Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!

Bizim Hikayemiz Henüz Yazılmadı!


[ Serbest kursu ]


Makale yazari: Vaner Alkaç Tarih, gün ve saat : 28. Ocak 2001 15:08:29:

Diyarbakır olayı bir anlamda beklenen cevaptı.
Devletin içindeki global kantla milliyetci kanadın çatışmasının askeri boyutlata sıçramasının ilk örneklerinden olarak alınmalıdır diye düşünüyorum.

Geçmişte ülkemizde klasık bir anlamda aralarında ton farkı olan sağ devlet çapında bölünmüştür.
Uzun süre gidip gelmelerden sonra ordu açıkça bu çatışmada milliyetci kanadın temsiline soyunmuş ve politikayı zaman zaman da hümümetini aşacak şekilde kullanmış ve kullanmaktadır.
Globalizmin Türkiyeyi orta doğu ve kafkaslar görevine hazırlayabilmesi için türkiyedeki kapitalizmin herşeyden önce uluslar arası satandarda çekilmesi hedefindedir. Bu çekilme sadece ekonomik yönetimi değiştirme değil hukukdan politikaya ve resmi ideolojiye dek bir sürü değişkliği icermektedir. Elbetteki bu tip değişikliğin eski biçimin sürmesini isteyen poltik güçlerin direnişi ile karşılaşacaktı ve son durumda ordu ağırlıklı olarak tavrını direnişten yana koydu.

Parlemonto düzeyinde milliyetci kanat kendini çoğunlukla ifade edebilirken ANAP gidip gelmelerle ve yediği azarlarla durumu idare etmekte hatta operasyonların hedefi olarak da kurmay adamları interpol tarafından kırmızı bültenle aranır duruma getirilmiştir.
MHP ve DSP parti millyetci kanadın resmi temsilini üstlemişler ANAP da yediği ekmeğin faturasını ödemek zorunda bırakılarak tutuklanmıştır.
Bu kanadın politik hattının emperyalizmle mücadele ediliyor ve bağımsız Türkiye savunuluyormuşcasına sola pazarlama işi de bir sayın muhbir siyasete havale edilmiştir.
Bunların pazarlamada sabıkaları nedeniyle herhangi bir başarısının olması söz konusu olmaada bu tip bir sunuş Türkiyeli sol ve soyalist hareketin temelinde bulunan milliyetcilik nedeniyle gıdıklayıcı olabilmektedir.
Ama şansımız seçilen kötü pazarlamcıdadır.

Dier tarfa ise kendine ciddi bir parlemento desteği Kürt hareketi nedeniyle körüklenen milliyetcilik nedeniyle bulamamış çeşitli partilerin arasında lobi güçleri ile varlar. Ama ordu içinde ordunun geçmişten beri ABD ve batı istihbarat örgütleri ile geliştirilen ilişkiler nedeniyle son derece ciddi uzman ve profosyonel kadrolara sahiptir global kanat. Yine bu prıfosyonel kanattır bir çok taşaron örgüt yarattığı gibi bir çok örgütü de taşaronlaştıran.

Hizbullah ve itirafçılardan oluşturulan Cem Erseverden yeşile ve tetikçi çetelere dek son derece karmaşık bir ağla örgütlüler. Bunun yanı sıra dev-sol bukanadın Dursun karataş aracılığı ile taşaronlaştırdığı bir örgüt durumundadır. Yine ÖDP Kürt hareketinin yükselişine baraj olarak bu kanadın himayesinde ve "rehabilite " edilen eski dev-yol önderleri tarafından sokaklarda sıradan Kürt yurtseverlerinin öldürüldüğü gazetelerinin uçurulduğu bir dönemde kayıpsız kurdurulmuştur.
En son olarak da Suriye istihbaratının kontrolünden alınarak Türk istihbaratının kontrolüne devredilen PKK yönetim kliği bu çephenin dikkatli kullandığı bir araç durumna gelmiştir.
CHP ise bu dönemde parlemonto dışında olmanın bir anlamda keyfini yaşamakta ve tarafların üzerinden proje geliştirmeye çalıştıkları silik bir yapı olma izlenimini sürdürmektedir.
Edindiğimiz izlenim ise giderek Kürtlerle ortak bir örgütlenme gibi sinyaller vermeye başlıyan eski yönetim Deniz Baykalın yeniden getirilmesi ile belirli bir güç kaybetmiştir. Yine Deniz Baykal ekibinin bir ordu müdahalesi olarak yönetime gelmesi kanımızca Deniz Baykal tarafından dikkatli bir biçide dengelenmeye çalışılmaktadır.
Kimin kazanacağı belli olmadan temkinli bir duruşla örgüt içi operasyonların hızlandırılması üzerinede yoğunlaşılmaktadır.
Ama görebildiğimiz kadarı ile Kemalist çizgileri yumuşatabilme çabası ile Refah partisinden ayrılma sinyalleri veren Gül ile dirsek teması sürmekte.
Var olan güçsüzlük ve karmaşa ortamında- kanımızca en akıllı tavır -kendileri açısından ve uzun vadede sonuçları toparlayabilmek için bu hat izlenmektedir.

