Baykal'ın ısrarlı hataları
[ Serbest kursu ] Makale yazari: Bedri Baykam (aktarma) Tarih, gün ve saat : 03. Ocak 2001 05:15:02:
Su yaziya cevaben: Baykal: makale yazari: Tarih, gün ve saat : 03. Ocak 2001 04:52:43:
Bedri Baykam
Baykal'ın ısrarlı hataları
Deniz Baykal, Ecevit'in sağlığını eleştiren Çiller'e kızmış: 'Roosevelt tekerlekli sandalyede ülkesine büyük hizmetler vermişti. Siyasetçilerin yaşı ve sağlığıyla ilgili değerlendirmeleri yakışıksız buluyorum' demiş. Bir İsmet İnönü hayranı olarak, aynı fikirdeyiz ama, anlaşılan Baykal bu olasılıkların kendisi adına da önünü açık tutmak istiyor!Zaten, kendisi CHP'nin son genel seçimlerde yaşadığı ağır hezimetin getirdiği kamuoyu baskısına dayanamayarak istemeye istemeye başkanlıktan istifa etmiş, Altan Öymen'in hesapsız giriştiği olağanüstü kurultayda da tekrar genel başkanlığa seçilmişti. Kendisi için bir kabus gibi geçen inziva aylarından kurtulur kurtulmaz Baykal'ın ilk işi, 'Ben bildiğiniz gibiyim, ben değişmedim. Ben hatalarımdan da ders almadım, çünkü ben hiç hata da yapmamıştım. Suç beni anlamayan bu toplumun kendisindedir' şeklinde mesajlar vermek olmuştu. Halkın şaşkın bakışları arasında tekrar koltuğu kapan Baykal, o günden beri CHP'de 'eski tas, eski hamam' rejiminin egemen olduğunu dosta düşmana kanıtladı.
Son aylarda partideki huzursuzluk yine üst seviyelere tırmandı. Baykal ve ekibi, işlerine gelmeyen veya geçen dönemde Altan Öymen'e yakın olduklarını bildikleri il ve ilçe örgütlerine karşı, büyük bir tasfiye ve değişim operasyonuna giriştiler. 30 il ve ilçe görevden düşürüldü. Yönetimlerin içi boşaltıldı, il ve ilçe başkanları istifaya zorlandı. Buralara direkt olarak görevden alma ve atama yapmak yerine yönetimi oluşturan meclislerin üye toplamı yarıdan aza düşürülüyor. Böylece yeni bir seçime girme gereği olmadan iş bitiyor: Baykal ve ekibi bu sayede, mayıs ayındaki kurultaya giderken, o bilindik 'hizip' yapısını her zamanki taktikleriyle sürdürmeyi bu şekilde başarıyor!
İstanbul İl Başkanlığı'ndan Mehmet Bölük'ün istifa etmesi ve onun yerine otuz yıl önce bu görevi üstlenmiş olan Ali Topuz'un atanmış olması, bu zihniyetin en tipik örneği. Burada konu, Ali Topuz'un kendisi ve başarılı bir siyasetçi olup olmaması değil. Topuz, hoşsohbet, CHP tarihini içinden yaşamış, anektod dolu, tecrübeli, dürüst, CHP Genel Başkanı'na çok iyi danışmanlık yapabilecek bir siyasetçi. Kendisine gösterilen saygıyı hakeden bir insan. Problem, Baykal'ın ısrarlı bir inatla kendi dar çevresindeki, Topuz, Mehmet Sevigen, Eşref Erdem, Erdoğan Yetenç gibi isimlerle partiyi değişmez bir aile şirketi yönetim kurulu mantığıyla yürütmek istemesi. Bu kafayla, parti meclisinin bir sonraki hamlesi de Erol Çevikçe'yi Ankara İl Başkanlığı'na atamak olabilir!!! Baykal, örgütün elinden kayıp gidebileceği konusunda sanki sürekli bir paranoya yaşıyor.
Deniz Baykal, her fırsatta tarihin ve toplumun kendisine yakıştırdığı ve lügatlara girmiş sıfatı hak ettiğini sanki kanıtlamaya çalışıyor. Partinin dinamik biz kadro devinimi yok, demokratik kitle örgütleri ile olan sağukluklar devam ediyor. Parti içi huzursuzluk, bildiğiniz gibi. Baykal'ın İstanbul'daki son Topuz operasyonu, CHP'nin diğer kanatlarına neredeyse açık bir provokasyon olarak geliyor. Örneğin Karakaş'ın sözleri bunu çok iyi gösteriyor:
'Parti içinde dar grupçu, hizipçi anlayış, kendisi gibi düşünmeyen yönetimleri çeşitli yollarla parti dışına iter. Bunun üç aşamasından birincisi görevden almak, ikincisi görevden alınan kişinin yerine kendi adamlarını getirmek, üçüncüsü ise seçilmişlerin yerine atamalarla hizbin iktidarının sürekliliğini sağlamak için çalışmaktır.'
Türkiye, çalkalanmaya devam ediyor. Cezaevi olayları, af krizi cumhurbaşkanlığı krizleri, ekonomik kriz, AB ile yaşanan kriz, gelir dağılımı krizi... CHP böyle bir ortamda, toplum, parti içi muhalefeti ve kitle örgütlerini kucaklayacak yeni bir anlayışla siyasi gündemini sürdüreceğine, yine kendine has iç krizlerle boğuşuyor. Bu gerçekten yazık. CHP'li yöneticiler 'nasıl olsa toplum CHP'nin parlamentodaki yokluğuna dayanamaz, biz bildiğimizi okumakla yetinelim, yine de bizi mecburen seçerler' diye düşünüyorlarsa ölümcül bir hata yapıyorlar. Öte yandan insan kendi kendine sorup gülüyor: Son genel seçimlerde hatalar yaptılar da ne oldu?
3/01/01 Akşam Gazetesi