- ALTI TEMEL ESAS -
MİLLİ SİYASET - AÇIKLAMALAR
ATATÜRK diyor ki:
- Bizim vuzuh ve tatbik kaabiliyeti
gördüğümüz siyasi meslek, MİLLİ SİYASET'tir!..
- MİLLİ SİYASET'ten kastettiğim mânâ şudur: MİLLİ SINIRLARIMIZ İÇİNDE her
şeyden önce KENDİ KUVVETİMİZE DAYANARAK VARLIĞIMIZI KORUYUP, MEMLEKETİN İÇ
SAADET VE İMARINA ÇALIŞMAK!..(Nutuk sf. 276)
- Milletimizin KUVVETLİ, MESUT ve MUSTAKAR yaşayabilmesi için, DEVLETİN
TAMAMİYLE MİLLİ BİR SİYASET TAKİP ETMESİ; ve BU SİYASETİN İÇ TEŞKİLATIMIZA
TAMAMEN UYGUN OLMASI ve ONA DAYANMASI LAZIMDIR!.. MİLLİ SİYASET, TÜRK DEVLETİ'nin varlığının TEK ve
VAZGEÇİLMEZ şartıdır!..
SİYASET, aslında at bakımı, at terbiyesi ve idaresi demektir. Bir memleketi,
halkını, dış ilişkilerini idare etmek vahşi bir atı terbiye etmekten daha zor olduğu
için, DEVLET İDARESİ anlamında kullanılır.
Her devletin kendi ülkesi ve insanını yönetmek için takip ettiği siyasetin
kuralları, amaçları vardır... ATATÜRK'ün TESBİT ETTİĞİ TÜRK MİLLİ SİYASETİ ise
İKİ ESAS'a dayanır.
Birincisi, TÜRKİYE sınırları içinde sadece KENDİ KUVVETİMİZ'e dayanarak
MEVCUDİYET'imizi korumak!.. Yani dış SALDIRILARA TEK BAŞINA karşı koyabilecek
güçte olmak!.. Eğer tüm DÜNYA bize düşman olup AMBARGO uygulasa dahi; YİYECEK,
GİYECEK, SU, ENERJİ, İLAÇ, SİLAH ihtiyacımızı KENDİMİZ karşılıyabilmek!..
Hazırlığı ona göre yapıp, TEDBİRLİ davranmak ve her halükârda VARLIĞIMIZI
gerilemeden, küçülmeden SÜRDÜRMEK!..
ATATÜRK, başta BATI olmak üzere, kimseye güvenmezdi!.. Onun yabancı ülkelere
dostluğu, ancak bize DÜŞMANLIK göstermedikleri takdirde mümkün ve kaimdi.
Büyük bir DEVLET ADAMI ve eski bir DİPLOMAT olan KÂMRAN İNAN, "DIŞİŞLERİ elemanlarımızın ve BÜROKRAT kesiminin
YABANCILAR'a HAYIR demeyi bilmediğini, bunu adeta AYIP saydığını"
söyler!..
Düşünebiliyor musunuz, 7 DÜVEL'e kafa tutan ATATÜRK'ün MİLLİ SİYASET'inden
hangi noktaya gelmişiz?..
ATATÜRK büyük ölçüde DIŞ İLİŞKİLER üzerine kurulu olan MİLLİ SİYASET'in
gereği gibi yürütülebilmesi için, İÇ TEŞKİLAT'ın SAĞLAM olmasını ister!.. Yani
bu UŞAK tiynetli herifleri, bir an önce DEVLET kadrolarından temizlemek
şarttır!..
İkincisi, SULH zamanında, yani dışardan bir TEHDİT olmadığı zamanlarda, yine
KENDİ GÜCÜMÜZ'le insanlarımızın eksiğini tamamlamak, daha RAHAT ve HUZURLU
yaşamalarını sağlamak ve ülkeyi her bakımdan İMAR etmek, eskisinden daha İYİ
hale getirmek!..
Dikkat edilirse, her ikisinde de sadece KENDİ GÜCÜ'ne güvenme söz
konusudur!.. Bu, MİLLİ İRADE demektir!.. Öyle yabancı ittifaklarla ülke
savunmasına bel bağlamak, kredilerle kalkınma peşinde koşmak ATATÜRK'ün anladığı
MİLLİ SİYASET'te asla yer almaz!..
Bir diğer önemli husus ta; hangi parti, hangi lider başa geçerse geçsin;
ister 50 yıl önce, ister 300 yıl sonra olsun; MİLLİ SİYASET değişmez!.. KENDİ
GÜCÜNDEN BAŞKASINA BEL BAĞLAMAMAK, MEVCUDİYETİ KORUMAK, HALKIN SAADETİ,
MEMLEKETİN İMARI İÇİN ÇALIŞMAK'tan vazgeçilemez!.. Partiler, kurumlar, fertler
bu esasları uygularken ancak TEFERRUAT'ta farklı görüşler taşıyabilirler!...
