Ce: Birikenler
[ Forum ] Makale yazari: Ismet DEMIR Tarih, gün ve saat : 08. Nisan 2001 17:08:39:
Su yaziya cevaben: Birikenler makale yazari: gokyuzu Tarih, gün ve saat : 06. Nisan 2001 04:04:19:
Merhaba gokyuzu,
Turkiye' de egemen ezenlerin YONETEMEME KRIZI son gelismelerin de gösterdigi gibi yeni bir duruma sicradi.Bu gunlere gelene degin olay-
lari olayca ele alıp dogru tesbitler ile,program-taktik-teskilat ve mucadeleleriyle , ezilenlere onder ve ornek olmalari gereken devrimci guclerin buyuk zaaflar icinde oluslarinin da yardimiyla,fasist yoneti-
min yeni bir bicimine dogru gidiliyor.18 Nisan 1999 secimlerinden sonra ortaya cikan ve 2 yildir surdurulen
parlamento cilali donemden yeni bir duruma gecme hazirliklari var.Internet ortamındaki cesitli forumlarda - hamasi nutuklar,ucuz siarlar
ve kufurlesme icinde gunlerini gecirenler, son bes gundur - yeni farkettikleri belli - bu konularda yazmaya basladilar.Ancak ne yazik ki, daha onceden bir hazirliklari hatta kendileri war olamadikleri icin bu yazilarda bile zaaflar hemen goruluyor.Kimileri; "suni denge kirildi-kirilacak " derken, kimileri de, butun umutlardan yoksun olmanin "devrimci umutsuzluguyla",Sark Ekspresi'nin
kursun gecirmez camli bir vagonuyla Sirkeci'ye gelerek, 15-16 Haziran-
da otuz yil once biraktiklari iscilerle galata koprusunde bulusacaklarini saniyor.Aydin olmanin hele devrimci aydin olmanin agir ve onemli sorumluluklarini yerine getiremeyenlerle ezilen halk kesimleri kesin
bir YOL AYIRIMINA DOGRU gitmektedir.Dr Hikmet KIVILCIMLI 1935' lerdeki bir emeginde Devrimci Aydini ozetle
soyle tanimliyordu.(Inkilapci Munevver Nedir ? Hanri Barbus )Adi gecen emekten bir bolumu asagida.
Baslangicindaki bolumu tekrarlamak istiyorum."Barbüs'ü "Cehennem"den kurtaran ve bizim Barbüs yapan şu üç şart'tır:
1-Kitle ve hareket adamı olmak;
2-Teşkilat adamı olmak;
3-Enternasyonal adam olmak. "Omuzlarinin uzerinde ise yarayacak bir kafa tasiyamayanlarin,belindeki silahi da tasiyamayacak oluslari gibi;
DEVRİMCİ AYDIN olamayanlarin da gunumuzun gerektirdigi guncel gorev ve sorumluluklari yerine getirmeleri beklenemez.Bu konuda bir rezonans icinde oldugumuzu dusunuyorum.
Saygilar,
Ismet DEMIR ( anisi yasasin )
**************************Barbüs Nasıl Barbüs Oldu?
Barbüs'ü "Cehennem"den kurtaran ve bizim Barbüs yapan şu üç şart'tır:1-Kitle ve hareket adamı olmak; 2-Teşkilat adamı olmak; 3-Enternasyonal adam olmak
I- Hayat ve kitle adamı oldu: Barbüs, bir yazardır. Fakat direktif yukardan değil, aşağıdan, hayatın ve kitlenin kendisinden alır. İki yıl, cephenin ateş hattında, "Puvalü" denilen evren savaşının Fransız Mehmetçikleri ile omuz omuza dövüştü. Ancak ondan sonra :
"Milletler, kendilerini şu veya bu şekilde çalıştırıp soyanların derisini aşarak sömürücülerin göbeği üzerinde anlaşacaklardır." düşüncesi ile yazdığı "Ateş"inde, o satırlardaki ilhamın kimden geldiğini şöyle anlatır: (Ağzı şekerci dükkanı kokan bir Puvalü siperde Barbüs'e emekleyerek yaklaşır:)
"-Hişt hemşeri; bana bak! Sen madem ki yazarsın, ilerde askerlere dair de yazacak, bizden bahsedeceksin, değil mi?
