- ALTI TEMEL ESAS -
MİLLİ ÜLKÜ - AÇIKLAMALAR
ATATÜRK diyor ki:
- MİLLETİMİZİN YÜKSEK KARAKTERİNİ,
YORULMAZ ÇALIŞKANLIĞINI, ZEKÂSINI, İLME BAĞLILIĞINI, GÜZEL SANATLARA OLAN
SEVGİSİNİ, MİLLİ BİRLİK DUYGUSUNU MÜTEMADİYEN ve her türlü vasıta ve tedbirlerle
besliyerek İNKİŞAF ETTİRMEK, MİLLİ ÜLKÜMÜZDÜR!.. TÜRK DEVLETİ'nin kurucusu ATATÜRK, ÜLKÜCÜ'dür!...
TÜRK İNSANI'na ÜSTÜN VASIFLAR kazandırmayı amaçlıyan bu ifadeler de, onun
ÜLKÜ'sünün bir parçasıdır.
Şu halde varlığını ve hürriyetini ona borçlu olan her TÜRK, bu tarz ÜLKÜCÜ
olmak durumundadır!.. Gerçek ÜLKÜCÜLÜK budur!.. "ÜLKÜCÜ"yüm!" diyen herkes, bu
şekilde müstesna nitelikli ÖRNEK İNSAN haline gelmelidir!..
Biz yukarda belirttiğimiz hususlar dışında bir "ülkü" veya "ülkücü"
tanımıyoruz!..
Şimdi söyleyin bakalım... Siz hiç okullarda ATATÜRK ÜLKÜSÜ'nün öğretildiğini,
bunun dile geldiğini, hatta yukarda belirttiğimiz ifadeyi herhangi bir yerde
duydunuz mu?.. Duymadınız!.. Okudunuz mu?.. Okumadınız!.. Niye?.. Bu ÜLKÜ,
ATATÜRKÇÜLÜK anlayışının hem de en ÖNEMLİ esaslarından biri değil mi?.. Olması
gerekmez mi?...
Gerekir!.. Ama bu, bizim çirkef politikacılarımızın işine gelmez!.. MİLLET'in
zaten YÜKSEK KARAKTER'ini, MİLLİ BİRLİK DUYGUSU'nu, ÇALIŞKANLIK, ZEKÂ, İLME
BAĞLILIK, SANAT SEVGİSİ gibi VASIFLAR'ını HER TÜRLÜ VASITA ile İNKİŞAF ETTİRMEK
yerine; bu namussuzlar KÖŞE DÖNME'yi, SPOR TOTO, SAYISAL LOTO, AT YARIŞI gibi
KUMAR oyunlarını geliştirirler!..
Hatta SAİT HALİM PAŞA YALISI gibi tarihi bir binayı KUMARHANE haline getirip,
MAFYA BABALARI'na teslim ederler!.. Onlar da YALI'nın TARİHİ ESERLERİ'ni çalıp
"yandı!" diyebilmek için koca yalıyı ateşe verirler!.. Otellere TEK KOLLU
CANAVAR denilen KUMAR MAKİNELERİ koyarak nice yuvanın yıkılmasına, genç kızların
sokağa düşmesine sebep olurlar!..
Yine bu çirkef politikacılar, ülkenin EKONOMİ'sini düzeltemedikleri gibi;
"oy" uğruna yakınlarını doldurarak iflasa sürükledikleri DEVLET kurumlarında
çalışan ELEMANLAR'a, ekmek parasını bile çok görürler!.. Arkasından "Benim memurum işini bilir!" diyerek RÜŞVET'e, FUHŞ'a AHLAKSIZLIK yapmaya teşvik ederler!..
Hepsinden BİN BETER'i, bu namussuz, alçak herifler ikide-birde
ülkemizde"mozaik"ten, "çeşitlilik"ten, "kürt kimliği"nden dem vururlar!.. MİLLİ
BİRLİK DUYGUSU'nu güçlendireceklerine, adeta baltalarlar!.. Hatta şaşkının biri
kendisini CUMHURBANLIĞI makamına getiren TÜRK MİLLETİ'ni unutup, "Ben galiba biraz kürd'üm" demişti!..
Gördünüz mü aradaki farkı?.. MİLLİ ÜLKÜ'sü olanla olmayanın farkını gördünüz
mü?..
ATATÜRK, MİLLİ ÜLKÜ'nün hayatımızın her safhasında bizimle beraber olması
gerektiğini şöyle açıklamıştır:
- Nasıl bakarken gözlerimizin farkında
değilsek, ama bizim görmemizi sağlıyorsa, MİLLİ ÜLKÜ de bütün davranışlarımızda,
farkında olmadan yaşar ve bize yön verir!.. Şu halde MİLLİ ÜLKÜ, eğitimin bütün safhalarında
işlenmeli, DEVLET memurlarında, SİYASET adamlarında bu vasıflar (MİLLİ BİRLİK
DUYGUSU, ÇALIŞKANLIK, FEDAKÂRLIK, ZEKÂ, YÜKSEK KARAKTER, İLME BAĞLILIK, SANAT
SEVGİSİ) mutlaka aranmalıdır!..
Bunların her birini teker teker ele alırsak;
Okullarımızdan ve asker ocağından çıkan her fert, sarsılmaz bir MİLLİ BİRLİK
DUYGUSU taşıyacak hale gelmelidir!..
MİLLİ BİRLİK DUYGUSU taşımayan birinin TÜRK TOPLUMU içinde yükselme hakkı
yoktur!.. Böyle biri ne memur olabilir, ne işçi, ne milletvekili, ne iş adamı!..
Onun hiç bir faaliyeti DEVLET tarafından destek görmez!.. Önünde iki ihtimal
vardır: Ya MİLLİ BİRLİK duygusunu edinecek, ya da yaşamak için kendine başka bir
yurt bulacak!..
