Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!

Ce:OsmanLI Terörü


[ Serbest kursu ]


Makale yazari: Taner Akcam-Aktarma Tarih, gün ve saat : 04. Ocak 2001 11:57:48:

Su yaziya cevaben: Ermeni Terörü ( Kronolojik ) makale yazari: Metin Sabuncu Tarih, gün ve saat : 03. Ocak 2001 19:55:10:


Makale Yazarı: Taner Akcam Tarih, Gün ve Saat : 28 Kasım 2000 09:12:35:

Neyin Üzerine Konusuyoruz?

Taner Akcam

Insanligimdan utaniyorum. Son günlerde Amerikan Kongresinde, Soykirim tasarisi
ile ilgili Türkiye'de yapilan tartismalari izledigimde aklima ilk gelen duygu
utanmak oluyor.

Yasanan histeriyi, çilginca saldiriyi, yapilan tehditleri, küfürleri vb.
anlamaya çalisiyorum. Belki bunlarin hepsi izah edilebilir. Ama en tuhafima
giden de konu üzerine yapilan "rasyonel" tartismalar. Sanki bir maç oynaniyor ve
taraflarin muhtemel adimlari bunlara karsi gündeme getirilmesi gereken
stratejiler üzerine derin analizler yapiliyor. "Soykirim" topu ortada ve bizler
"maç yapiyoruz". Teptigimiz "top" da 800.000 insan ölüsü...

Utaniyorum! Çünkü tartisanlar, ya gerçekten neyin üzerine tartistiklarini
bilmiyorlar ya da en temel insani duygulardan yoksunlar. Baska bir izah
bulamiyorum. Hatirlatmak istiyorum! Söz konusu olan, sayisi ve nedeni konusunda
birbirimizi yesek de, sonuçta resmi Osmanli Istatistiklerine göre öldürülen
800.000 insandir. Evet beyler, yüzbinlerle ifade edilen ölmüs ve öldürülmüs
insanlar üzerine konusuyoruz. Ve yukardaki rakami kabul etmiyorsaniz, son
yillarda azalta azalta indirdigimiz 300.000'i kabul edelim.

Ne yaptiginizin, neyin üzerine konustugunuzun farkinda misiniz? Ali Sami Yen
Stadyumu en fazla 35-40.000 kisi alir. Bu stadyumu 10 defa doldurun ve bosaltin.
Yani bu kadar insanin öldügü, öldürüldügünü düsünün. Bunlarin akibeti üzerine
konusuyoruz. Beyler, sadece bir insanin ölümü üzerine bile konusurken biraz
üzülür, hüzünleniriz. Sizin rakamlarinizla konusayim; 300.000 insanin ölümü
üzerine konusuyorsunuz ve yine sizler bile bu ölümlerin çeteler ve saglik
kosullari vb. nedeniyle oldugunu kabul ediyorsunuz. Simdi yazdiginiz yazilari
yeniden okuyun. 300.000 insanin ölümü ve öldürülmesi konusunda nasil
konustugunuza, neler söylediklerinize bir daha bakin. Içiniz bulanmiyor mu?
Kusmaniz gelmiyor mu? Insanliginizdan utanmiyor musunuz?

Ermeni Sorunu konusundaki konusma tarzi bile bizim ülkemizdeki ana sorunun ne
oldugunu gösteriyor. Bizler, toplu cinayetler üzerine konusma kültüründen
uzagiz. Bizler cinayetleri lanetleyecek moral bir temele bile sahip degiliz.
Bizde bu tür büyük insanlik dramlari üzerine konusabilmek için ilk önce bu
dramlara üzülmek gerektigi ahlaki bile yok. Yazilanlara bakin, kendi sayilariyla
bile 300.000 insanin ölümünü bir trajedi, üzülünmesi gereken bir vakia olarak
gösteren tek bir cümle yok. Tek bir üzüntü emaresi yok. Neredeyse zil takip
oynayacaklar. Yazilanlara egemen olan moral, ahlaki temel nedir?: "Devletimizi
yikmak isteyen hainleri sürerken bir kismi ölmüs, ne var yani bunda"nin ötesinde
bir sey görüyor musunuz? "Aslinda ortada olan birsey yoktur ama eger birsey
olmussa bunun suçlusu da Ermenilerdir"in ötesinde birsey var mi? "Ayni kosullar
olsa, gene aynisini yapariz"in ötesinde birsey var mi?

