Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!

Ce: Kemalizm ve Demokrasi


[ Serbest kursu ]


Makale yazari: Roja Berfin Tarih, gün ve saat : 20. Ekim 2000 11:50:26:

Su yaziya cevaben: Kemalizm ve Demokrasi(Roja Berfin'e yanit) makale yazari: UGUR Tarih, gün ve saat : 18. Ekim 2000 19:08:55:

Merhaba Ugur

Dun sana uzun uzun yazdigim yanit, yanlis bir tusa basmam yuzunden kayboldu. Genellikle irticalen yazdigim icin de tekrar yazmayi gozum yemedi. Zaten aynisi olup olamayacagi da tartisilir.

Sadece bana yanit olsun diye yazilmisa benziyor, fazla ayrintilar dusunulmeden kaleme alinmis. Cok yuzeysel...

Sag-sol kavramlari relatif kavramlardir, biliyorsun. Tanzimat donemi, belki o zamanin Osmanlisina gore gercekten ilerici sayilabilir. Yine Emperyalizm e karsi verilen savas ta, Ummet toplumundan bir ulus yaratmanin abslangici oldugu icin ve toplumda sosyolojik olarak ileri bir adim oldugu icin, goreceli olarak SOL bile sayilabilir.

Ama devrim...Devrim kitlesel bir harekettir. Kisisel hareketlere devrim denmez. Dense dense poilitik manevra denir. Ustelik her devrimin ilerici olmasi da beklenemez. Devrim, toplumsal bir kavramdir. Ama Mustafa Kemal bireysel ve politik davranmistir. Cok basite indirgeyerek anlatmaya calisiyorum...

Benden vitrin degisiklikleri icin ornek istiyorsun...Senin devrim, benim bati kopyaciligi ya da vitrin suslemeleri dedigim seylere ornek, Sapka giyilmesi, Kilik kiyafet, alfabenin degistirilmesi kadinlara oy hakkinin verilmesi hatta cumhuriyetin ilani...Bunlarin hepsi "ben yaptim, oldu" nun eseridir. Bunlarin hepsi bir gecede, bir kisi tarafindan alinan kararlardir. Cunku Bati oyle istemektedir. Bati'ya benzemek gerekmektedir. Tartisilmamistir, konusulmamistir, hic bir alt yapi hazirligi yapilmamistir.

Size soruyorum. Gercek aydinlanmanin temeli Fransiz devriminde halkin yuzde kaci okuma yazma biliyordu? Ya alman ve Ingiliz Sanayii devrimlerinde, efendim Paris Komunu hareketinde, 1917 Sovyet devriminde...Halkin egitim seviyesi neydi acaba?

Savasi halkla yapacaksin, ama sonra "Onlar bilmez diyeceksin..Bu gecerli bir neden degil...

Bakin asil devrim nasil olabilirdi? Ornegin, sizin de bahsettiginiz gibi gercekten UMMET ortadan kaldirilabilirdi, ya da FEODALITE ye tamamen son verilebirdi..Iste bu devrim olurdu...Ama, sadece politik davranmak geregini hissettigi icin Mustafa Kemal birakin Feodaliteye karsi durusu, aksine onu beslemis ve kollamistir. Iktidarinin surdurulmesi, Feodallerin guclerini korumasina bagliydi. Netekim, devlet kendi kolunun uzanamadigi yerlere, buralardaki Feodalleri Jandarma yaparak gucunu pekistirdi...Netekim, Mustafa Kemal oldukten hemen sonra Feodaller iktidari da ele gecirdiler. Bu bile benim soylediklerimin dogru oldugunu kanitliyor. Bana gore demokrat parti iktidari, oz aman icin sol bir iktidar bile sayilabilirdi. Cunku diktatorlukten cok partililige gecis olayidir ve ileri bir adimdir. Ama, icerik olarak, iktidar besleme burjuvaziden, feodaliteye kaydirilmistir. Bu da o zamana kadar yapilanlarin devrim mevrim olmadiginin baskaca bir kanitidir. Aslina bakarsaniz Kemalizm 1950 de son bulmasi gerekiyordu. Maalesef, simdiye kadar butun iktidarlarin dusturu oldu.

