SELAM
Selam Azrail’e, doğan bebeğe
Selam tadlı sona, acı gerçeğe
İmana, irfana, zindana selam
Selam umut, sabır ve geleceğe
DUA
Senin ak alnından, gök gözlerinden
Önce dallar, sonra yapraklar öpsün
Eğilsin yıldızlar, tutsun elinden
Gecelerden sonra şafaklar öpsün
AŞK diyorlar en mukaddes hayale,
Ve sen de düşesin bu sonsuz hale...
Hazdan dudakların olsun bir lale,
Güller, karanfiller, zambaklar öpsün
Sende kemal bulmuş renk, şekil biçim
Yaşamanın özsuyusun bir içim
Olanca suların sağlığı için
Seni her gün göller, ırmaklar öpsün
Kumral saçlarında nisan yağmuru
Yazın, ak yüzünden gölgenin moru
Ağzından en serin, hem de en duru
Kayalardan akan kaynaklar öpsün
Çimenler okşasın ayaklarını
Çiçekler koklasın parmaklarını
Ben öpmeden önce yanaklarını
Varsın teller, tüller, duvaklar öpsün
Kıskançlık çakılı kazıktır serde
Bölünsün bu rüya en tatlı yerde
Seni canlı kullar öpmesinler de
Kefenler sarılsın, topraklar öpsün…
SAATİ YOK EREMİ YOK
Aşktan yana söz duyunca
Ben hep seni düşünürüm
Uçsuz hayaller boyunca
Ben hep seni düşünürüm
Yıldızlar kayar yüceden
Renkler sıyrılır geceden
Yüreğim sızlar inceden
Ben hep seni düşünürüm
Aklın ucu değer hiçe
Yol ararım içten içe
Kainat uyur sessizce
Ben hep seni düşünürüm
Korkunun bittiği yerde
Haz duyarım perde perde
Bir mezar görsem bir yerde
Ben hep seni düşünürüm
Zaman zaman sonsuza akar
Meyve dökülür, dal kalkar
Çiçeklere bakar bakar
Ben hep seni düşünürüm
Rüzgar eser ilden il’e
Sağlıkta bitmez bu çile
"Var" dan öte, "Yok" ta bile
Ben hep seni düşünürüm
BİR GÜZEL ÜLKÜDÜR GÖNÜL VERDİĞİM
Yüreklerde kök bağlayıp yaşayan,
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim
Ezelden ebede müjde taşıyan,
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim
Yesi'deki kutsal AŞKIN mayası,
Malazgirt'te Alparslan'ın rüyası
Söğütteki has kilimin boyası,
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim
Yunuslayın "Et-kemiğe bürünen",
Selim ruhta Yavuz Serdar görünen
Şems misali cümle kirden arınan,
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim
Bedenlerde Koç Köroğlu yüreği,
Debreştikce yakın eyler ırağı
İman kalesinin bayrak direği,
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim
Dedem Korkut töresi ile töreli,
Edep, ahlak, sevgi, saygı sıralı
Kırk yıl önce.... aklım erdi ereli,
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim
Her kapıda bir hesaba girmeyen,
İnancından zerre taviz vermeyen
Dost alnına kara leke sürmeyen,
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim
Mazlumun yoldaşıi, zalimin hasmı,
Kendine put yapmaz heykeli, resmi
Hak'tır, Adalettir, Rahmettir ismi,
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim
Bu ülkü candadır, sokakta yatmaz.
