Susma! Sustukça Sıra Yeni yanlışlara gelecek (1 ve 2)
[ Serbest kursu ] Makale yazari: Vaner Alkac Tarih, gün ve saat : 24. Aralik 2000 15:42:26:
Su yaziya cevaben: Susma! Sustukça Sıra Yeni yanlışlara gelecek (1 ve 2) makale yazari: Vaner Alkaç Tarih, gün ve saat : 24. Aralik 2000 03:25:47:
Susma Sustukca Sıra Yeni Yanlışlara Gelecektir!(2)
Ölüm oruçları politik hedefler, güçler dengesi, karçı cephe diye adlandırılanların çatışma hedefleri, toplumsal destekler, geri çekilme nokraları açısından hem politik hende askeri anlamda baştan aşağıya bir yanlışlar bütünü olarak gündeme getirildi.
Böylesi yanlışlarla dolu bir çatışma isteğine devletin kabul demesinde çok şaşılacak bir şey yok.
Şaşılması ve kuşku duyulması gereken ise böylesi bir yanlışlıkla bütünene sol dan ciddi bir tepki gelmeyişi hatta devlet içinde çatışan gruplardan birinin parçası halinde işlev gören PKK nın "destekler" görüntüdeki kışkırtıcı bir umutla gelişmelerin Kürtleri de kapsayabileceği dolayısı ile tek toplumsal muhalefet dinamiği olan bu kesimi kapsaması ile içeriden dışarıya taşacağı beklentisidir.Dev-Sol önderliğinin uzun zamandır devletin bir kanadı ile ilişkili çalıştığı ve liderinin konumunun son derece şaibeli olduğu gibi yaygın bir kuşkunun olduğu biliniyor.
PKK yönetim kiliği de bu politikasını açıkca ilan ederek "devletleşme" süreçlerini ilan ettiler.Ve bu önderlikler ülkemizde gelişmekte olan demokratik mücadele güçlerinin toparlanma moral bulma dönemlerinde ağır bir katliama neden olarak bir kez daha umudun belini kırdılar.Ve 12 eylülden daha ağır bir psikolojik yenilgi ve umutsuzluk dönemini de açıcısı oldular.
Giriş cümlesinde yaptığımız toplu değerlendirmeyi irdelemey çalışalım.
Politik hedefler açısından eylemin yanlış olduğunu vurguladık.
Herşeyden önce politik hedefler sizin gücünüzle ilgili bir saptamadır. Kamu oyuna gösterildiği gibi politik hedefler F tipi ceza evleri ile sınırlı değildi. Devletin iradesnin en keskin olduğu bir alanda yani hapisanelerde bu iradeyi kırma idi asıl hedef.
Böyle bir hedef öne konmaz mı?
Elbette konabilir. Ama burada gücünüzün bu girişimi başarıya ulaştırabilecek bir düzeyde olup olmadığı sorusuna yanıt vermek zorundasınız.
Önünüze koyduğunuz hedef basit bir alanla sınırlanmış değildi. Devletin politik iradesini en güçlü olması gereken yerde kırmaya kalkmak son derece sert karşı koyuşuda beklemenizi gerektirir.Bu gücünüz varmı?
Sıradan çıplak bir bakış bile bırakın zafer kazanmayı çatışmayı uzun bir zaman sürecine yayabilecek bir politik gücün olmadığını saptayabilir.Politik hedeflerideki yanlışlık sadece kendi gücündeki eksiklikle sınırlı değil.
Karşı güçlerin içinde bulunduklaı süreç kendi aralarındaki kapışma ve güçler dengesi hesabı ya hiç yapılmamaış ya da bir tarafın kendilerini destekleyeceği gibi çocukça bir beklenti içine idiler.
Bu beklentinin taşeronluğunu da PKK yönetim kiliğinin ve devlet basınındaki bazı kalemlerin yaptığını söylemek abartma olmayacaktır.Bu gün hükümet etme yetkisini elinde tuttan devlet güçleri globalizmin proğramına bir çok alanda milliyetci karekterleri nedeniyle uyum gösterememektedirler. Bu anlamda da Ermeni sorununun ABD meclisinde gündeme getirildiği bir noktadan beri globalizm projesinin destekcisi kanat tarafından bir gerilim çatışma yeni gerilim politikası izlenerek büyük sol ve sağ tabana ulaşmış kesimi yıpratarak sıkıştırarak ya isteklerinin kabulü doğrultusunda zorluyorlar ya da taban kaybını hızlandırarak hükümeti dolayısı ile milliyetciliği açmaya çalışıyorlar.
Tekrar son dönemlerde yaşanan olayların bir dökümünü yapalım.
Ermeni sorunun geri çekilmesi ile AB görüşmeleri öncesi Fransanın meclisinden geçmesi ve AB görüşmelerinin sonuçlarına Türk tarafından gelen sert tepkiler. Bu sürecin hemen arkasından HADEP e göz yumularak yaptırılan bir gövde gösterisi...
Peşinden MİT in Kürt kartını göstererek Yugoslavyalılaşırız tehdidine Genel Kurmaydan gelen blöfü gördüm mesajı.
Ve nereden niye geldiği belli olmayan borsalardaki korkunç düşüşle kaybedilen 8 milyar dolar cıvarındaki bir meblağ.
Hemen ardından tartışma şansları bile kalmadan dayatılan ve kabul edilen IMF şartları.