Konuya iliskin hangi pozisyonu benisersek benimseyelim, eger bir adim ileri
gitmek istiyorsak, ilk önce yüzbinlerce insanin ölümü üzerine konustugumuzu
unutmayalim. Eger, buna uygun bir haleti ruhiyeyi benimseyebilirsek, insanlarin
toplu olarak öldürülmelerini kinayan bir ahlaka sahip olabilirsek, bizlere
saldirdiklarina inandiginiz insanlarin bizlerle konusmaya baslayacagini
görecegiz. Su andaki tutumla sadece yapilan elestirilerin ne kadar hakli
oldugunu gösteriyoruz o kadar... Toplu cinayetler islemek veya toplu ölümlere
yol açacak girisimlerde bulunmak üzülecek, utanilacak seyler degil, aksine,
gerekirse yapilabilecek olan seylerdir. Ve biz bu kafayla, modern dünyada yer
almak istiyoruz öyle mi? Yaptigimiz tek kelime ile ahlaksizliktir beyler!

"Soykirim Iddialari" meselesinde simdilik sadece üç noktanin altini çizmek
istiyorum:

Birincisi, birçok köse yazarimizin, birden bire konunun uzmani olduklarini
farkettim. Ama beni asil üzen, yüzleri dahi kizarmadan, "yahu bu isin asli
nedir, bir sorayim ögreneyim" bile demeden mangalda kül birakmayan tavirlaridir.
Inanin, hemen hepsinin, "derin bir bilgi ürünü" diye dile getirdikleri "tarihi
hakikatler", cahillik ürünü palavralardan baska birsey degildir. Bir örnek
vermek gerekirse, hepsi "Ermenilerin sadece Dogu Anadolu'dan sürüldügünü"
söylüyor. (Güneri Civaoglu biraz daha ileri gidip Orta Anadolu'ya da ekliyor).
Bu tür sözler tamamiyle bir palavradir. Asli astari olmayan uydurmadir. Kütahya,
Afyon, Usak, Bursa, Edirne, Tekirdag, Balikesir, Bolu vb. Anadolu'da akliniza
gelebilecek tüm illerden Ermeniler sürülümüs oldugunu konuya iliskin iki-üç
kitabi karistiran bile bilir. Merak edip, T.C. devletinin yayinladigi resmi
belgelere bakmak bile yeter. Bu belgelerden bile Anadolu'nun heryerinden
Ermenilerin sürülmüs oldugu açikça yer alir.

Ikincisi, su sayilar konusunda birseyin bilinmesi lazim. Gerçekten bu konuda
kavga yapmak çok ayip. Neyi kanitlamak istiyoruz. 1,5 milyon degil de 300.000
olunca ne degisiyor? 1,5 Milyon abarti da 300.000 insanin öldürülmesi "makul"mü
oluyor yani? Rakamlar konusunda, dönemin kayitlari saglam olmadigi için, resmi
birsey söylemek çok zor. Ama hiç degilse, Osmanli Hükümeti'nin veya Türkiye
Cumhuriyeti Genel Kurmayinin resmi rakamlarini bilerek konusun beyler. O zaman
daha fazla ciddiye alinirsiniz.

