KRİZİN FATURASINI BİZ ÖDEMEYECEĞİZ
[ Forum ] Makale yazari: Gokhan Simsek Tarih, gün ve saat : 11. Nisan 2001 14:34:48:
ESNAFLAR, KÖYLÜLER, İŞÇİLER, EMEKÇİLER;
IMF’YE VE IMF İKTİDARINA KARŞI AYAKTA!
“KRİZİN FATURASINI BİZ ÖDEMEYECEĞİZ”
Yalanlar, balonlar sönüyor. Anketler, “Derviş’e halk güveniyor”, “Halk gelecekten umutlu, ekonimik programa güveniyor” yalanlarına devam ededursun, binlerce esnaf, memur, işçi, emekçi sokakta gerçekleri dile getiriyor; BU DÜZENE, BU DÜZENİN PARTİLERİNE GÜVENMİYORUZ.
Sadece son bir kaç gün içindeki basına yansıyabilen şu eylemlere bakın;- Ankara, İstanbul ve Samsun’da emekçiler alanlara çıktı.
- Tavşanlı köylüleri Ankara’ya yürüdü.
- Gaziantep’de, Kastamonu‘da, Aydın’ın Çine İlçesi’nde, Tokat ve Malatya’da, Bursa’da esnaf ve köylüler yürüdü.
- Elazığ esnafı yürüdü, “IMF defol bu memleket bizim” sloganları ile IMF iktidarına öfkesini haykırdı.
- Kapalıçarşı esnafı yürüdü.
- Amasya ve Yozgat’da madenlerde çılaşan işçilerin süresiz izin adıyla işten çıkarılmalarına işçiler tepki gösterdi.
- 4 Nisan günü Tokat’ın Zile ilçesinde köylüler IMF’yi ve IMF iktidarını protesto etti.
- 4 Nisan’da Adana-Mersin karayolu zamlara tepki gösteren kamyoncular tarafından trafiğe kapatıldı.
- Erzurum’da 4 Nisan günü IMF iktidarını protesto eden esnaflara polis müdahale etti, 7 esnaf gözaltına alındı.
- Mahmutpaşa, Bakırköy ve Avcılar’dan sonra Alibeyköy’de de esnaflar 4 Nisan günü kepenk kapattılar, gösteri yaparak, “Derviş Amerika’ya” sloganları attılar.
- 4 Nisan’da, Burdurlu süt üreticileri iktidarı protesto ederek sütlerini döktüler.
- 4 Nisan günü Türkiye Üretici Köylü Sendikasının düzenlediği köylü mitingiyle soygun, talan protesto edildi.
- 4 Nisan günü Başbakanlık önünde bir esnaf Ecevit’e yazar kasa fırlatarak, “ben bir esnafım artık buna ihtiyacım yok” diye bağırdı.
- Aynı gün Ankara Siteler esnafı binlerle sokağa döküldü. Öfkeli esnafı ATO başkanı da durduramadı. Daha sonra işyerlerine dönen esnaf bir saat sonra yeniden sokak aralarında toplanıp yürüyüşe geçtiler. Vergi dairesini taşlayan esnaflar yürüyüşünü bir süre devam ettirdikten sonra eyleme son verdiler...
- 5 Nisan günü ise Ankara, Yenimahalle ve Gülveren’de esnaflar yürüdü.
- 5 Nisan’da Ceyhan, Kocaeli’de esnaf yürüdü...
- 5 Nisan, Okmeydanı esnafı kepenk kapatıp yürüdü.
- 5 Nisan, Konya esnafı yürüdü, polis saldırdı 150 kişi gözaltına alındı, daha sonra 8 bin esnaf yeniden toplanarak yürüyüşe geçti.
- 5 Nisan, İzmir’de esnaflar yürüdü, polis müdahale etti.Bu tablo her şeyi anlatmaya yetiyor.
Bir halk aç ve adaletsiz bırakıldığı yerde mutlaka bunlara son vermek isteyecektir. Açlığa karşı hiçbir polisiye tedbirin başarılı olması mümkün değildir. Ancak bir süre için susturup, bastırabilirler.ESNAF TARİHİNİN EYLEMLERİNİ YAPIYOR
Küçük esnaf bitiyor, hatta bitti denilebilir. Kriz diye sunulan şeyin bir yanıdır; büyük sermaye, tekeller krizden daha büyüyerek çıkarlar, küçük esnaf yok olur, proterleşir... Bugün yaşanan bundan ibarettir.
Esnaf birer birer kepenklerini indiriyor. Öfkeli, örgütsüz ama çıkıyor sokağa. Öfkenin hedefi başta IMF olmak üzere, ülkeyi IMF’ye satan iktidar. Bir slogan, üç beş kişinin sokağa çıkması binlerce esnafın, halkın sokaklara dökülmesine yetiyor. Türkiye esnafı tarihinin en kitlesel ve yaygın eylemlerini yapıyor. Eylem olmayan yer, eylem olmayan gün yok. Eylemler ilçelere, köylere kadar yayıldı. En gerici, sağ partilere oy veren yerlerdeki esnaflar bile sokaklara dökülüyor. Elazığ, Yozgat buna en bariz örnekler...
İktidar, polis, medya şaşkın. Daha dün aldatmaya, anketlerle yönlendirmeye çalıştıkları insanlar ayakta, onları dinlemiyor.
Aldığı krediyi, borcunu, vergisini ödeyemeyen esnafın sokağa dökülmekten başka hiçbir yolu kalmadı. Ya yok olup gidecek ya da hakkını arayacak. Kepenklerini kapatmasının anlamı, aç kalmasıdır. Özelleştirmelerle yüzbinlerce işçinin sokaklara atıldığı ülkemizde işçi olarak çalışmalarının da olanağı yok. Tek çareleri direnmek.
