Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!
Nemrut'tan güneşe bakmak
Nemrut doruğunda festival
..Ve güneş bütün ihtişamıyla karşımızda. Hızla yükselen güneş, en ufak bir geç kalmada kaçıracağınız kareler, olaya ayrı bir heyecan katıyordu. 6. Uluslararası Kahta Kommagene Festivali büyük ilgi gördü. Festival, zengin tarihi ve kültürel varlıklara sahip olan Kahta'da düzenlendi.
M. Tevfik Parlak'ın yazısı. Haberi için  tıklayınız.
2 bin yıllık sır mezar
Commagene Krallığı
Adıyaman'ın Kahta ilçesindeki Nemrut Dağı'nın  doruğundaki Kommagene Krallığı dönemine ait kalıntılardan, Kral I.  Antiochus'un anıt mezarı 2000 yıldır sır olmaya devam ediyor. Yol yine aynı yol. insanlar hala toprağa bağımlı olarak yaşıyor. Kadınlar hala renga renk Suriye kumaşlarından diktikleri fistanları giyiyor. Yeni olan tek şey telefon ve elektrik direkleri.
Haberi için  tıklayınız. Hüseyin KÜÇÜKKELEPÇE'nin incelemesi.
Nemrut için uluslararası vakıf
İki yılda çöken köprü
Adıyaman'ın Kahta ilçesinde bulunan, ''Dünyanın 8. harikası'' olarak tanımlanan ve UNESCO trafından Dünya Kültür Mirası  listesine alınan 2000 yıllık Kommagene Krallığı döneminden kalan  tarihi eserlerin korunması ve restorasyonu için uluslararası vakıf  kuruldu. "Kahta Çayı üzerine onlarca köprü yapıldı. Bu köprülerinin tamamına yakını son yapılan köprü gibi, yıkılarak kullanılamaz hale geldi. Cendere Köprüsü ise, 2000 yıldır dimdik ayakta."
Haberi için  tıklayınız. Haberi için  tıklayınız.
 Kahta Haberleri
KAHTA 
Yaklaşık 2000 yıl önce ilçemiz topraklarını da içine alarak 100 yıldan fazla bölgede egemenlik kuran Kommagene Krallığına ait tarihi eserlerin çoğunluğu İlçemiz hudutları içersinde bulunmaktadır. Özellikle dünyanın 8. harikası olarak kabul edilen Nemrut dağı yerli ve yabancı turistlerin ziyaret ettiği en önemli kültürel varlığımızdır. 
Kahta Kaymakamı Recep KIZILCIK'ın yazısı.
 
TÜROB üyesi Zaimoğlu :
"Bölge turizmi çok önemli"
 
KAHTA - Türkiye Otelciler Birliği  (TÜROB) Yönetim Kurulu Üyesi Tayyar Zaimoğlu, turizmin, Güneydoğu  Anadolu Bölgesi için, en az GAP kadar önemli bir sektör olduğunu  bildirdi.

Zaimoğlu, 6. Uluslararası Kommagene Festivali için bulunduğu Kahta'da, yaptığı açıklamada, turizmin, GAP ile  beraber, Güneydoğu Anadolu'nun makus talihinin yenilmesinde en önemli  araç olduğunu söyledi.

Turizm sektörünün, yöredeki güzelliklerin pazarlanmasına ve  ekonomik değere dönüşmesine yol açacağını belirten Zaimoğlu, ''Atatürk Barajı'nın nimetlerinden sadece tarım sektörü değil, turizm  sektörü de yararlanmalı. Su ile ilgili turizm çalışmalarının burada  yapılması sağlanmalı'' dedi.

