Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!

Sola dair...


[ Serbest kursu ]


Makale yazari: aktarma Tarih, gün ve saat : 09. Ocak 2001 15:07:47:

"Sola dair..." bir yazıyı, ilgili herkesin dikkatinesunuyoruz:

Aşağıda, "sol" bir yayın organında, bir "legal parti" başkanının imzasıylaçıkan
bir yazıyı, aynen aktarıyoruz; yazının ilk üç paragrafı "teferruat"bölümü olsa da, hiç bir çarpıtmaya yer bırakmamak için tümünü yayınlıyoruz:

"Bir kaç ay öncesine kadar ulusal sol adı verilen kesimler, soldasayılırdı. Bir kere, zaten kendileri altı ok altında yer belirleseler de,solculuk iddiasını taşıyorlardı. Bu tartışma bitmiştir. Ulusal sol birkez daha bizim cenahın dışına çıkmıştır. Her şeyden önce, yüreğini ezilenlerin,saldırıya uğrayanların ve başka devrimcilerin yanına koymayan bizden sayılamaz.Ama ek olarak, artık belli ki, solculuk iddiaları da kalmadı. Bu kesimler,sol görünmeyi kendileri için zararlı saymakta ve uzaklaşmaktadırlar. Uzaklaşmanınmotoru, genç kuşaklara yabancı gelebilir, ama tipik maoizm. Maoizmin güncellenmişhali klasik versiyonuyla uyumludur ve burada, ne sınıflar ne halk, amadevlet ve ulus vardır. Bu nedenle uyduruyorlar! Sabah akşam emperyalistlerinve işbirlikçilerinin Türk devletine
kurdukları komploları anlatıyorlar. Sınıf karakteri ve emperyalizmebağlılığı sabit düzen, bu yardakçı hezeyanlara bakıp sola kaymayacağınagöre, maocu-ulusçuluk solu terk ediyor. Liberal sol bizim cenahta anılmayadevam ediyor. Başka bir sürü neden var, ama, en günceli: Dozerler, iş makinaları,sis bombaları ve tonlarca mermi devrimci mahkumların üzerine yürürken,onlarca insanımız dört duvarın arasında katledilirken, ‘katliam değil operasyondiyelim’, ‘hükümete bu kadar sert çıkmayalım’ diyebilenler de yüreklerinibizden uzağa koymuşlar demektir. Bunların kimi unsurları, Salı günkü saldırıyıduyduklarında, ‘operasyonun ölümleri’ engellemesini’ dilemişlerdir. Midebulandırıcı... Devrimci demokrasiye gelince... Bu kesim uzun süredir siyasivarlığını esas olarak cezaevleri gündeminde sürdürüyordu ve bu anlamdaülke siyasetinden düşmüştü. Kürt devrimciliğinin burjuva demokratizminedoğru evrimi ile devrimci demokrat alan iyice daralmış ve geriye bir de,Türkiye solunda daha iri yapıların eleştirmenliğini iş edinen lüzumsuzgruplar kalmıştı.
Şimdi olan oldu. Devrimci demokrasinin artık siyaset dışına düştüğünüsöylemek bile yersiz. Bu akım dönemsel olarak büyük bir tasfiyeye uğramakta.Cezaevleri gündemi üzerinden faaliyet yürütülür, ama siyasal canlanma sağlanamazdı.Bu yolda ısrar edenlerin tasfiyesi kaçınılmazdı. Elbette kanlı bir tasfiyeve elbette aynı zamanda siyasetsizliğin tasfiyesi...
Bu kesimlerin yaşadığı fiziki ve politik daralma ve alan değiştirmelerinnihai olduğunu kimse iddia edemez. Türkiye çok köklü görünen rotalarınbile hızla geri döndürülebildiği bir ilginç dinamizm ülkesidir. Dahasıbu kesimlerin dışında kalan solun, örneğin bizim, söz konusu alan daralmasındanherhangi bir memnuniyet duymaları da doğru değildir. Alanın toptan daralmaihtimali azımsanmamalı. Burjuvazi açısından devrimci demokrasi özel olarakuğraşılmayı hak eden bir güç odağı değildi; ulusalcı ve liberaller de gerilerindesahipsiz bir devrimci etki alanı bırakmıyorlar. Devrimci demokrasinin tasfiyesisolcu olmayı değersizleştiriyor ve umutsuzluk aşılıyor. Diğerlerinin alanboşaltması da, gerisinde dejenerasyon, inançsızlık ve yine değersizleşmebırakıyor. Özetle bu tabloda, biz, daralma nesnelliğine gözlerimizi kapatıphayal kurmuyor, bu nesnelliği dönüştürme imkanları üzerinde çalışıyoruz.Solda inat ve cesaret genellikle siyasal akıldan tecrit edilmiş olarakbulunuyor. Daralan ve yozlaşan toplam alanı genişletmek için inat ve cesaretiakılla birleştirmek gerekiyor."

Bu kadar.
Yazı bu.
Yazı, 22 Aralık tarihini taşıyan (yani daha katliam sürerken) bir dergideyayınlandı.
Derginin adı Sosyalist İktidar.
Yazarı Aydemir Güler.
Konumu; SİP Genel Başkanı.

