|
|||
B r o n z l a ş m a R e h b e r i ![]() ![]() ![]() ![]() Güneşten önce Eğer bembeyaz ya da soluk bir tenle plajlarda görünmek istemiyorsanız iki seçeneğiniz var: Solaryum ya da autobronzant'lar... Teninizi solaryumda bronzlaştırarak tatilinize hazırlanabilirsiniz. Haftada bir iki seans, tatil öncesinde teninize renk kazandırmaya yeterlidir. Seans sürelerinin beş dakika olması hem renk açısından hem de sağlık açısından idealdir. Yeni autobronzantlar harika... Ancak teninize güzel ve lekesiz bir bronzluk kazandırmak için ürününüzü çok iyi kullanmanız gerekir. Zira bacaklarda dizler, kollarda dirsekler gibi cildin kalınlaştığı veya ölü hücrelerin biriktiği yerler daha kolay renk alacağından ürününüz dalgalı ve lekeli bir bronzluk yapabilir. Bu nedenle öncelikle ürünü uygulayacağınız bölgelerde ve yüzünüzde iyi bir arındırma işlemi yapmalısınız. Ürünü uygulayacağınız yerlerin iyice kurulanması da gerekiyor. Ayrıca , yukarda belirttiğimiz gibi cildin kalınlaştığı yerlerde (dizlerde ve dirseklerde) ürünü daha özenle uygulamalısınız. Bu konuda, eğer kendinize güvenemiyorsanız, peeling ve ardından da autobronzant uygulamasını bir güzellik enstitüsünde de yaptırabilirsiniz. Önemli not: Autobronzant'lar her ne kadar güneş ışınlarından koruyucu perde içerseler de güneşlenmek için önerilmiyorlar. Ayrıca teninizi güneşe hazırlayıcı bir işlevleri de yok. Sadece cildinizin renk almasını sağlarlar; bir makyaj ürünü gibi... Güneşlenirken Krem, süt, jel veya yağ... Güneş ürünleri seçenekleriniz çok. Hangisini cildiniz daha çok seviyorsa, onu seçebilirsiniz. Kimi akışkan ürünleri tercih eder, kimi yağları, kimi ise spreyleri... Önemli olan sağlıklı bir program uygulamak. Güneşe ilk çıktığınız günlerde mutlaka yüksek faktörlü bir koruma ürünü kullanmalısınız. Bu konuda piyasadaki ürünlerde biraz koruma faktör karmaşası var ama, 30 ve üzeri koruma faktörleri aynı derecede ışınların teninize zarar vermesini önlerler. İlk birkaç gün yüksek koruma faktörlü bir ürünle teninizi güneşe alıştırın. Tatiliniz kısa sürüyor diye birden kendinizi güneşe atarsanız ve hızlı yanmak için düşük faktörlü ürün seçerseniz hem sağlıklı bronzlaşamazsınız, hem de bronzluğunuzun ömrü uzun olmaz. Ne kadar uzun zaman harcarsanız o kadar güzel ve kalıcı bir borunzluğa ulaşırsınız. Bu arada doğal yollardan da cildinizi bronzluğa hazırlayabilirsiniz; bol bol havuç salatası yiyerek, A ve E vitaminleri alarak... Ürününüzü güneşe çıkmadan önce uygulayın, yani daha plaja veya yüzme havuzuna inmeden önce. Ve h suya girişinizden sonra güneş ürününüzü uygulayın. Mutlaka suya girmeden önce sürün ürününüzü, deniz veya havuz suyuna karşı cildinizi korumuş olacaksınız. Güneşten sonra Güneş sonrası kozmetiklerinin üç özelliği olmalıdır; cildi yatıştırmak, nemlendirmek ve onarmak... Bu yüzden her güneşlenmenin ardından güneş sonrası bakımını yapmanız gerekir. Bu aynı zamanda bronzluğunuzun pürüzsüz ve kalıcı olmasını sağlar. Ayrıca güneşte