Hemen ekleyelim ciddi bir müdahaleye uğramıyan işçi memur eylemlilikleri ve peşinden bir merkezden yönetildiğne kuşku bile olmayan çevik kuvvet gösterisi.Ecevitin "bir yerden düğmeye bastılar " lafı sadece medyada ve ilerici kesimde alay konusu oldu.
Oysa tam anlamıyla topuğundan vurulmuş yaralı milliyetci kanatın tepkisi idi bu.Tam bu kapışmanın göbeğinde hapisaneler doldurulmuş soyalist kesimden açık bir savaş ilanı anlamına gelen ölüm oruçları denk geldi. Burada "denk geldi " ifadesi "olasılığa" açık olabilmek için kullanılmıştır. Asıl inancım ise bu sürecin çok önceden bilinçlice hazırlanarak şaibeli önderlikler tarafından soyalistlerin savunmasız olarak alana sürüldüğü.
Diyelim ki tesadüfen veya hesaplanmadan veya bir art niyet olmadan bu gelişmelerin göbeğine düşüldü.
Peki yukardaki süreç değerlendirilerek eylem yeniden gözden geçirildi mi?
Biz buna inanmıyoruz.
Bu tezgahı hazırlayanlarda böyle bir değerlendirme yapılamayacağını ve değerlendirme doğrultusundan Bakanın kamu oyu önünde attığı bir geri adımla yetinip konuyu asıl dışarda demokrasi mücadelesi verenlerin insiyatifine bırakmıyacağını biliyorlardı.Bir çok alanda iradesini kaybetmiş ve giderek daha zor durumda kalan milliyetci kanat yaralı halinde bu geri adımın kendileri için doğuracağı sonucu görmüş ve çatışma alanına fiziki olarak ve en ağır çekilde cevaplama isteği ile girmiştir.
Yine baştaki değerlendirme cümlemize dönersek politik hedefler, güçler dengesi açısından tam anlamıyla yanlış bir eylem kararı ve sonuçları karşımızda bu gün.
Yine karşı güçler diye adlandırılanların politik hedefleri ve uyumsuzlukları yukarda vurgulandı.
Elbette ilericiler karşı güçlerin çatışmalarından halk yaraına kazanımlar açısından yaralanırlar. Veya yayalanabilecek politikalar geliştirebilirler.
Birinin yanında diğerinin karşısında azman zaman kendi bağımsız duruşunu kaybetmeden olmak mümkün. Ve gereklidir de.
Ama hiç bir zaman yanında olduğunuz veya geçici olarak destek verdiğiniz veya belli bir anlık hedeflerinizin ortaklaşması, çatışan tarafların parçalanmışlığına bakarak, onların asıl mevzilenmesinin tam sizin karşınızda olduğunu unutturmamalıdır.Önce alışılmamış biçimde ölüm oruçları ile ilgili sempatik bir atmosfer yaraıtıldı devlet kanatları basınında. Hatta bu Milliyetci kanat tarafından bir suçlama unsuru olarak getrildi. Eski solcu köşe yazarları suçlandı. Ve DGM devreye sokularak bu engellenmeye çalışılırken karşı zorun kullanılması karasızlıklarından uzaklaştılar.
Bu süreç aynı zamanda PKK yönetim kiliği tarafından (önceden bilgilendirildiklerine inanıyorum) doğru değerlendirilerek kendi geri çekilişlerini sağladılar. Aslında bu çekiliş bir anlamda bi çatışmada Kürtler içinde olmayacaktır mesajı ile hükümet kanadını rahatlattı ve bu boyutlarda bir saldırı kararı alınmasını kolaylaştırdı. PKK lı mahkümların da öldürülebilmesi kendi tabanını bile izlediği politikalarda ikna etmekte zorlanan yönetim kiliğini ya daha radikal politika izlemek ya da insiyatifi elinden kaçırmak tercihi ile karşı karşıya bırakabilirdi. Bu da devletin Kürt kartını kullanışsız hale getirecek sonuçlar yaratabilirdi.
Nitekim saldırı ile birlikte o basında yaratılan sempatik hava tam anlamı ile köşe yazarlarının insiyatifinden çıkarılarak korkunç bir psiklojik savaş ve desinformasyona dönüşmüştür.
Bu ülkedeki hapisane direnişlerinin yaratıcısı ve ateşleyicisi olan Kürtler politik planda ne olaylara sahip çıkmakta ne de sonuçlarının kendileri ile ilgili bölümü ile ilgilenmektedirler.Ve sonuçta ciddi bir kamu oyu desteğinin olmadığı destek varmış gibi göstererek tırmanmayı sağlayanların provakasyonun bir parçası oldukları ve devlet iradesinin kırılması gibi bir politik eylemin çatşan tarafları birleştirecek bir karekter taşıdığı ortaya çıkmıştır.
Globalizmin gerilimi tırmandırma politikasına sosyalistler kurban olarak seçilmiş ve bir çok kez tekrarlandığı gibi bu kurbanlık görevi devrimciliği duygusal bir duruş bir kahramanlık olarak yorıumlayanlarca da ideolojik olarak tamamlanmış veya tamamlanacaktır.
Veya arkamızdan vurlmayı alışkanlık haline getirmeye çalışılanlarca "ezop" dili olarak kakalanmaya devam edecektir.Vaner Alkaç