Kemalizm ve Demokrasi(Roja Berfin'e yanit)
[ Serbest kursu ] Makale yazari: UGUR Tarih, gün ve saat : 13. Ekim 2000 17:38:07:
Sayin Roja Berfin,
Kemalim ve Demokrasi baslikli yazinizi büyük bir dikkatle okudum. Katilmadigim noktalar üzerinde verecegim cevaplarin , Kemalizm'in ne oldugu ve ne olmadigi konusunda fikir verecegini, ve bence yanlis düsündügünüzü düsündügüm hususlarda aydinlatici olacagini umuyorum.
1. "Kemalizm bir dönemin adidir..."
Kemalizm, daha önceki makalelerimde de belitrttigim gibi Aydinlanma hareketinin Anadolu'daki adidir.Ideoloji olmadigina ben de katiliyorum, zira Kemalizm ideolojiler üstüdür. Bir yasam biciminin ideoloji olmasi icin, öncelikle o toplumda ideoloji kavraminin ne oldugunun anlasilmasi gerekir. Yüzde 90'i okuryazar olmayan , ümmet anlayisinda, kendini birey degil kul olarak gören insanlarin büyük cogunlukta oldugu bir topluma ideolojinin ne oldugunu anlatmaniz mümkün degildir.
2. "Kemalizm'in Felsefi ve Teorik Altyapisi yoktur..."
Tamamiyla yanlis.Cok aciktir ki Kemalizm felsefi temelini Fransiz Devriminden , devamini da Tanzimat'tan almaktadir.Unutulmamalidr ki M.Kemal en büyük eserini Cumhuriyet olarak görmektedir. Gerceklestirdigi devrim "Halkin kendi kendini yönetmesi" olan Cumhuriyet olan bir harekete "Teorik temelden yoksun" demek , sanirim biraz haksizlik oluyor.
3. "Mustafa Kemal'den sonra ortaya cikan ne idügü belirsiz ilkeler yumagi..."
Bu ikeler aslinda gayet aciktir.(Gerekirse herbirni detayli olarak sonradan detayli bir sekilde tartisabiliriz.) Mustafa Kemal'den ve özellikle de 1950 lerden sonra baslayan karsi devrim hareketi bu ilkeleri isine geldigi gibi yorumlamis, ve yapilan her hareket maalesef Atatürkcülük adina yapilmistir. Özelliklle de 12 Eylül darbesi.Bugün gerek seriatci , gerek neo-liberal gecinenler, gerekse de bazi solcular tarafindan Kemalizm , karsi -devrim sürecinde yapilanlar olarak algilanmakta, kimi de isine öyle geldigi icin Kemalizm'i bize empoze edildigi sekliyle yorumlamaktadir.
4. "Kemalizm reformlara halki ortak edememistir...."
Burada itiraziniz Reformlarin(ben Devrim demeyi tercih ediyorum) özüne mi, yoksa iddia ettiginiz üzere bunlara halkin ortak olmamasi mi? Pek anlayamadim.
Anadolu'daki devrimin klasik anlamda bir sinif hareketi olmadigini , asker-bürokrat-elit kesimin gerceklestirmis oldugu bir hareket oldugu bir gercektir. Ama lütfen söyler misiniz, Anadolu'da o günlerdeki sartlarda degil sinif bilincinden bahsetmek, kendisinin bir yurttas oldugunu bile bilmeyen, genc nüfusunun nerdeyse yarisini savaslarda kaybetmis, geriye kalani ise savas yorgunu olan , cogu okuma yazma bile bilmeyen ve genelde ümmet zihniyeti ile dini taasublarla dolu olan bir halka hangi demokrasiden bahsedilebilirdi? Ben de o zaman su sorulari sorma hakkini kendimde görüyorum :Hangisi demokrat olmamaktir?
- Savasin en zor zamanlarinda bile TBMM'ni kurmak midir?
- Elinde siyasi ve askeri güc varken Halife ya da Padisah olmayip, Cumhuriyet ilan etmek mi?
- Yüzyillardir süren ümmetci anlayisi yikip, Hilafeti kaldirmak mi?
- Bu topraklar üzerinde yasayan ve kendini Türkiye Cumhuriyeti Yurttasi gören herkeze esit haklarin verilmesi mi?
- "Yurtta Sulh Cihanda Sulh" demek mi?
- Harf ve Egitim Devrimi ile insanlarin aydinlanmasini saglamak mi? (Bu bazen zorlama ile yapilmis olsa bile. Öyle zorlamaya can kurban)
- Ekonomisi tamamen disa bagimli olan bir ülkede sifirdan ekonomik kalkinmayi baslatmak, gelecekte kurulacak sanayi'ye öncülük edecek KIT'ler kurmak mi?