fazla kaldığınız günlerde özellikle güneş sonrası bakımlar nemlendirip yumuşatarak ciltte soyulmaların olmasını engeller. Güneşten sonra duş alıp üzerinizde tozu ve tuzu atın. Sonra süt, krem ya da jel formülündeki güneş sonrası bakım ürününüzü tüm vücudunuza yayın. Yüzünüz için ayrı bir ürün kullanmalısınız. Güneş sonrası cilt ürünleri aynı zamanda kırışık önleyici bakım ürünleridir (Helena Rubinstein, Golden Defense C Recharge Balm). Bazıları (Roc Sante Soleil Bronzluk Uzatıcı losyon gibi) bronzluğu korur ömrünü uzatırlar. Jel formülündeki ürünler (Vichy, rahatlatıcı Onarıcı Güneş Sonrası Jeli) serin bir dokunuş gibi sürüldükleri yeri serinletirler. ![]() SORULAR CEVAPLAR UVB BRONZLAŞTIRIR AMA YAKMAZ... Hiç doğru değil! Öyle sanılıyordu ama UVB ışınları (orta dalga boyundaki ışınlar) cilde nüfuz ediyorlar ve %10'u da cildin en alt katmanına, yani derm tabakasına kadar uzanıyor. Orada renk hücreleri melanocyt'leri tahrik ederek melanin, yani üretmeye zorluyorlar. Melanin üretildikçe cilt bronzlaşıyor. Ancak UVB ışınları sadece melanocyt'leri zorlamakla yetinmiyorlar. Cildin tamamını etkiliyorlar ve bu etki birkaç saat sonra cildin tahriş olmasına yol açıyor. Bu güneş yanığı demektir. Daha kötüsü hücre çekirdeğine girip kromozomlara dokunuyorlar. Birkaç yıl içinde tahrik olup harekete geçen hücrelerde gelişi güzel bir üreme başlıyor. Bu da kanser demektir! UVA IŞINLARI BRONZLAŞTIRMAZ AMA YAKMAZ DA.. Bu da yanlış! UVB ışınlarından daha uzun dalga boyuna sahip olan UVA ışınlarının tamamının cildin üst (epiderm) tabakasını geçtiği ve bu ışınlardan %25-30'unun derm tabakasına ulaştığı biliniyor. İşte orada elastin liflerini kırıyorlar, kolajen liflerini parçalıyorlar.Böylece değdikleri yerde kırışıklıklar oluşuyor. Üstelik, bütün organizmada yaşlanmanın en önemli nedeni olan serbest radikallerin oluşmasına yol açıyorlar. KIZIL IŞINLAR (ENFRARUJ: IR) PEK İYİDİR... Bir bakıma evet! Özellikle güneşe çıkmayıp gölgede kalanlar için. Zaman geçip de fazla ısındığımızda gölgede hareket etme ihtiyacı duyarız. Böylece bize fazla ısıtarak organizmayı hareket etmeye zorlayan da IR ışınlarıdır. Yani sanıldığı kadar masum değiller...Üstelik ısıttıkça da UV ışınlarının zararını arttırıyorlar. PENCERE ARDINDAN BRONZLAŞILMAZ... Yanlış! Cam ve bazı saydam plastik maddeler UVB ışınlarını durdurabiliyor. Yani pencere arkasında UVB ışınları yüzünden güneş yanığı olmuyor. Ama UVA geçiyor. Kuşkusuz etkisi UVB kadar yoğun değil UVA'nın. Etkilemesi için de saatler geçmeli. Eğer uzun bir tatile çıktıysanız, sabrınız varsa ve UVB filtreli güneş kremleri kullanmayı sevmiyorsanız, camın arkasına yerleşip kitap okuyup, sohbet ederek yavaş yavaş renk alabilirsiniz.Bronzluğunuz daha uzun ömürlü, daha kusursuz olacaktır. DENİZ KIYISINDA GÖLGEDE YANILMAZ... Yanlış! Unutmayın ki kum güneş ışığının %25'ini yansıtıyor. Kar % 80'ini, deniz suyu %20'sini, havuz suyu%5'ini, çimenler %3'ünü yansıtıyorlar. Bu demektir ki siz nerede