Vatandas kavrami yaratilamadi...40 in uzerinde farkli etnik kimligin oldugu ANADOLU yarimadasinda TURKLUK bilinci, tabiri yerindeyse zorla kabul ettirildi, ustelik diger etnik topluluklarin uzerine basilarak, yok edilerek, kulturler assimilasyona ugratilarak yapildi. Turkluk bir ust kimlik degildir. Hicbir zamanda Anadolu insan TC vatandasi bilincine ulasamamistir, ulastirilmamistir. Boyle bir sey olmamaistir, ya da yapilmak istenen hep bir tarafa dogru yapilmistir.

Feodalitenin ortadan kaldirilmamasi, kendi burjuvazimizin dahi olusamamasina neden oldu. Bizdeki Burjuvazi, yine tabiri yerinde ise, Bati beslemesi burjuvasidir. Cunku, sermaye, kapital bati'dan gelir. Kendi sermayemiz olamadi, olusturulamadi. Sanayimiz olamadi...

Azinlik denilince, sizde de bakiyorum azinlik alerjisi bas gosteriyor. Evet, demokrasilerde BIREY tek basina azinliktir. Buradaki azinlik terimi toplum icerisindeki butun cikar gruplari icin kullanilmistir. Ornegin homoseksueller, ya da Hayvan severler, ya da Kurtler veya Aleviler veya ornegin Sendikalar hep azinlik gruplardir. Gercek demokrasilerde tum azinliklar, tek baslarina ya da orgutleri vasitasi ile karar alma mekanizmalarina mudahalede bulunabilirler, bulunmalidirlar, yer almalidirlar.

Ben size cevabi yazimda ozellikle bize gerekli olan seyin DEMOKRASI oldugunun altini cizmeye calistim. Kemalizm in boyle bir sorunu yok. o sirtini silahli kuvvetlere dayamis bir oportunist politika..Netekim her isine gelen tarafindan kullaniliyor..Kemalizmin demokrasi diye bir sorunu yok guzel kardesim...Cunku, 77 yildir, o veya bu sekli ile hep iktidardaydi. Siviliyle de askeri ile de...

Cumhuriyet laik maik degildir degerli arkadasim...Laik cumhuriyet devleti, kendi eliyle DIYANET islerini kurmaz...Devlet, vatandasin dinini organize edemez. Boyle sey olmaz. Herseyde oldugu gibi Turkiye Cumhuriyeti devleti DIN e de karismistir...

Simdilik soyleyeceklerim bunlardan ibaret...


