Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!

   ZARARLARI

                         

Uyuşturucu Nedir & Zararları ?

Yunanca uyku anlamında ki "narke"den gelen ve İngilizce’ye "narkotik" olarak geçen uyuşturucu sözcüğü, uyuşturma özelliği olan, uyuşturan, duymaz hale getiren demektir. Kimyasal nitelikleriyle canlı organizmaların yapısını etkileyen, insan yapısında fiziki ve psikolojik bağımlılık meydana getiren, ruhsal durumu, bedeni ve zihni faaliyetleri menfi yönde etkileyerek değiştiren, kötüye kullanılması halinde toplum yapısını büyük ölçüde tahribe sebep olan tabii ve kimyasal maddelerdir. Uyuşturucu madde kavramı genellikle, uyuşturma özelliğine sahip maddeleri ifade eder.Ancak, keyif veren, kışkırtan, yatıştıran, uyanıklık sağlayan kimi maddeler içinde kullanılmaktadır. Uyuşturucu maddeler; merkezi sinir sistemini etkileyerek kullanan kişinin ruhsal ve fiziksel dengesini bozan; bu kişide fiziksel ve ruhsal bağımlılığa yol açan; kişisel ve toplumsal yönden ekonomik ve sosyal çöküntü oluşturan maddelerdir.

 

UYUŞTURUCUNUN ZARARLARI

1.Fiziki Etkileria.Beyin ve Merkezi Sinir sisteminde :Sigaradan itibaren bütün uyuşturucuların en büyük zararı ve tahribatı beyin ve merkezi sinir sistemi üzerindedir. Bu sebeple beynin mazrufu olan aklı ve iradeyi işlemez hale getirir. Kişiyi dengeden, normal yaşam ve davranışlardan uzaklaştırırlar. Beyin ve akıl sağlığının en büyük düşmanı uyuşturuculardır. Bağımlılarda beliren ilk olgu; akıl ve sinir hastalıkları ve arızalarıdır. Delilik, erken bunama, şuur kaybı, uykusuzluk, felçler hezeyan (sayıklama, saçmalama, akıl dışı davranışlar ) halüsinasyon (vehim, hayal görme, işitme vs. ) lar, zeka ve hafıza kayıpları.En kısa ifade ile: Akıl hastalıkları, zihni ve ruhi karmaşa ve kaoslar .b.Sindirim Sisteminde: Bulantı, kusma, karın ağrıları, kabızlık, ishal, mide ve bağırsak spazmları, kanama ve yaraları, gastrit, ülser vs.c.Karaciğer ve Böbreklerde: Bu zehirlerin organizmadan atılmasında en ağır görev bu organlara düşmekte olup, karaciğer ve böbreklerde büyük arıza ve tıkanmalara, karaciğerde yetersizlik, yağlanma ,sertleşme (siroz)…
Böbreklerde büyük tahribat, albümin, kan ve idrar çoğalması, tıkanmalar ,ağır böbrek hastalıkları d.Gözlerde: Işık ve mesafede uyumsuzluk, şaşılık gece körlüğü, göz bebeği büyümesi, küçülmesi, göz adele felci bilinen sonuçlar ve tezahürlerdir. e.Solunum Sisteminde: Nefes darlığı, öksürük, boğulma hissi, bu yolla kalp sıkışmaları, solunum felçleri ve ölümler bilinen olaylardır. f.Kan organlarında: Kan ,insan hayatının en önemli organı olup, uyuşturuculardan büyük zararlar görür. Kansızlık ,kan zehirlenmeleri, kan hücrelerinde şekil ve miktar değişiklikleri, kanın korkulu arızası olan pıhtılaşma ve kangrenler başlıca arızalardır. g.Solunum Sisteminde: Nefes darlığı, öksürük, boğulma hissi, bu yolla kalp sıkışmaları, solunum felçleri ve ölümler bilinen olaylardır.

h.Kan organlarında: Kan ,insan hayatının en önemli organı olup, uyuşturuculardan büyük zararlar görür. Kansızlık ,kan zehirlenmeleri, kan hücrelerinde şekil ve miktar değişiklikleri, kanın korkulu arızası olan pıhtılaşma ve kangrenler başlıca arızalardır.

i.Zehirlenme: Uyuşturucuların başta gelen olumsuzluğu zehirlenmeler ve bu yolla gelen ölümlerdir. İlk defa olursa HAD, tekerrür ederse "Müzmin Zehirlenme" adını alır. 2.Sosyal ve Maddi Etkileri Sosyal bir varlık olan insanın çevresi ile uyum içinde olması, akıl ve zihin sağlığı ile mümkündür. Bu sebeple akli ve zihni hayatın en büyük düşmanı olan uyuşturucular, insanın uyum gücünü zaafa ve iflasa götürmekle onu aileden, toplumdan ve çevresinden kopararak, yalnızlığa, bunalıma ve hemen ardından da sorumsuz, hipisel (hayvani) bir hayata mahkum eder. Bağımlıyı yaşayan bir ölü haline getirir. (Hip Kültür) Bu sebeple, uyuşturucuların, bağımlıya, aile hayatına, doğacak çocuklara, iş hayatına, aile ve ülke ekonomisine, ferdi ne toplumsal ahlaka (namus ,iffet, şeref, haysiyet v.s.) verdiği zararlar ifadelere sığdırılamaz.

