Prof. Dr. Nilgün Atakan
Güneşten Korunma
Prof. Dr.
Nilgün Atakan
Hacettepe
Üniversitesi Tıp Fakültesi
Dermatoloji
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Güneş yeryüzünde yaşamın devamlılığını
sağlayan bir enerji, bir radyasyon kaynağıdır. Güneşten yeryüzüne ulaşan
ışınlar ultraviyole (UV) ışınları olarak isimlendirilir. İnsan derisi
üzerinde hem faydalı hem de zararlı etkileri olan bu ışınların tümü yerküreye
ulaşamamakta ve atmosferdeki ozon tabakası başta olmak üzere çeşitli nedenlerle
ulaşımı engellenmektedir. Yerküreye ulaşan ışınlar da dalga boylarına göre
3 gruba ayrılmakta ve UVA, UVB ve UVC olarak isimlendirilmektedir. UVA
fototoksik, fotoalerjik olup, deri yaşlanması ve deri kanserlerinden sorumlu
tutulmaktadır. UVB güneş yanığından sorumlu olan ışınlardır. UVC
ise karsinojenik etkileri güçlü ışınlardır ancak çok büyük bir bölümü yine
ozon tabakasınca emilmektedir. UV ışınlarının zararlı etkilerinin ortaya
çıkması bu ışınlara temasın süresine, sıklığına, yoğunluğuna ve kişinin
deri özelliklerine göre değişmektedir.
UV ışınlarının
zararlı etkileri 5 grupta toplanarak incelenebilir
1. Kısa sürede ortaya çıkan etkiler:
Güneş yanıkları
2. Uzun dönemde ortaya çıkan etkiler:
Deri yaşlanması ve düzensiz renklenme
3. Deri kanserleri
4. Katarakt oluşumu
5. Derinin bağışıklık ve savunma
mekanizmasında değişiklikler
İnsanlarda UV etkisiyle deri kanseri
gelişimi uzun yıllardan beri bilinmektedir. Özellikle açık tenli kişiler
güneş ışınlarına daha duyarlı olmakta ve zararlı etkiler bu kişilerde daha
fazla görülmektedir. Yine UV’ye daha uzun süre maruz kalan çiftçiler, balıkçılar
ve inşaat işçileri gibi açık havada çalışan kişilerde deri kanserlerine
daha sık rastlanmaktadır. UV etkisiyle ortaya çıkan deri kanserleri başta
bazal hücreli karsinoma olmak üzere skuamöz hücreli karsinomlar ve malign
melanomlardır. UV deri kanseri oluşumunu derinin koruyucu mekanizmasında
önemli rol oynayan tamir mekanizmalarında değişikliğe yol açarak başlatmakta
ve immün sistem bozukluğuna neden olarak tümöre karşı yanıtı azaltıp kanser
oluşumunu hızlandırmaktadır.
Deri kanseri gelişiminde UV’nin bu
etkilerinin kesinleşmesi güneşten korunmanın gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Güneşten
nasıl korunalım?
1.Saat 11:00-16:00 arası güneşe çıkmayalım.
2. Güneşli ortamlarda giysi, şapka,
şemsiye ile korunalım.
3. Güneş banyosu ve yapay bronzlaşma
(solaryum) dan uzak duralım.
4. Güneşten koruyucu kremler kullanalım.
5.Özellikle çocuklarımızı ve gençlerimizi
bu konuda eğitelim.
Güneş koruyucular
Daha önceleri kozmetik gibi düşünülen
güneş koruyucu kremler yaklaşık 30 yıldır insan derisini UV nin zararlı
etkilerine karşı koruyan ilaçlar olarak tanımlanmakta ve belli standartlara
göre üretilmektedir. Etkileri sayısal olarak değerlendirilmeye ve standardize
edilmeye çalışılmaktadır. Etkinlik SPF (Güneşten koruma değeri) ile belirlenmektedir.
Bir kremin SPF sayısı ne kadar yüksekse koruyuculuğu da o kadar artmaktadır.
Krem, jel, solüsyon ve köpük formundaüretilen koruyucular UVA ve
UVB ışınlarını emerek, yansıtarak veya dağıtarak etki ederler.
Kullanımı
Güneş koruyucuların seçiminde deri
tipi göz önüne alınmalıdır.
a. Güneşte hemen yanıp, bronzlaşamayan
veya çok az bronzlaşabilen çok duyarlı kişilerde güçlü korunma gerekir.
Bu kişiler SPF 30 ve üzerini kullanmalıdırlar.
b. Hafif yanarak az brozlaşan duyarlı
kişilerde orta korunma gereklidir. Bu kişiler SPF 12-30 kullanmalıdırlar
c. Nadiren yanıp hemen bronzlaşabilen
az duyarlı kişilerde minimal korunma yeterlidir. Bu kişiler SPF 2-12 kullanabilirler.
Uygulanımı
Güneş koruyucular güneşe çıkmadan
30-60 dakika önce uygulanmalıdır. Tüm vücut yüzeyine sürülmelidir. Suya
girip çıktıktan sonra yinelenmelidir. Koruyucularında alerjik reaksiyonlara
yol açabileceği unutulmamalıdır. Yağ bazlı olanların yüzde akne benzeri
oluşumlara yol açması ve duyarlılığı olan kişilerde alerjik kontakt dermatit
yapabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Mümkünse kişilerin bir deri
hastalıkları uzmanına danışarak kendileri için en uygun olan koruyucuyu
seçerek kullanması en doğru yaklaşım olacaktır.
YAZININ BAŞINA DÖN
|