İNANÇ TURİZMİ
Yörenin, inanç turizmi için mutlaka değerlendirilmesi gereken  birçok değere sahip olduğunu kaydeden Zaimoğlu, şöyle devam etti:

''Hz. İbrahim, Hz. İsa, Hz. Eyüp ve Hz. Yakup'un memleketi  Şanlıurfa, ilk üniversitenin yer aldığı Harran, dünya Süryani merkezi  Deyruzafari'nin kurulduğu Mardin, Çin Seddi'nden sonra dünyanın en  uzun surlarına sahip Diyarbakır, dünyanın ve insanlığın ortak mirası  Adıyaman'daki Nemrut, Veysel Karani Türbesi'nin bulunduğu Siirt,  bilinen ve ilk açık hava heykel atölyesi olan Yesemek'i, dünya kültür  turizmine kazandırma çalışması yapan Gaziantep, GAP bölgesinde yer  alan tarih hazinelerinden bazılarıdır. Ayrıca, tamamen Türk mühendis ve işçilerince inşa edilen,  bereketin, değişimin, çağdaşlığın, ekonomik ve sosyal gelişmişliğin  sembolü haline gelen Atatürk Barajı, en az tarihi eserler kadar önem  taşıyor. Bu eserler, yörede kültür ve inanç turizmi açısından çok  önemli değerlerdir. Yöre, bu eserler sayesinde kültür turizmine  merkez olabilecek konumdadır.''

TURİZMİN ÖNEMİ
Turizmin, Güneydoğu Anadolu'nun en önemli gelir kaynağı olacağını  vurgulayan Zaimoğlu, ''Turizm ile ilgili yatırımlar sonucunda,  bölgede diğer sektörlerin yatırımları da başlayacak ve canlanacak''  diye konuştu.

Nemrut için uluslararası vakıf

Vakıf Başkanı Maurice Crijens :
‘Tarihi mirasa sahip çıkmalıyız’

KAHTA - Adıyaman'ın Kahta ilçesinde bulunan, ''Dünyanın 8. harikası'' olarak tanımlanan ve UNESCO trafından Dünya Kültür Mirası  listesine alınan 2000 yıllık Kommagene Krallığı döneminden kalan  tarihi eserlerin korunması ve restorasyonu için uluslararası vakıf  kuruldu.

Merkezi Hollanda'nın Eindhoven kentinde, ''The International  Nemrut Foundatıon'' adıyla kurulan Uluslararası Nemrut Vakfı'nın  Başkanı Maurice Crijns, Nemrut Dağı'nın dünya kültür mirası olduğunu  belirterek, ''Doğu ve Batı medeniyetlerinin beşiği olan Kommagene  medeniyetini, bu tarihi mirası, tahribe terketme hakkına sahip  değiliz'' dedi.

Kendilerini sorumlu hissettikleri için uluslararası bir vakıf  kurduklarını kaydeden Crijns, ''İnsanların ömrü bazı işleri  tamamlamaya yetmez. Bundan dolayı vakıf kurduk. Vakıflar nesiller  boyu kuruluş amacına uygun hizmetler sunabilir'' diye konuştu.

MASTER PLAN

Crijns, Nemrut'a yönelik olarak Kültür Bakanlığı ve UNESCO  Türkiye Milli Komisyonu'na teklif ve hazırladıkları Master Plan'ı  sunduklarını söyledi.

Vakfın finansmanı ile Nemrut Dağı'ndaki tarihi eserlerin  korunmaya alınması, restore edilmesi ve yeni müze açılmasını  önerdiklerini anlatan Crijns, şöyle devam etti:

''Önerimiz kabul edildiği takdirde Temmuz ayında Nemrut Dağı'nda  çalışmalara başlayacağız. Restorasyon için yeni teknolojiler  geliştirdik. Nemrut'un daha fazla tahribine gözyummak istemiyoruz.  Hollandalı, Alman ve Türk bilimadamlarından oluşan vakfımız, Nemrut'u  gelecek kuşaklara olduğu gibi taşımaya kararlıdır.''

