğazlarının içine
sokup kafalarının çıkarmalıyım. Korkmalılar. Çok fazla yalvardıklarında
sadece bir bacaklarını kesmeliyim. Paçalarından köpeklerim
koparmalı ayaklarını. Karşılarına geçip bir Marlboro yakmalıyım."
Pek
umursamadık onu, yine de bir kaçımız üç kulfü bir elham okudular.
Devam etti sonra:
"Ben
kovulduysam onlar girmemeli öyle değil mi?" Çok pis bir kahkaha
koyverdi. Bana doğru dönerek "kahve falında çıktım senin biliyorsun"
dedi. Sonra geldiği gibi gitti. Sadece boş bir Marlboro kutusu
bıraktı yerde.
|