Aralik 1918'de, dönemin Dahiliye Naziri Mustafa Arif, savasta öldürülüne
Ermenilerin sayisini tesbit etmek için bir komisyon kurar. 14 Mart 1919'da
komisyon, öldürülen Ermenilerin 800.000 dolayinda oldugunu açiklar. Açiklamayi
dönemin Dahiliye Naziri Cemal Bey yapar. Öldürülen Ermeni sayisinin 800.000
oldugunu, Mustafa Kemal dahil, çesitli vesilerle sik sik dile getiren birçok
kisi vardir. 1928 yilinda Genel Kurmay Baskanligi, Birinci Cihan Harbin´de
kayiplar üzerine Fransizca´dan çeviri bir kitap yayinlar. Yarbay Nihat
tarafindan yayinlanan eserde, Türkiye´yi ilgilendiren rakamlar, degistirilerek
ve düzeltilerek verilir. Genel Kurmay´in verdigi sayilara göre, sadece Birinci
Cihan Harbi sirasinda, "800.000 Ermeni ve 200.000 Rum katl ve tehcir yüzünden
veya amele tabularinda ölmüstür", denir. Bu bilgileri aktaran Y.H. Bayur, bu
sayilari, "bizim resmi kaynaklara göre de dogru saymak gerektir", der.( Y.H.
Bayur, Türk Inkilap Tarihi, Cilt III, Kisim IV, s. 787) Yani bizim resmi
kaynaklarimiza göre öldürülen insan sayisi 800.000'dir. Ve bu rakam 1914-1918
dönemine aittir.

Üçüncü önemli nokta, Ermenilerin öldürülmeleri konusunda bir emrin verilip
verilmedigi meselesidir. Savas sonrasi Ittihatçilarin arsivleri temizlenmeye
çalisilmalarina, evraklari kaçirmalarina ragmen bu konuda da onlarca belge,
bilgi kanit vardir. 1919-22 yillari arasinda Istanbul'da Sikiyönetim
Mahkemelerinde yapilan durusmalarda, onlarca telgraf, belge okunur, sahit
ifadesine basvurulur. Bu belgelerin çogu, dönemi Resmi Gazetesi olan Takvim-i
Vekayi'lerde, durusmalari izleyen gazetlerde yayinlanir. Alman, Avusturya,
Amerikan, Ingiliz arsivlerinde yer alan bilgiler de, esas olarak Osmanli
Arsivlerindeki bilgilere paralellik gösterir.

Burada, Devlet Arsivler Genel Müdürlügünün, Osmanli Belgelerinde Ermeniler
(1915-1920) kitabinda (herhalde gözden kaçirarak) yayinladiklari bir belgeye
deginmek istiyorum. Dahiliye Nezareti, 29 Haziran (12 Temmuz) 1915 tarihinde
Di­yarbakir´a sifreli bir telgraf çeker. Telgraf´ta, Vilayet dahilindeki
Ermenilerle diger Hristiyanlarin katledildikleri, "ez cümle ahiren
Diyarbekir´den sevk olunan eshas vasitasiyla Mardin´de murahassa ile
Ermenilerden ve diger Hristiyan ahaliden 700 kisinin geceleri sehirden harice
çikarilarak koyun gibi bogazlatildirildigi", öldürülenlerin toplam sayisinin
2000 kisi civarinda tahmin olundugu aktarilir. Ve "buna seri ve kati bir netice
verilmezse... bi´l umum Hristiyanlarin katledilmelerinden korkuldugu"
bildirilir. Telgraf su cümle ile biter; "Ermeniler hakkinda ittihaz edilen
tedabir-i inzibatiye ve siyasiyenin diger Hristiyanlara tesmili kat´iyyen gayr-i
ca´iz oldugundan efkar-i umumiye üzerinde pek fena te´sir birakacak ve
bi´l-hassa ale´l-itlak Hristiyanlarin hayatini tehdid edecek bu kabil vekayi´a
derhal hitam verilmesi ve hakikat-i halin isari." Belgenin dili son derece
açiktir. Ermeniler için kararlastirilmis olan siyasetin, diger Hristiyanlara
uygulanmamasi gerektigi hatrlatilmakta ve Ermeniler için uygulanan öldürme
eylemlerinin, diger Hristiyanlari da kapsayacak sekilde yapilmasina bir son
verilmesi istenmektedir. Bu belgeyi Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir kurumu
yayinliyor.