Bu arada, Kültür Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Tekin Aybaş ve  UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Arsın Aydındurmaz,  Nemrut Dağı ve bölgedeki örenyerlerinde incelemelerde bulundu.

Prof. Dr. Aybaş, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde  Türkiye'den 8 tarihi ve doğa eseri bulunduğunu, bunların en  önemlisinin Nemrut olduğunu kaydetti.

Nemrut Dağı'ndaki eserlerin korunması için Vakfın sunduğu  önerinin çok olumlu ve detaylı olduğuna dikkati çeken Aybaş,  sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bireysel olarak böyle işlerin yapılması çok zordur. Vakfın  önerisini komisyonumuz öncelikli olarak değerlendirecek. Nemrut  Dağı'ndaki eserlerin gerçekten hiç de haketmedikleri tahribatı  gördüğüne tanık olduk. Bunları korumaya kararlıyız.''

İki yılda çöken köprü

Yeni teknolojiyle yapılan köprüler yıkılırken , binlerce yıllık köprüler dimdik ayakta duruyor.

KAHTA - 2000'li yılların teknolojisiyle yapılan ve Adıyaman-Diyarbakır Karayolu üzerindeki ulaşımı sağlayan Kahta Çayı köprüsü iki yıl içinde kullanılamaz hale gelirken, aynı ırmak üzerinde bulunan ve dünyanın en eski köprülerinden biri kabul edilen 2000 yaşındaki Cendere Köprüsü halen dimdik ayakta. Sincik İlçesi ve yüzlerce köyün ulaşımını sağlayan Cendere Köprüsü'nün, 21. yy teknolojisine meydan okuduğunu söyleyen çevre halkı: "Kahta Çayı üzerine onlarca köprü yapıldı. Bu köprülerinin tamamına yakını son yapılan köprü gibi, yıkılarak kullanılamaz hale geldi. Cendere Köprüsü ise, 2000 yıldır dimdik ayakta." dediler.

ÇALIŞICI: HESAP SORULMALI
Öte yandan il Koordinasyon Kurulu toplantısında muhabirimizin konu hakkındaki sorusunu cevaplayan Adıyaman Valisi Kadir Çalışıcı, köprü ayaklarının bulunduğu zeminin su tarafından oyulmasıyla meydana gelen çökmenin, yanlış yer seçiminden kaynaklanmış olabileceğini söyledi. Çalışıcı: "Bunun hesabını sormamız gerekir; ancak bunun için de merkezi yönetimin yerel yönetimleri kuvvetlendirmesi gerekir. Artık bu işler yerel yönetimlere devredilmelidir ki, hesabını da siz sorabilirsiniz. 2000 yıllık köprü ayakta dururken, iki yıldır hizmet veren bir köprü çökmeye başladı." dedi.

TARİHİ KÖPRÜLER DERS VERİYOR
Bu arada konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Zafer Ertürk, ''Yeni yapılan köprüler en ufak tahribattan etkileniyorlar. Kabahat günümüz teknolojisinde değil, bunların  yer seçimi ve yapılış biçimindedir'' dedi. Ertürk, tarihi köprülerin yer  seçimi ve yapılışlarının son derece sağlam olduğuna dakkat çekerek, şöyle dedi:

''Tarihi köprülerin toprağa ve çevreye uyumları son derece  mükemmel. Suyun getirdiği güce karşı tasarlanmışlar. Bu köprüler  suyun gücünün en çok kırıldığı noktalara yapılmışlar. Şimdikiler  böyle bir özellik aranmadan tek tip projelerle inşa edilmişler.  Bazıları suyun gücünün en üst düzeyde olduğu yerlere kurulmuşlar.  Böyle olunca da normalin üzerindeki bir akışta yıkılmaktadırlar.'' Prof. Dr. Ertürk, Osmanlı döneminden kalma tarihi köprülerin  koruma altına alınarak onarılması gerektiğini de kaydetti.