İntiharların, cinayetlerin, her türlü fuhşiyat, gasp ve anarşinin temelinde uyuşturucu vardır.

İç ve dış düşmanların en tahripkar silahı uyuşturucu ve uyuşturucu salgınlarının itici gücü olan uyuşturucu kültürü (hip kültür) dür. Cemiyetleri inkıraza götüren her türlü maddi ve manevi tahribatın temeldeki sebebidir. Bunlar.

Ayrıca AİDS, frengi, verem, kanser, kangren ve benzeri bir çok ölümcül hastalığın yayılmasında da en büyük fail uyuşturucular ve bağımlılarıdır.

Uyuşturucular,Beynimizin Yüksek Mekanizmalarına Zarar Vererek Etkilerini Gösterir…
Vücudun bir bütün olarak varolabilmesi, kendi mekanizmalarını dengeleyip dış dünyayı etkileyebilmesi İçin gerekli temel unsurlar,sinir sistemi ve bunun merkezi organı olan beyindir.Beyin bahsedilen fonksiyonları yerine getirebilmek için,bir iletişim ağı ve kontrol merkezi şeklinde özelleşmiş bir dokudur;bu dokunun yapı taşları da nöronlardır(sinir hücreleri)Nöronları;beyinden çıkıp tüm vücuda yayılan,vücuttan ve beyin merkezlerinden aldığı uyarıları beyinin diğer merkezlerine taşıyıp orada bilgiyi işleyen,buradan da vücuda aktaran kablolara ve devrelere benzetebiliriz.

İlginç olan şudur,bu kablolar ve devreler süreklilik arz etmez,nöronların aralarında mikroskopik boşluklar bulunur(sinaps).Bu boşluğa gelen elektiriksel uyarı,burada ki özel kimyasal maddelerin (nörotransmitter) aracılığı ile öteki nörona,dolayısıyla da gideceği noktaya ulaşabilir.Eğer bu sihirli maddelerden yoksun olsaydık,beyin kendine atfedilen hiçbir özelliğe sahip olamazdı.Elimizi oynatamaz, düşünemez, konuşamaz, hissedemez, duygulanamaz, cinsel açıdan uyarılamazdık; karaciğer çalışmayı durdurur, solunum düzensizleşir ve durur, vücut ısısı düşer ya da aşırı yükselir,sonuç kesin bir ölüm olurdu.Bu gün beyin hakkında bilmediklerimiz bildiklerimizden kat kat fazla olsa da, nörotransmitterlerin beyinde ki en önemli mekanizmanın parçaları olduklarını biliyoruz.

İşte uyuşturucu maddeler, tam burada devreye girer. Nörotransmitterin,salgılandığı nörondan sonra gelen nöronda tanınması ve belirli bir etkiye yol açmasını sağlayan ?alıcı’ ların normal yapısını bozar.Ya da vücuttaki normal Nörotransmitter seviyelerini aşırı yükseltir veya azaltır. (mesela,vücutta ?serotonin’ normalde mutluluk duygusundan sorumludur,?dopamin’ yaralandığımızda acıyı bastırmak için salgılanır.Ecstasy hapları,vücutta normalde de bulunan ve Nörotransmitterlerin salgılanmasını uyararak aşırı seviyelere çıkarır.Başka etkilerinin de yanında bu olay; normal seviyelerinde vücutta önemli görevleri olan bu maddeleri vücut ısısında ani değişimlere ve dolayısıyla ani ölümlere neden olabilecek tehlikeli seviyelere çıkarırlar.)Bütün bunlar sinirsel iletilerin daha az iletilmesi ya da kendiliğinden ortaya çıkan kontrolsüz iletiler haline dönüşmesi sonucunu doğurarak,yaşananları yanlış algılamaya (sanrılar-halüsinasyonlar) hareket bozukluklarına,fiziksel iç dengenin sarsılmasına neden olur.Bu maddeler uzun süreli kullanıldığında etkileri, şizofreni ve deprasyon gibi ruhsal bozukluk biçimlerine de benzemektedir.

