Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!

CUMHURİYET, DEMOKRASİDİR!


[ Serbest kursu ]


Makale yazari: Prof. Dr. Ozer Ozankaya (Aktarma) Tarih, gün ve saat : 08. Aralik 2000 11:29:21:

CUMHURIYET, DEMOKRASIDIR!

Prof. Dr. Özer OZANKAYA
ADD Genel Baskan Yrd.

15 yildir, ülkemizde, özellikle aydin kesimi ve en basta da
üniversite
gençligimizi hedef alan bir propaganda çabasi, 'cumhuriyet
ile demokrasinin
ayri seyler oldugu, Türkiye'de demokrasi degil
cumhuriyet kurulmus oldugu'
anlayisini yerlestirme çabasina girmis
bulunuyorlar. Bu yazida, iletisim
araçlarinda nerdeyse tekel durumu
yaratip kendisini tek yanli olarak duyurma
olanagi bulan bu
propagandanin yanlisligini, Türkiye Cumhuriyetini ve ona
temel olan
Atatürk ilke ve devrimlerini baltalama amaci tasidigini belirtmek

istiyorum.

1. Öncelikle cumhuriyet ve demokrasi sözcüklerinin yabanci
kökenli
olusundan yararlanan bu propagandanin en cok basvurdugu gerekçe,

kanimca en zayif gerekçesidir: "Atatürk Cumhuriyet kurdu, demokrasi
kurmadi"
derken, "Saddam Hüseyin'in de, Ziyaül Hakk'in da, Iranli
Mollalarin da
Cumhuriyeti var!" diyorlar. Yani bunlara göre Saddam ya
da Humeyni kurdugu
yönetim biçimine cumhuriyet dedi diye"cumhuriyet"
kavrami, onlarin yönetim
biçimiyle özdeslesmis oluyor ve böylece
degerden düsüyor. Ama bu yazar
ve akademisyenler, sosyalist kampin
çöküsünden önce örnegin Bulgaristan'da
Jivkov'un, Polonya'da
Jirinovski'nin, Romanya'da Çavusevsku'nun vs. devlet

düzenlerini "halk demokrasisi" diya adlandirdiklarini hiç animsamak
istemiyorlar.
. Saddam rejimine "cumhuriyet" adini verdi diye
cumhuriyet degerden düsecekse,
berikiler de yönetimlerine "demokrasi"
dedikleri için demokrasiyi de dislamalari
gerekmez mi?

Bu mantigin çürük oldugu açiktir. Nitekim Atatürk Cumhuriyeti'ne

açik ya da örtülü saldiran bu kesim, Türkiye için önere önere "2.
Cumhuriyet"
önermislerdir, baska bir ad bulamamislardir. Kendilerine
de "2. Cumhuriyetçi"
demislerdir. Madem Cumhuriyet demokrasi degildi,
neden kendilerine baska
bir ad bulamadilar? Genel aydin kesimimiz bu
mantik yanlisini, bu çeliskiyi
gördügü için, içtenlikten ve
tutarliliktan yoksun bu yazar ve akademisyenlere
"Numaraci
cumhuriyetçi", yani 'yalanciktan cumhuriyetçi' adini takmis

bulunuyor.

Gerçekte, Yunanca kökenli demokrasi, Latin kökenli 'rex publika"

(Republique) ne anlama geliyorsa, Arapça kökenli Cumhuriyet de ayni
anlama
gelmektedir. Yunanca "demos" halk, "krasi" de erk demektir.
Böylece halkin
erk sahibi oldugu yönetim biçimi anlamina gelmektedir.
Latince "Rex" erk,
"public" halk, "République" halkin hukuksal ve
yönetsel erkleri elinde
bulunudrmasini anlaatmaktadir. Arapçada
da "cumhur" halk demektir, "cumhuriyet"
de halkin kendisini yönetmesi
anlamina gelmek üzere arapça dilbilgisi kurallarina
göre türetilmis
bir sözcüktür.

Demokrasi ve cumhuriyet kavramlarinin
sayginligindan yararlanip bu
kavramlarin her ikisinin de anlattigi "ulusal
egemenlik" "halka karsi
hesap veren yönetim" ilkesine aykiri yönetimler
her yerde
görülegelmistir. Bir saygin kavram, içerigi ile hiç tutarli olmayan

amaçlar için kilif olarak kullaniliyor diye, o kavramdan vazgeçmenin
dogru
bir yol olmadigi açiktir.

