Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!

"Koç Başı"


[ Serbest kursu ]


Makale yazari: Baran VANLI Tarih, gün ve saat : 28. Ekim 2000 15:53:58:

Su yaziya cevaben: Vaner'e makale yazari: Doğan Arkadas Tarih, gün ve saat : 25. Ekim 2000 11:27:07:

Merhabalar,

İstemeden katıldığım bir konu oldu.
Tanıyanlar bilir bu konular'la fazla ilgilenmem.

Y.Koç, B.Meral'in değil ama Türk-İş'in danışmanıdır.
Oldukca Milliyetçi hatta ırkçı denecek kadar Kürt düşmanıdır.Konuşacağı insanın "Türk" ırkından olması onun için önemlidir!Bu kadar veri bile bu şahsın,anlatıldığı kadar "Saf sendikacı" olmadığını gösteriyor.

Devletin ve yalakalarının,Kürt gençlerinin(PKK lı veya değil bu önemsiz!) kelleleri vücutlarından koparılıp,kulakları kesilip boy boy resimleri gazetelerde sergilenince gösterdikleri sevinç ile bu "Koç"un gösterdiği sevinç aynı ise ne düşünürsünüz?

Eski DY,BSP yeni ÖDP üyesi filan olması bu kişinin Kürt düşmanı olmasına engel değil.

Nitekim Türkiye "sol"cularının %90'ni Anti-Kürt(Anti PKK =Anti Kürt bu konuda) konumdadırlar.
Alınız Aydınlık,Cumhuriyet gazetesi çevresi CHP de geniş bir kesim(hatta ÖDP de bile ),ve diğerleri. Eh izninizle sağı ve faşistleri saymayalım.
Birde bu kişinin ILO,ASK ve ETUC toplantılarında DİSK gibi bir işçi kuruluşuna(DİSK'i tartışmak ayrı bir konu yine) karşı aldığı olumsuz,sevimsiz hatta geri tavırlar vardır."KOÇ başı" görevi uluslar arası arenada layıkıyla yerine getirilmiştir.

Bisiklete binmek,kasket kullanmak birer erdem değildir."Bu ülkede vatanın, milletiyle bölünmez bütünlüğüne hiçbir maddi çıkar beklemeden canını veren çook yiğit vardır!" Y.Koç'ta bu yiğitlerin en akıllılarındandır.

Neyse işte Devrimciler Türk-İş'i nasıl sarı sendika olarak değerlendirmişlerse Y.Koç'ta bu sarı sendikanın yöneticisidir.Velhasıl, Anti DİSK, Anti Kürt kısaca.
Herkes yaptığının hesabını elbet vermelidir.İyi yada kötü.
Bu hesabı'da Sendika'da emekçi,partide üye, toplumda birey sormalıdır.Hesap verilmeyen,hesap sorulmayan bir ülkenin vatandaşı olmak istermisiniz?
Saygılarımla.

