Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!

Doğu Perinçek üzerine


[ Serbest kursu ]


Makale yazari: Doğan Arkadaş Tarih, gün ve saat : 04. Aralik 2000 15:49:55:

Merhaba,

Bu yazıda Doğu ile ilgili "izlenimlerimi" yazıyorum. Umarım Mehmet K.'ya yararlı olur.

Doğu ile bir röportaj vesilesi ile tanışma olanağım olmuştu. O sırada bir süre özel konuşma olanağım da oldu. O görüşme öncesi özel bir husumetim yoktu ve ondan sonra da olmadı zaten. Ama bu sohbet benim için oldukça yararlı oldu.
Doğu çok sempatik bir adam. Bir ayağı aksak. Sürekli gülümseyen biri. Tabir caizse matrak biri.
"Hocam" dedik "nedir bu ajan meselesi" ? "Yaw" dedi "12 Eylül öncesinin çatışma ortamında sık kullanılan bir ifade idi bu." Sonra Kuzey Kore'ye gittiğinde başına gelenleri anlattı. Orada da Doğu'ya ajan demişler, çok gülmüş. Biz de güldük tabii. "TKP'nin mirası" bu dedi.( yani Kuzey Kore'de bile hakkında böyle konuşulması.)
12 Eylül öncesi ergenlik dönemimizde idik. O dönem politize olan bir çoğumuz, abimizden, akrabalarımızdan, komşu çocuğundan etkilenerek politize olmuştuk ve ona göre bir örgüte sempati geliştirmiştik. Bu sanırım hala böyle devam ediyor ve bu da çok doğal bir şey.
Doğu'nın adını ben o dönemde sık duymadım. Duyacak yaşta değildim. Biz ufak bir kasabada yaşıyorduk. Her nasılsa bir örgüte sempati besliyorduk. Zaten başkaca da bir örgüt yoktu bizim oralarda. Bilinç düzeyimiz o kadar da yüksek değildi. Doğru ve yanlışları ayırt edecek yaşlarda değildik. Gerçi ileri yaşlarda da bunu ayırt etmek o kadar kolay değil ama neyse...
Sonra 12 Eylül oldu ve hayat devam etti.
Ailece ve hatta sülale olarak solcu idik. Çoğunluk CHP li idi. Ben de sonraları tarih okumaya başladım. Buna tabii ki solun tarihi de dahildi.
Doğu'nun adına 1960'ların sonlarından itibaren rastlamaya başladım. Sanırım Dev Genç'in son genel başkanı idi. TİKP örgütünü kurmuştu. Çin devrimini örnek alıyordu. Kendisini Maocu olarak da görüyordu.
Aydınlık geleneği hakkında izlenimlerimi de daha sonra yazacağım; bu nedenle burada sadece Doğu ile ilgili bazı gözlemlerime ve düşüncelerime yer vermek istiyorum.
Benim yaşımdan çok bir süreyi, sosyalizm mücadelesine vermiş biri. Bu nedenle onun sosyalist olup olmadığı hakkında hüküm vermek bana düşmez. Yazdığı yığınla kitap var. Onun görüşlerini öğrenmek için kaynak bol yani. Doğru yanlış o ayrı. Ama Doğu, bildiğim kadarıyla, yazdığı gibi yapan ve yaptığı gibi yazan biri.
Politik cesaret açısından da onu olumlu bulurum. Doğruluğuna inanmışsa, soldaki genel yargılara uzak da olsa, bunu savunduğuna çok tanık olduk. Belki onun hakkında soldaki olumsuz yargıların bir kaynağı da budur. Politik cesaret olumlu bir özellik olmakla beraber, eğer savunduklarınız yanlış şeylerse çok zor durumlara da düşürür adamı. Bu nedenle de kolay bir şey değildir. Siyasal karşıtlarınıza karşı politik cesaret sahibi olmak görece kolaydır da kendi yandaşlarınıza karşı aynı cesaret kolay bir şey değildir.
Kişi olarak samimi bulmama rağmen politik olarak Doğu'yu samimi bulmuyorum. Bana güven vermiyor. Uzun sosyalist geçmişi ve bir yığın kitap yazacak kadar birikimi ile benim gibi sıradan birine külahını ters giydirebilir! Oysa devrim yada sosyalizm yada demokrasi, benim gibi sıradanların sorunudur ve işidir. Sıradan insanlar yoksa o politik hareket yürümez. Bu sadece Doğu'ya yönelik değil genel bir eleştiri. Bu konuda söylediklerimi mesela Ertuğrul Kürkçü için de söyleyebilirim. Eminim ikisini yanyana koysak ne kadar büyük teorik ve politik farklar bulurlar. Ama siz isterseniz değerbilmezlik deyin ama benim için her ikisi de aynı kefede. Bu cehaletten kaynaklanıyorsa, evet öyledir. Çok da umurumda değil. Çünkü asıl işim geçinmek ve sonra da zaman bulursam okumak ve kafamı açmak. Okurken her ikisinin yazdıklarından da yararlanıyorum ve aslına bakarsanız onlara tavsiyem de oturup anılarını falan yazmaları.
Siz düşündünüz mü bilmiyorum ama ben zaman zaman düşünürüm. Doğu hakkında da düşünmüşümüdr. Diyelim bir gün Doğu ölse, cenazesine gider misiniz ? Yada ülkedeki bütün sol partiler, dernekler, sendikalar ne yaparlar ?
Ben giderdim ve cenazesini kaldırırken de hiç yüzüm kızarmazdı. Geçmişte sola bir şekilde hizmet etmiş insanlara sahip çıkmak gerekir. Gerçi bunun ölçütü nedir orası da belirli değil. Sonuçta büyük ölçüde insani birşey.
Ve son olarak şunu söylemem gerekiyor. İsterseniz geçmişten ders almamak falan deyin ama, geçmişte şu oldu bu oldu çok umurumda değil. Hayat her zaman kaldığı yerden devam ediyor.
Sosyalist tartışma platformunda sosyalist bir arkadaş, sosyal demokrasiyi eleştirirken, 1. Dünya Savaşı'nda sosyal demokratların Avrupa'da sosyalizme ihanet ettiğini söyleyip, bir sosyal demokrat arkadaşı ( galiba Memduh Hacı'yı ) eleştirmişti. Komediye bakın. Yer Avrupa, tarih yaklaşık 100 yıl öncesi ve bugün sosyalistlerle sosyal demokratların ayrı durmalarının gerekçesini, Türkiye'de 2000'lerde yaşayan bir sosyalist nasıl sunuyor! Bu da bizim gibi "doğu sosyalizminin" bir cilvesi olsa gerek !

Görüşmek üzere...
Doğan Arkadaş







Cevaplar:


[ Serbest kursu ]