>
>Türklere yönelik, başta ASALA olmak üzere Ermeni terör örgütlerinin saldırıları, 1973 yılında başladı ve aralarında diplomatlar, güvenlik görevlileri ve işadamlarının da bulunduğu 41 Türk vatandaşı katledildi.
>(Esenboğa olayında 6 Türk ve 2 yabancı, Orly olayında 2 Türk ve 6 yabancı, İstanbul Kapalıçarşı olayında 2 Türk ve diplomatlara yönelik saldırılar sırasında da (1978 Madrit ve 1983 Belgrad) 2 yabancı Ermeni terörünün kurbanı oldu.)
>Türklere yönelik saldırılar, 1984 yılı sonunda kesildi.
> Ermeni terörü
>27 Ocak 1973 - Los Angeles (ABD) Mehmet Baydar - Bahadır Demir
> * Türk vatandaşlarına yönelik ermeni saldırıları, 1973 yılında başladı. Türkiye'nin Los Angeles Başkonsolosu Mehmet BAYDAR ve Konsolos Bahadır DEMİR, 78 yaşındaki Amerikan uyruklu ermeni Gurgen (Karakin) Yanikiyan tarafından şehit edildi.
>Elinde bulunan Abdülhamit'e ait bir tabloyu Türkiye'ye armağan etmek istediğini bildirerek, Baydar ve Demir'i Santa Barbara'daki Baltimore Oteline davet eden Yanikiyan, iki diplomatı otelde silahla üzerlerine ateş açarak öldürdü. Cinayetten sonra tutuklanan ve müebbet hapis cezasına çarptırılan Yanikiyan, 31 Aralık 1984 tarihinde af ile serbest bırakıldı. Yanikiyan, serbest kaldıktan kısa bir süre sonra öldü.
>Türk diplomatlara karşı ilk saldırı olarak nitelenen bu olay, daha sonra bir cinayetler zincirini başlattı ve örgütlü Ermeni terörüne örnek oluşturdu.
>
>
> 22 Ekim 1975 - Viyana (Avusturya) Daniş Tunalıgil
> * Türkiye'nin Viyana Büyükelçisi Daniş TUNALIGİL, büyükelçiliği basan 3 terörist tarafından şehit edildi.
>20 Şubat 1975'de Beyrut'taki THY bürosu bombalandı. Olayı, Gizli Ermeni Ordusu Esir Yanikiyan Gurubu üstlendi. Olay yerine bırakılan mektupta, "Ermenilerin haklı davasında emperyalistlere karşı mücadele edileceği, eylemlerin Türkiye, İran ve ABD'yi hedef alacağı, bu bombalama eyleminin de bir başlangıç olduğu" bildirildi.
>22 Ekim 1975 tarihinde, otomatik silahlı 3 kişi, Türkiye'nin Viyana Büyükelçiliği'ne girerek kapıdakileri etkisiz hale getirdikten sonra Büyükelçi'nin makam odasına girdiler. Burada Daniş Tunalıgil'e Türkçe, "Siz Sefir misiniz?" diye soran ve "Evet" yanıtını alan saldırganlar, Tunalıgil'i otomatik silahlarla taradılar. Tunalıgil, olay yerinde can verdi. 3 terörist, hızla binayı terkederek, bir otomobille uzaklaştılar.
>
>
> 24 Ekim 1975 - Paris (Fransa) İsmail Erez - Talip Yener
> * Türkiye'nin Paris Büyükelçisi İsmail EREZ ve makam şoförü Talip YENER, büyükelçilik yakınlarında katledildi. Büyükelçi Erez'in makam aracı, yerel saatle 13.30 sıralarında Büyükelçilik yakınındaki Seine Nehri üzerindeki Bir Hakeim Köprüsü'nde pusuya düşürüldü. İsmail Erez ve makam şoförü Talip Yener, otomatik silahlarla taranarak öldürüldü. Saldırıyı "Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları" adlı örgüt üstlendi.
>
> 16 Şubat 1976 - Beyrut (Lübnan) Oktar Cirit
> * Türkiye'nin Beyrut Büyükelçiliği Başkatibi Oktar CİRİT, bir salonda otururken, Ermeni terörizminin kurbanı oldu. Saldırıyı ASALA üstlendi. ASALA ilk kez bu cinayetle adını ortaya attı.
