Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!

Yazının aslı burada


[ Serbest kursu ]


Makale yazari: Aktarma Tarih, gün ve saat : 22. Ocak 2001 12:22:51:

Su yaziya cevaben: Kötü olabilme ve yanlis Yapabilme Hakki makale yazari: Demir Kücükaydin Tarih, gün ve saat : 21. Ocak 2001 18:20:51:

>http://f22.parsimony.net/forum41888/messages/626.htm
Kötü Olabilme ve Yanlış Yapabilme Hakkı

Son yıllarda, "beton" kafalı Türk ve Sünni çoğunluğu, başka din, inanç, ulus ve dilden insanlara karşı "toleranslı"
olmaya çağıran yine çoğunluktan olan "mozaik" kafalıların temel argümanları, onların ne kadar iyi oldukları; onların
varlığının kendilerini de zenginleştireceği gibi noktalarda toplanıyor.

Ne var ki, bu argümanın kendisi, ırkçılığı yeniden üretmektedir. Yani kendilerini zenginleştirmese hiç de
gerekmeyeceği zımnen kabul edilmektedir. Ya da "azınlıklar" iyi insanlar olmasa, hiç de gerekmeyecektir onlara karşı
"toleranslı" olmak.

"Azınlıklar", yani çoğunluğu oluşturan ulustan, dinden olmayanlar, her zaman "iyi insanlar"dır. Türkiye'de Rumlar,
Ermeniler, Yahudiler, Süryaniler, Aleviler, Kürtler hep "iyi insanlar"dır. Çünkü onlar "iyi" olmak zorundadırlar.
Çoğunluğun şiddetini çekmemek için her davranışını kılı kırk yararak yapmak, her zaman haklı bir durumda bulunmak
zorundadırlar. Çünkü "iyi olmak" onların biricik savunma silahıdır. Bu kahredici çoğunluk bu insanları "iyi" olmaya
zorlamaktadır. Onların iyi olmama hakları yoktur.

Bir Türk'ün cinayet işleme, hırsızlık yapma, her hangi bir kötülük yapma hakkı vardır. Bir Türk cinayet işlediğinde, o
belli bir insanın eylemi olarak mahkum edilir. Hiç bir yayın organı onun aynı zamanda bir Türk olduğunu belirtmez.
Ama mazallah bir Ermeni bir suç işlese, önünde bir de Ermeni sıfatı olmadan adının anılması mümkün değildir. Hatta
adının bile önemi yoktur, o bir Ermeni'dir.

Ezilen ulus ve inançtakilerin hakları, onlar sizi zenginleştireceği ya da iyi oldukları için değil; sizi fakirleştirecekseler de
savunulmalıdır. Onların kötü olabilme, adlarının önüne ulus ya da inançları bir sıfat olarak koyulmadan kötülük
yapabilme hakları savunulmalıdır.

Aslında, Kürt uyanışı karşısında, Türk mozaiklerinin bu kadar soğuk ve düşmanca durmalarının ardında bu gizli ırkçılık
yatmaktadır. Çünkü Kürtler, artık "iyi" Tom Amca olmaktan çıkıyorlar, onlar artık "iyi" olmadıkları, kötü olmayı göze
aldıkları ve kötü olma hakkı uğruna mücadele ettikleri için, beton kafalıların düşmanlığını kazandıkları kadar mozaik
kafalıların sempatisinden de mahrum kalmaktadırlar. Halbuki onlar "iyi" olmaya devam etseler, mozaiklerin betonlar
karşısındaki argümanlarına kanıt oluşturmaya devam etseler; mozaikler betonları ikna edebilirler bir gün.

*

"Azınlıkların" kötü olabilme hakkı gibi ezilenlerin, baskı ve sömürüye karşı direnenlerin hata yapma hakkı da yok. Şu
an cezaevlerinde yüzlerce mahkum ölümün sınırında geri dönüşü olmayan bir noktada. Ve de çıt çıkmıyor, çünkü
onlar hatalı!

Ölüm oruçları karşısında kimi solcuların tavrı mozaik kafalıların tavrından farklı değildi. (Aslında bunlar büyük ölçüde
çakışırlar.) Nasıl onlar kötülük yapma hakkını savunmaya hazır değilseler; kimi solcular da ezilenlerin, kavgada haklı
olanların mücadelesini, ancak "doğru" yapıyorlarsa desteklemeye hazırlar.

Sanki ortadaki bir sportif mücadele ve önceden belirlenmiş kurallar var gibi olaya yaklaşıyorlar. Yok devlet haksızmış
ama öbürküler de şöyle yapmalıymış!.. En mahkumdan yana görünen solcu ve gazeteci "arabulucu"lar bile, bir sportif
karşılaşmanın hakemi gibi yaklaşıyorlar olaya.

Ne çabuk unutuldu ki, bu mücadelelerde, biri daha baştan yeniktir, alttadır; öbürü daha baştan zaferi kazanmıştır ve
üsttedir. Biri ne kadar aptalca, ne kadar yanlış mücadele yürütürse yürütsün, haklılığına zerrece halel gelmez; öbürü
ne kadar akıllıca ve doğru mücadele yürütürse o kadar tehlikeli ve o kadar yanlıştır. Ezen ve ezilenin kavgasında
tarafsızlık mümkün değildir. Koca bir adam küçük bir çocuğu döverken tarafsızlık çocuğun dövülmesine yardım
etmektir. Küçük çocuk gücü yetmediği için, adamın taşaklarına tekme attığında, mozaik kafalı solcular, "belden aşağı
vurma" diye itiraz ediyorlar. Ezilenlerin belden aşağı vurma hakkını savunmayı akıllarına bile getirmiyorlar; onlarla
aralarına mesafe koymak ve hata yapmayan solcular olduklarını kanıtlamak için çırpınıyorlar.

Bu bayların tavrı, ezilenlerin kendi içinde, kendi çıkarları ve mücadeleleri açısından yaptıkları tartışmalarla ve
ayrılıklarla karıştırılmamalıdır. Öyle bir tartışmada yanlış yapabilme hakkı zaten veridir; kendi aralarında bir ön kabul
olarak fiilen vardır. Mozaik kafalı solcu hakemler, ezenler karşısında ezilenlerin; devlet karşısında mahpusların;
işveren karşısında işçilerin; erkek karşısında kadınların; ezen ulus karşısında ezilen ulusların özünde her zaman haklı
olduğunu; ne kadar aptalca işler yaparlarsa yapsınlar bunun o özdeki haklılığı ortadan kaldıramayacağını ve ezilenlerin
de yanlış yapabilme hakları olması gerektiğini anlamak istemiyorlar ya da unutmak istiyorlar. Ve bunu hala
hatırlatmak isteyen dinazorlarla köprüleri atıyorlar.

Bizim işimiz alttakilerin, ezilenlerin kötü olabilme ve yanlış yapabilme hakkını savunmaktır.

demir@comlink.de

http://www.comlink.de/demir/

20 Ocak 2001 Cumartesi

Demir'den KAPILAR




Cevaplar:


[ Serbest kursu ]