2 bin yıllık sır mezar

ADIYAMAN-  Adıyaman'ın Kahta ilçesindeki Nemrut Dağı'nın  doruğundaki Kommagene Krallığı dönemine ait kalıntılardan, Kral I.  Antiochus'un anıt mezarı 2000 yıldır sır olmaya devam ediyor.

Kökeni Pers Hükümdarı Büyük Daryus ile Makedonya Hükümdarı Büyük  İskender'e dayanan ve bölgede M.ö. 69-M.S. 72 yılları arasında hüküm  süren Kommageneliler'in yaptırdığı Kral I. Antiochus'un anıt mezarı,  arkeoloji dünyasının çekim merkezi olmaya devam ediyor.

Yapılan sismik ve radar testleri, Nemrut Dağı'ndaki hieratasyonun (tapınak), milyonlarca küçük  taşın örttüğü anıt mezarın Kral I. Antiochus'a ait olduğunu ortaya  koyuyor. Nemrut'taki anıt mezarın  kapısı, piramitlerdeki gibi sır olarak gizlenmiş. İtalya'da yayınlanan Bell Europa Dergisi'nde, Rafaella Pıovan'ın  çizdiği anıt mezarın orijinal yapısı, 2000 yıllık bir sırrı çözmeye  yönelik girişim olmakla beraber, anıt mezar 21. yüzyıla da sırlarıyla  giriyor.

NEMRUT DAĞI
Bölgede 2000 yıl önce hüküm süren Kommagene'nin ilk kralı I.  Antiochus'un mezarı olan 50 metre yüksekliğindeki tümülüs ve  çevresindeki eserlerle dev tanrı heykellerinin yer aldığı Nemrut  Dağı, Adıyaman'ın Kahta ilçesine 60 kilometre uzaklıkta bulunuyor.

Kuzeydoğu ve batısı teraslarla çevrili tümülüs, yığma şeklinde  taşlarla yapılmış ve 150 metre genişliğe sahip. Doğu ve batı  teraslarında Grek ve Pers üslubunda yapılmış dev tanrı heykelleri ve  kabartmalar yer alıyor. Kral 1. Antiochus'un biraraya getirdiği Grek  din ve kültürü ile gelenekleri, bu eserlerde açık bir şekilde  pekiştirilmiş.

Tümülüsle birlikte 2 bin 150 metre olan bu tepe, yörenin en yüksek  noktası olma özelliğiyle Kahta Ovası'na hakim görünüme sahip. Doğu ve  Batı teraslar simetrik inşa edilmiş, Kuzey terası daha ziyade sunak  ve kabartmalarla her iki terasa açılıyor.

Taht üzerine kurulu tanrı heykelleri, kaideleriyle birlikte 8-10  metre arasında değişen yükseklikte yapılmış. Doğu ve Batı teraslarda  kartal, aslan, Antiochus, fortuna, Zeus, Apollo ve Herkül heykelleri  bulunuyor. Yukarı dön 

Nemrut doruğunda festival
Tevfik Parlak

KAHTA– 6. Uluslararası Kahta Kommagene Festivali büyük ilgi gördü. Festival, zengin tarihi ve kültürel varlıklara sahip olan Kahta'da düzenlendi. Dünyanın 8. harikası olarak tanımlanan ve UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan Nemrut Dağı'ndaki dev büyülü heykeller, M.Ö. 1. yüzyıl ile M.S. 72 yılları arasında yörede bağımsız krallık olarak hakimiyet süren Kommageneliler'in kültür ve sanat anlayışını yansıtıyor. Nemrut Dağı'nın 2 bin 150 metrelik doruğundaki heykellerin yanı sıra, Kral Antiochus'un anıtmezarı da bulunuyor.

