Ce: Kemalist- Irkci-Soven ittifakı temelinde yükselen kuvvetler nelerdir?
[ Serbest kursu ] Makale yazari: Roja Berfin Tarih, gün ve saat : 31. Ocak 2001 21:42:56:
Su yaziya cevaben: Ce: Kemalist- Sosyalist ittifakı temelinde yükselen devrimci kuvvetler kimlerdir? makale yazari: Mehmet K. Tarih, gün ve saat : 30. Ocak 2001 02:05:30:
>>Durum Turkiye'den neden farkli gorunuyor? Acaba Turkiye'de konuyu boyle kavrayan cok insan var mi? Yoksa onlar dezinfomasyonlara mi inaniyorlar? Mehmet K. nin yazdiklari gibi dusunenler Turkiye'de kimler vardir? Kendisinin burada yazdiklari dogrudur. Gercekler bunlardir ama Turkiye'de bu gercekleri Mehmet K. gibi goren vatandaslar cok mu merak ederim. "Hizbullah'a sakın örgüt demeyin. Bu siyasi bir hareket değil. Bunların hepsi casus. Hizbullah'ın arkasında Batı devletlerinin olduğundan eminim" diyor Gaffar Okkan ve olduruluyor. Acaba Turkiye bir somurge olmasi nedeniyle Bati cinayet isledi demek suc mudur? Eskiden genelkurmaya karsi laf edilemezdi. Simdi ise Mehmet K. nin yazdigina bakilirsa bir genelkurmay-bati karsilikli mucadelesi var. Turk silahli kuvvetlerinin 1990-91 yillarindan beri daha bagimsiz hareket etmesi beklenirdi. Cunku batinin artik ona ihtiyaci kalmamisti ama daha yeni mi geliyor akillari baslarina? Anlamadigim neden ikinci bir israil yaratmak amacinda bati diyorsunuz? "Israildeki mezalimin Turkiyede de emsali var. Bakin bir islam ulkesi olan turkiyede de muslumanlara kotu davraniliyor demek icin mi?" Kurt devletcigi kurma planina TSK ne kadar direnmektedir? Hizbullah'i cevik kuvvet yetistirdiyse eger, bu cinayeti CIA yapti.
>>Bu konuyu arastirmak ve incelemek, konuyla ilgili yorumlar yapmak yasak veya tehlikeli midir?
>>Kemalist- Sosyalist ittifakı temelinde yükselen devrimci kuvvetler kimlerdir?
>>saygilar
>>>Değerli Arkadaşlar,
>>>Doğan Arkadaş ile bir yazışmamızda güncel olaylara sol açısından yorum getirmek konusunda daha üretken olmak konusunda fikir birliğine varmıştık.
>>>Bu konuda ısrarlı olmak gerekiyor. Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'ın şehit edilişini yoğun çalışma tempom nedeniyle oldukça geç öğrendim. Klinikte DS yanlısı bir işçi arkadaşın çocuğunu muayene ederken televizyondan duydum. Arkadaşımın yorumu, "İt iti kırmış doktor. Hizbullah bir polis temizlemiş" oldu. Ben bu yorumu gülümseyerek dinledim ve "Önce kimin işine yaradığına bakmak gerekir" dedim.
>>>Ertesi gün basında Okkan'ın Diyarbakır halkı ile bütünleşmiş ve halk tarafından çok sevilen bir emniyet görevlisi olduğunu, Diyarbakır'daki cenaze törenine binlerce emekçinin katıldığını okudum. Fotoğraflardaki insanların yüzlerinde gerçekten acı vardı. O zaman, DS sempatizanı arkadaşımın yorumunun çok duygusal olduğuna karar verdim.
