Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!

Uyuşturucu ve Siyaset


[ Forum ]


Makale yazari: gokyuzu Tarih, gün ve saat : 30. Mart 2001 12:19:41:

Çatlı’nın öldürülmesiyle başlayan tasfiye yılı 1996, aslında tasfiyenin 1995 yılında karara bağlandığı belli oluyordu ve Çatlı’nın adresinden, sahte ismine kadar hatta telefon numaralarına kadar açıklanması 1995 sonu 1996 başı yılına denk geliyor. Gizli servislerin ayakçısı Perinçek görevini yerine getiriyordu.

Mehmet Ağar, 1993-1995 arası yapılan operasyonlarda PKK’nın sonunu getirdiklerini ilan ediyordu. Doğruydu. PKK’nın sonunun gelmesi, uyuşturucu kaçakçılığının Türk ayakçılarının da sonunu getirdi. Artık uyuşturucu işinin çoğu PKK’lılardan devralınmıştı. Ülkücü diye ismi geçenlerin hepsi, PKK’lı diye ismi geçenlerin hepsiyle bir zamanlar ortaktı. Yaşar Öz, Behçet Cantürk ve Savaş Buldan’ın eski ortağıdır. Çünkü o zaman hepsi devlete çalışıyordu.

Bir başka doğru daha vardı : Tansu Çiller, iktidara geldikten sonra sürekli olarak Mesut Yılmaz’ın "korkup kaçtığını" söyledi durdu. İşte bu da doğruydu. Mesut Yılmaz, PKK’nın uyuşturucu kaçakçısı finansörlerinin öldürülmesini kararını yüklenmek istemedi ve istifa etti. Adamı Kutlu Savaş’ın hazırladığı ünlü rapor da 1993 yılını başlagıç kabul ediyordu. Mesut Yılmaz’ı destekleyen Almanya, Çatlı ve ekibine karşıydı, dolayısıyla Cantürk ve benzerlerini öldüren ekibe de öldürmeye de karşıydı. Güç dengeleri böyleydi ve bu denge, PKK’nın savaşı bırakma kararını almasıyla Almanya’nın PKK’ya tavır almasını da doğurdu zamanla.

Ünlü ölüm üçgenindeki infazların coğrafyası elbette tesadüf değildi. Uzun yıllar Akçakoca ve civarı kaçakçılığın (başta silah ve uyuşturucu olarak) sahili olarak iş gördü. Bu coğrafyanın neden seçildiğine dair konuyla ilgili yazı yazan pek çok kişi bir yorum yapamadı. Oysa bu bölge, kontr-gerillanın, senaryo gereği Sovyet işgaliyle, başlayacağı tahmin edilen bölgeydi ve civarda pek çok "vatansever" ve "güvenli mekan" vardı.
(Sahil Güvenlik Komutanlığı Samsun’dadır ve Akçakoca civarı kontrolsüzdür. Akçaokca’nın kıyıya çıkışındaki en yakın yer Düzce’dir. En yakınında Ereğli’deki Karadeniz Bölge Komutanlığı ve daha ilerde Bartın Deniz Üssü var, ama buralarda Sahil Güvenlik yok. Bu tesisler NATO’nun. Bu yüksek güvenlikli tesislerin yapımında çalışmış Türk mühendis de tanıdık bir isim : Oğuzhan Asiltürk.MNP, MSP,RP,FY devamınında devletin kilit adamı olarak Erbakan’a çok yakın isim.)

Türkiye’deki tahmini uyuşturucu pazarının parasal boyutu yaklaşık 55-60 milyar dolar civarında. Bu da Türkiye bütçesi kadardır. Yani Türkiye’nin içinde "mal ve hizmet" olarak bir Türkiye daha var; o da uyuşturucu pazarı.

Türkiye, bu pazardan PKK’yı finanse eden miktara Cantürk ve diğerlerini öldürererek el koydu. Kutlu Savaş raporu da bunu doğruluyor. Kutlu Savaş’ın raporunun bazı bölümleri "devlet sırrı" olarak açıklananmadı. Bu cinayetlerin kararlarının devlet kararı olduğu bölümler olması muhtemeldir. Kutlu Savaş, raporunda, devlet cinayet işler, ama bizdeki gibi acemice yüzüne gözüne bulaştırılmaz mealinde sözler ederek bir başka doğruyu daha söylüyordu.

