HAYDI MEYDANLARA - DEGISTIRELIM
[ Forum ] Makale yazari: Melih Arsun Tarih, gün ve saat : 04. Nisan 2001 10:48:11:
Bir düzen hayal edelim; çok da uzağımızda olmayan. İnsanlarını bir ay içinde bir kat fakirleştiren, eline geçen paranın bir anda yarıya düşmesine neden olan, işçisinin, köylüsünün, çalışanının, memurunun, köylüsünün derdinden anlamayan. Köylüsünün ürettiğinin elinde kalmasına neden olan, hayvancılıkla uğraşanı kendi haline terk eden bir düzen.
Türkiye’yi hayal edelim.
Türkiye insanı giderek dalgaya aldığı şeylerin kendisini sardığını ve boğma noktasına getirdiğinin farkına varıyor ama artık kurtulma noktasının çok uzağında olduğunun da farkında değil. Türkiye’nin yönetici kadrolarının aldığı kararlarını uygulamaktan ve beklemekten başka seçeneği olmayan, sessiz, uysal kitle bu uyanışın içinden ne zaman sıyrılacak da sesini duyuracak herhalde merak konusu. Har geçen gün devletin ona atacağı yeni kazığı bekliyor.
Türkiye’nin zavallı siyasi partileri! İçi boşalmış, seçimlik, meclislik derneklere dönmüş garip örgütler! Zavallılar. Afiyet olsun yedikleriniz. Zehir zıkkım olsun. İşte böyle sindiremezsiniz. Yolsuzluğa bulaşmamış bir taneniz çıkabilir mi ortaya? Kendinizi hiç günahı olmayan, iyi niyetle çalışmış insanlar olarak ifade edebilir misiniz toplumun önünde? Neden başlarınız bu kadar eğik ve utanç içindesiniz? Utanmaktan başka yapılacak şeyler de vardır.
Ey Türkiye’nin inatçı, hizip başı, bir bölen, kendisinden başka lider olmadığına inanan başbakanı! Yeniden doğmak isimli hayat hikayeleri yazacağına, Türkiye’yi askerlere nasıl teslim ettiğini, ondan sonra da koskoca bir partiyi nasıl ikiye bölüp, emperyalizmle işbirliğine girdiğini anlat ülkeme. Anlat ki ülkemin insanları yaşadığı azabın nedenini anlasın. Sekseninize merdiven dayamışsınız ama küçük çocuklar gibi, salya sümük televizyonların karşısına geçip kimi kime şikayet ettiğiniz belli değil, ağlaya ağlaya anlattığınız şeyler acaba yaşınıza ve bulunduğu sandalyeye yakışan bir durum mudur? Bu ülke, size güvendi. Arkanıza yastık koydu. Rahat otur dedi. Sen ne yaptın? “Kusura bakmayın, unutkanlık, yanlış bir para ekonomisi uygulamaşız, sistem karaya oturdu.” Dedin. Bu ülkenin hükümeti insanlarına bir gün içinde defalarca kez yalan söyleyebilmiştir. Yanına dolaştırdığın gözlüklü yardımcın bir gün önce toplantıya girereken devalüasyon yok, diyor, ertesi gün sırıtarak doları serbest bıraktık diyebiliyor ve sizler o koltuğu hala işgal edebiliyorsunuz? Evet o koltuklar bugün işgal altındadır.
Bankaların soyulmasına göz yuman sizler değil misiniz? Türkiye’de olmayan, beceriksiz burjuvayı güçlendirmek için her türlü güzelliği peşkeş çeken sizler değil misiniz? Denizleri kirleten, tarımı geri bırakan, hayvancılığı öldüren, serbest rekabet uğruna ülkeyi olmadık yabancı mallarla doldurup milyonlarca doların yurtdışına çıkmasına neden siz değil misiniz? Özelleştirme özelleştirme edebiyatı yapıp daha sonra da özelleştirilen kurumların soyulmasına, halkın parasının yurtdışına kaçırılmasına göz yuman sizler değil misiniz? Parası pulu olmayan, amcası en tepede duran adamları işadamı yapan sizler değil misiniz? Şimdi elinizde gül gibi duran para kazandıran kurumları, pazarlamaya çalışıyorsunuz? Türkiye bir adam yetiştiremiyor mu buraları yönetecek? Neden bulunduğunuz kurumları da özelleştirmeyi düşünmüyorsunuz? Maden bu ülke insanı bir Telekomu, bir THY’yi yönetemiyor, o zaman ülkeyi de yönetemez. Neden bir kanun çıkarıp bu kurumlara şu tarihten sonra adam alınmayacak demiyorsunuz? Verimlilik çalışması yapacak bir tane akademisyeniniz yok mu? Onu da mı yetiştiremediniz?
Şimdi köylü, çiftçi, hayvancıya destek yok diyorsunuz? Köylünün ne yapmasını bekliyorsunuz? Hani köylü efendiydi? Köylüye ihracaatı öğretin bari. Hani sizin beceremediğiniz. Ya da o çok sevdiğiniz paralı pullu –bu paraların nereden geldiği belli olamayan (nereden bulduğunu soramadığınız)- tüccara peşkeş çekiniz.
Esas sorun sizlersiniz. Yönetilenler değil. Sizlersiniz kaynak. Beceremeyenler, aldıkları işi ellerine yüzlerine bulaştıranlardır. Beceriksizlikle yirmi yılda bitirdiniz insanları.
Bir çift söz de insanlarıma... Ne bekliyorsun? Kimi bekliyorsun? Meydanlar bom boş bekliyor. Taksimi doldurmak için bir futbol zaferi mi bekliyorsun? Ölüyorsun, eziliyorsun, yaşam alanın elinden alınıyor. Seçimi bekleme, indir bu hükümeti yerinden. Kimi getireceğine de sen karar ver. İstediğin şeyleri haykır. Yarın dönülmez ufkun akşamına geldiğinde çok geç de olabilir.
Haydi meydanlara.... Dolduralım. Koşalım, yürüyelim.
Değiştirelim.
Melih Arsun