MİLLİ SİYASET, ATATÜRK'ten sonra, hele 1947'den sonra hiç uygulanmadığı için
memleketimiz üç İHTİLAL yaşamış ve "yıkıldık, iflas ettik" deme noktasına
gelinmiştir!..
BİR MİLLET KENDİ AYAKLARI ÜSTÜNDE DURAMIYORSA, BAŞKALARININ İANELERİYLE
YAŞIYORSA, ELBETTE Kİ YIKILMAYA MAHKUMDUR!.. Bundan kurtulmanın yolu da,
"BATI'ya daha fazla yaltaklanmak" değildir elbette!..
Ne var ki, başımızdakiler, yabancı devlet reisleriyle çektirdikleri
fotoğraflarla seçim kazanmayı, aldıkları borç ile öğünmeyi, ve başkalarının
menfaatine bekçi köpekliği yapmayı "yüksek siyaset" saymaktadırlar!..
Yine MİLLİ SİYASET açısından bakınca, ORDU,POLİS, DIŞİŞLERİ, OKUL gibi MİLLİ
KURUMLARI GAVURLARA AÇMAK, YABANCIYA TOPRAK VE TESİS SATMAK gibi uygulamaların
ÖZELLEŞTİRME, DEVLET'İ KÜÇÜLTME, DEVLET'E EKONOMİDEN EL ÇEKTİRME zihniyetinin ne
kadar yanlış olduğu ortadadır!..
Bu tavırları şiddetle kınama, hatta İHANET sayma zamanı geldi de geçiyor!..
Artık MİLLİ SİYASET'in "TÜRKİYE'nin her bakımdan KENDİNE YETER hale gelmesi"
olarak belirlenmesi, ve bunu savunanların DEVLET'in başına geçmesi
şart!.. DÜNYADA KENDİ KENDİNE YETERLİ OLMAYAN HİÇ BİR KALKINMIŞ ÜLKE YOK!..Bunu
da mı görmezler?..
Japonya, Almanya gibi tabii kaynağı kıt olanlar da, etki alanlarını
koruyabilmek için daima savaşmışlardır... Yeniden savaşmaktan da
çekinmiyeceklerdir!..
ATATÜRK'ün MİLLİ SİYASET uygularken en çok şikayet ettiği husus, "bazı
ARTNİYETLİ, MENFAAT DÜŞKÜNÜ kişilerin bundan rahatsız olması, ve MİLLET ve
MEMLEKET aleyhine faaliyetlerini arttırmaları"dır!.. Bunların eritilmesinin tek
yolu da, MİLLET'in büyük çoğunluğunun AHLAK ve FEYZ yönünden üstün nitelikli
olmasıdır!.. Siz bu konuda çaba gösteren bir tek politikacı tanıyor musunuz?..
MİLLİ SİYASET'te TAKLİTÇİLİK asla yoktur!.. Sadece DOĞU'yu değil, BATI'yı da
taklit yoktur!.. Bu hususu ATATÜRK şöyle ifade eder:
- Yüzyıllardır milletimizi idare eden
HÜKÜMETLER, DOĞU'yu ve BATI'yı TAKLİT'ten kurtulamadıklarından, sonuç milletin
CEHALET'ten kurtulamaması olmuştur!.. Peki, şimdi bakın etrafınıza!.. bir başkasını TAKLİT
etmeye yeltenmiyen politikacı görüyor musunuz?.. Kimi ALMANYA'ya, İNGİLİTERE'ye,
AVRUPA'ya; Kimi AMERİKA'ya; kimi de şu kıytırık SUUDİ ARABİSTAN veya İRAN'a
benzemeye çalışır!.. 1970'lerde ARNAVUTLUK'a benzemeye çalışan solcu bir
fraksiyon vardı!..
Halbuki dünyanın en ESKİ, en ŞEREFLİ milleti olan olan TÜRKLER, hiç kimseye
benzemezler!... Hiç kimsenin çanağını yalamazlar!.. Hiç kimsenin kuyruğuna
takılmazlar!.. "Dünya ortak bir kültüre gidiyor,
sınırlar kalkıyor" palavrasına inanıp, şunun
bunun kötü bir KOPYA'sı olmaya heves etmezler!.. KOPYALARA HAYAT HAKKI YOKTUR!..
Eğer ORTAK bir KÜLTÜR olacaksa, onlar BENİM KÜLTÜRÜM'ü benimsesinler!.. Eğer
sınırlar kalkacaksa, ÖNCE onlar sınırlarını, kapılarını, TEKNOLOJİ SIRLARI'nı
bana açsınlar!.. Onlar BENİM sembollerimi, kıyafetimi, musikimi, yemeğimi,
ÖRFÜMÜ, ÂDETİMİ benimsesin!..
Benimsesin ki, biraz İNSAN'a benzesin!..
> İÇİNDEKİLER< > GERİ DÖNÜŞ <