- Kadinlara diger bütün Avrupa ülkelerinden önce esit haklarini sunmak mi?Bu liste cok uzayabilir. Umarim bu yapilanlarin hicbirine itiraz edilemez.
Devrim kitlesel bir nitelik tasir diyorsunuz. Ama herkez iyi bilmektedir ki bu kitlede sinif bilinci vardir. Ama kendini toplum degil "ümmet", birey degil "kul" olarak gören bir cografyada, feodalliginde sanayi devrimi diye birsy olmadigi icin asilamadig bir toplumda, hangi kitlesel devrimden bahsedilebilir? Arti, bir devrimin basarisi onun sürekliligi ve sartlara göre kendini yenilemesidir. Bugün Küba haricinde hangi ülkede devrimin kitleselligini korudugunu söyleyebilirsiniz? (Küba'daki hala direniyor, cunku oradaki devrim ulusalligini korumustur.) ayni sekilde Yugoslavya örnegini de lütfen gözönüne getirin.
M.Kemal icin "pragmatik cözümler önermistir" diyorsunuz. Yukarida birkac tanesini örnek verdigim devrimlerin hangisi pragmatik , günübirlik reformdur? Cumhuriyeti kurmak mi, demokrasi'ye gecisin altyapisini olusturmak mi, hilafeti kaldirmak mi ? M.Kemal o dönemde "Demokrat Olma" adia hilafetin kaldirilmasini referanduma sunsaydi , sonuc ne olurdu saniyorsunuz?
Diyorsunuz ki "Halkin örgütlenmesi engellenmistir". Siz hangi örgütlülükten bahsediyorsunuz? Yurttas olma kimligini özümsememis bir kitlenin örgütlülügü ya feodal degerler cercevesinde ya da tarikatlar etrafinda olabilirdi.Buna örgütlülük diyebiliyorsaniz vay halimize. Zira evrensel taniminda örgütlülükte bireyler kendi yönetimlerini kendileri belirlerle. Tarikatci ya da feodal örgütlülükte ise sadece liderin otoritesi vardir. Bu asamada size tavsiym Atatürk'ün yazdigi "Yurttaslik Bilgiler" kitabini incelemenizdir. (Halk icin, halka ragmen, halkla birlikte sözünün icerigi de yukarida anlatmaya calistigim ksoullar dogrultusunda degerlendirilmelidir.)Ulus yaratma konusuna gelince. Ortak idealler dogrultusunda bir araya gelmis insan topluluguna ulus denir. Burada etnik ya da dinsel kimlik degil, üst kimlik olan "Yurttas" kimligi önemlidir. (Bu Amerika'da da böyle, etnik yapisi en az bizim kadar karmasik olan gelismis Avrupa ülkelerinde de. Bizde gene 2000 yillik tarihimizden gelen derin bir Anadolu hosgörüsü oldugu icin hala daha bu millet , bu kadar kiskirtmaya ragmen birbirini yemiyor. Ayni sey Belcika'da falan olsa, o kadar yüksek milli gelire ragmen maazallah birbirlerini bogazlarlardi!) Kemalizm bu ideali bu topraklarda yasayan insanlarin "Cagdas Medeniyet Seviyesine cikmasidir" seklinde tanimliyor.Bu ideale yurttas kimligiyle katilanlar, alt kültürleri veya kimlikleri ne olursa olsun esit haklardan yararlanirlar. Paylasim esit degilse, gene alt kimlik ya da kültürlerinden bagimsiz olarak , sinif bilinciyle hareket edebilirler. (12 Eylül'ün dayattigi bozuk anayasa ile bu cok zor ama bu da Kemalizm'in sucu degil!)
Ama hic kimsenin cikip da ayrilikcilik talep etme hakki yoktur. Bu halklara fayda degil, sadece dusmanlik ve zarar getirir.(Gene Yugoslavya örnegini hatirlayalim.)Son olarak da 21.yüzyil Demokrasisi deniliyor.Buradaki tespitlerinize özünde katiliyorum. Ama söyle bir ekleme yapmak istiyorum: Özde ulusal olmayan hicbir hareket, (demokrasi bile) halklara mutluluk getirmiyor. Bu ulusalligin cercevesi ise önce yurttasin, yurttas olarak davranmasindan geciyor. Biz cözümü alt kimliklerimizle, etnik kökenimizle, din ya da inanc farkliliklarimizi öne cikararak yaparsak globalizm denen o boyali canavarin altinda kalmaya mahkumuz.
Simdilik bu kadar yazabiliyorum. Sizin ve diger forum katilimcilarinin görüslerini bekliyorum.
Not :Biraz da sikisik bir zamanda yazdigim icin cümle düsüklükleri ve yazim hatalarini lütfen hosgörünüz.
Selamlar
UGUR