Para yoksa, legal, illegal siyaset yapamazsın. Bu paranın da "sınırsız" olduğu alan uyuşturucudur. Oral Çelik, Çatlı ve arkadaşlarının uyuşturucu satmaları elbette bir tesadüf değildi. Çünkü, tetikçilere acil ihtiyaçları dışında nakit para verilmiyor ve ödemeler "malla" yapılıyor.
Paşa Güven, Dündar Kılıç’ın kardeşi İbrahim Kılıç’tan mal alırken yalnız değildi, yanında Dursun Karataş ve Paşa Güven de vardı. Paşa, bu paraların tümünü yemek istediği için gizli servis tarafından mafya usuluyle infaz edildi. Tarık Ümit de bu ilişkinin bilinen diğer ismidir.
Sarp Kuray’ın, Paris sokaklarındaki kestane(!) patronluğu yapması yani uyuşturucu işi içinde olması da da, gizli servis bağı dolayısıyladır. Çatlı, Fransa’ya bizzat devlet eliyle havalanından yolcu edilerek kaçırıldı ve orada da Fransız Gizli Servisi elemanları tarafından karşılandı. Karısı bunları anlatıyor. (Bkz. Reis kitabı) Fransa’sa Sarp Kuray’dan yardım istedi. Dursun Karataş, İtalya-Fransa sınırında yakalandığında, mahkemeden Fransız Gizli Servisi tarafından tahliye ettirildi ve kaçırıldı.
Vedat Türkali’nin güzel, doğru bir sözü vardır : Devletin en gizli belgeleri, solla ilişki, solla ilgili belgelerdir.

Ortadoğu’dan giden uyuşturucu, Napoli, Amsterdam, Trieste,Marsilya kanalıyla Avrupa’ya ulaşıyor (Bkz. Türkiye’nin Mafyası) 70’li yıllarda Avrupa uyuşturucu pazarı, Çinlilerden, Türkiyelilere kaydı. Ülkelere göre mafyalar çıktı. Örneğin, Amsterdam uyuşturucu trafiği Oflu İsmail’in eline geçti. Bugün, Napoli’de yaklaşık bin Türkiyeli yaşıyor ve tek bir dönerci var;yani dönercilik de yapmıyorlar, ama ne iş yapıyorlar !
Yugoslavya’daki savaş nedeniyle, trafik Romanya ve Macaristan’a kaydı. Buralardaki ülkücü yoğunluğu bu yüzdendir. Mesut Yılmaz, bu yüzden Budapeşte’de yumruklandı. Çünkü, Susurluk demek uyuşturucu trafiği demekti. Trafiğin, Napoli ayağı ikinci plana düştü.

İtalya’nın Apo sevgisi, bu trafiğin PKK kanadını ele geçirme isteğidir. Güney Kıbrıs, Suriye ve Napoli hattı canlandırılmak isteniyordu, bu pazarın bari bir kısmını ele geçirmek istediler. Rusya da buna oynadı, ama olmadı.

Kıbrıs’ın Kuzeyinden Türkiye, Güneyinden PKK çalışır. Avukatını öldürttüğü için cezaevinde olan G.Antepli M.A. Yaprak, captagon işinin baş aktörüdür, ama captagon kaçakçılığının asıl büyük patronu KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu’dur. Captagon bu yüzden Kıbrıs üzerinden gider, gelir. Kıbrıs ayrıca uyuşturucu parasının kumarhane bağlantısı nedeniyle önemlidir. Ömer Lütfi Topal’ın Emperyal kumarhanelerinin en büyük kısmı bu yüzden Kıbrıs’taydı zaten.

Bütün istihbarat örgütleri istisnasız uyuşturucu içindedirler. Kendi kontrollerinde olsun isterler. Buradan para sağlanır ve bu parayla cinayetler işlenir, adam beslenir, provokasyon yapılır. Kendi kontrollerinde olmazsa, o zaman sorun çıkarırlar.

Baybaşin, baştan devlet adına uyuşturucu satarken, "Kürtlük damarı" tuttu ve PKK kontrolünde ve korumasında uyuşturucu işi yapmaya başladı. Liceli Baybaşin, Lice’deki pek çok uyuşturucu imalathanesinin de patronudur. Bu imalathaneler, (Yüksekova, Bahçesaray diğer önemli imalathanelerin olduğu yerlerdir) PKK yenildikten sonra büyük oranda İstanbul’a kaydı.
Uyuşturucu işinde kullanılan taşıyıcılar, kuryeler büyük çoğunlukla Avrupa’daki mülteci, göçmen azınlıklardır. İş, dil bilmezler ve etnik ya da siyasi görüntülü uyuşturucu trafiğinde rol alırlar.

