Bir gün Mısır'da bir mumya bulunur ve bunun kaç tarihine ait olduğu
öğrenilmek için Amerika, İngiltere ve Türkiye’den uzmanlar istenir.
Tabii ki Türkiye’den emniyet görevlileri gider. Neyse İlk Amerikalılar
başlarlar. 3-5 saat sonra çıkarlar ve olsa olsa 300-600 senelerine
aittir derler. İngilizler girerler. Bir kaç gün sonra çıkarlar ve olsa
olsa 300-420 arasıdır derler. Nihayet sıra Türkiye’den giden emniyet
görevlilerine gelir ve içeri girerler. Girerler girmesine de, aradan 10
gün geçtiği halde hala dışarı çıkmazlar. Nihayet 15. gün çıkarlar ve
merakla gözlerinin içine bakan Mısırlı bilginlere tam tamına 427 derler.
Tabii ki herkes şaşar bu işe ve nasıl olur yahu derler. Bizimkiler gayet
ciddi,
- "Biraz zor oldu amma, sonunda dili çözüldü keratanın
-------------------------------------------

Günün birinde Bill Clinton, Fidel Castro ve Bill Gates kendilerini
tanrının yanında bulmuşlar. Tanrı bunlara dönmüş " Sizi buraya çağırdım
çünkü 2000 yılında kıyametin kopacağını cemaatlerinize haber vermenizi
istiyorum" demiş. Daha ne olduğunu anlayamadan bi de bakmışlar ki
evlerindeler... Clinton, hemen ülkenin bütün televizyonlarına haber vermiş
ve canlı yayına çıkmış. " Sayın vatandaşlarım, size bir iyi bir de kötü
haberim var. İyi olanı, In god we trust harbi harbi var. Yani bunca zaman
boşuna inanmadınız. Kötü olan ise 2000 yılında kıyamet kopacak... "
Kastro'da boş durmamış hemen insanlarının karşısına geçmiş. " Yoldaşlar
üzgünüm ama size iki kötü haberim var. Birincisi, bunca zaman kendimizi
kandırmısız, tanrı gerçekten de varmış! İkincisi ise daha kötü, daha
tanrıya inanamadan hepimiz öleceğiz, çünkü 2000 yılında kıyamet kopuyor. "
Bu arada Gates'de bütün kurmaylarını toplamış havadis veriyor. "Baylar
size iki iyi haberim var. Birincisi, tanrı beni dünyanın en önemli üç
kişisinden biri olarak görüyor. İkincisi ise artık "year2000" problemini
çözmemize gerek kalmadı..."

-----------------------------------------

-Amerika'da bir asker, arkadasi ile yolda
giderken elindeki cakisi ile parmagini kesti. Biraz
otede bir dispanser vardi. Asker:
- Ben surada pansuman yaptirayim, dedi.
Iceri girince karsisina iki kapi cikti.
Birinde " Hastaliklar" otekinde "Yaralar" yazili idi.
" Yaralar " kapisindan girdi. Yine onunde iki
kapi.
Birinde "Et" otekinde " Kemik " yaziyordu. "
Et " kapisindan girdi.
Yine iki kapi. Birinde " Onemli" otekinde " Onemsiz "
yazilari vardi. " Onemsiz yazili kapisindan girince
kendini sokakta buldu.
Arkadasi sordu:
- Nasil iyi baktilar mi?

-------------------------------------------

Temel Kuzey Kutbuna gider.Buzda balık avlamanın çok popüler olduğunu
duyar.Hemen kendine bir olta alır ve bulduğu ilk geniş alanlı buzda işe
koyulur.
Tam buzu kırmaya çalışırken gümbür gümbür bir ses duyar:
-Orada balık bulamazsın!
Ne olduğunu anlamaya çalışarak etrafına bakınır ama sesin nerden geldiğini
çözemez.Biraz ileriye gidip tekrar buzu kırmaya çalışırken aynı ses yine
duyulur:
-Sana söyledim geri zekalı,orada balık bulamazsın!!!
Temel korku içinde başını yukarı kaldırır ve dehşet içinde sorar:
-Tanrim?Sen misin?
Aynı ses cevap verir:
-Hayır.Ben buz hokey sahasının bekçisiyim....

