Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!


MİNİMUM ISI KAYBEDECEK BİR BİNA NASIL
OLMALIDIR?

Bu konuyu daha iyi anlayabilmemiz için yine daha önce benzer şekilde yaptığımız gibi hareket ederek, standart bir binayı parcalara bölerek incelemek ve her parçasının asgari standartlarını tanımlamak gerekecektir. Şöyleki;

1.Duvarlar: Duvar kalınlıkları, duvarların yapıldığı malzemenin ısı geçirgenliği ve duvarların alanı ısı kaybında önemli rol oynadıklarından bu konuda optimum bir çözüm bulunmalı ve güneş görmeyen alanlar minimum tutulmalıdır.

duvar2.gif (8395 bytes)

Bunu yapabilmek için yerleşim alanlarının planlama çalışmalarında yörenin hakim rüzgar yönünü de dikkate almak üzere binaların güneş  görmeyen alanlarını minumum tutacak şekilde bir yapılaşma tercih edilmelidir. Isı yalıtkanı mutlaka duvarların dış kısımlarına konulmalı, duvarlardaki günlük sıcaklık değişmeleri göz önüne alınarak yalıtım kalınlıkları ayarlanmalıdır. Yalıtım kalınlıkları için bölgesel değerlendirmeler yerine mikro ölçekli çalışmalar baz alınmalıdır. Bugün hepimiz bilmekteyiz ki, özellikle ülkemizde, Akdeniz Bölgesinde olmasına rağmen Doğu Anadolu Bölgesinin iklim özelliklerine sahip alanlar olabildiği gibi, Doğu Anadolu Bölgsinde olmasına rağmen Akdeniz Bölgesinin iklim özelliklerine sahip yerleşim birimleri söz konusudur. Bu nedenle bölgesel bazda yapılacak yalıtım standartları her zaman istenilen verimi sağlamayabilir.

2.Çatı ve taban: Çatının maksimum alanı güneye bakmalı, çatı ve bilhassa zeminde ısı yalıtımı çok iyi yapılmalıdır. Taban ve köşelerden olan ısı kaybı pencere ve kapılardan olana yakındır. Bu konu ilgili detaylı bilgiler "çatılardaki kar yükü hesaplamaları" başlığı adı altında verilmiştir.

cat.gif (5701 bytes)

3. Pencereler: Pencere – dış yüzey oranı iklim şartlarına bağlı olarak alınmalıdır. Genellikle kış şartlarının hüküm sürdüğü bölgelerde bu oranın 20/100 olması önerilmektedir. Ayrıca pencerelerde mutlaka en az çift cam olmalı ve pencereler tabandan ( yaklaşık olarak 80-90 cm) belli bir mesafe yukarıda olmalıdır. Pencerelerin yaz ve kış havalandırmaları farklı sistemler içermelidir. Özellikle kış havalandırmaları üstten yapılmalıdır.

ruzgar.gif (13601 bytes)

4.Rüzgara maruz alanlar: Bu alanlar mümkün mertebe az tutulmalıdır.

Bu sözlerimizi şematik olarak ifade edersek;

wpe21.jpg (15770 bytes)

Şekildende görüleceği gibi, hakim rüzgar yönü binanın yan duvarlarına gelmekte ve bu sayede pencerelerden daha az ısı kaybının oluşması sağlanmaktadır. Ayrıca bina dışından ve içinden oluşabilecek ısı kayıpları için yörenin iklim parametrelerine uygun olmak üzere yalıtkan malzeme kullanılmıştır. Pencere havalandırmasında ise üstten havalandırma tercih edilmektedir. Ülkemizde özellikle son yıllarda PVC sistemli pencerelerin yaygınlaşması neticesinde bina içlerinin üstten havalandırılması yaygınlaşmıştır. Bununla birlikte ahşap pencere sistemlerinin çok büyük bir bölümünde üstten havalandırma sistemleri bulunmamaktadır. Bu ise; bina içi havalandırılması esnasında önemli ölçüde ısı kayıplarının oluşmasına neden olan önemli bir faktördür.  Bu nedenle pencere havalandırmasının yanlış tercih edilmesi nedeniyle oluşan ısı kayıplarını engellemek için  PVC Pencere sistemlerinin yaygınlaşması desteklenmeli ve PVC Pencere sistemleri özendirilmelidir.

Bütün bunların uygulanması hiç şüphesiz yapılaşma sürecinde ek masraflar getirecektir. Fakat, bu şartlara azami ölçüde uyulduğunda ısıtma için harcanan maliyetin en az yarı yarıya ( bazı araştırmalara göre % 45 oranında ) düşeceğini ve yapılan ek masrafların birkaç yıl içinde kendini amorti edecek şekilde karşılanacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Yapılan bir Araştırmaya göre ( Dr Ahmet KILIÇ, Şehir Planlamasında Meteorolojik Faktörler) ;  100 m2 lik bir binada cam/yüzey oranı 25/100 iken, sadece çift cam ( ısı cam ) uygulaması ile yaklaşık olarak     % 45 oranında yakıt tasarrufu sağlanabilmektedir. Bu tasarruf oranına diğer meteorolojik parametrelerin uygun kullanımı ilave edilirse bu oran çok daha fazla olacaktır. Her binada lokal iklim şartlarına göre sağlanacak olan ortalama % 45 lik bir tasarrufun ülke ekonomisine olan katkısını ise tahmin edebilmek hiç zor olmasa gerek...

