TAĞUT NEDİR-KİMDİR ?

   Tağut:Put Şeytan. Allah'a isyan eden ve insanları isyana davet eden. Allah'ın hükmünü tanımayarak, büyüklük taslayan, insanları Allah'a kulluktan engelleyen ve dolayısiyle kendisine kulluk ettiren her kişi, kurum, kuruluş, ideoloji.

   Hikmet sahibi yaratıcının iradesi, insanoğlunun hem hidayete hem de dalalete masait olarak yaratılmasını istedi. İki yoldan hangisine gideceğini kendisinin hür iradesiyle seçmesini irade buyurdu. Bilahare bu iki yoldan hangisine gideceğini kendisinin serbestçe seçebilmesi için akıl verdi. Ve insanoğlunun çevresinde bulunan kainata göze, kulağa, kafaya, gönle ve duyguya hitap eden deliller serpiştirdi, gece ve gündüz hangi yöne yönelirse yönelsin bu delillerle karşılaşmasını temin etti... Bütün bunlara rağmen yine de rahmeti ilahi kullarının sadece beş duyu organı ve aklın eline terkedilmemesini irade buyurdu ve bunun için akla da ölçü olacak değişmez perensiplerini peygamberleri vasıtasıyle gönderdi. Bunları şeriatında açıkladı. Akıl her ne zaman zor şeyle karşılaşsa o kaynağa başvurur ve yaptığı şeyin iyi mi kötü mü olduğunu, doğru mu, eğri mi hareket ettiğini bu sabit ölçeğe göre ölçer. Ve o zaman değişen arzuların peşinde koşarak bocalayıp durmaz. Bunun ötesinde Allah peygamberleri herkesi zorla imana getiren birer zalim kılmadı, sadece tebliğ vazifesi ile mükellef kıldı.

"Dinde zorlama yoktur. Artık doğrulukla eğrilik birbirinden ayrılmıştır. O halde kim tâğutu reddedip Allah'a inanırsa, kopmayan sağlam kulpa yapışmıştır. Allah işitir ve bilir." (Bakara-256)

Peygamberlerin vazifesi tebliğden ibarettir.  Birtek Allah'a ibadeti emreyler, geriye kalan her türlü putperestlikten, şehvet ve arzuların mahkumiyetinden sakınmalarını bildirir.

"Ortak koşanlar dediler ki: "Allah dileseydi ne biz ne de babalarımız ondan başkasına tapardık. Onun emri olmadan hiçbir şeyi de haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de böyle yapmışlardı. Peygamberlerin üzerine açık seçik tebliğden başka bir şey düşer mi! "(Nahl-35)

"Eğer (size tebliğ edileni) yalan sayarsanız, bilin ki sizden önceki birçok milletler de (kendilerine tebliğ edileni) yalan saymışlardır. Peygamber'e düşen, yalnız açık bir tebliğdir."(Ankebut-18)

      Peygamberlerin getirdiklerine iman ve itaat etmemekle kalmayıp, Allah'a ve peygamberlerine düşmanlık etmek, dinden uzaklaştırmak ve insanları buna zorlamak. Kendi koyduğu kanun, yaşam düzenine insanları iatte zorlayan, Allah'ın şeriatının üzerinde kaim olmayan her türlü hüküm. Allah'ın hakkına tecavüz eden her çesit düşmanlık. Allah'ın uluhiyetine(Allah'ıh Tek İLAH oluşu), rububiyitine(Allah'ın Tek RAB oluşu)  hakimiyetine ve sulta hakkına karşı gelmek ise zulmün ve haddini bilmezliğin en çirkin ve şeni şeklidir. Ve bu hareket hem lafız itibariyle , hem de mana itibariyle tamamen tağut kelimesinin muhtevası içerisine girer.

"Allah, inananların dostudur, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlere gelince, onların dostları da tâğuttur, onları aydınlıktan alıp karanlığa götürür. İşte bunlar cehennemliklerdir. Onlar orada devamlı kalırlar."(Bakara-257)

"Andolsun ki biz, "Allah'a kulluk edin ve Tâğut'tan sakının" diye (emretmeleri için) her ümmete bir peygamber gönderdik. Allah, onlardan bir kısmını doğru yola iletti. Onlardan bir kısmı da sapıklığı hak ettiler. Yeryüzünde gezin de görün, inkâr edenlerin sonu nasıl olmuştur! "(Nahl-36)

Ehli Kitap a gelince(Kitap verilen Yahudi ve Hırıstiyanlar) bunlar hahamlarına ve rahiplerine ibadet ediyor değildiler. Ancak Allah'ın şeriatını bırakıp onların koydukları presiplerin peşinde gittikleri için Allahü Teala onları peşinde gittikleri kimselerin kulları olarak isimlendiriyor. Ve müşrik kelimesiyle kastedilen mana da budur. Yani onlar haddini aşan zalim tağuta kulluk etmektedirler. Allah'ın hakkına tecavüz eden zalim idarelerin kullarıdırlar. Haddi zatında onlar idare eden kimselere secde ve rüku  manasıyla birlikte ibadet etmiyordular. Ancak taat(itibar etmek, itaat) ve ittiba(tabi  olmak)  şekli ile kulluk ediyorlardı. Ve bu hareket de sahibini Allah'a kulluk hududundan ve Allah'ın dininin çerçevesinden dışarıya çıkarır.

"Sana indirilene ve senden önce indirilenlere inandıklarını ileri sürenleri görmedin mi? Tâğut'a inanmamaları kendilerine emrolunduğu halde, Tâğut'un önünde muhakemeleşmek istiyorlar. Halbuki şeytan onları büsbütün saptırmak istiyor."(Nisa-60)

"Kendilerine Kitap'tan nasip verilenleri görmedin mi? Putlara ve bâtıla (tanrılara) iman ediyorlar, sonra da kâfirler için: "Bunlar, Allah'a iman edenlerden daha doğru yoldadır" diyorlar! "(Nisa-51)

"Halbuki onlara ancak, dini yalnız O'na has kılarak ve hanifler olarak Allah'a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekât vermeleri emrolunmuştu. Sağlam din de budur. "(Beyyine-5)

   Tağut a kulluktan insanı ancak onu reddetmesi ve yanlızca ve yanlızca Allah'a kulluk kurtarır. İşte asıl kurtuluş ve işte güzel son da budur.

"Allah, inananların dostudur, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlere gelince, onların dostları da tâğuttur, onları aydınlıktan alıp karanlığa götürür. İşte bunlar cehennemliklerdir. Onlar orada devamlı kalırlar."(Bakara-257)

   Şunu da belirtmek gerekir ki; İslam, dini hususunda müslümanlarla muharebe etmeyen devlet ve şahıslarla güzel muamele edilmesini kat'iyyen menetmez. Velev ki, başka bir dine inansalar da... Fakat Allah'ın dini ile harbeden, düşmanlık besleyen, insanları Allah'a kulluktan menederek parası, gücü, kudreti, yardımcıları ile kendisine kulluk ettiren her kişi ve kuruluş Müslümanın dostu olamaz. İnanan ve İnanmakla kalmayıp İnandığı gibi yaşayan Müslümanlara düşen onların zulüm düzeni yıkmak, Allah'ın   adaletini getirmektir.

"İman edenler Allah yolunda savaşırlar, inanmayanlar ise tâğut (bâtıl davalar ve şeytan) yolunda savaşırlar. O halde şeytanın dostlarına karşı savaşın; şüphe yok ki şeytanın kurduğu düzen zayıftır." (Nahl-76)

KONU BASLIKLARINA DÖN