Dünya kültür turizminin gözde merkezleri arasında bulunan ve dünyada güneşin doğuşu ve batışının en güzel izlendiği yer olarak tanımlanan Nemrut ve festivale ilişkin hazırlanan 15 bin afiş ve broşür, tur operatörleri, seyahat şirketleri, büyükelçilikler, yerli ve yabancı basın, üniversiteler ile kültür ve turizm çevrelerine dağıtıldı.

Festival süresince yerel, ulusal ve uluslararası kültürel ve sportif etkinlikler düzenlendi, halkoyunları, tiyatro ve Atatürk  Barajı gölünde su sporları gösterileri sunuldu.

ÇATOM'un el sanatları sergisinin de açılacağı festivalde, "GAP'ta Turizmin Çeşitlenmesi ve Sorunları'' konulu panel düzenlenecek. UNESCO Büyükelçisi, sanatçı Zülfü Livaneli de festival kapsamında bir konser verdi.

Kahta Kaymakamı Reçep Kızılcık, 25-27 Haziran tarihleri arasında düzenlenen  festivalin, yöreye ilgiyi daha da artırdığını belirtti. Festival Tertip Komitesi Başkanılığını da yürüten Kızılcık, Nemrut Dağı'nın 2 bin 150 metrelik doruğunda, Atatürk Barajı gölü ve Kahta Ovası'na hakim bir noktada bulunan 2000 yıllık Kommagene Krallığı döneminden kalan dev heykellerin, ''Dünyanın 8. Harikası'' olduğunu ve UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer aldığını  söyledi.

Nemrut Dağı'nın, dünyada, güneşin doğuşu ve batışının en iyi  izlendiği yer olarak bilindiğini ve bu özelliğinden dolayı ilgi  çektiğini belirten Kızılcık, "Festivalin daha geniş kesime duyurulması ve böylece yöreye gelecek turist sayısını artırmak için  bastırdığımız 25 bin afiş, broşür ve dokümanı, yurtiçi ve dışındaki  ilgili kurum ve kuruluşlara ulaştırdık'' dedi.
Festivale Öger Tours, VIP Turizm, Türkiye Turizm Yazarları ve Gazetecileri Birliği ile TÜRSAB'ın da katıldığını kaydeden Kızılcık, "KKTC, Gürcistan, Fransa ve Çek Cumhuriyeti'nden gelecek halkoyunları ve tiyatro ekipleri gösteriler sunacak'' diye konuştu.

Festivalde ayrıca Nemrut ve yöredeki  ören yerlerinin tanıtımına katkıda bulunan gazeteciler de ödüllendirildi. Ayrıca, Arsemia, Eski Kahta, Cendere Köprüsü ve  Karakuş Tepesi'ne yönelik tur programı uygulandı. Yukarı dön 

Nemrut'tan güneşe bakmak
M. Tevfik Parlak

Güneşin doğuşunu izlemek için kalkıp Adıyaman'a gitmek ve 2 bin 150 metre yükseklikteki Nemrut Dağı'nın tepesine çıkmak. İlk bakışta bu kadar zahmete değmeyecek, keyfekeder bir davranış gibi gözüküyor. Ancak Nemrut'ta güneşin bir başka güzel, bir başka ihtişamlı doğduğunu görünce zahmetler unutuluyor doğrusu. Hele bunun ucunda gördüklerimizi bir de okurlarla paylaşmak olunca, değmeyin kabaran gazetecilik iştihamıza...