Güneştir.. bir doğdu, bir daha batmaz
Menfaat uğruna kimseyi satmaz,
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim
Şiddeti, kavgası kanı olmayan,
İçinde öfkesi, kini olmayan
Sonsuza uzanan, sonu olmayan,
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim
Bedirden Bizansa akıp gelen o,
Küfür setlerini yıkıp gelen o
İlahi kaynaktan akıp gelen o,
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim
Sinan'da estetik, Itri'de ahenk,
Sebillerde hayat, kubbelerde renk
Mevlana'da ilim, Barbaros'ta cenk,
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim
Nizam-ı Alem'dir Hak'kın sözü bu,
Söylediğim cümle sözün özü bu
Tek damlada umman eyler bizi bu,
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim
Ülkü demek makam, mevki, taç değil,
Ülkü demek totem, sembol, haç değil
Kul icadi kof ilkeler hiç değil,
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim
Şehitlerin kanları ile ıslanan,
Destan olup maveradan seslenen
Atıf'larla Said'lerle beslenen,
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim
Türk'e ihsan olmuş 'Kavmi Necip'lik,
Boş hayaldir bu şerefe rakiplik
Hayatlar gergeftir, ameller iplik,
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim
Ne yazdımsa inanç, ahlak, örf ile,
Postaladım gönül denen zarf ile
Anlatılmaz 29 harf ile,
Bir güzel ülküdür gönül verdiğim
SULARI ISLATAMADIM
Savaştayım elli yıldır
Ömrüm geçti boşalt doldur
Anlamadım, bu ne haldir
Bir gün silah çatamadım
Suları ıslatamadım
Ekin ektim başak yılan
Kuşandığım kuşak yılan
Yorgan akrep, döşek yılan
Bir gün rahat yatamadım
Suları ıslatamadım
Ne payem oldu, ne sayem
En doğruya varmak gayem
Düşüncemdir tek sermayem
Alan yoktur, satamadım
Suları ıslatamadım
Yolum yokuş, izim ayrı
Dilim yağsız, sözüm ayrı
Bedenimden özüm ayrı
Biri bire katamadım
Suları ıslatamadım
Talipli yoktur sevgiye
Anlamadım, neden? Niye?
Canlar gücenmesin diye
Can attım, gül atamadım
Suları ıslatamadım
BULDUKTAN SONRA ARAMA
Omuzumda sevda yükü
Yollarda seni aradım
Beste beste, türkü türkü
Tellerde Seni aradım
Girdim yeşilden sarıya
Sordum ölüye, diriye
Çiçeği verdim arıya
Ballarda Seni aradım
Aşk yalımı girdi cana
Gönlüm döndü gülistana
Gece gündüz yana yana
Küllerde Seni aradım
Yorulup demedim, yeter
Hasretin gözümde tüter
Keremden, Mecnundan beter
Çöllerde Seni aradım
Bahçem çiçek, bağım gazel
Birleşir ebedle, ezel
Ayırmadım çirkin, güzel
Kullarda Seni aradım
Ulaşmak için rahmete
Katlandım binbir zahmete
Karışıp söze, sohbete
Dillerde Seni aradım...
CAN KURBAN
Bizim kapı dost kapısı
Girene canımız kurban
Selam: muhabbet tapusu
Verene canımız kurban
Nefisten soyunduk tül tül
Gitti beden, kaldı gönül
Özümüz bağ, sözümüz gül
Derene canımız kurban
Uzadıkça hasret demi
Şefkat atı çiğner gem’i
Yaramıza sabır em’i
Sürene canımız kurban
Hayat kilim, çile nakış
Dokuyoruz iniş, yokuş
Marifet manaya bakış
Görene canımız kurban
Kin marazdır, sevgi sanat
Yürekte kaynar her saat
Kimsesizlere kol, kanat
Gerene canımız KURBAN!
SULARIN HİKAYESİ
Belemişler kaplara, uyutmuşlar suları
Ve sermişler iplere, kurutmuşlar suları...
Dalmışlar eğlencenin fikirsiz oyununa
Ya toprakta, ya gökte unutmuşlar suları...
BEBEĞE ÇAĞRI
Soyguncu soysun da, vurguncu vursun
Sen ana karnında boşa uyursun
Doksan günde çık gel dokuz ay dursun.
Doğmaya gayret et, doğmaya bebek.
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek.
Üç kağıtçı düzen geçip gitmeden
Her ocakta üçbeş baykuş ötmeden
Çabuk "devlet malı deniz" bitmeden
Doğmaya gayret et, doğmaya bebek.
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek.
Makam armağandır, koltuk hediye
Muhkem ilamlar var "rüşvet ye" diye
Ne diye beklersin söyle ne diye.
Doğmaya gayret et, doğmaya bebek.
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek.
Göz kırpınca sıfırı çok sayılar
Zirveye tırmandı topal ayılar
Yağcı yeğen arar, haydut dayılar
Doğmaya gayret et, doğmaya bebek.
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek.
Artık banka soymak basit eğlence
Günde kırkbin hiçtir "yurtsever gence" !