>>>Özellikle Gaffar Okkan'ın şehit edilmeden birkaç gün önce Hizbullah hakkında yaptığı yorumu okuyunca 1970'lerde yitirdiğimiz devrimci savcı Doğan Öz geldi aklıma ve Gaffar Okkan için gerçekten büyük bir üzüntü duydum. Şimdi bu açıklamayı özetliyorum:
>>>"Hizbullah'a sakın örgüt demeyin. Bu siyasi bir hareket değil. Bunların hepsi casus. Hizbullah'ın arkasında Batı devletlerinin olduğundan eminim"
>>>Arkadaşlar,
>>>Eşref Bitlis Suikastinden sonra Batı devletlerinin ülkemizde işlediği en açık, en anlamlı suikast eylemi Gaffar Okkan ve beş koruma polisinin öldürülmesidir.
>>>Mesut Yılmaz ne demişti, "AVRUPA BİRLİĞİNİN YOLU DİYARBAKIR'DAN GEÇER" Yani Mesut Bey, Avrupa Emperyalizminin Kürt programına teslim olmadan bu işin yürümeyeceğini ilan ediyordu. İşte Avrupa devletleri Güney Doğu'da istikrar ve huzur ortamı sağlayan, PKK ve Hizbullah'ı yerle bir eden kuvvetlere saldırarak ikinci bir İsrail yaratmanın, kukla Kürt Devletçiği kurdurmanın önünü açmaya çalışıyor.
>>>Bu plana direnen en büyük kuvvet Türk Silahlı Kuvvetleridir ve TSK, Saadettin Tantan aracılığı ile Emniyet Kuvvetlerini de kendi çizgisine çekmeye başlamıştır. İşte Gaffar Okkan bu yönelişi engellemek için öldürüldü. KATİLLERİN (YA DA TAŞARONLARIN) KİMLİĞİ İPLERİN KİMİN ELİNDE OLDUĞUNU AÇIKÇA
>>>GÖSTERİYOR.
>>>Bu arada trajik bir gerçeği daha vurgulamak istiyorum. Hizbullah, Çiller-SHP koalisyonları sırasında bizzat Çevik Kuvvet şefleri tarafından Diyarbakır Çevik Kuvvet binasında eğitildi, özel timler ile aynı bütçeleri yiyerek semirdi.
>>>Türkiye Kamuoyuna ilk Hizbullah haberini yapan 2000'e Doğru dergisi muhabiri ve İşçi Partisi Şırnak İl Başkanı HALİT GÜNGEN, İP Cizre İlçe Başkanı Mela Resul Sakar Hizbullah'ın Bölgede katlettiği binlerce emekçi ve aydın arasındaydı. Şimdi ise, Çillerlerin Çevik Kuvvet binasında yetiştirdiği canavar Diyarbakır'ın göbeğinde, hem de bir mahallenin tamamında elektrikleri keserek ve 15-16 kaleşli katille saldırabilecek kadar organize bir eylemle Emniyet Müdürünü öldürebiliyor.
>>>İşte, Avrupa Birliği adaylığı süreci böylesine kanlı ve açık bir hesaplaşma dönemi olacaktır.
>>>Onlar için Avrupa'nın sömürgesi olmamız ve Kürdistan, Ermanistan, vs.istan gibi devletçiklere bölünmemiz (Yugoslavya'yı unutmayalım) stratejik bir hedeftir.
>>>Yeter ki, oluşturulacak devletçikler Batının yayılma politikalarına engel olamayacak kadar zayıf ve sadık olsunlar.
>>>Bu stratejiye direnen asker- sivil bütün hedefler artık gündemdedir.
>>>Tabii ki Türkiyeci güçler de boş durmayacaktır ve durmuyorlar da.
>>>TSK ve Kemalist- Sosyalist ittifakı temelinde yükselen devrimci kuvvetler bugün Türkiye halkının en güvendiği merkez durumundadır.
>>>Sağ artık Ordusu olmayan bir güçtür ülkemizde. Ve siyasette askeri kontrol edemeyen kuvvetler iktidar olamazlar.
