DOĞU ANADOLU'NUN TÜRKLÜĞÜ


KARDULAR ÜZERİNE

KÜRT adı Güneydoğu Anadolu'da ancak 7. asırdaki Arap istilasından sonra, hatta 9. asrın başlarında işitilmeye başlamıştır.

KÜRT kelimesi ilk başlarda KALIN KAR TABAKALI BÖLGE'de yaşıyanları kastederek kullanılmışsa da, sonradan DAĞ GÖÇEBELİĞİ anlamına gelmeye başlamıştır.

Daha önceleri BOHTAN SUYU, ve DİCLE nehri ile VAN gölü arasındaki küçük sahada KARDUK, KORDİK, GORDUNE, KORÇEK, KARDAKA gibi adlara rastlanmıştır. Ancak bunların Âri diye adlandırılan İranlılar ile değil, TÜRKLER ile bağlantısı vardır.

M.Ö.2000 senelerine dayanan iki SÜMER eşik taşında KAR-DA-KA ismine rastlanmıştır. Bu memleket, VAN GÖLÜ'nün güneyinde SU TAİFESİ yanında bulunuyordu.

KAR-DA-KA kelimesinin aslı KAR-DU-K'tur. Bu kelime pek çok yerde KARDUK, KARDUKH, KARDUENE, KARDUÇİ olarak geçmektedir.

O dönemin komşu ülkelerinin adları SUBARTU, URARTU, ZİGURTU, İMARTU, MAHALTU idi. Bunlardan kolayca görüleceği gibi DU, TU, U ekleri YURT anlamı vermektedir. O ülkelerde yaşıyan halk ise SUBAR, URAR, KAR, İMAR, ZİGUR, MAHAL adlarını taşıyordu. (25)

Buna göre Urartular demek doğru değildir. URAR-TU ülkenin adıdır, (TÜRK-İSTAN gibi) URAR YURDU anlamına gelir. URARLAR demek gerekir.

Dr. A. VON GABAİN, "TU eki halis MOĞOL son ekidir," der... Zaten YURT kelimesi de hem TÜRKÇE, hem MOĞOLCA'da vardır. Moğolca'da Yurt ÇADIR demektir ki, Türklerin neden vatanlarına YURT dediklerini çok iyi açıklar.

Ayrıca MOG-OL kelimesinin MOG ve MOGAR ile bağlantısı, GOG-MOG ilişkisine, dolayısiyle TÜRK ve MOGOL'un aynı kökten olduğuna işarettir.

Öte yandan "K" eki eski TÜRKÇE'de çoğul eki idi. Halen de mekân anlamında kullanılır. Konak, tünek, oyuk, kayık mekânları; kon-tüne-oy-kay fiillerinden türetilmiştir. "İK" eki ise ORTA ASYA TÜRKÇESİ'nde, aynı kökenli MACARCA'da, ve eski İran dillerinde çoğul ekidir. Hatta TÜR-K kelimesi TURLAR anlamında çoğul ifade eder. AVESTA'da bu çoğul haliyle diğer kavim adları arasında yer aldığı görülmüştür.

Öyleyse KAR-DU, KAR YURDU demektir, KAR-DU-K da KAR YURTLULAR demektir, KARLAR, HİNDUKUŞ dağları çevresinde GURŞİSTAN'ın PAKTİKA bölgesinde yaşayan bir TÜRK oymağıdır. O yöreye KARDU-EL yani KAR YURDU HALKI (DİYARI) denir. (26)

Yani KAR boyuna hem GÜNEY ANADOLU'da, hem de ORTA ASYA'da rastlanır. Her iki yerde de KARDU diye bilinen bölgeler vardır. Ksenophone'nun KARDUKLAR'dan bahsetmesi, Kürtlerden bahsediyor anlamına hiç mi hiç gelmez!

V. MİNORSKY, "KÜRTLERİN İRANÎ SAYILMASI, IRKÎ OLMAKTAN ZİYADE; DİL VE TARİH MUTALAALARINA DAYANMAKTADIR. Kürtlerin merkezi sahaya yerleşmeden evvel, oralarda isimleri kendilerininkine benziyen, fakat başka menşeli KARDU adlı bir kavim yaşamış olduğu ve bunların SONRADAN İran menşelilerle KARIŞMIŞ olduğunu ileri sürmek mümkündür," der.

Bu ifade dahi KARDULAR'ın KÜRT olmadığını, KÜRTLER'İN DE İranlı, yani ARYAN OLMADIĞINI göstermektedir.

Ayırımcıların iddialarının aksine; Kürt ve Karduk kelimesi arasında bir ilişki olmadığı Nöldeke, Hartmann, Weissbach gibi şarkiyatçılar tarafından ortaya konmuştur.

Olsa da farketmez... Biz KARDULAR'ın TÜRK olduğunu daha önce gösterdik... Ama bilim adamları da ayırımcılara destek vermiyor. Yani KARDULAR TÜRK, ama şimdiki "kürt" diye bizden koparılmak istenenler ile ilişkisi yok!..

SU TAİFESİ sözü karışık gelebilir. AKATÇA'da SU hem su, hem nehir anlamındadır. TÜRKÇE'nin çeşitli dillerinde SU, suy-suv-sub-suf kelimelerinin kısaltılmış halidir.

Türkçe'de AR, ER, İR, UR ekleri uruk-millet-boy gösterir. SÜMER, KİMER, MİŞER, İBER, SUBAR, SİTER, BULGAR, BALKAR, KAŞGAR, MACAR, TATAR, HAZAR, AVAR, KAÇAR, AFŞAR, TOKHAR, URAR, HUNGAR adları hep bu urukların ve boyların TÜRK kökenlerine işarettir.

Daha çok devlet kuran TÜRK boyları, adlarında böyle bir değişiklik yapmışlardır. Mesela AFŞİN (AVŞİN, AVŞEN) adlı küçük bir oymak olduğu gibi, AVŞAR diye büyük bir uruk da vardır. HUN-GUR'lar devlet kurunca HUN-GAR, BEL-GUR'lar devlet kurunca BULGAR, SUP'lar SUBAR, SUV'lar SUVAR olmuşlardır.

Şu halde SÜMER Eşik Taşı'nda geçen SU TAİFESİ, yani SU HALKI, SUBARLAR'dan başkası değildir!.. SUB-AR-TU da ülkenin adıdır.

SUBARLAR, görüldüğü gibi bir TÜRK boyudur. İlerde SABİR adı ile ortaya çıkacak ve hemen bütün KUZEY ASYA'ya SİBİRYA (İngilizce telaffuzu aslına daha uygun: Sayberya) yani SABİR YURDU adını vereceklerdir.

________________________

(25)- Yavuz, Edip; Tarih Boyunca Türk Kavimleri

(26)- Yavuz, Edip; aynı eser.

***
  • SONRAKİ SAYFALAR : MEDLER , PARTLAR , BİR KÜRT BOYU YOK MU? , KÜRTLERLE İLGİLİ TEMELSİZ İDDİALAR , KÜRT AYIRIMCILIĞINDAN DİN AYIRIMCILIĞINA , GİRİŞ