Quo vadis?
[ Serbest kursu ] Makale yazari: Ahmet KAHRAMAN- 2000'de Yenigündemden aktarma.Baran V Tarih, gün ve saat : 24. Ocak 2001 12:22:23:
24-Ocak 2001
Çarşamba
Ahmet KAHRAMAN
Quo vadis?Enflasyonda dünya birinciliğini elinde
tutuyor, siyasal, sosyal ve ekonomik alanda,
daha dün Afrika'da devlet olan Tanzanya
düzeyinde yaşıyor, insan haklarını
çiğnemede birinciliği kimseye kaptırmıyor,
mafya hukuksuzluğun hukukunu icra ediyor,
birey başına düşen ulusal gelirle yer
yüzünde 93. sırada yer alıyor ve sen bu
haline bakmadan dünyaya kafa tutuyorsun...Ağlanacak bu gülünesi halinle, quo vadis
yiğidim? Fransa, Ermenilerin geçmişte soykırıma uğradığını
gerçekliğin yayasına dönüştürünce, kafana dinselliğin simgesi sarık,
takke, turban geçirerek, sarkık bıyıklı ırkçılar, kışlacılarla el ele,
"Fransa şaşırma, sabrımızı taşırma" naraları eşliğinde ayaklandın. Bir
kez daha, uluslararası nezaketten, saygıdan, oturup kalkma
adabından habersiz, koruman altında olması gereken, diplomatik
dokunulmazlığa sahip bir ülke elçiliğine, yumurta yağmuruyla taaruza
geçtin. Törensellikle, bayrağını yaktın, giydiğin, yediğin, evinde,
sokakta kullandığın ürünlerini çiğnedin Fransa'nın.Quo vadis adamım? Hani ya, senin gözünde, değer yargılarında
bayrak kutsal, bir ülkenin simgesel onuru, dokunulmaz
egemenliğiydi? Senin bayrağın HADEP kongresinde çiğnenmedi,
kibrit çakılıp yakılmadı, parçalanmadı. Sadece asıldığı yerden indirildi
diye, onur taaruzuyla misillemeye geçtin. Kitlesel tutuklama ve
işkencelerden sonra ilgisi, ilintisi olmayan insanları, aylarca hapiste
tutan sen değil miydin? Şerefli olan yalnız senin bayrağın mıdır?
Ötekini neden sana yakışan törenlerle yaktırıyorsun?Quo vadis, berhudar? Diz boyunu aşan, gırtlağına varan lumpen
kültürünün şahlanmasıyla nereye varacağını sanıyorsun? Her gün bir
yere saldırıyor, kılıç çekip hayali seferler düzenliyor, dünya-alemi tehdit
ediyorsun. Gücüne, konumuna bakmadan, neden bu denli ağlanacak
hale düşüp, dünyanın çıngıraklı kurdu olma çabasındasın?Lümpen konuşan, tartışan, analizlerle senteze varan değil, pazusuyla
düşünen kültürün adamıdır. Baksanıza, bilim alanı olması gereken
üniversiteleri ne hallere getirip, nasıl kendine benzettin?Üniversiteler, dünyanın en "bilge" kültür dili Fransızcayı yasaklıyor.
"Aslanım be" diyesim geliyor. Hadi bakalım, lümpen taklasıyla bir
pazu gösterisi daha...Neden hiç ciddi değilsin ve olamadın? Niçin bu kadar komiksin?