>Sevgili Vaner,
>Yazının başlığı Mehmet Aslan'ın yazısı olduğunu gösteriyordu ama doğrusu ben senin sandım. Sorun da değil.
>Verdiğim yanıtta da yazdığım gibi, hiç kimse, örgüt ve anlayış eleştiriden muaf değildir. Yıldırım Koç da buna tabii ki dahildir.
>O yazıdaki asıl tepkim sana değil, "Bir Türkişli" adı ile yazan arkadaşa idi. Buradaki yazımlarımdan az çok beni tanırsın. Benim de senin yazma üslubunu begendiğimi bilirsin. Kesinlikle eleştiri haklarımızı kısıtlamaktan yana değilim. Keşke her eleştiri senin yazdığın düzeylerde olsa. Zaten eksikliğini duyduğumuş şey bu değil mi ? Burada bunu bir ölçüde başarbildiğimizi düşünüyorum ve bunu sevinçle karşılıyorum.
>Sol basında Yıldırım Koç'la ilgili olarak ben de olumsuz bazı yazılara rastladım. yazıda da belirtim. Onun hakkında söylenen daha çok reformist olduğu yönündedir. Ayrıca Kürt meselesinde, solun geniş kesimlerinden farklı bir tavır almıştır. Ama bunu da kıvırmadan yapmıştır. Yazıları ortada. İsterseniz bir iki yazısını buraya asarım. Bu nedenle bazı kesimler tarafından devlet yanlısı olmakla suçlanmıştır.Senin söylediğin uluslararası toplantıdaki konu bu görüşünün bir yansıması olsa gerek. ( Uğur Mumcu da aynı şekilde suçlanmıştı ama sonradan PKK 7. Kongresi'nin CHP'ye yazdığı ve basında da yayınlanan mektupta, Uğur Mumcu'dan "büyük demokrat" olarak söz edildi, onun "anısına hizmet etmekten" söz edildi. Şimdi kemalist CHP ile ittifaktan söz ediliyor ! )
>
>Belleğin seni yanıltmıyor. Benim de bildiğim kadarı ile, Yıldırım Koç önce Devrimci Gençlik, sonra da 1978'e kadar Devrimci Yol içinde yer aldı. Ama bu yer alış ne düzeyde idi, onu bilmiyorum. Ayrıca bu bilgiyi de kendisinden duymadım.
>İnan yazıyı asmana kesinlikle bir şey demiyorum. Demin de söyledim, bizim asıl ihtiyaç duyduğumuz şey sağlıklı ve düzeyli eleştiri. Eleştiri mutlaka da haklı olacak diye bir şey yok. Bu nedenle ve bu çerçevede yazıya bir itirazım yok. Sana da "neden astın, ne halt ediyorsun" gibi bir yaklaşımım olamaz.
>"Gerilikte eşitlik" konusunda, uyarın üzerine, yazıyı yeni baştan okuyacağım. Mehmet Aslan'ın da bu forumda yer almasından hoşnut kalırım.
>Yıldırım Koç'la ilgili eleştiriye siyasi geçmiş bağından kaynaklanan nedenlerle tepki göstermedim. Bu konuda samimiyim.
>Ancak kişisel tanıklık meselesi doğrudur. Yıldırım Koç benim ağabey diye hitap ettiğim bir insandır. Tepkimin sert oluşu biraz da bundandır. Ama lütfen sen de söyle, bunca emek vermiş birine, "kontra" demenin alemi nedir ? Dayanışmadan ben ne anlıyorsam, onu uyguluyorum.
>Ömrün boyunca kimseye haksızlık etmemeye çalıştım. Bir kişi siyasl olarak karşımızda olabilir, farklı düşünüyor olabiliriz. Bunlar olağan şeyler. Sen eşinle, sevgilinle, annenle, babanla vb. aynı şeyler düşünüyor musun ? Ama bu farklılıkları abartarak kufur edilmesine, hakaret edilmesine, haksızlık edilmesine göz yumamam. Benim sol ahlakım bana bunu emrediyor. Vaner lütfen yazılarımı oku. Siyasal karşıtlarımdan bile söz ederken, olabildiğince nesnel düşünmeye, hakaret unsurları içeren söylemler kullanmamaya gayret ettiğimi görüyor olmalısın. Hele bu sözlerömrünü işçi sınıfına adamış biri için sözkonusu olunca , tepki göstermem doğal sayılmalıdır. Kişiseltanıklık konusu olsa olsa bunun içinde küçük bir yere sahiptir.
>Solculuğu devlet tarafından nasıl yönlendirildiği konusuna dikkatimi çekmek istediğini söylemişsin. Araştırma konusudur demişsin. Buna katılmamak mümkün değil. Keşke genel geçer söylemlerle yetinmek yerine, iddialarımızı böyle "araştırmalar" sonucunda ortaya koyabilsek. Yıldırım Koç bu araştırmacılardan biridir. Söylediği her sözün arkasında önemli bir araştırmanın birikimi vardır. Onun özellikle alkışladığım yönü de budur.
>Eski yazılarında Taner Akçam, Oğuzhan Müftüoğlu vb konusunda yazdıklarını okumadım. Daha doğrusu bulamadım. Senden o yazıyı da buraya asmanı rica ediyorum.
>Şu sözüne katılıyorum.
>"Bu bağlamda Koça kişisel olarak bir dokunulmazlık yaratmadan önce eleştirileri anlamaya çalışarak ciddi bir soru işareti ile yaklaşmak bence bilimsel olabilmenin ilk adımı olan kuşkuculuğun gereğidir."
>Bilimsel kuşkuculuk her zaman önemsediğim bir tavır olmuştur. Bunu yazılarıma ne ölçüde yansıtabiliyorum, bu, okuyucuların takdiridir.
>Ancak Koç'a dokunulmazlık yaratmadım. Hiç kimse eleştiriden muaf değildir diye yazan benim. Bu nedenle kimsye dokunulmazlık yaratmam olanaklı değildir. Eleştiri kadar, eleştiriye yanıt hakkı da kutsaldır. Kamuoyuna yönelik açıklamalar yapanlar, buna yönelik eleştirilere de katlanma sorumluluğunu ve hoşgörüsünü duymak zorundadır. Ama eleştirenler de kendilerine karşı olan eleştirelere açık olmak zorundadır.
>Yıldırım Koç'un yaptıkları ortada. İkinci yazıda onun yayınlarından bazılarını buraya aktardım.
>Kimseye haksızlık etmemeliyiz. Yiğidin hakkı yiğide diyen atalarımız değil miydi ?
>
>Saygılarımla
>Doğan Arkadaş





Cevaplar:


[ Serbest kursu ]