Hadep kongresi peşinden gelişen süreç sıcak çatışmaya dönüşmenin ilk belirtilerini vermiştir. MİT açıklaması Genel Kurmay resti AB liğine yapılan çıkış polsilerin silahlı yürüyüşü ve iki haftalık borsa kırizi le kaybedilen 8 milyar dolar sopası ve IMF tekra borç alabilme havucu -ve bu günlede IMF nın borçları silebiliriz açıklaması- ve hapisaneledeki gelişmelerle gergnliğin tırmandırılabilmesi için yaralı milliyetci hükümetin üstüne kurbanlık koyun gibi gönderilen sosyalistlerle devam etti süreç.
Ve bir kaç gün önce üst düzey emniyet yetkilisi ve korumalarının profosyonelce öldürülmeleri ile milliyetci kanadın sertlik politikası cevabını almış oldu. Ve millyetci kanad beklenen geri adımı atmaz ise yeni bir seçime dek bu çatışma tırmanarak gitme eğliminde ki Kürt kozunun henüz tekrar devreye belkide sivil ayaklanma biçimde yeniden sokuluşunu yaşayacağız.

Buraya dek yapılan değerlendirmelerde okuyucu dikkat etti ise ilerici ve demokrat kesimin kendi başlarına ve bağımsız olarak hiç bir insiyatiflerinin olmadığı da vurgulandı. Var olan örügütlenmeler global kanadın proğramı çerçevesinde ve ihtiyaçlarına göre devreye sokuluyor. Bu arada kendini sol olarak gören ve milliyetci kanadın yanında yer alan Perinçek ekibini sol da saymadığımız için MHP den ayırarak değerlendirmiyoruz. Bu anlamda da ne tartışmamızın konusu ne de muhatabıdırlar.

Eğer ülkemiz veya coğrafyamızda yaşayan halklarımızn çıkarları açısından bu çatışan tarafları değerlendirmemiz gerekirse global kanadın projelerinin ileriyi ve geleceği temsil ettiğini açıkca belirtmek zorundayız.
Ama aynı global kanadın gelecekte coğrafyamızdaki kapitalizmin politik temsilcisi olacağını da görerek solun kendi bağımsız duruşunu yaratcak bir yapılanma arayışımızı sürdürmek zorundayız.
İşte solun ilerici kesimin açmazı ve en büyük problemi buradadır. Kenidisi için bile gündemini belirleyemiyecek derecede başka güçlere angaje olmuş durumdadır.
Birileri çıkıyor bize Ermeni sorunu tartıştırmaya çalışıyor. Diğeri çıkıyor Kürt hareketinin tecrüblerini ve ulaşılabilecek en yüksek düzeyini görmeden zazalık alevilik adına "ulusal" vede "dinsel" mücadele "örgütlüyor". Bir diğeri de gücüne boyuna halk desteğine bakmadan katlettirdiği onca insanla yaşanan bozgunu "solculuk tokuşturması" olarak önümüze sürüyor.

Oysa bu gün tüm ilericiler soyalistler demokratlar ve halk kesimleri BAĞIMSIZ DURUŞLU DEMOKRATİK HALK HAREKETİNİ YARATMAYI GÜNDEMLERİNE ALMALI VE KESİNLİKLE MİLLİYETCİ- GLOBAL ÇATIŞMASINDA KENDİLERİNİN FİZİK ZARAR GÖRECEĞİ EYLEMLİLİKTEN KAÇINARAK TÜM GÜÇLERİNİ DİKKATLERİNİ VE ENERJİLERİNİ YENİDEN YAPILANMAYA YÖNLENDİRMELİDİR.
Bu çatışmada fiziki olarak taraf olamayız. Sınırlı olan güçlerimizi bu kapışmada harcatamayız. Bizim asıl hazırlanmamız gereken globalizmin hakimiyetinden sonra gelişecek politik ortamda kendini hissetirebilen ve kapitalizmi başı boş bırakmayan bir örgütlenme ile yaşam alanına tekrar girmek olmalıdır.


Saygılarımla

Vaner Alkaç







Cevaplar:


[ Serbest kursu ]