HAVA ÇOK SOĞUK
Nemrut Dağı'na çıkıp, güneşin doğuşunu izlemek için Adıyaman'a doğru yol aldık. Adıyaman'dan bize refakat eden arkadaşlarla birlikte akşamdan çıktık sabah güneşiyle kavuşmak için Nemrut'a. Kahta'yı geçip Nemrut Dağı Milli Park sınırınına doğru ilerlerken akşamın karanlığını dört bir yana yayılan petrol kuyularının ışıkları aydınlatıyordu. İşlenemediği için boşa yakılan doğalgazı görünce de ah geçirdik yanan enerjimiz için. Nemrut Dağı zirvesine doğru tırmanmaya başladığımızda artık havalar giderek soğuyor, sular soğukluğundan ötürü içilmez oluyordu. Arabamızın en son gidebildiği nokta olan Nemrut Dağı'nın zirvesine 1 kilometre mesafadeki dinlenme tesislerinde sabahlamayı düşünüyor, güneşin doğuşuna karşı da kalan kısmı tırmanmayı hesap ediyorduk. Ancak hesapta olmayan otomobilimizin arıza yapması bizi epey zorlarken, yokuşa karşı araba itmenin ne demek olduğunu anlamamıza da yardımcı oldu.

Ve çalışan otomobil, ardından gelinen dinlenme tesisleri. Vucüt ısımız giderek düşerken, 5–10 dakika öncesine kadar gayet normal olan hava sıcaklığında ani düşüş tahammül sınırlarımızı zorluyordu. Ne varki Nemrut Dağı'na o güne kadar birçok kez çıkan ve bizim gibi gazeteci arkadaşlara refakatçilik yapan Kahtalı arkadaşımız Tevfik Parlak, tecrübesiyle bu durumu önceden sezmiş ve battaniyelerimizi yola çıkmadan önce arabanın bagajına yerleştirmişti. Derken saatler ilerledi ve sabahın üçbuçuğunda zirveye doğru yol aldık. Arkadaşlarla birlikte dağın tepesinde konaklamaya karar veren bizler, birer battaniyeye sarılarak o benzersiz anı beklemeye başladık. Yer yer uykumuz ağır bassa da, güneşin doğuşunu kaçıracağımız endişesi uykumuzu kaçırmaya yetiyordu. Oldukça dik olan zirveye tırmanırken zor anlar yaşamış, üzerimizdeki battaniyeler de bunlara tuz biber olmuştu.

ZİRVENİN TADINA VARMAK
Fakat "Her yokuşun bir bitişi vardır" hakikatinde olduğu gibi biten tırmanış ve ardından ulaşılan zirve. Doğrusu ilk anlarda pek bir şey anlayamadık. Göz gözü görmüyordu. Elimizde ufacık bir fenerin bile olmaması görüş alanımızı haddinden fazla sınırlamıştı. Güneşin doğuşunu izlemek için kendimize uygun bir yer seçtik ve beklemeye koyulduk. Vakit geçmeyince arkadaşlarla birlikte daldık muhabbete... Biz güneşin doğuşunu beklerken, ondan daha önce ayak sesleriyle karşılaştık. Evet güneşin doğuşunun en güzel izlenebildiği bu mekana bizden başka gelenler de vardı. Vakit ilerledikçe insan sayısı artıyor, meraklılar fotoğraf makinalarını ve kameralarını çıkararak pozisyonlarını alıyorlardı. Artık yavaş yavaş güneşin doğuşunun belirtileri geliyor, şafak giderek ağarıyor, gökyüzünü mükemmmel bir mavi tonu kaplıyordu. Hava kirliliği ve diğer etkenlerden uzak olan gökyüzü ancak bu kadar muhteşem olur diye düşünürken aklıma İstanbul'un kirlilik içerisinde çırpınan sisli gökyüzü geldi bir anda ve aldı tüm güzellikleri gözümün önünden...