-Elbette yavrum. Senden, bizim can yoldaşlarından ve hayatımızdan bahsedeceğim.
-Bana bak! Şey...
Puvalü başı ile, not almakta olduğum kağıtları gösteriyor. Kalemimi boşta tutarak onu dinliyorum. Bana bir sorun açmak istiyor.
-Bana bak! Kusura kalma hemşerim... Senden bir dileğim var. Diyeceğim şu: Eğer kitabında bizim imanı yokları konuşturacaksan, onları olduğu gibi mi söyleteceksin, yoksa usturublayacak mısın? Malum ya; biz, kaba saba laf ederiz...
-Anam babam; ben, kaba olsun maba olsun her lafı yerli yerine koyacağım, çünkü doğrusu budur.
Ama, hişt bak! Böyle edersen, sen ayar tipler, işin doğrusuna bakmazlar da, sana, domuz herifin biri demezler mi?
-Olabilir, fakat, gene ben öyle diyeceğim ve o tiplere aldırmayacağım." (Le Feu)
İşte Barbüs, kitleyi böyle dinledikten ve yangını gördükten sonradır ki, ışığa kavuştu:
"Koyu karanlık iki bulut yığını arasından sakin bir aydınlık sızıyor. Bu ışıktan çizgi ne kadar cılız, ne kadar yaslı, ne kadar zavallı ve düçünceli olursa olsun, gene gösteriyor ki, güneş vardır. " (Le Feu'nün
son sözü,1915 Aralık)
Bunun için Barbüs'ün Ateş'i bütün Fransa'da ve bütün dünyada, bunalan gözleri kamaştırıcı bir şimşek keskinliği ve çabukluğu ile yankılar uyandırdı.II-Barbüs, hareket ve teşkilat adamı oldu:
1916'da çıkan Ateş, 1917'de edebi Gonkur ödülünü kazandı. Fakat Barbüs, bizim edebiyat Donkişot'ları gibi, bu zaferceğizin üstüne manda gibi yatmadı. Kitle yaylımına borçlu olduğu ününü, Bab-ı Ali kaldırımlarında kaşık kaşık yiyerek ense ve kese şişirmeğe bakmadı. Barbüs, bizim Donkişotların rüyalarında bile göremeyecekleri kadar kuvvetli, kudretli ve doğrucu, yüksek verimli bir eli kalem tutardı: Birer ok gibi hedeflerine giden Aydınlık, Olan Olacak, Bir Savaşçının Sözleri, Zincirleme ribi romanları yanında; İsa, İsa'nın Yudaları, Ulüv, Zola gibi yazıları da yaratıyordu. Fakat yakından bakılırsa Barbüs, anarşik bir ün lazımlığı içinde kuru edebiyat kakası karıştırmakla birşey yapılamayacağına inananlardandı. Bu sebeple edebiyat silahını, bütün ezilen ve bunalan kitlelerin kaynaşan hareketi içinde, ezilenlerin bilinçli birliği ve teşkilatı uğrunda usta bir silahşör gibi kullanmayı bildi.
A - Ateş : Büyük emperyalist savaşında, adsız askerin için için isyanını anlatır. Ateş'in aydınlattığı zemin üzerinde, daha Gonkur ödülünü aldığı yıl (17 Mart) A.R.A.C. (Cumhuriyetçi eski savaşçılar derneği)ni kurdu. 1 Mayıs (1919) dolayısiyle Lyon'da eski savaşçılar ve savaş yaralılarının ilk kongresini açtı. Yani, Ateş'te canlandırdığı savaş ezilenlerinin dileklerini, hayatta yasalaştırdı.
B-Aydın1ık (k1arte):1920'den beri hak ve adalet uğruna birleşmeye çağırıyordu. "Fikir işçilerini proleterya ile yanyana, Fas savaşına karşı durmaya çağırışı" 1925 Temmuzunda Fas sömürge halkını kılıçtan geçiren Fransız emperyalizmine karşı ana vatan aydınlarını, işçi sınıfı ile birleşmeye çağırıyordu. Emperyalist savaş aleyhtarlığı lafta kaldıkça neye yarardı. 27 Ağustos 1932'de Amsterdam'da Romen Rolland'la beraber, "emperyalist savaş aleyhtarları kongresini" teşkilatlandırdı ve emperyalist savaş aleyhtarları dünya komitesinin bâşkanı oldu.İşte Aydınlık vs. edebi tezlerini de böyle gerçekleştirdi.