Dünyaya duhul et, gel biran önce
Doğmaya gayret et, doğmaya bebek.
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek.
Tez çık, haram süt bul, beleş kundak bul
Yalancılık mübah, yüzsüzlük makbul
Hukuksal açıdan bir olanak bul
Doğmaya gayret et, doğmaya bebek.
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek.
Adi ekranlarda iğrenç yüzü gör
Halkı tiksindiren bir kof dizi gör
Önce onları gör, sonra bizi gör.
Doğmaya gayret et, doğmaya bebek.
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek.
BOŞA GELİP BOŞA GİDENLER
Dünya çirkef, düzen bozuk
Geldiğin neye yarar ki?
Sonu ağlamaktır, yazık
Güldüğün neye yarar ki?
Geleceksin, gideceksin
Tükenecek, biteceksin
Akibet kaybedeceksin
Bulduğun neye yarar ki?
Ha ahiret, ha burası
Bir nefeslik yol arası
Miras kalacak mirası
Böldüğün neye yarar ki?
Mal alırsın, mülk alırsın
Saat, çizme, kürk alırsın
Birgün çır_çıplak kalırsın
Aldığın neye yarar ki?
Hesabın, kitabın derin
Çoktur icadın, eserin
Yoksa Rabbından haberin
Bildiğin neye yarar ki?
Hani nerde şükür, sabır?
İman taklit, amel cıbır
Haram kefen, nursuz kabir
Öldüğün neye yarar ki?
İNSANLAR
Kimisi tavandan tabana çıkar
Çukurdan zirveye düşer kimisi
Kimisi konuşup yürüyen ölü
Yıllarca mezarda yaşar kimisi
Kimisi buz tutar yanan fırında
Çile tufanında piser kimisi
Kimisi on yılda on adım atamaz
Gözsüz ayaksız koşar kimisi
Kimisi durgun göl, munis bir ırmak
Şişenin içinde coşar kimisi
Kimi tevazunun mahviyetinde
Gururdan, kibirden şişer kimisi!
SUÇ OLSA DA
Ne diyorsa İslam dini
Uyacağız suç olsa da
Gerçeği örten kefeni
Yırtacağız suç olsa da.
Alnımız ak, yüzümüz ak
İslam olan olmaz korkak
Batıla batıl Hakka Hak
Diyeceğiz suç olsa da.
Çiçeklenir sevda serde
Cihad, düğün olur merde
Nur-u Kuranı her yerde
Yayacağız suç olsa da
Baba, Ana, Bacı, Kardaş
Ehl-i küfre açtık savaş
İslamın yoluna can baş
Koyacağız suç olsa da.
Cihad bize bayram düğün
Ta doğuştan haşre değin
Her an zikrullah gömleğin
Giyeceğiz suç olsa da.
Mana doldurmuş içleri
Gam mı maddenin suçları
Dine taş atan hiçleri
Sustururuz suç olsa da.
HASAN'A MEKTUP
Çok oku, çok düşün, çok şeyler anla,
Aha bu mektubu alınca Hasan.
Manalar iplikten incedir amma,
Kelimeler biraz kalınca Hasan.
Gene ağzımızı açmıyor bıçak,
Huzur size ömür..... Dert salkım saçak.
Oyuna kalkıyor yüzlerce köçek,
Batıdan bir hava çalınca Hasan.
Kök saldı bahçede ayrık otları,
Yemler pay edildi, sattık atları.
Biz kovalım derken baştan bitleri,
Sülükler yapıştı, kulunca Hasan.
Süt dolu güğümü çalarız taşa,
Kutsal görevimiz "Sağol çok yaşa !"
Mülkte hakikati aramak boşa,
Tüm suçlular güçlü olunca Hasan.
Derisini yüzdük demokrasinin,
İşi iştir imtiyazlı asinin.
Hakikatte vahşi, sözde "vasinin"
Dörtnala gidilir yolunca Hasan.
Canım Hürriyeti koydunsa ara,
Ekmek yalınayak kaçtı dağlara.
Çevremize küsmüş kardeşlik var ya,
Haber ver, izini bulunca Hasan.
Soysuzlar taş atar mukaddesata
Karşı duramazsak bizdedir hata.
Tahammül teşviktir, böyle hayata,
Öl..İnsan küçülmez ölünce Hasan.