Fransızcayı yasaklarsan neyle anlaşacaksın, hangi dili
konuşacaksın? Basit, herkesin bildiği iki örnek vereyim sadece:
Kafanı kaldırıp baksana, Fransız bayrağını yaktığın caddenin (cadde
de Türkçe değil ya) üstünde "Atatürk bulvarı" diye yazıyor. Bulvarı
yasaklayınca, ne koyacaksın yerine lümpen yiğidim?Salon deyimi var mıydı hayatında? Biliyor muydun bu deyimi? Evin bir
bölümünün adını Fransızcadan almadın mı?Hangi gücünle Fransaya ambargo uyguluyorsun sen? Ya Fransa
küçük parmağını oynatıp, "hadi dışarıya" derse senin oraya çöpçü
olarak ihraç ettiğin, hala döviz yumurtlayan tavuk gözüyle bakmaya
devam ettiğin, yurttaşlarına yol gösterirse? "Asil Türk kanı" taşıyan
MHP'li "tosuncuk", dün açlıktan kaçıp, el kapılarına sığınan bu
insanlara "Fransaya karşı ayaklanın" diyordu. Seni uyutmak için, el
kapılarındaki yoksulu tahrik ediyor, ekmeğiyle oynuyordu, içerde ırkçı,
dışarda dilenci gibi el açan tosuncuk...Sen be kardeşim, kuzular gibi yatıp uyuyor, dünyadan habersiz
yaşıyorsun. Sırtından geçinenler, günde beş vakit seni kandırıyor,
derin uykulara yatırıyor, dünyadan koparıp, etrafına duvar örüyor, ama
görmüyor, anlamıyor, dahası politikalarının aleti oluyorsun.Dini de yozlaştırıp, gündelik çıkarın için çığırından çıkaran, ayağının
altında çiğniyerek ırkçılığın perdesi yapan sen değil miydin? Sen başı
türbanlı, kafası takkeli, bayrak yakıyor, Fransa elçiliğine yumurta
atıyordun. Sonra sıkışınca "insan hakları" diye Fransaya sığınıyordun.Din kardeşin Kürdün köyüne kibrit çakarken de gördüğüm sen takkeli
adam, tarihini ne kadar biliyorsun? Osmanlı azınlıklar sorunu
yüzünden dünyadan soyutlanmıştı. Ankara, arşivlerin acıklanacağını
ilan etmişti? Nerede arşivler? Sana dikte ettirilenlerin ötesinde
Cumhuriyet tarihinin ne kadarını biliyorsun?Dünyadaki değişimden haberin var mı? Günümüz dünyasında, bir
köyün değil, bir ailenin bile yerinden oynatılması, kökünden
koparılması soykırım tanımına giriyor. Enkazı orada duran 4 bin Kürt
köyünün sahipleri, belki bilmediklerinden ya da "maksat barış
bozulmasın" diye mi bilinmez, bugün haklarını aramak uluslararası
hukuk kurumlarına baş vurmuyorlar, ama yarınların ne getireceğini
kim söyleyebilir?Kürtçe şarkılar, müziğin nağmeleri yasaklanıyor. Kültür yasağının da,
Birleşmiş Milletler'in soykırım tanımına girdiğinden haberin var mı,
benim bir elinde ümmetçiliğin takkesini, ötekinde ırkçılığın simgesini
taşıyan, sarkık bıyıklı kardeşim? Kürtler yakılan yurtları, yasaklanan
kültürleri için harekete geçip, TC'nin kurulmasını sağlayan, yardım
elini üstünde tutan Fransa'dan da destek alırlarsa nice olur senin
yüzün? Bu halinle nereye kadar gidebileceğini sanıyorsun? Bak itile
itile dünyanın ucuna geldin. Bir adım ötesi uçurum.Quo vadis, sımokinli takkeli?
e-mail:AKahraman@t-online.de
Baş Sayfa
Haberler
Politika
Dünya
Kültür-Sanat
Platform
Köşe Yazıları
Medya
Söyleşi
Ekonomi
Yaşam
Spor
Köşe Yazıları
Hüseyin AYKOL
Meksika'ya dikkat
Ahmet KAHRAMAN
Quo vadis?
İsmail GÖLDAŞ
Gandi kazanacak!
Varlık ÖZMENEK
'Vural Savaş', 'A. Necdet Sezer' ve
bir de 'ben'...