Ülke kalkınmasında, ileri gitmek için YORULMAZ ÇALIŞKANLIK vazgeçilmez
unsurdur!.. JAPONYA, ALMANYA, İSRAİL gibi ülkeler HARP, KIYIM, MAĞLUBİYET
sonrasında yeniden toparlanma ve güçlü hale gelebilmelerini, ancak ve sadece
DURMAKSIZIN ÇALIŞMA'larına borçludurlar!..
Çalışmadan hiç bir şey olmaz!.. ATATÜRK bunun farkındadır ve bunu MİLLİ ÜLKÜ,
SA'Y MİSAK-I MİLLİSİ (Milli emek andı) halinde dile getirmiştir... Ne yazık ki, ondan sonra gelen politikacılar, MENDERES, DEMİREL, ÖZAL, ÇİLLER
gibileri hep kolaydan milyoner olma, köşe dönme, kumardan kazanma, haraç alma,
hatta çalıp çırpma mesajları vermişler; TÜRK TOPLUMU'nun dokusunu
bozmuşlardır!..
ATATÜRK diyor ki:
- Aynı iman ve kat'iyetle söylüyorum
ki, MİLLİ ÜLKÜ'yü tam bir bütünlükle yürütmekte olan TÜRK milletinin BÜYÜK
MİLLET olduğunu, bütün MEDENİ ÂLEM az zamanda bir kere daha
tanıyacaktır!.. Yani MUASIR MEDENİYET'e ulaşmak, büyük millet olmak,
dünyanın lider ülkeleri arasında yer almak, ancak MİLLİ ÜLKÜ'yü uygulamakla
mümkündür!..
Ülkenin kalkınmasını BATILI ülkelere ihale edenler, AVRUPA TOPLULUĞU'na
girmekle her türlü sorunun biteceğini sananlar aptallar, bu sözden bihaber
olmaları bir yana; bir de "atatürkçülük" taslamıyorlar mı, kan beynimize
sıçrıyor!..
Yine ATATÜRK diyor ki:
- Bu dünyadan göçerek TÜRK milletine
veda edeceklerin çocuklarına, kendisinden sonra yaşıyacaklara son sözü şu
olmalıdır:
- "Benim TÜRK milletine, TÜRK
cemiyetine, TÜRKLÜĞÜN İSTİKBALİ'ne ait ödevlerim bitmemiştir!.. Siz onları
tamamlıyacaksınız!... Siz de sizden sonrakilere, benim sözümü tekrar
ediniz!.."
- Bu sözler bir ferdin değil, bir TÜRK
MİLLETİ duygusunun ifadesidir!.. Bunu her TÜRK bir PAROLA gibi kendinden
sonrakilere mütemadiyen tekrar etmekle son nefesini verecektir!.. Her TÜRK
ferdinin son nefesi, TÜRK MİLLETİNİN NEFESİNİN SÖNMİYECEĞİNİ, ONUN EBEDİ
OLDUĞUNU göstermelidir!..
- YÜKSEL TÜRK!.. SENİN İÇİN YÜKSEKLİĞİN HUDUDU YOKTUR!.. İşte PAROLA budur!..
ATATÜRK'ÜN ÜLKÜSÜ, bize işte gene yukardaki satırlar
içinde gizli ATATÜRK'ÜN VASİYETİ ile yansımaktadır!..
Ama ülke öyle tuhaf bir hale geldi ki, bazılarının yakınlarına vasiyeti şu
tarzda olmakta:
- "Benim yapmak istediklerim henüz
bitmedi!.. DEVLET'i yeteri kadar soyamadım!... VATAN'ı tam olarak satamadım!..
MİLLET'e yeterince kazık atamadım!.. Aman siz benim bıraktığım yerden devam
edin!.." Çevrenizde karşılaştığınız, her gün televizyonda
gördüğünüz kişiler buna mı benziyor, yoksa ATATÜRK'ün tarif ettiği OLGUN İNSAN'a
mı?..
Peki, nasıl bir girdaptan çıkabiliriz?.. Bu çöküşün bir çaresi yok mu?...
Elbette var!.. EĞİTİM!... Veya ATATÜRK'ün tabiriyle, duruma daha uygun olan
TERBİYE!.. Her ortamda bilhassa GENÇLERİMİZ'i, ÇOCUKLARIMIZ'ı TERBİYE
edebilirsek; KADINLARIMIZ'ı eğitebilirsek hiç değilse GELECEK için umudumuz
olur!..
Maalesef bu ÜLKÜ, MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI'nın veya YÖK'ün ilkeleri arasında
yer almaz!.. İnsanımızın AYDIN'ından, CAHİL'ine gittikçe daha fazla bir AHLAK
bunalımına girmesi işte bundandır!.
Eğer KURTULMAK istiyorsak; ATATÜRK'ün TÜRK İNSANI'nın KARAKTER'ini yükseltme,
ÇALIŞKANLIK, ZEKÂ, İLME BAĞLILIK, SANAT SEVGİSİ ve en önemlisi MİLLİ BİRLİK
DUYGUSU gibi VASIFLAR'ını SÜREKLİ olarak ve HER TÜRLÜ VASITA ve İMAN ile İNKİŞAF
ETTİRME konusunda:
Benim TÜRK milletine, TÜRK cemiyetine,
TÜRKLÜĞÜN İSTİKBALİ'ne ait ödevlerim bitmemiştir!.. Siz onları
tamamlıyacaksınız!... Siz de sizden sonrakilere, benim sözümü tekrar
ediniz!.." tarzındaki VASİYET'ine MUTLAKA uyulmalıdır!.
> İÇİNDEKİLER< > GERİ DÖNÜŞ <