Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!

Bu İş Çok Zor Yonca


[ Forum ]


Makale yazari: gokyuzu Tarih, gün ve saat : 10. Nisan 2001 15:43:12:


Zaman zaman gittiğim bir kasabada, ancak, sürekli taverna müziği çalan bir yerel radyo istasyonu ve ulusal radyolardan da TGRT-FM’I dinlemek mümkün. Gecenin geç vaktinde, büyük çoğunluğu kadın olan dinleyiciler telefon edip, dini sorular soruyorlar ve bir "hoca" da bunlara cevap veriyor. Soru soranları bilmem, ama ben, programdan çok şey öğreniyordum.
Bir kadın dinleyici soruyordu : "Hocam, dinlenirken ayaklarımı kıbleye doğru uzattım, günaha girdim mi, girdiysem ne yapayım ?" Hoca, her konuya vakıf. Hadis ve sünnet diye başlayıp, her derde deva oluyor. Hocanın verdiği cevaplara uyanlar için bu dünya cehennem adeta. Uymayanlar da cehennemde yanacak. Arayanlar içinde Kuran’ı okuyan yok, kadınlar, anlamını bilmeden dua ettiklerini söylüyorlar zaten. Hoca, kadınları aşağılayan birisi, ama kadınlar bunu dert etmiyor ve günah, münah, sünnet, hadis şu bu kendilerine zehir edilen hayatın içinde, tutsak edildikleri evlerinde kocaları uyuduktan sonra iç huzuru aramaya çalışıyorlar. Din’in özüne dair ne soru ne cevap hak getire. Hoca, hadislerde her sorunun cevabı var diyor, uydurulmuş hadislere bir de hocanın uydurmaları, bilmem ne hazretleri de şöyle buyurmuştur diye ağzı dolu dolu söylediği, okuyucuların ismini dahi duymadığı isimleri öyle bir sıralıyor ki, hocanın kerametinden şüphe duyan kafir olur.

Marx’ın kitapları, kitapçı raflarının ya en altında ya da en üstünde. Fazla satmayan "kıymetli" kitapların raflardaki yeri her böyledir zaten. X Yazarın, Marksizmle ilgili kitapları daha fazla satıyor. Orijinali satmıyor, ama yorumlayanların kitapları daha çok satıyor. Platon’un akibeti de aynı. X yazarı okuyan, Marksizmi değil de, o yazarın yorumunu, tefsirini okuyor. Platon hakındaki düşüncesi de, kendisinin değil, okuduğu yazarın fikri.
İkinci elden öğrenmek, öğrenmek değil yalan yanlış haberdar olmaktır ve kolaydır.

Sosyalist Sol Konuşuyor isimli kitapta eski bir "genel sekreter" 70’li yıllarda, parlamentodan yararlanabilir miyiz diye bir tartışma için, Mao’nun 40-50 yıl önce Çin için söylediği bir sözün referans alındığını ve böyle karar verildiğini anlatıyor. Bu eski genel sekreter, örgüt içinde bütün ayrılıkların, çatışan grupların birbirlerini "yeterince Kaypakkayacı olmamakla" suçladıklarını ve her bölünmenin de böyle olduğunu anlatıyor.

80 Öncesi Türkiye bir iç savaş yaşadı ve birileri hala suni denge teorisinden bahsediyordu ve hala da bahsediyor. İç savaş yaşanan bir ülkede, bırakın suni denge teorisinin ortaya atıldığı dönemi, suni denge kalır mı diye sormuyordu. Soranlar da zaten "yeterince Mahirci değil" diye suçlanıyordu.
Mesele çok basitti, devrimci öncü savaşı başlatacaktı, silahlı propaganda yapacaktı ve suni denge de anında bozulacaktı. Kitleler de, öncü savaşı başlatanların peşine takılacak ve devrim olacaktı Her şey bu kadar basitti ve soru sormak yasaktı. Bu suni denge de, ekonomiye giriş kitaplarındaki, şekille anlatılan kararsız denge gibi bir şeydi zaten . İç savaşta 5 bin insan öldü, ama bu ne menem şeyse suni denge bir türlü değişmedi. "Teori" yanlış olamazdı, yaşananlar, hayat, realite yanlış olabilirdi ancak. 12 Eylül’ü destekleyen, anayasasını destekleyen bizim "halkımız" değildi zaten, onlar uzaylılardı.