-----------------------------------------

Üçüncü Boğaz Köprüsü'nü Japon, Amerikan ve Türklerden
oluşan bir konsorsiyum almış. Tam açılışın yapılacağı
sırada kurdele kesilirken köprü büyük bir gürültüyle yıkılmış.
Japon: 'Gitti bütün emeklerim, mahvoldu kumlarım' diyerek
harakiri yapmış.
Amerikalı: 'Gitti çeliklerim, tonlarca çelik yıkıldı' diyerek
tabancasını çekip intihar etmiş.
Tüm bunları izleyen Türk müteahhit de derin bir 'Oh!' çekerek
yanındakilere dönmüş: 'İyi ki çimento koymamışım, yoksa bunlar
gibi mahvolurdum'...

----------------------------------------

4 tane üniversite öğrencisi, uyanamadıkları için matematik
finaline geç kalırlar ve okula gidince hocaya arabalarının lastiğinin
patladığını söylerler... Hoca ilk basta inanmaz ama öğrencilerinin
yalvarmalarına dayanamayarak, onları 3 gün sonra sınav yapacağını söyler.
Sınav
günü gelince hoca, 4 öğrencinin hepsini bos bir salonun ayrı ayrı
köşelerine oturtur.
Sınav geçme sistemi şöyledir: 100 üzerinden 50 puan alan herkes
sınavı geçebilir... Hocanın hazırladığı sınavda ise ön sayfada 10'ar
puanlık 4 tane basit matematik sorusu vardır... Bunları kolayca çözerler.
Arka sayfada ise 60 puanlık 1 soru vardır: "Hangi lastik
patladı?"

------------------------------------------
1-Bir laz pilot uçağı nasıl uçurur?
Dinamitle.
2-Bir lazı sınıfta nasıl teşhis edebilirsiniz?
Öğretmen tahtayı silerken oda defterini siler.
3-Bir lazı cenazede nasıl teşhis edebilirsiniz?
Sadece o hediye getirmiştir.
4-İstanbul-Trabzon uçağında niçin film gösterilmiyormuş?
Film bitince uçaktakiler arka kapıdan çıkıyorlarmış.
5-Dolapta iskelet ne anlama gelir?
laz saklambaç oynamış.
6-Rize'deki köpeklerin burnu neden basıktır?
Park etmiş otomobilleri kovaladıkları için.
7-Lazlar buzdolabında niçin boş şişe bulundurur?
İçki içmeyen misafirleri için.

-----------------------------------------------

Bir gün Temel balığa çıkar.İyi bir avdan sonra bir tekne balık
tutar.Birden hava patlar ve çok büyük bir fırtına çıkar.Temel dua etmeye
başlar.Tanrım beni bu fırtınadan kurtarırsan bütün bu balıkları fakirlere
dağıtacağım der içinden.Hava bir zaman sonra düzelir.Temel evine dönmeye
başlar.Bir tarafdanda balıklara bakar ve içinden bu balıklar fazla
yarısını dağıtsam olur der.Biraz daha sonra balıklara tekrar bakar ve bu
balıkların yarısıda çok fazla, ben bunların çeyreğini dağıtsam olur der.
Biraz daha zaman geçer Temel tekrar balıklara bakar.Tam o sırada hava
tekrar bozulur.Temel kafasını gökyüzüne diker ve şöyle der:
-Haçen sende şakadan heç anlamiyesun..

-------------------------------------------------

Temel ile Dursun Sultanahmette gezinirken bir turist gelip kendilerine bir
adres sorar.
Turist ingilizce,almanca,fransızca sorar fakat bizim lazlar anlamaz...
-Ula dursun bir yabancı dil öğrenemedik gitti, der Temel..
Dursun:
-Ula neye yarayacakki, bak adam üç dil biliyor yine derdini anlatamıyo

-----------------------------------------------

.Köyün tek inegi birden bire süt vermeyi kesmis... köy halki caresizlik
icinde arayip sorusturmuslar,karsi koyden gayet verimli bi inek
alabileceklerini ogrenmisler.. Inegi alip kendi koylerine getirmisler,
gercekten de inek cok verimli cikmis hatta eski inekten bile daha fazla
süt veriyormus.

Bunun uzerine köyün ileri gelenleri

"bu inegi bir bogayla ciftlestirmeli" demisler,
"boylece artik ömrü billah süt sıkıntısı cekmeyiz..."