FETVA
Türküler var başı belden aşağı
Çalmıyan radyonun pili cennetlik.
Kafir meyve inmez daldan aşağı
Yoksulun yaktığı çalı cennetlik.
Boşunadır dünyamıza geldiği
Aha yaşadığı aha öldüğü...
Korkak müslümanın namaz kıldığı
Camiyi taşlayan deli cennetlik.
Kara günde çözülmesin, kuşağın,
Kara toprak olsun uyku döşeğin.
Cihadda yük çeken uyuz eşeğin
Semeri cennetlik çulu cennetlik.
Tez vururlar harpte önde gideni,
Kaçanlar kurtarır canı bedeni.
Şimdilik kördüğüm kalsın nedeni,
Diri b... yedi, ölü cennetlik.
Bana ne'yi akıllılık sananın,
Başı var da, beyni yoktur. İnanın.
Beş on sene cehennemde yananın,
Dumanı cennetlik, külü cennetlik.
"Karışma boşver"'i eylemiş sanat,
"Karışma boşver"'i eylemiş sanat,
"Dava gereksiz" der, "herşey menfaat"
Böyle bir babayı vurursa evlat,
Tüfeği cennetlik, eli cennetlik.
Sevabı, günahı ayırmış Rabbim,
Ölçüdür gözlerim, tartıdır aklım.
Yalana riyaya, dayanmaz sabrım,
Haksıza sövenin dili cennetlik.
HAYAT VE YORUM
Birgün umut, birgün hülya tükenir
Birgün uyku, birgün rüya tükenir
Her saat dünyaya sarılmak ne ki
Birgün mecal, birgün dünya tükenir
KARA HABER
Ellerin yurdunda çiçek açarken
Bizim ile kar geliyor kardeşim.
Bu hududu kimler çizmiş gönlüme?
Dar geliyor, dar geliyor gardaşım.
Güzel olmuş sıra sıra söğütler,
Dağ ardında unutulmuş şehitler.
Hürriyete seymen giden yiğitler,
İki gidip bir geliyor gardaşım.
Üç aylık bebekler tutldu taşa,
Düşmanlar geriden eyler temaşa.
Yaratan böylesin vermesin başa,
Zor geliyor, zor geliyor gardaşım.
RAPOR
Nere bassan bataklığa batarsın,
Fikir dinsiz, merak deli, dünya cılk.
Bozulmuş insanlar, Allah kurtarsın,
Mide dinsiz, yürek deli, kafa cılk.
Kart öküzler bağlanalı batıya,
Cıvıklık bulaştı, birçok katıya.
Ne temele güven, ne de çatıya.
Duvar dinsiz, direk deli, oda cılk.
İmanda nasipsiz, dinde fakirler.
Akşam köşesinde küfür okurlar.
Zaman tezgah olmuş, günah dokurlar.
Usta dinsiz, çırak deli, kalfa cılk.
At huysuz çıkarsa binilmez kardaş.
Denecek çok söz var denilmez kardaş.
Açlıktan ölsekte yenilmez kardaş.
Hoşaf dinsiz, börek deli, çorba cılk.
Çektiğimiz çile hesaba gelmez.
Ay geçer, yıl geçer, yüzümüz gülmez.
Toprakta bereket olurmu ? olmaz.
Kazma dinsiz, kürek deli, çapa cılk.
Kovuldu ülkeden ar, namus, haya.
Asrileştik güya, uyduk modaya.
Beden açık, yüzde yedi kat boya.
Surat dinsiz, tarak deli, ayna cılk.
TAMAM MI ?
Unutma tez geçer zulmün ezası
Sabretmeyi bileceksin. Tamam mı?
Yiğitde ar değil bahtın kazası
Hakka teslim olacaksın tamam mı?
Geri dönmek yoktur güneş doğmadan
Rahmet nuru karanlığı boğmadan
Hakikat yolunda boyun eğmeden
Gerekirse öleceksin. Tamam mı?
Yenilir mi inanmışın imanı?
Böyle bir gerçeğin olmaz gümanı
İnşaallah başlarsa hesap zamanı
Haklarından geleceksin. Tamam mı?
Yolumuz her zaman Allah yoludur,
Bu yoldaki ölüm oğul balıdır.