olursanız olun güneş ışınlarıyla teninize dokunuyor. ECRAN TOTAL HİÇ YAKMAZ... Yanlış! Çünkü Ecran Total dediğimiz zaman en yüksek koruma faktörünü içeren bir ürün anlıyoruz. Yapılan araştırmalar ise, yüksek koruma faktörlü güneş ürünü kullananların da belki çok yavaş ama ciltlerini yormadan harika bir şekilde bronzlaştığını gösterdi. Dolayısıyla çok hassas teni olanların koruma faktörü yüksek (15 gibi) olan güneş ürününü her üç saatte bir tazeleyerek güneş ışınlarının yatay olduğu erken veya geç saatlerde güneşlenmelerinde büyük yarar var. MELANİN EN İYİ KORUYUCUDUR... Tam olarak değil! Zira melaninden melanine fark var! Gerçek melanin esmerdir ve UVB ışınlarının bir bölümünü emer. Bir de kırmızı melanin vardır, genelde kızıl saçlı beyaz tenlilerde görülür ve bronzlaşmadan haberi bile yoktur. Kırmızı melanin cildi güneş yanıklarından koruyamıyor. Ayrıca güneşi gördüğünde serbest radikallere de davetiye çıkarıyor. Bu nedenle güney onun için tehlikelidir. Esmer, yani gerçek melanin UVB ve UVA ışınlarına karşı koruyucu bier filtre görevi üstleniyor ama, yine de güçlü bir filtrenin yerini alamaz. Diyelim, 2'den ''ye uzanan bir doğal filtredir. Aslına bakarsanız, bronzluk UV ışınlarından rahatsız olmuş bir cildin doğal ve güzel bir tepkisidir. Yani bir bakıma bronz cilt, yaralanmış bir cilttir. Ve UV ışınlarına karşı en iyi korumayı da cildin üst tabakası yapıyor. GİYİNİK OLMAK İNSANI IŞINLARDAN KORUR Yanlış! Hele omuzlarınız hassas, dekolteniz nazik ise! Çünkü güneş bu bölgeleri çok güzel yakar. Unutmayalım ki, güneş ışınları altında kuru bir giysi insanı ıslanmış bir giysiden daha iyi korur. Açık renkli bir giysi de insanı sıcaktan (IR'dan) korur ama, koyu renk giysiler de UVA ve UVB'ye karşı korunma sağlar. Kısaca, ıslanmış beyaz bir tişort çok seksi görünür ama, UVA ve UVB ışınlarının %50'sini geçirir. Cilt üzerindeki koruma gücü ise, IP 2'dir. Çocukları giydirirken bunu hiç unutmayın. Üstelik omuzlar güneş ışınlarının en sevdiği bölgelerdir, hemen yakarlar. Beyaz bir tayt , UVA ve UVB ışınlarının %75'ini geçirir (IP 1,3). Beyaz bir keten bluz %14'ünü, koyu renkte kadife pantolon %2'sini, blucin ise %0.06'sını... Kürk ve saçlar ise UV ışınlarına karşı tam bier korunma sağlıyorlar. Dolayısıyla gür saçları olanların başına güneş geçmez! Ama saçı erken dökülmeye başlayan erkeklerin güneş altında başlarını korumaları şart... Yoksasaç diplerinde deri kanseri olma riskiyle karşı karşıya kalırlar. GÜNEŞTE TERLEMEK İYİ DEĞİLDİR... Yanlış. Aksine , UVB ışınlarının bazıları cildin yüzeyindeki koruyucu lipit tabakası ve terlemeyle salgılanan ürokanik asit tarafından emilirler. GÜNEŞ EN FAZLA 11.00 İLE 13.00 ARASINDA YAKAR... Evet ama... Güneş saatiyle. Yani burada ülkenin konumu söz konusudur. Biz güneş saatine göre bir saat ilerdeyiz. Bu durumda güneşin en kızgın olduğu saatler, saat 12.00 ile 14.00 arası. Güneş ışınları yeryüzüne tam öğle vaktinde dikey iniyor. YAZININ BAŞINA DÖN |
|||
|
|||