Esnaf örgütleri, odalar, esnafın öfkesini bastırma rolündeler. Yürüyen esnafların karşısına panzerleriyle polisler çıkıyor. Polislerin yanıbaşında esnafın öfkesini yatıştırmaya çalışan oda başkanları... Esnaf Ankara-Siteler’de olduğu gibi bunları da dinlemiyor. Kendi yaşamlarından bunların iktidarın uşağı olduğunu çok iyi biliyor. Nitekim bu esnaf odası başkanları, “bu eylemler yasadışı” diyerek binlerce esnafın karşısında devletin yanında yer alıyor.
İktidarın esnafın sokağa dökülen öfkesine karşı verdiği tek cevap polis copu ve panzer. Başka hiçbir çözüm yolu bulamıyor. “Tahrikler var” diyor. Mihraklar demagojisi yapıyor. İktidara karşı çıkan kim mihrak değil ki zaten!
İktidar sadece IMF’nin ve emperyalistlerin söylediklerine kulak veriyor. Halk aç kalmış, esnaf batmış umurunda değil. Onlar hala Amerika’nın atadığı Kemal Derviş’in talimatları ile özelleştirmeler, ülke değerlerini emperyalistlere peşkeş çeken kararlar çıkartmaktan başka bir şey yapmıyor. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi kanunu böyle çıkarıldı meclisten.Sadece esnaflar değil, köylüler, işçiler herkes sokaklarda iktidarı, IMF’yi protesto eden eylemler yapıyor.
ESNAFI YOK EDEN BU SİSTEMDİR
Sokaklara dökülen esnaflar,
yoksulluk ve açlıkla karşı karşıya olan halkımız;
sorun sadece bu hükümetin kötü politikalar izlemesi sorunu değildir. Sorun sistemin kendisidir. Bu sistem, bu düzen sürdükçe birer ikişer yok olmaya devam edeceksiniz.
Çarpık kapitalist sistemde hangi parti, hangi hükümet olursa olsun farklı olmayacaktır. İktidar tüm iplerini IMF’nin, emperyalistlerin eline vermiş, her şeye onlar karar veriyor. Onların işbirlikçisi bir avuç oligarşiyle ortak çıkarları için kararlar aldırıyor.
IMF ve oligarşi diyor ki;
küçük esnaf yok olacak, tekeller tüm alana hakim olacak, büyüyecek.
İktidar esnafı yok etmek için her şeyi yapıyor.
IMF ve oligarşi diyor ki;
Fabrikalar, tarlalar, üretim alanları her şey özelleştirilecek.
Özelleştiriliyor, satılmadık hiçbir şey kalmadı.
IMF ve oligarşi diyor ki;
Bizim çıkarlarımızı düşünecek halkı düşünmeyeceksin.
İktidar aynen uyguluyor. IMF politikalarının temel kuralıdır; “IMF kararlarını uygulamak için halkı unutmak gerekir.” (IMF memurunun açıklamalarından)
IMF ve oligarşi diyor ki;
Benim söylediklerimi yaparsanız para veririm.
İktidar onların söylediklerini yapmak için halka daha çok vergi, daha çok zammı reva görüyor. Aç bırakıyor, tepki göstereni copluyor, şiddetle bastırmaya çalışıyor.
Bu ülkeyi IMF ve onların bir avuç işbirlikçisi oligarşi yönetiyor.
Onların yönettiği bir sistemde hiçbir parti halkın çıkarları için çalışamaz.
“IMF’ye mecburuz” diyerek yalan söylüyor, aldatıyorlar, bunun için fedakarlık istiyorlar.
Hayır IMF’ye mecbur değiliz. Ülkemizin kaynakları herkese yeter. Emperyalistlere, tekellere peşkeş çekilen zenginliklerimize halk sahip olursa, halkın çıkarı için kullanılırsa herkese yeter. Hiçbir iktidar bunu yapmıyor. Ordu, MGK, Cumhurbaşkanı dahil devletin tüm kesimleri IMF ile işbirliğine, halkın sırtına daha çok yük yüklenmesine taraftardır. Bunu açık olarak ilan ediyorlar. “Ekonomik programı destekliyoruz” açıklamalarının anlamı budur.Aç kalan, yoksullaşan halkımız, işçiler, memurlar, emekçiler;
kepenklerini kapatmak zorunda kalan esnaflar;
bu soygun ve talan düzeninden çıkarı olmayan tüm kesimler;
Örgütlenmek zorundayız. Tepkilerimizi, eylemlerimizi daha örgütlü ve sonuç alıcı hale getirmek için örgütlenmek, bir araya gelmek zorundayız. “IMF’YE, AÇLIĞA VE ZULME KARŞI MÜCADELE KOMİTELERİ”nde, ya da başka bir adla, hayatın her alanında örgütlenebiliriz.
Kendi kararlarımızı kendimiz alarak,
Kendi taleplerimizi sıralayıp bunları sokaklara taşıyarak,
örgütlenebiliriz.
İktidarın, medyanın yalanlarına, bizi temsil etmeyen dernek, oda ve daha iktidar yanlısı kim varsa, onlara inanmamalıyız. Onların istediği soygunlarına, ülkemizi IMF’ye satmalarına sessiz kalmamızdır. Tekeller, emperyalistler kasalarını daha da doldursun diye yoksullaşmamıza, aç kalmamıza isyan etmeyelim diyedir.
İsyan etmek zorundayız.
Doymak zorundayız,
yoksulluğumuza son vermek zorundayız,
insanca, onurumuzla, emperyalistlere bağlı olmadan yaşamak zorundayız.
Tüm bunlar için örgütlenmek ve örgütlü olarak isyan etmek zorundayız.