Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!

CHP Denizli İl Örgütü Basın Açıklaması


[ Serbest kursu ]


Makale yazari: Sabir Kocamaz İl Başkanı Tarih, gün ve saat : 20. Ekim 2000 15:52:24:

Ülkemizde ne zaman halkımıza birşeyler ödetilecek olsa,ne zaman
halkımızın sırtına yüklenecek külfet varsa,ne zaman zamlar,insan haklarına
saldırılar yapılacaksa,halkımızdan fedakarlık yaftası ile masallar anlatılacaksa,
ne zaman IMF reçetesi halkımızın sırtına yüklenecekse,hep CEZAEVLERİ gündeme
getirilir.Ve cezaevlerinde önce olaylar çıkartılır,sonra işkence ve ölümler
meydana gelir.Artık yeter,dünyanın hiçbir ülkesinde böyle insanlık dışı uygulamalar
yapılmamaktadır.Evet cezaevleri ölüm ve işkence merkezleri haline gelmiştir.
Cezaevlerinde son günlerde meydana gelen olayları endişe ve ibretle izliyoruz.
Cezaevlerinde ÇETE-MAFYA kol geziyor,ölüm saçıyor ve İDARE önce seyrediyor
sonra da çetelerle pazarlık yapıyor.

BANKA SOYGUNCULARI ve HORTUMCULAR zafer işaretleri ile şov yapıyorlar.Dünyanın
hangi ülkesinde bu uygulamalar ve görüntüleri görebilirisiniz.Uşak cezaevinde
yaşanan olaylar ve işlenen cinayetler toplumumuzda korku yaratmıştır.Bu olaylarda
bir defa daha görülüyor ki;devletin himayesi altında bulunan tutuklu ve hükümlülerin
canı ve insani hakları büyük tehdit altındadır.

SİYASİ tutukluların bulunduğu cezavelerinin bazılarında açlık grevleri devam etmektedir.
Uzun süren açlık açlık grevleri sonunda tutuklu ve hükümlüler için yaşamsal tehditler
ortaya çıkmakta hatta ölümler meydana gelmektedir.

Bu günlerdeki son örneği AYDIN CEZAEVİ'ndeki açlık grevidir.Devletimiz bu açlık
grevine seyirci kalamaz,kalmamalıdır.

Bütün bu olaylar uzunca bir süredir cezaevlerinde içten içe devam eden rahatsızlıkların
gün yüzüne çıkan kısmıdır.

Toplumumuz cezaevleri konusunda ikiye ayrılmıştır.

1-Hükümet ve hükümete yakın çevreler sorunun "F" tipi cezaevi uygulaması ile çözüleceğini
zannetmektedir.Bunlara göre koğuş sisteminde çeteler ve teröristler örgütlenme
yapmaktadırlar,koğuşları örgüt evi gibi kullanmaktadırlar.
Bu görüşün ne kadar sığ bir görüş olduğu açıktır.

2-Tutuklular ve yakınları ise bu görüşe şiddetle karşı çıkmaktadırlar.Çünkü Ulucanlar
cezaevinde,Burdur cezaevinde ve başkaca cezaevlerinde hiç neden yokken baskın yapıldığını,
insanların öldürüldüğünü,kollarının koparıldığını sürerek koğuşlarda toplu halde iken
bu muameleyi reva görenlerin,insanların yalnız bırakıldıkları hücre sisteminde ve
daha korumasızken nelere maruz kalacağından endişelidirler.

Biz Denizli CHP İl Başkanlığı olarak biliyoruz ki;bugüne kadar cezaevlerinde işkenceler
ve insan onuru ile bağdaşmayacak uygulamalar olmuştur.Savunmasız tutuklu ve hükümlülere
insafsızca uygulamalar reva görülmüştür.Bu uygulamaları ve işkenceleri İDARE ve Meclis
Araştırma Komisyonu da itiraf etmişlerdir.