Hemen besili guclu bi boga bulup inegin yanina koymuslar.. Ama boga inege
ne zaman yaklassa inek kaciyomus, gunler gecmis ve boga ne denediyse inege
yaklasamamis..

Bir turlu ciftlesme olmayinca koyluler bir cozum bulmak icin tartismaya
oturmuslar, o sirada tin tin yuruyerek gecen bir dede bunlarin
konusmalarini duyunca yaklasmis:

"Agalar ne konusiysiniz oyle hararetli hararetli.."
"Yaw ne bicim is, bi turlu yeni inekle boga ciftlesmiyler.. boga soldan
yaklasiyi inek saga kaciyi, sagdan yaklasiyi bu sefer inek sola kaciyi..
onden yakla$iyi inek arkaya kaciyi..."

Dede bunun uzerine

"hmmmmm..." demis.. "peki siz bu inegi karsiki koyden mi aldiniz?"

Koyluler sasirmislar:

"Evet dede ama sen nerden anladin ki????"

Dede gulmus:

"Ben de bizim kariyi ordan aldiydim..."

-------------------------------------------

Iki Isveçli polis, Stockholm'de gece devriyesindeyken, caddenin ortasinda
çirilçiplak bir adam görmüsler. Tabii adami "teshir" suçundan hemen
yakalamislar ve karakola götürmüsler. Karakol amiri, kapkara saçlarindan
ve pos biyiklarindan Ortadogulu oldugu anlasilan adami sorgulamaya
baslamis:

- Adin ne? Nerede oturuyorsun? Hangi ülke yurttasisin? Evli misin, bekar
misin?

Adam sorulara teker teker akilli-uslu yanitlar vermis. Evli oldugunu
söylemis. Bunun üzerine karakol amiri bir soru daha sormus:

- Peki kaç çocugun var?

Adam, "16" deyince amir yanindaki polislere dönmüs ve su emri vermis:

- Serbest birakin! Teshircilik falan yaptigi yok. Adam resmen "is
kiyafeti" ile geziyor...

----------------------------------------------

Adam iş bulmak için yabancı şehre gider.Hiç parası yoktur.Bir kapıyı çalar
ve der ki:
- Bana bir bardak su verir misin?"
- Amca ayran olur mu?
- Olur.
Adam bir tas ayran içer.Kız:
- Bir bardak daha alır mıydın?der.
O da evet der.Bir tas daha ayran içer. Adam:
-Niye bana su değilde ayran verdin?der.
- O ayranın içine fare düşmüştü der.Adam tası yere atar ve kırılır. Kız
feryadı basar:
- Anne ayran içen amca köpeğin tasını kırdı!!!

-----------------------------------------

Amerikada 22 nolu karayolunda, devriye görevi yapan bir otoyol polisi
arabasindan yolu takip ederken, bir araba görmüs.
Bu araci radarla incelemis ve minimum 50 km. ile gidilmesi gereken yolda
bu aracin tam 22 km./saat'le gittigini farketmis.
Bu araba yolu tikiyormus. Ve araci durdurup sürücüyü uyarmaya karar
vermis. >Ve aracin pesinden gidip araci durdurmus, birde ne görsün.
Araci kullanan çok yasli bir teyze.
Ve aracin arkasindaki koltuklarda da çok korkmus 3 tane yasli teyze daha
var.
Polisi görünce yasli sürücü: Polis bey çok mu hizli gidiyordum? diye
endise ile sormus.
Polis demis ki; hanimefendi, hizli degil, aksine çok yavas gidiyorsunuz Ve
bütün otoyol trafigini etkiliyor! Radardan gördügüm kadariyla 22 km. hizla
gidiyorsunuz.
Yasli teyze: Ama, otoyolun girisinde 22 yaziyordu ve bende bu hizla uymak
istedim!
Polis: teyzecigim demis, o 22 otoyolun numarasi. Bu yolda min.50 km hizla
gitmelisiniz.
Kadin tamam, bundan sonra hizlanacagim demis.
Polis tam kendi arabasina giderken, gözü yine arkada oturan, hiç
konusmayan ve çok korkmus 3 yasli teyzeye kaymis. Ve sormaya karar vermis
sürücüye.
Teyzecigim birsey sorabilirmiyim? Bu ardada oturan kislerin nesi var?
Çok korkmus gözüküyorlar, sanki dillerini yutmuslar gibi!
Kadin söyle cevap vermis:
Valla bende anlamadim, 250 nolu karayolundan çiktiktan beri böyleler.