>>>Refahyol iktidarı onun için en kuvvetli sanıldığı noktada yıkıldı ve Mesut Yılmaz bu yüzden kardeşinin kelepçelenmesini engelleyemeyecektir.
>>>Türkiye İkinci Kurtuluş Savaşı sürecine girmiştir, çatışmalar önümüzdeki süreçte daha da şiddetlenecektir.
>>>Gaffar Okkan ve arkadaşları bu mücadelede Cumhuriyet Kuvvetleri saflarından Avrupacı-Şeriatçı Taşaron Çeteler tarafından koparılmış şehitlerimizdir.
>>>Hepinize Saygılar
>>>Mehmet K.
>
>Değerli Arkadaş,
>Rumuzunuz çoğul ama ben size "okuyucu" olarak hitap edeceğim.
>Yazınızdaki sorular dizisinden mantığınızı anlamaya çalıştım.
>Yazdıklarımın doğru tespitler olduğunu söyledikten sonra "Mehmet K. gibi düşünen çok insan var mı Türkiye'de " diye soruyorsunuz.
>Bence önemli olan gerçeği doğru saptamaktır. Bunu yaptıktan sonra etrafınızda kaç kişinin sizinle aynı doğruları paylaştığı sadece sizin gücünüz açısından önemlidir. Yoksa, saptamanızın doğru olup olmadığını çevrenizdeki kelle sayısı ile belirleyemezsiniz. Etrafınızda çok insan varsa, SIRADAN BİLİNCE SAHİP İNSANLARIN ETRAFINIZDA TOPLANMASI KOLAYLAŞIR ama sadece o kadar.
>Devrimcilik sanatı gerçeğe yakın durabilmek, gerçekler temelinde siyaset üretebilmek ve halkın çıkarlarına uygun bir çizgi formüle edebilmektir. Siz bunu yapın, başlangıçta etrafınızda çok insan olmasa da zaman içinde kitleleri kazanırsınız.
>Çin devriminin önderi Mao Zedung'un bu konuda güzel bir çözümlemesi vardır. Mao 15-16 yıl kadar Parti içinde muhalefette kalmaya mahkum edildiği ve doğru görüşleri partinin sağ çizgideki merkezi tarafından reddedildiği halde bu dönemi halk içinde örgütlenerek ve Partinin birliğini koruyarak geçirir. Sonunda sağcı Merkez Komitesi Partiyi felakete sürükler ve Çan Kay-şek'in ünlü komünist katliamları başlar. Bu noktada Mao'nun yıllardır anlattığı devrimci çizginin doğruluğu geniş parti kitlesi tarafından anlaşılır. Bu kanlı öğrenme sürecinin sonunda Mao Zedung ÇKP önderliğini ve Çin Halkının sevgisini kazanır.
>Başkan Mao bu tecrübeyi şöyle özetler: "İdeolojik ve siyasi hattınız yanlışsa elinizde milyonlarca askeriniz varken tek bir askeriniz kalmaz (Çan Kay-şek'in katliamlarından önce ÇKP'nin birkaç milyon kişilik bir ordusu ve üye-sempatizan kitlesi vardı); İdeolojik ve siyasi hattınız doğruysa elinizde tek bir askeriniz yokken milyonlarca askeriniz olur"
>Yani, doğru fikirler etrafındaki kelle sayısına çok fazla takılmamak gerekir. Ancak, tabii ki siyaset güç ile yapılır ve insan sayısının önemini yadsımıyorum. Bu uzun açıklamayı gerçeklere bağlılığın önemini açıklamak için yaptım.
>Mehmet K.'nın Gaffar Okkan suikastı konusunda yaptığı sapyamanın doğru olduğunu belirtiyorsun (sağol). Bu fikirlerin temelinde yatan saptama, Türkiye'nin Batı emperyalizmi tarafından teslim alınması, Yugoslavya gibi parçalanması, Kriz bölgelerinde ABD-Avrupa Birliği çıkarları adına jandarma olarak kullanılması projesi ile buna direnen Cumhuriyet Devrimi kuvvetleri arasındaki çelişki olduğudur.