Mao, emperyalizm kağıttan kaplandır deyince hoşuna gidiyordu insanların, öyle ya madem kağıttan kaplan biz kaplanı yeneriz !

Lenin, Kuantum Fiziği için, diyalektik materyalizme uymuyor diyordu, ama kuantum fiziği bu, Lenin falan dinlemiyor; eline tahta silah tutuşturup, üniforma giydirip, kaz adımıyla yürütüp hizaya sokamıyorsun ki…!

Engels’in matematik bilgisi ilkokul düzeyinde falan, bunu Marx da biliyor zaten yazmış. Engels’in matematik düzeyi için Anti-Duhring en iyi kaynak. Oysa ne Marx ne de Engels okunuyor.

Sağcı için Marx, Yahudi bir komunist ve devri geçmiş palavralarla insanları kandırmış. Bir de sakallı birisi, ama küfretmek için bu kadarı yeter. Küfreden sağcı Marx okumuş mu , hayır ne gerek var, öyle demiş ona birileri. Oysa, kapitalist iktisatçı dahi olsan Marx’ı bilmek zorundasın, idealizmi savunan felsefeci dahi olsan diyalektiği bilmek zorundasın. Fazla bilgi baş ağrısı yapar ne gerek var. Sağcıların pek beğendiği ve sağın çıkardığı ender fikir insanlarından Cemil Meriç’e baksa dahi, Marx’ın önemini görecek.

Solcu için ise bırakın Marx’ı, Mahir, Kaypakkaya, Kıvılcımlı bile ahir zaman peygamberi.

Bizim solcular Marx’ın diyalektik materyalizmini, tarihsel materyalizmini atlayarak sadece siyasi kısmıyla ilgililer o da Marx’tan habersiz, habire ismini zikrederek ama ajitatif düzeyde Marksizm.
Diyalektik materyalizmden sadece kitle değil mürşitler de habersiz. Kıvılcımlı’nın "Diyalektik Materyalizm" isimli bir kitapçığını okudum, Çark Yayınları’ndan çıkmış. Politzer’le yarışır vallahi !
Marx, Hegel’in öneminden sık sık bahseder, oysa bizdeki Hegel bilgisi, Marx’ın önsöze yazdığı kadar : Hegel’de diyalektik başaşağı duruyordu, ben ayakları üstüne oturtturdum.

Benim bildiğim Türkçede yazılmış, bilmediklerim varsa haksızlık ediyorsam özür dilerim, Felesefeci olan Şahin Yenişehirlioğlu’na ait tek ciddi, doyurucu diyalektik kitabı vardır.

Mao, Kaypakkaya, Mahir, Kıvılcımlı, Lenin, Engels, Marx ne dediyse doğrudur, onların yazdıklarında tüm soruların cevapları vardır. Hani islamcilar diyor ya, Kuran’da bütün bilimsel keşiflerin yazıldığını ya da 1400 sene önce herşeyin cevabının verildiğini aynen öyle.
İtiraz eden günaha girer benden söylemesi !

Nedir mesele, sınıfların ,devletin olmadığı, herkesin ihtiyacına göre aldığı bir dünya. Geri kalan herşey vasıtadır. Vasıtalar değişir, kısmen değişir, eksik olur ,yenilenilir ama zinhar bunları söyleyemezsin. Amaç değil, araçlar önemlidir artık.
Ellerinde çekiçten başka şey olmayanlar, her şeyi çakılacak bir çivi olarak görürler.

Nedir mesele, bir ağaç gibi tek ve hür/bir orman gibi kardeşcesine yaşamak; Nazım, insanların hürlüğünden bahsetmiş vay hain vay !

Haldun Taner, artık okunmuyor oysa Türkçeyi en güzel kullanan yazarlardan birisidir, onun bir kitabının ismi de durumu özetliyor : Dolma Akıl, Koyma Akıl

"Bu İş Çok Zor Yonca "Bülent Ortaçgil’in bir şarkısının ismidir ve güzel şarkıdır.





Cevaplar:


[ Forum ]