Bu nedenle biz tutuklu ve hükümlüler ile onların yüreği acılı yakınlarının,cezaevlerindeki
olaylar ve "F" tipi cezaevleri konusundaki tepkilerini haklı buluyoruz.Çünkü SORUN
cezaevlerinin şu yada bu tipinin yanında veya karşısında olmaktan ibaret değildir.

Sorun DEMOKRASİ ve İNSAN HAKLARI sorunudur.

Yoksa her zaman olduğu gibi idarenin sorunların cezaevindeki sorunların çözümünde,sözde
devletin sorumluluğunda ve güvencesinde olan insanların hayatına mal olan uygulamalarına
baktığımızda sorunun kaynağının cezaevlerinin tipinden çok,idarenin olaya bakış açısı
ve yöntemi olduğu açıkça görülecektir.

Bizce sorunun çözümü,cezaevlerinin tipi ile ilgili değildir.Sorunun çözümü demokrasi
ve insan haklarından ne anlaşılması gerektiği ile ilgilidir.Malesef demokrasi ve insani
hakları konusunda idarenin tutumuçok vahim sonuçlara neden olmaktadır.ÇETE,MAFYA ve
BANKA HORTUMLAYANLARLA halkımızın gözü önünde pazarlığa giren idarenin bu acınacak
tutumunu biz şiddetle kınıyoruz.Çeteler,mafya elemanları ve banka soyanlar hariç,
siyasi düşünceleri ve basit öğrenci olayları nedeniyle cezaevlerinde bulunan insanlar
bizim insanlarımızdır.Bu insanlar devlete emanet edilmiştir.Cezaevleri işkencelerin
yapıldığı,ölümlerin meydana geldiği yerler olmamalıdır.Cezaevleri yasadışı terör
örgütlerinin eğitim merkezleri de olmamalıdır.

Ama cezaevinde bulunan insanların,insan olmaktan doğan hakları da elinden alınmamalıdır.
Bu insanlar cezalarını çektikten sonra toplumla barışık ve üretken insanlar olarak
serbest kalmalıdırlar.

Cezaevlerindeki sorunlarla ilgili çözümler için dialog şarttır.İdarenin inatlaşması yeni
acılar doğurur.Cezaevindeki yönetim sorununa derhal yasal ve fiili çözümler getirilmelidir.
Cezaevi personeli eğitilmelidir.Bugüne kadar cezaevinde olaylara karışan görevliler ile,
hükümlü ve tutuklulara karşı işkence eden ce kötü muamelede bulunanlar derhal görevlerinden
uzaklaştırılmalıdır.Açlık grevlerine karşı cezaevleri gerekli duyarlılığı göstermelidir.
Devlet muhtemel ölümlerin,açlık grevinden dolayı meydana gelebilecek sakatlıkların
mutlaka önüne geçmelidir.Cezaevlerinin yönetimindeki çifte başlılığa son verilmelidir.
Cezaevi güvenliğinin temeli olarak Adalet Bakanlığına yada İçişleri Bakanlığına bırakılması
geremektedir.

Cezaevlerindeki çifte standarda da son verilmelidir.Devletin dinci teröristlere ve çetelere
gösterdiği aşırı hoşgörüyü kınıyor,Sol siyasi suçlulara karşı girişilen anlamsız şiddeti
ve baskıyıda garipsiyoruz.

Bugünlerde gündemde tutulan AF ise pazarlıklara göre ayarlanmaya çalışılmaktadır.Hükümetin
AF konusunda adil davranması gerekmektedir.Sol siyasi düşüncelerinden dolayı cezaevlerinde
bulunan insanların da AF kapsamına alınmasının kamuoyunun talebi ve dileği olduğu bir an
bile unutulmamalıdır.Bu düşünce ve dileklerimizle,AF mutlaka çıkacasa hukuk normlarına uygun
olmalıdır.

Kamuoyuna saygı ile duyuruyoruz.


Sabir KOCAMAZ
CHP DENİZLİ İL BAŞKANI
16 Kasım 2000





Cevaplar:


[ Serbest kursu ]