-------------------------------------------

Her milletten öğrencilere ödev vermişler, Filler üzerine yazın diye...
Bakalım kimler ne yazmış?


Fransızlar: Fillerde cinsel yaşam.
Çinliler: Fil pişirmenin bin yolu.
İngilizler: Safaride fil avlama teknikleri.
Almanlar: Filler ve fillerin Alman Dil ve Kültürü'ne etkileri.
İranlılar: Filler çarşafa nasıl sokulur?
Amerikalılar: Daha büyük ve görkemli fil nasıl yetiştirilir?
Japonlar: Daha küçük ve daha ucuz fil nasıl yetiştirilir?
Yahudiler: Filler en pahalı, en kârlı nasıl satılır?
Brezilyalılar: Fillerle karnavalda samba yapma metodları.
Türkler: Ne olacak bu fillerin hali?

-------------------------------------------

Bir genç kızı babasından istemeye gitmiş..Kızın babası oğlana;
-İyi huyların nedir oğlum?
-içki içmem,sigara içmem,kumar oynamam,gece haytım yoktur,efendim
- iyi de,hiç mi kötün huyun yok
-Eh,biraz yalancıyımdır...

---------------------------------------------

Bektasi, vaaz dinlemeye gitmis.
Hoca vaazinda icki icmenin bütün kötülüklerini, zararlarini sayip dökmüs,
hatta icki icenlerin sirat köprüsünden boyunlarinda dünyada ictikleri
bütün icki siseleri asili oldugu halde gececeklerini anlatmis.
Bektasi sormus:
Hocam, boyna asilan siseler bos mu olacak dolumu?"
Hooca, incecik köprüden dolu siselerle gecilirken dengenin kolay
saglanamiyacagini düsünerek:
"Elbette ki dolu olacak" diye yanıt vermis.
"Hay agzini öpeyim Hocam, desene ahrette de yasadik!" demis

--------------------------------------------

Kimin askeri daha cesur yarışması varmış.
Karacının komutanı;
-"Oğlum şu tankın altına atla!" demiş. Asker atlamış ölmüş.
Havacının komutanı;
-"Oğlum şu uçaktan betona paraşütsüz atla!" demiş. Asker ölmüş.
Denizcinin komutanı;
-"Oğlum şu geminin altına atla!" demiş.
Asker: "Naah atlarım" demiş.
Denizci komutanı dönüp;
-"Bakın, benim askerim daha cesur, komutanına nah çekiyor

------------------------------------------

İngiliz,fransiz ve temel ıssız bır adaya dusuyorlar.Yamyamlar
bunları yakalıyor ve bunlara "herbirinin birer dilekte
bulunmasını dileklerini yapamazlarsa serbest kalacaklarını
fakat yaparlarsa vucutlarından kano yapacaklarını"
soyluyorlar.Bunlar "tamam" diyorlar.İngiliz bir yöresel
kahvaltı istiyor... adamlar hemen getırıyorlar...bu hemen
kano yapılıyor.Fransız 200 yıllık bır sarap
ıstıyor ...adamlar hemen getırıyorlar...bunuda hemen kano
yapıyorlar...sıra Temel'de... Temel bir tek malboro
istiyor...adamlar sasırıyor... gulerek getırıyorlar hemen
Temel 1.fırtı cekıyor 2. fırtı cekıyor ve sigarayı üzerınde
sonduruyor...gulerek hadı sımdı benıde kano yapıyında
gorıyım ...

----------------------------------------

Temel ile Cemal ortak bir eczane açmışlar. Temel kurnaz ya, ilaç
haricinde çokça da saf su almış. Cemal merakla sormuş:
__ Ula Temel, ha bu saf sulari ne yapacağuz?
__Uyy Cemal hiç düşünmey misun, okuyamadığımız reçeteler için hangi
ilaci vereceğiz, onlari poş mi çevirelum?

-----------------------------------------

Coğrafya dersinde öğretmen:
-Afrika kıtası'nın itmesi nedeniyle Türkiye her yıl
Avrupa kıtasına 1 cm yaklaşıyor çocuklar
öğrencilerden biri:
-Demek ki AB'ye giriyoruz, hocam

----------------------------------------------

Temel intihar etmek istiyormuş. Dursun:
"Pak, Temel" demiş. "Şu binanun 25. katından atlasana! 3 günde ancak yere
inersun."
Temel sormuş:
"Peçi ölürmüyüm?"
Dursun cevaplamış:
"Tabi,3 gün yeyup içmeden yaşanur mi?"