>
> 9 Haziran 1977 - Roma (İtalya) Taha Carım
> * Türkiye'nin Vatikan Büyükelçisi Taha CARIM, büyükelçilik ikametgahının önünde iki teröristin açtığı ateş sonucu öldü. Saldırıyı bu kez "Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları" adlı örgüt üstlendi.
>
> 2 Haziran 1978 - Madrit (İspanya) Necla Kuneralp - Beşir Balcıoğlu
> * Türkiye'nin Madrit Büyükelçisi Zeki KUNERALP'in makam aracına 3 terörist tarafından ateş açıldı. Arabada bulunan büyükelçinin eşi Necla KUNERALP ile emekli büyükelçi Beşir BALCIOĞLU, hayatlarını kaybettiler. Saldırıyı "Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları" adlı örgüt üstlendi. Bu olayda, ilk kez bir yabancı da Ermeni teröristlerin Türklere yönelik saldırısı sırasında öldü. Makam Şoförü İspanyol Atonyo TORRES, teröristlerin kurşunlarına hedef oldu.
>
> 12 Ekim 1979 - Lahey (Hollanda) Ahmet Benler
> * Hollanda'daki Türkiye Büyükelçisi Özdemir BENLER'in oğlu Ahmet BENLER, silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Olayı bu kez hem "Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları" hem de ASALA ayrı ayrı üstlendi.
>
> 22 Aralık 1979 - Paris (Fransa) Yılmaz Çolpan
> * Türkiye'nin Paris Turizm Müşaviri Yılmaz ÇOLPAN, bir teröristin saldırısı sonucu katledildi. Bu olay, Ermeni terörizminin Paris'teki ikinci saldırısı oldu. Olaydan sonra haber ajanslarına telefon eden bir kişi, Roma, Madrit ve Paris'teki eylemlerden "Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları" adlı örgütün sorumlu olduğunu bildirerek, "Türk Hükümeti Ermenilere hak tanımadığı için Avrupa'daki Türk diplomatlarını öldürüyoruz" dedi.
>
> 31 Temmuz 1980 - Atina (Yunanistan) Galip Özmen - Neslihan Özmen
> * Türkiye'nin Atina Büyükelçiliği İdari Ataşesi Galip ÖZMEN ile 14 yaşındaki kızı Neslihan ÖZMEN, bir teröristin silahlı saldırısı sonucu katledildiler. Galip Özmen'in eşi Sevil ÖZMEN ve oğulları Kaan ÖZMEN olaydan yaralı olarak kurtuldular. Saldırıyı bu kez ASALA üstlendi.
>
> 17 Aralık 1980 - Sidney (Avustralya) Şarık Arıyak - Engin Sever
> * Türkiye'nin Avustralya Başkonsolosu Şarık ARIYAK ile koruma görevlisi Engin SEVER, Ermeni terörizminin kurbanı oldular.
>1980 yılında ayrıca;
> - 6 Şubat'ta Türkiye'nin İsviçre Büyükelçisi Doğan Türkmen, Bern'de uğradığı saldırıdan yara almadan kurtuldu.
> - 17 Nisan'da Türkiye'nin Vatikan Büyükelçisi Vecdi Türel'in makam aracına ateş açıldı. Türel ve koruma görevlisi Tahsin Güvenç saldırıdan yaralı olarak kurtuldular.
> - 26 Eylül'de Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği Basın Danışmanı Selçuk BAKKALBAŞI, uğradığı silahlı saldırıda yaralandı.
>
>
> 4 Mart 1981 - Paris (Fransa) Reşat Moralı - Tecelli Arı
> * Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği Çalışma Ataşesi Reşat MORALI ile din görevlisi Tecelli ARI, Çalışma Ataşeliği'nden çıkıp arabaya binecekleri sırada 2 teröristin saldırısına uğradılar. Moralı saldırı sırasında hayatını kaybederken, din görevlisi Arı, ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede öldü. Saldırıyı ASALA üstlendi. Bu olay ile Ermeni terörizminin, Paris'teki üçüncü katliamı oldu. Türkiye, Türk diplomatlarını etkin bir şekilde korumadığı için Fransa'ya protesto notası verdi.