GÜNEŞ'İN İHTİŞAMLI DOĞUŞU
Derken güneş doğuyor ve deklanşör seslerinin ardı arkası kesilmiyordu. Gece çıktığımız için fark edemediğimiz güzellikler güneşle birlikte ortaya çıkıyor, fotoğraf çekmemiz için gerekçelerimiz çoğalıyordu. Dağ sıralarının karanlığı, ufukta birden ortaya çıkan güneşin kızıllığı, kırmızının giderek turuncu, ardından sarıya dönüşmesi, beyaz–açık mavi gökyüzünün mükemmel mavisi ve lavicertle birlikte tekrardan kararan ufuk. İşte güneşin doğuşuyla birlikte bir kareye sığdırdığımız renklerin cümbüşü. ...Ve güneş bütün ihtişamıyla karşımızda. Hızla yükselen güneş, en ufak bir geç kalmada kaçıracağınız kareler, olaya ayrı bir heyecan katıyordu. Güneşin doğma işlemi tamamlandığında etrafımızdakiler gibi biz de zirvede Pers Krallığından kalan kalıntılar ve tarihi eserlerin fotoğrafını çekiyoruz. Rehberler zirveyle ilgili kısa notlar aktarıyorlar. En ilginç olanı ise ünlü Zeus heykelinin de yer aldığı iki adam boyundaki heykellerin taşlarının Nemrut Dağı'nda bulunmaması. Yani bu taşlar ya da heykeller başka yerlerden taşınmış zirveye. 2 bin 150 metre yüksekliğe tonlarca ağırlıktaki heykellerin taşınması kolay olmasa gerek. "Kölelere yaptıracak iş bulamamışlar olacaklar ki bunlar taşınmış" diyerek gülüp geçiyoruz. Ardından battaniyelerimizi yüklenip sabahın ilk ışıkları ile birlikte arabamıza ve geldiğimiz yerlere doğru geri dönüşe geçiyoruz içimizde ki binbir heyecanla.... Yukarı dön
 
 

Kahta haberleri - Kahta haberleri - Kahta haberleri - Kahta haberleri

Kahtalılar HEM’in gecesinde coştu
M. Tevfik Parlak

KAHTA- İlçe Halk Eğitim Merkezi ve Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle düzenlenen ‘moral gecesi’nde bir araya gelen Kahtalılar memnuniyetini dile getirdiler. Kapalı spor salonunda yapılan gecede salonu dolduran Kahta’lılar doyasıya eğlendiler. Geceye Kahtalı mahalli sanatçılar da ayrı bir renk kattı. Geceye ilçe kaymakamı Recep Kızılcık, Bld. Bşk M. Yasin Erdem, 8. Bölük Komutanı Yusuf Yalçın, Milli Eğitim Müdürü Abdurrahman Karadoğan, Halk Eğitim Müdürü Ziya Köroğlu ile birlikte Samsat Milli Eğitim Müdürü ve çok sayıda konuk katıldı.

Kahta Belediyesinin çalışmaları
M. Tevfik Parlak

KAHTA- 1994 yılından bu yana yaptığı hizmetleri konusunda dergimize açıklamalarda bulunan Kahta Belediye Başkanı M. Yasin Erdem, ilçede başta altyapı sorunu olmak üzere birçok problemi çözdüklerini açıkladı. Bugüne kadar Kahta’da toplam 160 km. kanalizasyon şebekesinin 130 km.lik kısmının döşendiğini ve iki adet te arıtma tesisi kurulacağını ifade eden Belediye Başkanı Erdem, halen inşaat ve kaldırım çalışmalarının isesürdüğünü ifade etti.

Ayrıca belediye ye ait eski araçlara takviye 4 kamyon ve 1 adet asfalt yıkama makinesi, 1 adet lastikli silindir, 1 adet otomatik itfaiye aracı ve 5 adet otomatik çöp aracı satın aldıklarını da kaydeden Başkan M.Yasin Erdem, Kahta’lılara hizmetin en güzelini sunmaya devam edeceklerini kaydetti. Yukarı dön

HEM’den yılsonu sergisi

KAHTA- Uzun süredir Halk Eğitim Merkezinde eğitim gören kursiyerlerin el işi göz nuru çalışmaları yılsonu sergisinde vatandaşların beğenisine sunuldu. Halk Eğitim Müdürlüğü salonunda düzenlenen sergi’nin açılışını İlçe Kaymakam Vekili Jandarma Bl. Komutanı Yusuf Yalçın yaptı. Bu arada düzenlen serginin önemi üzerine çeşitli konuşmalar yapıldı.