C - Cellatlar: Balkan emperyalist bızdıklarının devrimci ezilenlere karşı yaptıkları işkenceleri, yerinde görerek anlatıyor ve reddediyordu.
Faşizm kurbanlarinı kurtarmak için, yalnız Cellatlar'ı yazmakla kalsaydı, kendi kendine ihanet etmiş olurdu. 4 Haziran 1933'de Paris'te "Faşizm aleyhtarı enternasyonal kongresine" önayak olan Barbüs, o zamandan beri, "bütün anti faşistler ile Thaelmann'ı kurtarmak için, enternasyonal komite"nin başında çalışıyordu.
1928'den beri Mond, kültür uğruna faşizme savaş açtı ve açıyor ilh...
Görülüyor ki Barbüs adeta içgüdüsü ile, arkasından bir organizasyon getirmeyen ajitasyon-propogandanın, sıfır olacağını anlıyordu, Onun için her edebiyat atılımını bir kitle hareket ve teşkilatı ile hızlandırmayı bildi.
Böylece Barbüs'de, ajitasyon-propaganda ile organizasyon birbirlerini tamamlayarak kuvvetleniyordu.1932'de"Devrimci Yazar ve Sanatkarlar Derneği'ni"ni kuranlardan biriydi. Aynı teşkilatın teorik organı olan Komün'ü de Gorki, Romen Rolland ve Andre Jit'le birlikte; Barbüs yönetiyordu.
Onun için Barbüs, Dimitrof'un -nedense Türkçeye çevrilirken kesilip atılmış olan (6)- sözlerinde işaret ettiği gibi şu iki basit gerçeği hayatı ile ispat etti.
a - Gerçek artist, kitle hareketinden ayrılamaz.
b - Gerçek artist, yalnız sözde değil, özde, işte ve dövüşte de artisttir.III - Nihayet Barbüs, enternasyonal bir kan oldu: Daha ilk, "Cumhuriyetçi eski savaşçılar derneği"ni kurarken, Barbüs savaş biter bitmez, bütün Fransa'nın ve dünyanın savaşçılarını birleştirmek prensibini ortaya attı. Nitekim 1920 yılının işçi 1 Mayıs'ında Cenevre'de "Eski Savaşçılar Enternasyonali" şeklindeki birbiri ile döğüşenleri, elele verdirmeye girişti.
O, inançlarını fare deliğinde saklayan tavan arası aydınlardan değildi.
1920-21 yılından itibaren, III'üncü Komünist Enternasyonali'nin safları arasında yeni bir dünya kurmaya gittiğini, dünyaya bildirdi. Sovyetler'e iftira bulaştırmak isteyen kirli insanlara, "işte bakın, Gürcistan'ı ve Rusya'yı ne yaptılar" eseri ile cevap verdi.
Ezilen Fas ulusu ile birlikte Fransız emperyalizmine karşı çıktı. Balkan'da cellatların elinde inleyen devrim kurbanlarının yanına koştu. Enternasyonal İşçi Yardımı'nın Antiemperyalist Lig'in kurucularından oldu.
Sağlığının eriyip çürümesine rağmen 1922 ile 1930 arasında; Anti-emperyalist, faşizm düşmanı olan, veya savaşçıları toplayan bütün enternasyonal kongrelerde militanlık yaptı. "Enternasyonal emperyalist savaş aleyhtarları" teşkilatları ile, faşizm aleyhtarları teşkilatını, bir tek savaş ve faşizm aleyhtarları şeklinde birleştirmek girişimi ondan geldi.
Hastalığına bakmayarak 1933 sonbaharında "Amerikan savaş ve faşizm aleyhtarı ligi"ni kurmak için Amerika'yı baştan başa dolaşan ve mitinglere katılan, o idi.
"Savaş Aleyhtarı Gençlerin Enternasyonal Kongresi"ni o canlandirdı. 1934 yazında - bizde panik uyandıran- "Dünya Kadınlar Kongresi" ile "Brüksel Üniversiteleri Kongresi"ne aktif surette katıldı.1935 yılının 30 Ağustos'unda, veremli ve arteryas-kleoritik ciğerlerini buzlu Moskova'nın kızıl yüreğine feda ederek, VII. Komitern Kongresi uğruna devrim şehidi giden de o oldu.