>
> 9 Haziran 1981 - Cenevre (İsviçre) M. Savaş Yergüz
> * Türkiye'nin Cenevre Başkonsolosluğu Sözleşmeli Sekreteri Mehmet Savaş YERGÜZ, evine gitmek üzere konsolosluktan ayrıldıktan hemen sonra uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti. Saldırıyı ASALA üstlendi. Olaydan sonra yakalanan Lübnan uyruklu Ermeni terörist Mardiros Camgozyan, 15 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı.
>
> 24 Eylül 1981 - Paris (Fransa) Cemal Özen
> * Türkiye'nin Paris Başkonsolosluğu ile Kültür Ataşeliği'nin bulunduğu binayı işgal eden 4 ermeni terörist, 56 Türk görevli ve vatandaşı rehin aldı. Teröristler, kendilerine müdahale etmek isteyen güvenlik görevlisi Cemal ÖZEN'i öldürdüler, Başkonsolos Kaya İNAL'ı yaraladılar. Ermeni teröristler, Türkiye'de siyasi tutuklu 12 kişinin salınarak Paris'e getirilmesini istediler. İsteklerinin kabul edilmeyeceğini anlayan teröristler 15 saat sonra polise teslim oldular. Türkiye, Fransa'yı bir kez daha uyarırken, Fransa da saldırıyı kınadı. Olayı ASALA üstlendi. Saldırıyı gerçekleştiren 4 ermeni terörist, Vasken Sakosesliyan, Kevork Abraham Gözliyan, Aram Avedis Basmaciyan ve Agop Abraham Turfanyan, 31 Ocak 1984'de Fransa'da 7'şer yıl hapis cezasına çarptırıldılar. Mahkemenin sonucu Türkiye'de büyük tepkiyle karşılandı.
>1981 yılında ayrıca;
> - 2 Nisan'da Türkiye'nin Kopenhag Çalışma Ataşesi Cavit Demir, oturduğu apartmanın asansöründe uğradığı silahlı saldırıdan yaralı olarak kurtuldu.
> - 25 Ekim'de Türkiye'nin Roma Büyükelçiliği İkinci Katibi Gökberk Ergenekon, yolda yürürken saldırıya uğradı. Ergenekon, olaydan hafif yaralarla kurtuldu.
>
>
> 28 Ocak 1982 - Los Angeles (ABD) Kemal Arıkan
> * Türkiye'nin Los Angeles Başkonsolosu Kemal ARIKAN öldürüldü. Arıkan'ın katili Taşnak militanı Hampig Sasunyan, müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
>
> 5 Mayıs 1982 - Boston (ABD) Orhan Gündüz
> * Türkiye'nin Boston Fahri Başkonsolosu Orhan GÜNDÜZ, uğradığı silahlı saldırıda öldü.
>
> 7 Haziran - Lizbon (Portekiz) Erkut Akbay - Nadide Akbay
> * Türkiye'nin Lizbon Büyükelçiliği İdari Ataşesi Erkut AKBAY otomobilinde uğradığı silahlı saldırıda öldü. Otomobilde bulunan eşi Nadide AKBAY, yaralı olarak kaldırıldığı hastanede bir süre sonra yaşamını yitirdi.
>
> 27 Ağustos 1982 - Ottawa (Kanada) Atilla Altıkat
> * Türkiye'nin Ottowa Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Atilla ALTIKAT, silahlı saldırı sonucu öldü.
>
> 9 Eylül 1982 - Burgaz (Bulgaristan) Bora Süelkan
> * Türkiye'nin Burgaz Başkonsolosluğu İdari Ataşesi Bora SÜELKAN katledildi.
>1982 yılında ayrıca;
> - 8 Nisan'daTürkiye'nin Ottawa Büyükelçiliği Ticaret Müşaviri Kani GÜNGÖR, uğradığı silahlı saldırıda yaralandı.