Bu yazıyı ibret-i alem için yayınlıyoruz.
Bütün solun görüp duyması için yayınlıyoruz. Bu yazının ifade ettiği"sol
kültür"ü herkesin görüp duyması, tartışıp sorgulaması için yayınlıyoruz.
Hemen belirtelim; "Devrimci demokrasi" derken kastettikleri, devrimcilerdir.
19-22 Aralık katliamında ölen, hapishanelerde ölüm yatağında direnişisürdüren, dışarıda kendini feda eden devrimcilerdir; onların devrimci hareketidir.

Daha katliam sürerken, daha ölen kim, yenilen kim, yıkan kim yıkılankim,
görülmemişken... o, "devrimci demokrasi tasfiye oldu" diye tepinmeyebaşlıyor.
Daha katliam sürerken, "devrimci demokrasiden boşalan alanlar"ı nasıl
parsellerim diye hesaplar yapmaya başlıyor...
Görün; sol ne hale getirilmiş, kültürü, ahlakı, ideolojisi ne durumadüşürülmüş.
Parça parça sol kültüre sokuşturulan burjuva kültürü, avrupa hayalleriyle
beslenen emperyalistlerin kültürü, onları bu hale getirmiştir. Katakülliler,gece rahat uyuma adına, barlara çıkabilme adına, dayak yememe adına üretilenteoriler, bu solu kişiliksiz, fırsatçı, siyasi ahlaktan, devrimci duygulardanyoksun politikaların sahibi yapmıştır.
Bu yazıyı yazanlar, o politikanın inceliğini de henüz öğrenmeye zaman
bulamamışlar, herşeyi çok kaba yapıyorlar. O kadar kaba, basit ve çiğki, katliamın durmasını, cesetlerin kalkmasını bile bekleyemiyor... Anlaşılaneski TKP’den, ÖDP’den öğrenecek daha çok şeyleri var.
Bir kaç cümlede tutsakları savunur görünmeleri, "yüreğin saldırıyauğrayanların
yanında olması"ndan sözetmeleri, "devrimci demokrasinin kanlı tasfiyesi"nianlatan satırlar üzerinde nasıl da sırıtıyor. Bu sahte sözler, bu oportünizmde, "boşalan alanı parsellemek" için!

Devrimci demokrasi tasfiye edildi... Arena onlara kaldı.
Bu düşünceler, hesaplar, hayaller, sadece bunlara özgü de değildir.Bütün legal
particiler, sivil toplumcular bu kafadadır. "Bırakın" diyenler bu anlayıştadır.
Sol bu hale getirilmiştir.
Bu anlayışla savaşacağız. İşte biz bu anlayışlara karşı da direniyoruz.
Hiç kimsenin kuşkusu olmasın; Bu ülkede devrimciler varolacak. Devrimci
kültür, devrimci ahlak, devrimci ideoloji, yeniden egemen olacaktır.

Solla, devrimcilikle, demokratlıkla, Türkiye’yle ilgili her arkadaş,her dost, bu yazıyı dağıtmalı.
Bizim cesetlerimiz üzerine nasıl hesaplar yapıldığını herkesin görmesiiçin.
Cesetlerimizdeki kanlar henüz kurumamışken, bittiğimiz, tasfiye olduğumuz
üzerine nasıl tamtamlar çaldıklarını herkesin görmesi için...
"Örgütü cezaevinden yönetiyorlar... cezaevi gündemiyle varolmaya çalışıyorlar"
diyen kontra tahlillerinin solun beynine nasıl aynen girdiğini herkesingörmesi için...

Bunlar, ULUCANLAR SONRASI da aynısını yapmışlardı. "Ulucanlar devrimci
demokrasinin de ölümüdür" diye yazdılar o zaman da. Hep böyledirler.Hep başkalarının gücüne göz dikip hayal kurarlar. Hep hayal kırıklığınauğrarlar. Ama yine de o fırsatçı, fesatçı bataktan çıkamazlar.

Biz Kızıldere’lerden geliyoruz.
12 Temmuz’larımız, 17 Nisanlarımız, ölüm oruçlarımız, Ulucanlarımız,19
Aralık’larımız var... Kendilerinin yazdığı bir tarihi olmayanların,gururla, onurla
ortaya koyabilecek hiç bir geleneği olmayanların, yalnız, olan bitenlerhakkında böyle kaba, çiğ, ve hep hayatın reddettiği "tahlilleri" vardır.

Tahlilleri de kendileri kadar çürümüştür. Elini hiç bir taşın altınakoymayan,
kendini ateşe atmayan bu uslu-akıllı solculuk, sol adına herşeyi çürütmeyeçalışmıştır.

Bu kültürü yıkacağız. Neye malolursa olsun...
Cesetlerimiz üzerinde hesap yapanlar... daha çok öleceğiz. Eğer hala
bıkmamışsanız, hala hayattan bir şey öğrenemediyseniz, daha çok "devrimci
demokrasinin nasıl tasfiye edildiğini" yazacaksınız.
Zavallılar, biçareler... Tarih bilmez, direniş bilmez, bedel bilmezler;bildikleri,
düzen içinde yaşayıp, kendilerini ve çevrelerini "sosyalistlikle","komünistlikle"
aldatmaktır.

Okuyun, görün, duyun, başkalarına okutun; Çürümüş-çürütülmüş,
devrimcilerin cesetleri üzerinde parsel hesabı yapan "komünist" emlakçıları
HERKES TANISIN!

7 Ocak 2001
HÖP (Haklar ve Özgürlükler Platformu)













Cevaplar:


[ Serbest kursu ]