2. Cumhuriyet kavrami, kimi kez -her zaman
degil- bir halkin kendi
yönetimini kendisinin belirlemesi ilkesinin siyasal
kurumlarindan
(devlet baskanligi, parlamento, hükümetin kurulusu, seçim
düzeni,
anayasa, anayasa yargisi, yönetsel yargi, gibi) söz ederken
kullanilmasina
karsilik, demokrasi kavrami kimi kez -her zaman degil-
bireysel yurttaslarin
insan ve yurttas hak ve özgürlüklerinden söz
edilirken kullanilmakta ise
de, bu durum iki kavramin birbirine
karsit anlam tasidiklari demek olamaz.
Tersine parlamentonun, seçim
hukukunun, Anayasanin, Anayasa Mahkemesinin
hükümetin kurulus
düzeninin … birey hak ve özgürlüklerinin güvencede bulunmasiyla

dogrudan iliskili oldugu açiktir.

3. "Cumhuriyet demokrasi degildir"
diyenlerin gerçekte neyi
amaçladiklarini, su önerilerinden anliyoruz:

'Demokrasi her ideolojinin, her alt kültürün, her tür yasam
anlayisinin
kendisine yer bulabildigi, özgür bir sivil toplumsal
yapinin kimlik özelligidir.
Aksi takdirde sivil toplum tek sesli bir
topluma dönüsür ve müdaheleci
devletle özdeslesir. Demokrasinin baska
seslere, baska kültürlere, baska
etnik gruplara yer verici niteligine
karsilik, cumhuriyet bu baskaliklarda
hep düzeni sarsici gelismelerin
ayak izlerini arar ve demokrasiyle cumhuriyet
arasinda adi
konulmamis, örtülü bir çatisma sürer gider. Cumhuriyet, hep
demokrasi
aleyhine alan kazanmaya çalisir.'

Ekonomik politika alaninda
2. Cumhuriyetçi tez, devletin ekonomi
alaninda yatirimci ve üretici etkinliklerden
uzak durmasi gerektigini
önermektedir.

Siyasal demokrasi alaninda ise,
bu 'Numaraci'lar laikligin
demokrasinin olmazsa olmaz kosulu oldugunu unutturmak
hevesiyle,
laiklik karsitlari ve onlarin tarikat türü ortaçag artigi örgütleri

ile uzlasmayi (gerçek niyetleriyle belirtelim: onlara hukuksal
mesruluk
saglanmasini) önerebilmektedirler.

Türkiye için bu görüsleri öne sürenlerin
örnegin ulusal kimlik
geregini, ortak yurt kavrami geregini, ortak bir
hukukun toplumda
egemen olmasi geregini, toplumsal refah ve adalet için
kamunun
ekonomik girisimlerine de gerek oldugunu, bunlar olmadan hiçbir
insan
hak ve özgürlügünün gerçeklesemeyecegi gerçegini hepten göz ardi

etmekte, sözünü bile etmemektedirler. Bu tutumlarinin sonucu olarak
da
örnegin etnik terörü, dinsel terör ve baskiciligi, otoriter ve
beyin yikayici
örgütler olan tarikatlari, Ermeni soykirimi
iftiralarini, Misak-i Milli
ile tanimlanmis yurdumuza saldirilari
kinamaya yanasmamaktadilar. Tersine
olarak CNN Türk'ün yaptigi gibi
Güney-Dogu Anadolu'yu Türkiye sinirlari
disinda gösteren harita
yayinlayabilmekte, Insan Haklari Dernegi adi altinda
Türkü yurdunun
bir bölümünden yoksun kilmaya yönelik terör örgütünü hakli
bir savas
yürüten kurulus gibi sunup insan haklari kavraminin da toplumda

sayginligini düsürmekte, "Herkesin kendi hukukunu yasamasi"
önerisiyle
t!
oplumsal bütünlesme degil, dil, din, mezhep, soy bölünmelerini
yeglediklerini
belli etmektedirler.

Demokrasi getirmedigini öne sürdükleri Atatürk modelinin

sömürgeciligi reddeden, tam bagimsizlikçi, demokrasinin eknomik
gereklerini
içeren ve tutarli bir laikligi temel alan demokratik
özelliklerine saldirmalari
bundan dolayidir.

Bu niteligi ile "Cumhuriyet demokrasi degildir." diyen
görüs,
gerçekte, her türlü özgürlük ve hakka saygisiz çokuluslu sirketler

güdümündeki uluslararasi sömürü iliskileri yapilanmasinin adi olan
yeni
dünya düzeni ideolojisinin Türkiye'ye uyarlanmis biçimidir.

Bunca gözüpekçe
at oynatabilmeleri ise, siyasal partilerin iç yapi
ve isleyisinin demokrasiden
yoksun olusu, baslarindaki yönetici
siyasal kadrolarin sayginliklarini
hemen tümden yitirmis olmalari,
yolsuzluklarin, yasa- ve ahlak-disiliklarin
sorumlulugundan
kaçabilmeleri, bu ortamda -tipki Osmanli'nin düskün yöneticilerinin

yolaçtigi üzere- dis sömürgeci güçlerin etkinliginin artmasina yol
acmalari
ile açiklanabilir, kanisindayim.


Prof. Dr. Ozer Ozankaya





Cevaplar:


[ Serbest kursu ]