----------------------------------------------

Bizim Temel Amerika'lı ve İngiliz müteahhitlerle telefon direği dikme
ihalesine girmiş.Müdür şöyle bir öneri getirmiş:
-Hepiniz aynı teklifi verdiniz ama bizim için sürat önemli.Bir yarışma
yapalım,kim daha çok direk dikerse ihaleyi o alacak...
Üçünede 5 saat süre ve yeterince direk verilmiş.Amerikalı 40,İngiliz
50,Temel de sadece 5 direk dikmiş.
Müdür kızmış:
-Nasıl olur,bak diğerleri bir sürü direk dikmiş?
-Müdür bey siz onların diktuğu direkleri görmedunuz...Nerdeyse tamami
dişarda...

-------------------------------------------------

Vantrolok eline geçirdigi kukla ile konusuyor ve aptal sarisin fikralari
anlatiyormus. Gösterisi biraz ilerledikten sonra birden orta siralardan
sarisin bir kadin ayaga kalkmis ve yükses sesle :
- Afedersiniz !
Bu çikis üzerine vantrilok ve kalabalik durmuslar ve sarisina bakmaya
baslamislar, sarisin :
- Görüyorum ki sarisinlarin ne kadar aptal olduguna dair sakalar
yapmaktasiniz. Peki söyler misiniz, bu kaniya nereden vardiniz ? Tek
suçumuz saçimizin rengi mi yani ? Sizin bu yaptigininz irkçilik olmuyor
mu ? Kadinlarin birçogunun sarisin oldugu ülkelerdeki kadinlara hakaret
etmis olmuyor musunuz ? Tanimadiginiz bu kadar kadina ettiginiz hakaretler
sizi rahatsiz etmiyor mu ? Söyler misiniz ?!!
Bunun üzerine vantrilok çok mahçup ve üzgün bir yüz ifadesi ile :
- Sey, ... ben özür dilerim, ... sadece saka yapiyordum. Eger sizi ...
Sarisin Vantrilok'un sözünü keser ve :
- Ben sizle konusmuyorum bayim. O elinizdeki küçük terbiyesiz adamla
konusuyorum ! Siz onu savunmayin, o cevap versin

--------------------------------------------------------

Koyu sofu bir adamcagizla Bektasi, bir baska kenti gitmek üzere bir
kervana katildilar. Sofu, ikindi üzeri namaz kilacagini söyledi.
Bektasi:
" Gec kalirsan kervani kacirrirsin; onun icin sünneti birak da yalniz
farzi kiliver " diye ögüt verdi.
Bektasi'nin sözüne uydu adam. O gece bir yerde konakladilar.
Ertesi sabah sofu, Bektasi'ye sitem etti.
" Dün bana sünneti kildirmadin, gece rüyama Peygammer Efendimiz girdi."
Bektasi adamin sözünü agzina tikadi:
" Daha ne istiyorsun! Farzi da birak rüyana bu kez Tanri girsin!"

------------------------------------------------------

Ördek bara girer ve barmen'e:
- ekmek var mi
- yok
- ekmek var mi
- yok
- ekmek var mi
- yok
- ekmek var mi
- yok dedik ya
- ekmek var mi
- eger bir daha sorarsan seni duvara civilerim
- civi var mi
- yok
- ekmek var mi

-------------------------------------------

Bir kompartımanda İngiliz, Fransız, Alman ve oldukça güzel genç bir bayan
seyahat ediyorlarmış. Bir ara genç ve güzel bayanın başının üzerindeki
sepetten sıvı damlayınca İngiliz hemen oturduğu yerden fırlayıp, parmağını
değdirerek sıvıyı yalamış ve;
- Hıımmm, bu halis viski...
Fransız aynı işlemi yaparak;
- Hadi canım bu bal gibi şarap...
Alman;
- Yanılıyorsunuz beyler bu olsa olsa bira olur...
Genç ve güzel bayan gülümseyerek ayağa kalkmış ve sepete hafifçe
dokunarak;
- Kız FİFİ, bir türlü öğrenemedin çişini tutmayı...