Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!
 




 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


 
Aaah, ah, küçükken neler yapardık biz.. Annemizin
sözünü dinler, erken yatardık.. Bir dee, çizgi film izlerdik,
değil mi??? İşte, aşağıda okuyacaklarınız, eski çizgi filmler
hakkında kısa kısa bilgilerdir(!).


İşte, eskilerin en güzel çizgi filmi! Konusu basittir. Salak bir kedi vardır(Tom), bir
tane fareyi(Jeri) yakalamaya çalışır. Ama bu fare çok akıllıdır. Ve Tom da, yemek
yemekten başka birşey düşünmediğinden, hep salak salak hatalar yapar. Tuzak
kurar, kendi düşer. Bomba yapar, kendi üstünde dener. Tipik bir angut tipi vardır
yani. Merak ediyorum onun IQ sunu... Haa, bi de Jeri vardır! Ona diycek bişiy yok
zaten... Einstein' dan kalma zekasıyla, en zor evrim teorilerini bile(HA?) çözebilir.
Ve bu iki kahraman, mütamadiyen, kovalaşırlar...


Sanırım gerçek adı böyle değildi ama, benim aklımda, sadece başrol "oyuncusu"
nun adı kaldığından onu koydum! İşte, bu dizi, futbol tarihinde görülmemiş hayalleri
gözler önüne serer. Yani, şöyle diyim, hepimizin çeşitli hayalleri vardır futbolla ilgili.
Mesela, havada roveşata vurmak, ne bilim, uçan vole vurmak, ya da doksana giden
topu çelmek, penaltı kurtarmak falan... İşte bunlar, "Görülebilen" hayallerdir. Bir
de "Görülemeyen" ler var. Bu dizi de onlarla ilgili işte! Yaw, bir saha olur, mübarek
saha değil, bayır, dere tepe düz gider... Bir maç, bazen 2 dakka, bazen 3-4 böülm
sürer... Kalecilierde bir çeviklik olur ki sormayın. Direğe basıp, zıplayıp, ikili mücadeleye
dalanlar bile vardır. Hele, maç içi konuşmaları hiç sormayın... Spiker angut angut
konuşur. Nasıl oluyorsa, adam, teknik direktörün oyuncularına ne dediğini duyar ve
söyler.. Bi de oyuncu konuşmaları vardır ki... Birden hava kararır, sim siyah bir hava
olur. Yalnızca iki yüz gözükür ve saçma sapan intikam konuşmaları yaparlar. Ulen,
sanki boks maçı! Son olarak da başkahramanı Tusubasa...
Hayal dünyasında yaşar, maçın her dakkasında başka yerlere gidip gelir. Uyur yani...
Hele bir topa vuruşu vardır... Topa bir abanır, top, sırasıyla, elips, kare, oyuk, silindir
şekillerini alır. Hatta bazen bir hayvana bile dönüşür! Tusubasa bu! Yapar yapar!...


Haaa az daha unutuyorduk... Güçlü kaslı, karizmatik erkek Temel Reis. Yukarda,
parantez içinde yazdığım, onun orjinal ismi. Nasıl oluyorsa, bizim Türkler, ona Temel
Reis adını vermişler! E tabi, adam, hayvan gibi olunca, böyle bir isim koymuşlar! Bu
dizide de, konu basittir; elastik(!) vüzcutlu Safinaz, normalde bir halta yaramayan,
ancak, ıspanak yedikten sona akıllanan Temel, bi de, salak olan, ve tek düşüncesi
Safinazı ele geçirip, ... yapmak olan Kabasakal...
Bu ikili aslında eskiden sıkı dostlardır, ama Safinazı görünce herşey değişir.. Hep onun
için, salak salak kavgalara girerler. Hep önde, Kabasakal iyi gibi görünür, ama Temel
elbisesinin içinden bir ıspanak kutusu çıkartır.(Hiç anlamam, adam, onu neresine, nasıl
sığdırıyor acaba?) Yer, ve hayvan gibi olur. Dağ, bayır dinlemez, azar! Kabasakalı döver
falan filan yani.. Tüm bu olaylar olurken, Safinaz da, bir köşe de durup, spastik spatik
hareketler yapar. Yok piyano çalar, yok kollarını uzatır. Bakın, inanın, kızın bacakları,
yeri geldiğinde, 5 metre olabiliyormuş... Daha, sonra, bunların çocukları filan oldu. Ama,
pek tutmadı o bölümleri...