> - 21 Temmuz'da Türkiye'nin Rotterdam Başkonsolosu Kemal Demirer'e konutu önünde silahlı saldırı düzenlendi. Demirer, olaydan yara almadan kurtulurken, saldırgan yaralı olarak yakalandı.
> - 7 Ağustos'da ASALA'ya bağlı 2 terörist Ankara Esenboğa Havalimanında düzenlediği silahlı baskında 8 kişi öldü, 72 kişi yaralandı. Bu, Ermeni terörizminin Türkiye'deki ilk eylemi oldu. ESENBOĞA OLAYI
>
>
> 9 Mart 1983 - Belgrad (Yugoslavya) Galip Balkar
> * Türkiye'nin Belgrad Büyükelçisi Galip BALKAR'a 2 terörist tarafından 9 Mart'ta silahlı saldırı düzenlendi. Olayda ağır yaralanan BALKAR, 11 Mart'ta hayatını kaybetti. Olayda, bir Yugoslav öğrenci de öldü. Saldırıyı yapan Kirkor Levonyan ile Raffi Aleksandr, olaydan tam bir yıl sonra 9 Mart 1984'de 20'şer yıl ağır hapis cezasına çarptırıldılar.
>
> 14 Temmuz 1983 - Brüksel (Belçika) Dursun Aksoy
> * Türkiye'nin Brüksel Büyükelçiliği İdari Ataşesi Dursun AKSOY, ermeni teröristlerce katledildi.
>
> 27 Temmuz 1983 - Lizbon (Portekiz) Cahide Mıhçıoğlu
> * Türkiye'nin Lizbon Büyükelçiliği, 5 Ermeni terörist tarafından basıldı ve bina içindekiler rehin alındı. Baskın sırasında büyükelçilik Müsteşarı Yurtsev MIHÇIOĞLU'nun eşi Cahide MIHÇIOĞLU hayatını kaybetti. Portekiz polisi, düzenlediği operasyonla rehineleri kurtardı, 5 teröristi de öldürdü. Saldırıyı, "Ermeni Devrimci Ordusu" adlı örgüt üstlendi. Örgüt, teröristlerin öldürülmesi nedeniyle Portekiz Başbakanı Mario Soarez'i ölümle tehdit etti.
>1983 yılında ayrıca;
> - 16 Haziran'da İstanbul Kapalıçarşı'da bir terörist tarafından halkın üzerine ateş açıldı. Olayda 2 kişi öldü, 21 kişi de yaralandı. Saldırgan, olay yerinde öldürüldü. Olayı bir ermeni teröristin yaptığı anlaşıldı.
> - 15 Temmuz'da THY'nin Paris Orly havalimanındaki bürosu önünde bomba patladı. Olayda, 2'si Türk, 4'ü Fransız, 1'i Amerikalı, 1'i de İsveçli olmak üzere 8 kişi öldü, 28'i Türk, 63 kişi de yaralandı. Bu olay tarihe "Orly Katliamı" olarak geçti.
>
>
> 28 Nisan 1984 - Tahran (İran) Işık Yönder
> * Türkiye'nin Tahran Büyükelçiliği Sekreteri Şadiye YÖNDER'in eşi, İran ile Türkiye arasında ticaret yapan işadamı Işık YÖNDER, bir ASALA militanı tarafından öldürüldü.
>.
> 20 Haziran 1984 - Viyana (Avusturya) Erdoğan Özen
> * Türkiye'nin Viyana Büyükelçiliği Çalışma Ataşesi Erdoğan ÖZEN, otomobiline yerleştirilen bombanın patlaması sonucu öldü. Olayı, "Ermeni Devrimci Ordusu" adlı örgüt üstlendi.
>.
> 19 Kasım 1984 - Viyana (Avusturya) Evner Ergun
> * Türkiye'nin BM Temsilciliğinde görevli Evner ERGUN, aracına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu öldü. Bu olayı da, "Ermeni Devrimci Ordusu" adlı örgüt üstlendi.
>1984 yılında ayrıca;
> - 27 Mart'ta Türkiye'nin Tahran Büyükelçiliği Ticaret Müşavir Yardımcısı Işıl ÜNEL'in otomobiline bomba yerleştirmeye çalışan bir terörist, bombanın elinde patlaması sonucu öldü.
> - 28 Mart'ta yine Tahran'da Büyükelçilik Başkatibi Hasan Servet ÖKTEM ve Büyükelçilik Ataşe Yardımcısı İsmail PAMUKÇU, evlerinin önünde uğradıkları silahlı saldırıda yaralandılar.
>





Cevaplar:


[ Serbest kursu ]