Yanıt yazan arkadaşlar yazıyı iyi okumalıdır
[ Forum ] Makale yazari: Doğan Arkadaş ( Rızgari Forumu'ndan ) Tarih, gün ve saat : 10. Nisan 2001 11:04:13:
Su yaziya cevaben: Yeni Susurluk Vak'ası ve bazı ayrıntılar makale yazari: Doğan Arkadaş Tarih, gün ve saat : 09. Nisan 2001 11:50:40:
Merhaba,
Susurluk'ta yaşanan son olayla ilgili olarak yazdığım yazıya verilen yanıtlar, yazıda neyin anlatılmak istendiğini
anlamamış görünüyor. Yazı iyi okunmalıdır.
Önce bazı bölümleri tekrar buraya alacağım ve sonra bazı yanıtlara yanıt vereceğim.Önce bazı alıntılar...
"...Yoksul ve ezilen bir toplumda suç oranlarının yüksek olması sık rastlanan bir şeydir. Bu "sosyolojik" olgunun
"siyasal" alana yansıması da ırkçılık oluyor. "Irkçılıkla mücadele", yalnızca "ırkçılarla mücadeleye" indirgenemez.
Irkçılıkla mücadelenin asıl yönelmesi gereken alan, bu sözünü ettiğim sosyolojik olgulardır. ( Yani
sivrisinek-bataklık meselesi )...""...Sol ırkçılık ve faşizm olgusunu değerlendirirken, daha çok konunun siyasal yönü ile ilgilenmekte, oysa bu siyasal
yöne kaynaklık eden sosyolojik olgularla yeterli derecede ilgilenmemektedir...""....(Bu) yetersizlik ( başka bir çok nedenin yanında ) Sol'un kitlelerden tecrit olması, öte yandan milliyetçi
eğilimlerin gelişmesini sağlamaktadır. ( Tabii asıl suçun "hırsız"'da olduğunu söylemeye gerek yok. )...""...Devletin ve PKK'nın yanlış politikalarının bedeli etnik çatışma, ırksal nefret olmamalıdır. Bunun yolu da Sol'un
bu konularda tutarlı ve aktif bir politika oluşturmasından ve uygulamasından geçer..."Bu söylenenlerin ırkçılıkla ne ilgisi var ?
ve yanıtlar...
1-) Bir kaç arkadaş "Kürtler değil Türkler özür dilesin" diye yazmış. Bir başkası "Kürtler özür dilerse, bu suça
ortak olumuş da pişman olunmuş" anlamına gelir diye yorumluyor.
Kampanya önerim iyi okunmalıdır. Kimsenin özür dilemesini önermedim. Siyasal çizgisi ne olursa olsun, bildiğim
tanıdığım hiç bir Kürt örgütünün böyle bir olayı onaylayacağını düşünemem. "Bebek katili" APO'nun, bu eylem
nedeniyle ilgilileri görevden aldığını ve haklarında işlem yaptığını, zamanında okumuştum.
Hatta bir çok Kürt örgütünün, buna benzer durumlarda sosyalistlerden daha sağlıklı bir tutum aldığını bile
söyleyebilirim.
Sosyalistlerin bir kısmı, maalesef "ezilen ulus milliyetçiliğine destek" tavrını olabilecek en yanlış biçimi ile
savunuyorlar ve Demir örneğinden gördüğünüz gibi, küçük bir kız çocuğunun öldürülmesini bile meşru
gösterebiliyorlar.
Bunlar yanlış tutumlardır.
Kampanya önerisi halkların kardeşliğini konusunda somut bir durum karşısında alınması istenen bir tutumdur
sadece. Özür falan değildir.
Kaldı ki yukarıda da aktardığım gibi olaya karışan kişinin eski korucu olduğu, işletmeyi de MHP'li birinin işlettiği
ortaya çıktı.2-) Bir arkadaş faşistlerin "Kürtler kokuyor, bunlar pistir vb." dediklerini yazıyor. Alıntıda da yazdığım gibi,
faşistlerin "siyasetine" kaynaklık eden "sosyolojik" bir durum var. Yoksulluğun olduğu her yerde, pislik de olur,
koku da olur, uyuşturucu da, mafya da olur.
Bugün Doğu'nun Batı'dan daha yoksul olduğu, insanların geçim konusunda büyük sıkıntı içinde oldukları, örneğin
Diyarbakır'da işsizlikoranının %70 düzeyinde olduğu herkes tarafından biliniyor.
Yoksullukla, bunun getirdiği geri eğilimlerle ve olumsuz sonuçlarla mücadele etmek Sol'un işidir. Eğer bunlara
gözlerimizi kaparsak, meydan faşistlere kalır. Benim yakınmam, meydanın bu şekilde faşistlere bırakılmış
olmasındadır.
Bir arkadaş tam da ne yapılmaması gerektiği üzerine örnek oluşturuyor. "Kürtler asla böyle şeyler yapmazmış" !
"Böyle şeyleri" Kürtler de yapabilir, Türkler de yapabilir, başkası da yapabilir. Böyle şeyleri yapmanın Kürt, Türk
yada başka etnik yada ulusal kökenden olmakla hiç bir ilgisi yoktur. Yoksulluğun, cehaletin olduğu her yerde,
bunların olumsuz sonuçları da olur.
Konuyu "Kürtlere karşıtlık" temelinde değerlendirmediğimi, hiç bir ulusa karşı, eziyor yada eziliyor gevezeliklerine
de sığınmadan, herhangi bir husumetimin olamayacağını yineliyorum.
"Kürtler kokuyorsa", bunun nedeni, ülkeyi yıllardır sermayenin ve emperyalizmin çıkarlarına göre yöneten sağ
güçlerin işidir.
Kürtlere kokmayacakları, sağlıklı evlerde oturacakları, kendi dillerinde iyi eğitim alacakları, kendi kültürülerini
özgürce geliştirebilecekleri, gelecekten korkmayacakları, baskı görmeyecekleri vb. siyasal ve toplumsal bir ortamın
sunulması, ancak Sol ve devrimci politikaların işidir.
Türk'e Türk propagandası yapılması gibi, Sol'a Sol propagandası yapmanın gereği yok.
Selamlar...