Bu gerçekler ışığında, genellikle kış şartlarının hüküm sürdüğü bir yörede, binaların yerleşim planı nasıl olmalıdır? Sorusuna yanıtlar ararsak;

1-Binaların güneş gören alanları maksimum olmalıdır.

2-Güneş görmeyen ve rüzgar alan alanlar minimum tutulmalıdır.

3-Binaların gölgeleri diğer binaların güneşlenmelerine engel olmayacak şekilde düzenlenme yapılmalıdır.

4-Güneye bakan çatının alanı maksimum olmalı ve eğimi maksimum güneşlenecek şekilde ayarlanmalıdır.

wpe20.jpg (17216 bytes)

Şekilde bina yerleşimlerinin hakim kış rüzgarına göre nasıl konumlanması gerektiğini görmekteyiz. Bu diziliş yapısında en önemli nokta binaların gölgelerinin birbirlerinin güneşlerini kapatmayacak şekilde olmasıdır. Günümüz dünyasında her binanın, binanın her katının, her katında yaşayan fertlerin güneş görmesi basit bir insanlık hakkı olarak değerlendirilmektedir.  Çalışmayı hazırlarken Ankara Büyük Şehir Belediyesi Metropoliten Şube Müdürlüğü ile yaptığımız bir görüşmede, Metropoliten Şubesinin, 2017 Yılı, Ankara Nazım Planı Çalışmalarında da benzer bir hedefin amaçlandığını duymak bizleri memnun etti. Çünkü her binanın, her binanın her katının, her katında yaşayan fertlerin güneş görebilmesinin ülkemiz ekonomisine getireceği katkı, söz konusu binanın üzerinde bulunacağı arsanın rant değerinin çok çok üzerinde olacaktır. 

Binaların çatıları ülkemizde en fazla sorun yaratan bina parametrelerinden biridir. Bu nedenle binaların en üst katları ekonomik olarak aynı değere mal edilmesine karşılık satın almak veya satmak aşamasında daha düşük bedellerle tanımlanmaktadır. Yaptığımız gözlemlere göre bunun nedenlerini şu şekilde tespit ettiğimizi belirtmeliyiz: Bina Çatıları bir bina yapımında belki en az görülüyor olması nedeniyle en az özenin gösterildiği yada daha yumuşak bir ifade ile binanın dış görünümü, mutfak, banyo gibi üniteleri kadar özen gösterilmeyen bir ünitesidir. Çatılarda kullanılan malzeme içinde benzer değerlendirmeler yapılabilir. Bizim, Meteorolojistler, olarak üzerinde durduğumuz nokta ise; Çatı yalıtımı ve Çatının güneş ışınlarını ideal olarak alacağı gerekli eğimin hesaplanmasına odaklanmaktadır. Çatı yalıtımı konusu daha detaylı olarak Çatıların kar yükü hesaplarında verileceği için şu anda çatıların konumlarını ve eğimlerini incelemek konusuna odaklanalım ve Çatıların eğimini ve konumunu  inceleyelim;

wpe17.jpg (10238 bytes)

 

f Yörenin enlem derecesi

d güneşin meyli olmak üzere; bir noktaya tam öğleyin güneşin yatayla (ufuk düzlemi ile) geliş açısı A olursa

Sin A = Sinf Sind + Cosf Cosd

Sin A = Sin (p /2 - f +d )

A = 90° + d -f

pencere1.gif (8867 bytes)

wpe18.jpg (9323 bytes)

f = 30° enleminde bulunan bir yöre için d - 10° kabul edilebilir. Çünkü; kış ayları olarak Eylül - Nisan ayları alınırsa bu arada güneş ışınları genellikle 90° lik geliş açısı etrafında yoğunlaşmış olacaktır. Bu durumda A = 90-10-30= 50° elde edilir. O halde çatının güneye bakan yüzünün yatayla 40° lik açı yapması önerilir.

cat8.gif (5884 bytes)

GERİ

İLERİ

                    

IMAGE191.GIF (82940 bytes)

ANA SAYFA GİRİŞ ŞEHİRCİLİK METEOROLOJİSİ NEDİR?
ŞEHİRCİLİK METEOROLOJİSİNE NEDEN İHTİYAÇ DUYULMUŞTUR? PLANLAMA ÖNCESİ İKLİM ARAŞTIRMALAR İKLİM ARAŞTIRMASI SONUÇLARININ UYGULAMAYA DÖNÜŞTÜRÜLMESİ
HAVA KİRLİLİĞİ MİNİMUM OLAN VE EN AZ DÜZEYDE ENERJİ TÜKETEN BİR ŞEHİR NASIL OLMALIDIR? ŞEHİR VE BİNA KLİMATOLOJİSİ MİNİMUM ISI KAYBEDECEK BİR BİNA NASIL OLMALIDIR?
ŞEHRİN HAVALANDIRILMASI SÜRÜKLENEN YAĞMURUN BİNALAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ ŞEHİRCİLİK ÇALIŞMALARINDA METEOROLOJİK PROBLEMLER
ÇATILARDAKİ KAR YÜKÜNÜN HESAPLANMASI SONUÇ ÇALIŞMAYI HAZIRLAYANLAR HAKKINDA BİLGİ