>Sevgili Roja Berfin,
>Yanitin icin tesekkür ederim.
>Ideoloji, metodoloji ve felsefe kavramlar üzerinde durmak gerektigini söylüyorsun. Katiliyorum. Zannedersem takildigin nokta "Kemalizm'in ideolojiler üstü "oldugunu söylemem. Burada bence bir karmasiklik yok. Aydinlanma, ya da aydinlanmanin devrimci bir girisimle ivmesinin artirilmasinin herhangi bir ideoloji ile baglantisi olmadigini düsünüyorum.
>Yazinin basinda belirtmis oldugun Demokrasi hedefine benim de katilmamam mümkün degil. Tabii ki demokrasi salt cogunlugun oligarsik yönetimi degildir. Ama su noktada ayriliyoruz: demokrasi nasil ki oligarsiye ayricalik tanimiyorsa , azinlik olarak tabir ettigin kesime de ayricalik tanimaz. Demokrasilerde hukuk önünde herkez esittir. Azinlik cogunluk tartismasina girildigi zaman her bir birey kendi azinliginin olusturur.Zira herkez dogal olarak, digerlerinden, inanc, düsünce ve toplum icinde ortak yasama kurallari acisindan birbirinden tamamen farklidir. Önemli olan ortak idealler dogrultusunda organize olmus "Vatandas" kimligdir. Bu kimligin cercevesini de gene o toplumu olusturan cogunluk belirler. Belki bir tezat gibi görünecek ama insanlik henüz daha iyi bir sistem icad edemedi. Neyse, gecelim...Bu oldukca felsefi ve aykiri görünebilecek bir tartisma.
>"77 Yildir Kemalizm'le yattik, Kemalizm'le kalktik..." diyorsun. Dogrudur. Yapilan dayatlmalar, baskilar, jalkin katilimini engelleyen hareketler hep Kemalizm adina yapildi. Ama lütfen söyler misin, bunu yapanlar Kuvvayi Milliye felsefesini savunanlar miydi, yoksa M.Kemal'in ölümünden sonra iktidari eline geciren sag , karsi-devrimci iktidarlar miydi? Herhalde 1945 sonrasinda Türkiye'de Kemalizm'i savunanlarin iktidarda oldugunu söyleyemeyiz.(Sözde öyle gözükse bile!)Buna Inönü dönemini de cekinmeden dahil ediyorum.
>Kemalist devrimlere "Bati Taklitcisi Vitrin Degisikligi" diyorsun. Eger senin bakis acindan yapilan devrimler Bati Taklitciligi ise (ki ben buna evrensel degerlerin, Türk ulusuna transferi diyorum), katilabilirim. Ama "Vitrin Degisikligi" saptamana katilmak mümkün degil.Ümmet ve kul anlayisindan cikip, yurttas kimligine gecmeye vitrincilik mi diyorsun. Daha önceki yazimda belirttigim , toplumsal yasami düzenleyen bütün devrimlere vitrin degisikligi mi diyorsun. Lütfen vitrin degisikligi dedigin degisikliklere bir tane örnek ver, tartisalim.
>Mustafa Kemal, kendi zamanina göre en ilerici hareket olan Ittihat ve Terakki geleneginden gelmektedir. Ama iddia ettigin gibi bu gelenege siki sikiya bagli kalmamistir.Öyle olsaydi sonu ya Cemal ya da Talat Pasa gibi olurdu.(Zaten 2.Mesrutiyet'ten sonra aralarindaki fikir ayriliklari, M.Kemal'i bu hareketten baska arayislara yöneltmistir.)
>Emperyailzm'e karsi yapmis oldugu savasi tabii ki halkina güvenerek yapti. Hatta o kadar güveniyordu ki, TBMM'ni kurdu ve savasi ondan almis oldugu gücle kazandi. Ayni mantik, gerceklestirdigi devrimler icin de gecerlidir. Devrim'in tanimini daha önceki yazimda da yapmaya calistim. Devrim demek ille de "Proleterya " ihtilali degildir. Toplumsal degisimi hizlandiran, ileriye götüren köklü her degisiklik "Devrim" tanimina girer. (Buna da itiraz edecegini düsünerek, tartismaya acik oldugumu belirteyim.)
>Matbaa'nin bile 200 yil gec girdigi, sinif bilincinden yoksun,%90'i okuma yazma bilmeyen bir millet söyler misin hangi bilincle senin tanimlamis oldugun "Kitlesel" hareketi yapacakti? Ama halkin sagduyusu o kadar ileriydi ki , karsi-devrimci ve yobaz bazi cevrelerin disinda büyük cogunluk kendisine sunulan "altin tepsi" icindeki bu hediyeyi kabul etti. Tabii ki aydinlanmaya karsi bir kesimin tesebbus ettigi, ve arkasinda da gene emperyalist güclerden destek alan hareketler de en sert bicimde cezalandirildi.(Kansiz Devrim olmaz! Ama Kemalist Devrim, belki de bu cercevede en yumusak devrimdir.)
>Kemalizm'e bu kadar elestrisel yaklasiyorsun ama sunu bir türlü söylemiyorsun. Madem ki Atatürk bu kadar kötüydü ve yanlis yapmisti. Peki sence ne yapmaliydi? Daha önceki yazimda sordugum gibi referandum mu yapsaydi? Halkin yararina oldugunu kimsenin inkar edemeyecegi Cumhuriyet, Harf Devrimi, Hukuk Devrimi, Hilafetin Kaldirilmasi, Laiklik, Ekonomik kalkinma(ki her biri Avrupa'daki aydinlanma hareketinde yüzlerce yillik bir mücadele sonunda alinmistir) vs. konularda "Muhalefet ne diyor acaba" mi deseydi?
>Bu konudaki görüslerini bekliyorum.
>Ha, bu arada 77 yil bosuna harcandi diyorsun. 77 yil degil, bence Atatürk'ün ölümünden sonraki yillar bosuna harcandi.Gene de gelinen noktada hicbir sey icin gec degil. Cünkü temel cok saglam atildi.O kadar ugrasmaya ragmen yikilmiyor. Üzerine tek bir tugla konulmamasina ragmen. Cünkü bu temelde Aydinlanma var.
>Sevgilerimle
>Ugur





Cevaplar:


[ Serbest kursu ]