Aha! Aha, işte bu! Rüyalarımın robotu! Gerçekte bit haltı beceremeyen 5 tane salak
vardır. Bunların tipi, 14-15 yaşındaymış gibi gösteriyo olmasına karşın, nasıl oluyorsa,
hayvan gibi zeki olup, bir robot yapmışlar. Fakat bu robot, ancak hepsi birleşip, 3 kere
"Voltran" deyince oluşuyor. Galiba, seslerini mi duyuyo ne?(Hihe, düşünsenize, robot
sağır oluyomuş..) Normalde bunların, kendilerine ait gereksiz taşıtları vardır. Bunlar,
sırf, robot içinde olmadıkları zaman, karizmatik görünmek için yaptıkları aletlerdir.
Ayrıca, herkesin kendi rengi vardır. Mesela, kızın motosikletinin rengi pembe olur falan
filan..
İşteee, asıl ekşın, büyük, başka bir robot, çizgi filme girdiğinde başlar. Bu salaklar önce,
o küçük aletleriyle başetmeye çalışırlar. Tabii, başaramazlar. Daha sonra, arkafon rengi,
maviye döner. Böyle, insanı coşkulandıran bir müzik devreye girer. Soora da,"diyerroww,
diii, dodod" gibisinden sesler eşliğinde, birlerşmye başlarlar. Yaw, hiç anlamam, yani, o şeyi
nası yapmışlar? Bi tarafı açılıyo, bi tarafı kapanıyo.. Allah Allah! Ve, sonra, takım içi gereksiz
konuşmalar başlar, sanki herkes salakmış gibi, herkese yapacağı anlatılır! Hiç kimsenin
aklına, "Ulan Michael, biz, yaklaşık 20 bölüm yaptık, sen hala görevimizi söylüyon! E,
biz salak mıyız?" gibisinden bir soru sormak aklına gelmez. Soora, başkanımız, ne şekilde
olacaklarını söyler: "Sen, ayaklarını oluştur, sen sağ eli ol!" gibisinden manyakça emirler
verirdi. En sonda da,"Ben de, başını oluştrucam!" derdi. Ulan, adamlar biliyo heralde senin
ne olacağını..
Soora, birleştikten soora, karşı taraftaki robotun anasını ağlatırlardı. Ama, her bölümde
de yenerlerdi yaa! Yani, onlardan birin, şu savaş olan yerlerden birine vercen," yer misin
yemez misin?" olayına girecen!


Aslında, bu bir çizgi film değil ama, yine de küçükken izlediğimz manyak ve gereksiz
dizilerden biri. 5 tane karizmatik "normal" insandan, muhtemelen abaza kalmış, sanal bir
yüz tarafından,(Niye diye sorarsanız, kullandığı robotun cinsiyeti kız da ondan[işte,
çizgi film olduğunun kanıtı!])"Power Rangers" olması istenir. Eğer, öyle olurlarsa, acaip
karizma yapacaklarını falan yutturur. Ama, oherif, bunları aldatır. Streç, salakça bir
kostüm verir. Herkes onlarla alay eder. Kafam kadar bir saat verir. Neymiş, o saatle
haberleşeceklermiş. Git yaa! (Ya, onlar, gece nası yatıyo merak ediyorum yani o
saatle!) Soora, bunlar, hain bir düşman tarafından, hep tuzağa düşürülmek istenir.
Zırt pırt, angut angut adamlar yollar. Tabi bizimkiler, ağızlarına biber sürer.
Soora, bu şeytani Lord, aslında Dünyada değildir. Bir teleskobu vardır, bir bakar,
denizin içindeki balığı görür! Yaw, onu bize versinler, bütün yıldızlar, uzay, kainat
vız gelir... Ve hep, Power ;Rangers' ı altetmek için, büyük ve bir o kadar da salak
kukla, ya da robotlar yapar. (Hangisine benzediğine bir türlü karar veremezdim..)
Bizmkiler de duru mu? Hemen robotlarına atlarlar. Kendilerine istediği şeyin adını
bağırarak getirtirler(Sesmatik hehe). Sonra, da robotla savaşa başlar. İşte o anda,
nasıl oluyorsa, bütün binalar plastik olur. Ve minnacık olurlar(Ya da, robotlar büyür,
bilmiyorum.).Soora, başlarlar savaşa! Her zaman, önce kötü olan robot galipmiş gibi
gözükür. Soora da, bizimkiler girişmeye başlar... Genelde, hiçbir zaman tek bölümde
bitmez. Çünkü savaş çok uzar..
Yaa, işte bunlar da böyle yaratıklar..


Evet, bunlar.. Şirinler.. La-lalalallalla, la-lalalllallaaaa!! Gibi, son derece angut bir melodinin
sahipleri.. Yaw, yani, buna bir şey denmez! "Bu gün ne şirinleyelim?" sorusuna cevap
verilmez yaa!! Neyse, ben çizgi filmden bahsediyim artık.
Şimdiii, bu dizideki karakterlerin hepsinin adında, bir kere "şirin" lafı var.. Şirine, Sakar Şirin,
Şirin Baba.. Yalnız ben, o beyaz ayak şeklinde olan şapkalarının içinde ne olduğunu
çok merak ediyorum. Gerçekten! Beyin olamaz bi kere! Belki pamuk, yün falan vardır ya!!
Sonra, bunu yapanlar, bakmış, burda herşey şirin, bir terslik olmalı demiş.O yüzden de, Gar-
gamel diye bir adamı koymuş. Ama görün yani adamı, burnu maşallah kafam kadar! Salak
bir kedisi var. Herşeyi batrır.. Yaw, ben bunları sevmiyom, hakkında daha fazla bişey yazamam!


Ne kadar angut ve saçma bir isim değil mi? Neyse, buna kısa bir ekilde değinecem,
yoksa sıkılıp çıkacaksınız sayfadan. Bu adam da, hayvan gibi kaslıdır. Ürkek, ve
gereksiz bir aslanı vardır. Baktı işler b.ka sardır, hemen karanlıklar lordunu falan
çağırır! Bakın, bu da sesle çağırıyor! Neyse, sonra, bir kılıç gelir ve onla, diğer
düşmanlarını vahşice katleder.


Şimdilik bu kadar arkadaşlar! Ama inanın, devam edecek!..

banner

Bu site en iyi 1024*800 çözünürlükükte görüntülenir..
Bu sitenin her hakkı Şadan Ekdemir' e aittir, izinsiz çoğaltılamaz, eheh..
şadanekdemir2000