Aslında uyuşturucu imalatı için gereken asit anhidrit Türkiye’de bulunmaz ve kaçak olarak getirilir. Bu asit anhidritlerin yakalanan miktarı yakalanan uyuşturucuda kullanılan miktarının yüzde biri bile değildir ve bu yüzden gümrükler hem bu maddenin girişi hem de uyuşturucunun çıkışı açısından önemlidir. MC döneminde MHP ille de Gümrük ve Tekel Bakanlığı’nı almak isterdi. Komando lakaplı, Namık Kemal Zeybek (Aydın Doğan’nın bacanağıdır) bu yüzden o bakanlıkta müsteşar yardımcıydı ve Prof. Dr. Bedri Karafakioglu ‘nu 20 Ekim 1978 ‘de 8 öldüren Musa Serdar Celebi , bir donem Avrupa Ulkucu Dernekleri Konfederasyonu Genel Baskanligi yapti., TIB isimli kontrgerilla teşkilatının adamıdır , o da Gumruk ve Tekel Bakanligi' nda calisiyordu. Alpaslan Turkes ile Ankara Bahcelievler Ziraat Bankasi'nda ortak hesap acacak kadar yakindı (Bkz, Uğur Mucu kitapları)
Gün Sazak da bu yüzden öldürüldü, çünkü Dündar Kılıç ekibi denebilecek ekibin mallarına izin vermiyor, sadece ülkücü mafyaya izin veriyordu.


Trafik oldukça karmaşık, örneğin Haluk Kırcı aranırken F. Gülen’e ait çiftlikte kaldı; Çatlı, F. Gülen ABD’ye gelirken havaalanında karşılayan isimdir. F. Gülen, Orta Asya’ya açılma ayaklarıydı çünkü. Türkiye-Orta Asya uyuşturucu trafiği de, Türk-İslam Sentezi doktrini altında işler. F. Gülen’e ABD vizesi alan kişi CIA Ajanı Kasım Gülek’in kızıdır ve şu anda Gülen kontenjanından DSP milletvekili. Tayyibe Gülek, Dinç Bilgin’in yakın akrabası gazeteci ve NTV’de program yapan Birsel’in eski karısıdır; Dışişleri Bakanlığı sınavında Türkçe’den kaldığı için başarısız oldu. (Bkz. Adı Aylin romanı)

Baybaşin kendisine verilen uyuşturucuları satması için Doğan Beyazıt (MGK eski Genel Sekreteri ve Özel Harp Dairesi eski Başkanı) ve Demirel’le görüştüğünü söylüyor. Doğru, çünkü bu bir devlet politikasıydı ve ekonomi böyle idame ediliyor. 28 Şubat döneminin havacısı Çörekçi de, emekli olur olmaz, uyuşturucu kaçakçısı Turgay Ciner’in HAVAŞ yönetim kuruluna girivermişti. HAVAŞ önemliydi, çünkü havaalanlarındaki yer hizmetlerini görüyorlar.

Uyuşturucu ile taşımacılık arasında çok yakın bağ var. CIA’nin Gestapo’dan devşirdiği ve 12 Eylül sonrası gözaltına alınmayan tek MHP MK üyesi olan Murat Bayrak (Tamer Yiğit’i yıllarca öldürmeye çalışan eski kayınpederi) Sancak Air’in sahibi. Uyuşturucu kaçakçısı, Danimarka’da bu konuda sabıkası olan Ali Şen Green Air’in sahibiydi. F. Gülen’in adamı İhsan Kalkavan tanınmış bir armatör. Lucky S ve Kısmetim gemileriyle ortaya çıkan kaçakçılığın, Şehmuz Daş, Derya isimli kadın vs ile Baybaşin yakın bağ içinde.
Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy’u o makama Çakıcı getirdi, Ulusoy Nakliyat.

Bulgaristan sosyalist (!) iken bu uyuşturucu trafiğinin önemli bir noktasıydı ve Bekir Çelenk, Nilüfer Koçyiğit’in eski kocası hapiste öldürüldü, Ağca ve arkadaşlarıyla Sofya Vitoşa Otel’de boşuna buluşmuyordu.

Uyuşturucu, cinayet, karanlık ilişkiler, mafya, siyaset, milliyetçilik, tarikat, devrimcilik(!), gizli servisler hepsi içiçe geçmiş durumdadır.






Cevaplar:


[ Forum ]