>Bu çelişkinin sayısız göstergeleri ABD'nin Eşref Bitlis Paşa'yı katletmtsi ve ardından Susurluk'ta Amerikanın Mersedesi'nin Cumhuriyet Kamyonuna çarp(tırıl)ması ile başlamıştır ve bu sürecin adı da 28 Şubat'tır.
>Değerli Okuyucu,
>2. Cumhuriyet aydınları, 28 Şubat ile savaşmayı merkezi görev alan ÖDP, Dev-Sol vs. örgütler işte bu temel çelişkiyi göremedikleri için Fazilet Partisi, Akit Gazetesi, Yeni Şafak gibi kuvvetlerin yedeğinde siyaset yapıyorlar. Bunun siyaset terminolojisindeki adı "YIĞINAKTA HATA YAPMAKTIR" Yığınakta hata yapan kuvvetler Hitlerin önüne Magino hattını kurup Paris'te şampanyalarını yudumlayan Fransız generalleri gibi hüsrana uğrarlar, yenilirler.
>Ulus Devletler kan ve savaş ile kurulmuşlardır. Bizim halkımız da 20. yüzyılın ilk ve en kanlı kurtuluş savaşlarından birini zaferle sonlandırarak kendi devletini kurdu. Şimdi bu devlet, IMF, Avrupa Birliği, Çetin Altan, Ahmet Altan, Oral Çalışlar ya da Cengiz Çandar istedi diye sessizce yıkılıp gitmez. Kendini savunacaktır ve savunuyor da.
>Önemli olan biz devrimciler bu mücadelede kimin yanında olacağız. Cumhuriyetimizi savunacak ve Batı emperyalizmine karşı mı çıkacağız, yoksa Recai Kutan ve Fethullah Gülen'ler ile birlikte ABD-AB uşaklığına soyunup halkımıza ihanet mi edeceğiz?
>Bu soruya vereceğimiz yanıt devrimci olup olmamamızla ilgilidir.
>Mehmet K.'nın fikirlerinin savunucuları gayet çoktur. Avrupa Birliği'ne katılmak konusunda son yapılan kamuoyu araştırması halkımızın %57'sinin kesinlikle karşı olduğunu gösterdi. Üstelik bu araştırma Fransa Parlamentosu'nun aldığı rezil karardan önce yapılmıştı.
>Diyarbakır'da suikastten beri geçen 5 gün içinde doğan 16 çocuğa GAFFAR adı verildi. Bu da gösteriyor ki Diyarbakır'da da epey taraftarım vardır.
>Ayrıca en önemlisi, Türkiye'nin en saygın ve en güvenilir kurumu olan Türk Silahlı Kuvvetleri (6 tıldan beri) kesinlikle benim ifade ettiğim tajhliller ekseninde Cumhuriyet Devrimi Programını uygulamaktadır.
>Ancak Parlamento, Mecliste temsil edilen Siyasi Partiler, Medya ve geniş bir aydın kesimi henüz Avrupa-ABD ekseninde yer almaktadır. Bundan üzüntü duymuyorum, çünkü Kıvrıkoğlu Paşanın dediği gibi "28 Şubat süreci bin yıl sürecektir."
>Aydınlarımızı, halkımızın ezici çoğunluğunu Cumhuriyet Devrimi programına, yaniALTI OK programına kazanacağız ve Türkiyemizi emekçilerin mutlu, eşit ve kardeşlik içinde yaşadığı bir ülke yapacağız
>İYİMSER OLALIM..... EMPERYALİZM VE YERLİ İŞBİRLİKÇİLERİ KAĞITTAN KAPLANDIR..... BİZ KAZANACAĞIZ
>Saygılar
>Mehmet K.