Kahta’ya Yüksekokul Müjdesi

KAHTA- Yıllardan beri özlemi çekilen Yüksekokul nihayet sona eriyor. Kahta’da 30 kişilik öğrenci kapasiteli 3 bölümden oluşan Yüksekokul 1998-1999 eğitim - öğretim döneminden itibaren  faaliyete geçecek. Yapılan yoğun girişimler sonucunda faaliyete geçirilmesi kararlaştırılan Yüksekokul’un açılmasında Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Sert’in büyük katkıları bulunuyor. Açılacak Yüksekokulda Su ürünleri, Tarla bitkisi, Ve Turizm ve Otelcilik olmak üzere 3 bölümü bulunuyor. Yüksekokul, Harran Üniversitesine bağlı olarak faaliyet gösterecek. Yukarı dön

Valiler Nemrut’u paylaşamıyor

Adıyaman valisi Kadir Çalışıcı:
‘Sit alanında gelişigüzel yol yapılmaz’
 
ADIYAMAN - Adıyaman'ın Kahta ilçesinde bulunan ve UNESCO  tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alınan ayrıca, dünyanın 8.  harikası olarak da tanımlanan Nemrut ören yeri, Malatya ve Adıyaman  valilerini karşı karşıya getirdi.

Adıyaman Valisi Kadir Çalışıcı, konuyla ilgili yaptığı açıklamada,  Malatya Valisi Atilla Vural'ın, turistlere kolaylık sağlamak amacıyla  Malatya-Nemrut arasındaki yolun asfaltlanacağına ilişkin  açıklamasının Adıyaman kamuoyunca üzüntüyle karşılandığını söyledi.

Vural'ın açıklamasına dayanılarak bir gazetede yayımlanan haberin  gerçekleri yansıtmadığını kaydeden Çalışıcı, ''Yasalara aykırı olarak  açılan sözkonusu yolun kapatılması için ilgili merciler nezdinde  girişimlerde bulunduk, bulunmaya devam edeceğiz. Sayın Vural, Malatya  Valisi olduğu için böyle bir açıklama yapmıştır, ama doğru  bulmuyoruz'' diye konuştu.

ADIYAMAN'A DAHA YAKIN
Dünyanın her tarafından turist çeken Nemrut ören yerinin Adıyaman  sınırları içerisinde yer aldığını ve Adıyaman'a Malatya'dan daha yakın olduğunu vurgulayan Çalışıcı, şöyle devam etti:

''Sayın Vural, (Nemrut Turizmi Canlandırdı) başlıklı haberde,  Malatya-Nemrut arasındaki yolun açıldığını, Malatya'ya gelen  turistlerin her türlü araçlarla 94 kilometrelik yolu kullanarak ören  yerine kolaylıkla ulaşabileceklerini belirtiyor.

Sayın Vali ayrıca, Nemrut'a giden en kısa yolun Malatya'dan  geçtiğini, Adıyaman ile Nemrut arasındaki yolun 139 kilometre  olmasına karşın Malatya ile Nemrut arasının 94 kilometre olduğunu ve  yolun asfaltlanacağını bildiriyor. Bu açıklamalar doğru değil.  Adıyaman-Nemrut arasındaki yolun uzunluğu 139 değil 87 kilometredir.  Yapımı devam eden yolla bu uzaklık 66 kilometreye düşecektir.'' Çalışıcı, sözlerini  şöyle sürdürdü:

''Vali de olsa kimse kafasına göre yol yapamaz. Hukuk herkes  içindir, mevkisi ve makamı ne olursa olsun herkes hukuka uymak  zorundadır. Hukukun üstünlüğüne inanan kimsenin SİT alanına değil  yol, bir çivi bile çakmaya yanaşmaması gerekir.' Yukarı dön