Uyuşturucuların keyif verici, uyarıcı ya da uyutucu etkileri, işte bu mekanizmaların sonucu oluşur. Kullanılan uyuşturucu maddenin -aslında her hangi bir zehrin-uygunsuz fizyolojik yada psikolojik değişiklikler ile tanımlanan bu etkilerini göstermesine, zehirlenme denir. Bu zehirlenmelere son verilmesi yada durdurulması tamamen toplumsal yapı ve ona hakim olan mevcut siyasal düzenle ilintilidir.

Günümüzden geçtiğimiz yıllara doğru sıralanan birkaç haber durumun önemini kavramamızı kolaylaştıracaktır.

 

 

UYUŞTURUCUNUN ETKİLERİ

 

FİZİKİ ETKİLERİ

 

Beyin ve Merkezi Sinir sisteminde : Sigaradan itibaren bütün uyuşturucuların en büyük zararı ve tahribatı beyin ve merkezi sinir sistemi üzerindedir.

Bu sebeple beynin mazrufu olan aklı ve iradeyi işlemez hale getirir. Kişiyi dengeden, normal yaşam ve davranışlardan uzaklaştırırlar.

Beyin ve akıl sağlığının en büyük düşmanı uyuşturuculardır. Bağımlılarda beliren ilk olgu; akıl ve sinir hastalıkları ve arızalarıdır. Delilik, erken bunama, şuur kaybı, uykusuzluk, felçler hezeyan (sayıklama, saçmalama, akıl dışı davranışlar ) halüsinasyon (vehim, hayal görme, işitme vs. ) lar, zeka ve hafıza kayıpları.En kısa ifade ile: Akıl hastalıkları, zihni ve ruhi karmaşa ve kaoslar .

Sindirim Sisteminde: Bulantı, kusma, karın ağrıları, kabızlık, ishal, mide ve bağırsak spazmları, kanama ve yaraları, gastrit, ülser vs.
 

Karaciğer ve Böbreklerde: Bu zehirlerin organizmadan atılmasında en ağır görev bu organlara düşmekte olup, karaciğer ve böbreklerde büyük arıza ve tıkanmalara, karaciğerde yetersizlik, yağlanma ,sertleşme (siroz)...
Böbreklerde büyük tahribat, albümin, kan ve idrar çoğalması, tıkanmalar ,ağır böbrek hastalıkları

Gözlerde: Işık ve mesafede uyumsuzluk, şaşılık gece körlüğü, göz bebeği büyümesi, küçülmesi, göz adele felci bilinen sonuçlar ve tezahürlerdir.

Solunum Sisteminde: nefes darlığı, öksürük, boğulma hissi, bu yolla kalp sıkışmaları, solunum felçleri ve ölümler bilinen olaylardır.

Kan organlarında: Kan ,insan hayatının en önemli organı olup, uyuşturuculardan büyük zararlar görür. Kansızlık ,kan zehirlenmeleri, kan hücrelerinde şekil ve miktar değişiklikleri, kanın korkulu arızası olan pıhtılaşma ve kangrenler başlıca arızalardır.

Zehirlenme: Uyuşturucuların başta gelen olumsuzluğu zehirlenmeler ve bu yolla gelen ölümlerdir. İlk defa olursa HAD, tekerrür ederse "Müzmin Zehirlenme" adını alır.


 

SOSYAL ve MADDİ ETKİLERİ

 

Sosyal bir varlık olan insanın çevresi ile uyum içinde olması, akıl ve zihin sağlığı ile mümkündür.

Bu sebeple akli ve zihni hayatın en büyük düşmanı olan uyuşturucular, insanın uyum gücünü zaafa ve iflasa götürmekle onu aileden, toplumdan ve çevresinden kopararak, yalnızlığa, bunalıma ve hemen ardından da sorumsuz, hipisel (hayvani) bir hayata mahkum eder. Bağımlıyı yaşayan bir ölü haline getirir. (Hip Kültür)

Bu sebeple, uyuşturucuların, bağımlıya, aile hayatına, doğacak çocuklara, iş hayatına, aile ve ülke ekonomisine, ferdi ne toplumsal ahlaka (namus ,iffet, şeref, haysiyet v.s.) verdiği zararlar ifadelere sığdırılamaz.

İntiharların, cinayetlerin, her türlü fuhşiyat, gasp ve anarşinin temelinde uyuşturucu vardır.

İç ve dış düşmanların en tahripkar silahı uyuşturucu ve uyuşturucu salgınlarının itici gücü olan uyuşturucu kültürü (hip kültür) dür. Cemiyetleri inkıraza götüren her türlü maddi ve manevi tahribatın temeldeki sebebidir. Bunlar.

Ayrıca AİDS, frengi, verem, kanser, kangren ve benzeri bir çok ölümcül hastalığın yayılmasında da en büyük fail uyuşturucular ve bağımlılarıdır.