Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!

Doğan Arkadaş'a


[ Serbest kursu ]


Makale yazari: gokyuzu Tarih, gün ve saat : 06. Aralik 2000 01:51:38:

Degerli Doğan Arkadaş,

Kimin ajan olup olmadığı belgeleriyle ortaya konmadığı sürece maddi olarak delillendirilemez. Doğu Perinçek’in ajanlığı da bu kategoridedir. Ajan diye suçlanmaktan çok yakınan Perinçek hayatı boyunca hemen herkesi ajan diye suçlamıştır. Bu sadece 12 Eylül öncesi değil, halen de devam etmektedir. Son haftalarda, Taner Akçam’ı "Alman ajanı" olarak ilan etti örneğin. Dedim ya bu zat-ı muhteremin ajan diye ilan etmediği kimse kalmamıştır zaten. Ajan diye suçlanmaktan en son şikayet edecek kişi Perinçek’tir.
Ajanlığını kanıtlamak mümkün değildir, ama ihbarcılığını yaşı müsait olan herkes gayet iyi bilir. 1980 öncesi Aydınlık’ta alenen ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde ihbarcılık yapmıştır. Bu bir karalama falan degil o yıllari yaşayan herkesin bildigi gerçektir.
Size somut belgeli bir örnek verecegim. Remzi Küçükertan TIKB’nin militanlarindan birisidir, iskencede ismini vermemekte ve iskenceciler de kimligini vermemektedir. O ünlü ihbarcilik yayinlari sirasinda işkencede neler olmustur, Küçükertan söyle yazıyor :

"(…) Bir sandalye getirtiyor, kelepçeyi çözüp duruyorlar.. Hepsi arakama doluşup gözbandımı yavaşça aralayıp, öenüme bir gazeteyi seriyorlar. Aydınlık. İlk sayfada büyük puntolarla sekiz sütuna manşet atılmış : ‘ DEVLET İSİMLERİNİ TESPİT EDEMİŞT, AÇILIYORUZ… ‘ Hemen altında Osman’la ikimizin büyütülmüş, vesikalık fotoğraflarımız ve isimlerimiz yer alıyor. (…)
Toparlama çalışıyorum kendimi ama yine de sesimdeki heyecanı rahatlıkla ölçebilirler. ‘Yüzbaşı’ şimdi hiç babacan değil, sert bir sesle soruyor :
-Tanıdın mı bunları ?
-Hayır.
Güldürme bizi, sen Remzi’sin. Herşeyi ortaya çıkarttık."
( Adressiz Sorgular, s. 57, Yurt Yayınları, Haziran 1989)

Bu bilgileri Aydınlık’a daha sonra cezevinde ölü bulunan MIT mensubu, Barış Manço’nun kayınpederi olan emekli albay vermiştir.
O dönemde bahsettiğiniz üzre yaşınızın küçük olmasından dolayı bunları bilmediğinizi düşünerek yazma ihtiyacı hissettim.
12 Eylül’ü alkışlayan ve destekleyen "sol" siyasetler TIKP ve TKP’dir. Bunlar daha dün olmuştur, ama belleksizlik tüm bunları da adeta sildi götürdü.
Perinçek’in siyasi çizgisi bir tartışma konusu olabilir, ancak ihbarcılığını ve 12 Eylül’ü desteklediğini bizzat yaşayarak gören birisi olarak benim bunları unutmam söz konusu olamaz.
Perinçek için son sözüm, Incil’de geçen bir söz olacaktır : Hem tanrıya hem şeytana hizmet edemezsiniz.

E. Kürkçü ile Perinçek’i ayni kategoriye koymanızı talihsizlik olarak nitelendiriyorum. Kürkçü tüm zigzaglarına rağmen, Perinçek ile hiç bir zaman aynı kategoride ismi yanyana gelecek birisi değildir. Kürkçü ile aynı çizgide olmasam da, bu noktaya vurgu ihtiyacı duydum.
Bir not da Yıldırım Koç’la ilgili olarak düşeyim. İyi biliyorum ki, pek çok Devrimci Yol’cunun Yıldırım Koç’a karşı çok olumsuz düşünceleri vardır. Bu durumun nedenini tanıdığınızı söylediğiniz Koç’a ya da aynı parti içinde olduğunuz o dönemin Devrimci Yol’cularına sorabilirsiniz. Bunu dedikodu olarak yazmadım, bu durumun nedenleri önemlidir.

Bu yazıyı hoşgörünüze sığınarak, bir dosttan gelen notlar olarak alacağınızı umuyorum.

Saygı ve sevgilerimle.






Cevaplar:


[ Serbest kursu ]