Hak, haklının en mukaddes malıdır.
Vermezlerse alacaksın, Tamam mı?
Çevirmez ahını allah öksüzün...
Pek basittir devrilmesi köksüzün
Her kim olsa haksızlığı haksızın
Suratına çalacaksın, tamam mı?
Uyuşukluk şifa bulmaz illettir.
Korkaklık en adi, en pis zillettir
Adalet ne güzel, ne hoş nimettir.
Hep doğruyu bulacaksın, tamam mı?
Yalana hayır da, gerçeğe evet...
Mücadele şarttır, kalsan da tek fert.
Bir de ötesi var buranın elbet;
Nasıl olsa güleceksin, Tamam mı?
HAK YOL İSLAM YAZACAĞIZ
Kör dünyanın göbeğine
Hak yol İSLAM yazacağız.
Kuşların göz bebeğine
Hak yol İSLAM yazacağız.
Yola, ağaca, pınara
Esen yele, yağan kara
Yağmur yüklü bulutlara
Koç burcuna, yay burcuna
Bebeklerin avucuna
Minarelerin ucuna
Bucak bucak, köşe köşe
Kara taşa, kor ateşe
Yıldıza, aya, güneşe
Askerlerin miğferine
Kağnıların tekerine
Budanın tunç heykeline
Hak yol İSLAM yazacağız.
Her kapının eşiğine
Her sofranın kaşığına
Balaların beşiğine
Hak yol İSLAM yazacağız.
Herkes duyacak, bilecek
Saklanmaz gayri bu gerçek
Yaprak yaprak, çiçek çiçek
Hak yol İSLAM yazacağız
İREM BAĞI
İrem bağında bir gül dalı olsaydım
Bülbülü davet edip ruhuma kondursaydım
Ağlaşsaydık bülbül ile sabahlara dek
Bekleseydik o yeri ölene dek
Yağmur damlası da ben olsam İrem’de
Çiçekleri sulasam o güzel bahçelerde
Çise olsam yaprakların üzerinde
Arasam sevdiğimi dünyanın her yerinde
Taşısam İrem’i dünya üzerine
Su olsam dökülsem çiçeğinin üzerine
Boşversem dünyadaki herşeye
Mecnun gibi bakmasam başka şeye
Birşey olmak istiyorum sevdiğim için
Taş toprak gerekirse kuru bir çim
Ayaklar altında kalmayada razıyım
Yapılsam bu uğurda kıyım kıyım
Her şey bana vız gelir İrem bağı
Sırtıma vururum gerekirse şu dağı
Onun için herşeyi göze alırım ben
Bazen uçurtma olur dallarda kalırım ben
Anladınmı beni ne demek istiyorum
Ya ona kavuşmak, ya ölmek istiyorum!
MİHRİBAN 1
Sarı saçlarını deli gönlüme
Bağlamışım çözülmüyor Mihriban
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sevilmiyor Mihriban
Yar deyince kalem elden düşüyor
Gözlerim doluyor aklım şaşıyor
Lambada titreyen alev üşüyor
AŞK kağıda yazılmıyor Mihriban
Tabiblerde ilaç yoktur yarama
AŞK deyince ötesini arama
Her nesnenin bir bitimi var ama
AŞK'a hudut çizilmiyor Mihriban SEVDİĞİM!
MİHRİBAN 2
" Unutmak kolay mı ?" deme
Unutursun Mihriban'ım
Oğlun, kızın olsun hele
Unutursun Mihriban'ım
Zaman erir kelep kelep
Meyva dalında durmaz hep
Unutturur bir çok sebep
Unutursun Mihriban'ım
Yıllar sineye yaslanır
Hatıraların paslanır
Bu deli gönlün uslanır
Unutursun Mihriban'ım
Süt emerdin gündüz-gece
Unuttun ya büyüyünce
Ha iste tıpkı öylece
Unutursun Mihriban'ım
Gün geçer, azalır sevgi
Değişir her şeyin rengi
Bugün değil, yarın belki
Unutursun Mihriban'ım
Düzen böyle bu gemide
Eskiler yiter yenide
Beni değil, sen seni de
Unutursun Mihriban'ım
ÖLÜM
Ölüm, bizi çağıran, sessizliğin sesidir
Dünyadaki koşunun mezarda bitmesidir..